Aile Danışmanları ve Erkekler Üzerine
- 30-01-2017
- KATEGORİ Kavvam Erkek
- YAZAR Sema Maraşlı
Erkekler genellikle evlilik danışmanına gitmek istemezler. Kadınlar bu durumu kocalarının evlilik hayatını önemsemediğine ya da onu sevmediğini yoruyorlar. Oysa başka sebepler vardır. Konuyu azıcık irdeleyelim. Muhtemel sebepler;
1-Erkekler yardım talep etmeyi sevmezler, kendi işlerini kendileri halledebileceklerine inanırlar. Yol sormaktan hoşlanmadıkları gibi evlilik problemleri için gidip yardım almak da erkeklere pek hoş gelmez. Kendi problemlerini halledemeyip başka birine ihtiyaç duyma fikri bile pek çok erkeği rahatsız eder. Erkekler genellikle eşlerinin zoru ile ya da boşanma safhasında danışmana giderler.
2-Erkekler kadınlar gibi dert anlatmayı sevmezler. Hele aynı konuyu defalarca konuşmaktan hiç hoşlanmazlar fakat kadınlar aynı konuyu dönüp dönüp konuşabilirler. Kendi aralarında elli kez konuşup çözemedikleri konuyu gidip danışmana anlatmak da erkeklere mantıksız ve gereksiz gelir.
3-Erkekler daha çok sol beyni kullandıkları için mantık ve analiz yetenekleri kadınlardan daha iyidir. Çoğu erkek evliliklerindeki problemleri ve çözüm yollarını görür ve bunları da karısına söylemiştir fakat kendinden ya da eşinden kaynaklanan çeşitli sebeplerden çözememişlerdir ve erkekler danışmana gidilse de bu problemi çözülebileceğine dair umudu yoktur, bu yüzden gitmek istemezler.
4- Kadınlar danışmanlarda genellikle haklı çıkmayı başarırlar. Kadınların erkeklere göre iletişim noktasında daha iyi oldukları için bir danışmana gidildiğinde kadınlar yaşananları kendi tarafından anlatarak kendini masum ve haklı göstermeyi başarırlar. “Şöyle oldu sonra böyle oldu, öyle olduğu için ben öyle davrandım, öyle olmasaydı ben öyle yapmazdım o da böyle yapmasaydı ben de onu söylemezdim…”
Ya da uzun uzun detaylara girerler: “O sabah kalktım, keyfim yerindeydi çayı ocağa koydum o arada arkadaşım aradı onunla konuştuk sonda eşime dedim ki…” konuyla alakasız kendileri için önemli fakat danışman için önemsiz pek çok detay anlatırlar. Danışmanın da kafasını karıştırmayı başarırlar. Danışman kadının sabah arayan arkadaşı ile olayın bağlantısını bulmaya çalışırken konunun esas noktasını kaçırır oysa arayan arkadaşın konuyla hiç alakası yoktur.
5-Evlilik problemlerinin çoğu ıvır zıvır şeylerdendir. Kadınların çoğu bunları danışmana anlatmaktan rahatsız olmazlar fakat erkekler aralarında yaşanmış bitmiş basit konuları gidip başka birine detaylıca anlatmayı ayıp görürler.
Bir erkek, evlilik danışmanının karşısına oturup “Annem karıma şunun demiş kız kardeşim de bunu demiş onun annesi de şunu demiş kız kardeşi de bunu demiş, karım kuru fasulye sevmez anneme gittiğimizde annem kuru fasulye pişirmiş karım bunun kasti olduğunu düşündü sonra o akşam orada aç kaldı, kalkıp kahvaltılık bir şeyler de yemedi, üç ay sonra annem bize geldiğinde karım da annemin sevmediği yemeği yaptığında olay oldu, bunun üstüne şöyle bir kavga oldu…” gibi şeyler anlatmak istemez. Zira kendi bile böyle basit meselelerin olay olmasını anlamamışken danışmanın anlamasını da beklemez.
Erkeklerin çoğu danışmana “anlaşamıyoruz, bana saygısızlık ediyor, ailemi istemiyor,…” gibi detaya girmeden daha genel ifadelerle durumu özetler. Tencerenin, tavanın, halının kilimin yemeğin üzerine kopan kavgaları anlatmak erkekleri gerçekten utandırır. Kadın anlatır anlatır haklı çıkar. Burada danışmanın yetkinliği çok önemlidir, laf kalabalığı için de esas olayı görebilmelidir.
6-Aile ilişkileri ve cinsel hayat evliliklerde en problemli konulardan biridir. Danışmanların pek çoğunun bu konuda çiftlere faydalı önerileri yoktur. Aile konusunda " onlarla görüşmeyiverin" derler, cinsellikle ilgili de ya sormazlar ya da "konuyu araştırın probleminizi çözün" gibi baştan savma şeyler söylerler, kendiler bilgilendirme yoluna pek gitmezler.
7- Bazı kadınların danışmana gitme sebebi gerçekten problemi çözmek değildir. Kendinin haklı kocasının suçlu olduğunu bir uzmana teyit ettirmek içindir, erkek de suçlu çıkarılacağını bilir gitmek istemez. Bir de erkek evlilikte kendi kusurunun çok olduğunu bilirse danışmana gitmek istemez ve gitmez. Burada esas hatalı olan erkek mi yoksa erkek kusuru az iken suçlu çıkma korkusu ile mi danışmana gitmek istemiyor iyi tahlil edilmeli.
8-Müslüman bir ülkede maalesef ki psikologların ve evlilik danışmanların çoğunun evlilik ve boşanma ile ilgili dini hükümlerden haberi yok. Danışmaya gelen dindar çiftler için bu ciddi bir problemdir. Hem evlilik ilişkisi için de dini hükümler önemlidir hem boşanma durumunda. Mesela adam kadını tekrar dönülmeyecek şekilde boşamış fakat danışman dini hükümleri bilmediği için boşanmayın diyebiliyor (başörtülü bir danışman söylüyor bunu) ya da erkek kadını boşadığı halde danışman kadına "boşanma bekle zaman geçince belki döner" diyebiliyor ve boşanma davası resmi olarak bitmediği için erkek senelerce boşanmış olduğu halde boşanamıyor yeni bir evlilik yapamıyor... Hele boşandırmayan danışmanlar daha makbul görülürse, boşanmayan çiftler evliliği mutlu devam edenler mi yoksa sürünenler mi belli olmayacak.
Velhasıl Aile Bakanlığı’nın konu üzerinde çok araştırma yapıp doğru kararlar lazım. Yoksa evliliğini kurtarmak için danışmana gidenler boşanma kararı ile çıkarlar. Zira işinin ehli olmayan bir danışman karı-kocanın evlilikle ilgili bütün ümitlerini bitirip onları ayrılmaya yönlendirebilir. Aile toplum için hayati bir kurum, bakanlık için çok hassas ve önemli bir konu, danışmanlar için de yetkin değilse veballi bir iş.
Not: Evlilik danışmanlığı yapıp yapmadığım ile ilgili çok soru geliyor, danışmanlık yapmıyorum. Bu vesile ile tekrar duyurmuş olayım.
99 Yorum Yorum Yaz