Amaç Tanımak mı Yoksa Flört Etmek mi?
- 18-12-2017
- KATEGORİ Ademler & Havvalar
- YAZAR Sema Maraşlı
Bir Adem Diyor ki...
Değerli Site Takipçileri,
Bu yazıda günümüz gençlerinin evlilik görüşmelerinde karşılaştıkları bir ikilemi aktarmak istedim.
Evlilik görüşmesi yapan ya da yapmak isteyen gençlerin davranışlarını gözlemleyip isteklerini dinleyince, özellikle "ben en az şu kadar yıl sonra evlenirim" şeklinde cümleler duyunca ya da büyükler "hele siz biraz gezin tozun anlaşın da sonra biz dahil oluruz" deyince ister istemez insanın aklına amaç tanımaya çalışmak mı yoksa flört etmek mi diye bir soru geliyor.
Öncelikle bu konunun kökenine gelecek olursak işler daha en başından bir hata ile başlıyor. Nedense günümüz gençleri ailelerinin önerdiği adaylara çoğunlukla kapalılar. Bu sebeple genelde bir tanıdıkları ya da arkadaşlarının önerdiği kişilerle görüşme yapıyorlar. Yapıyorlar ama genelde ailelerin bu durumdan haberi olmuyor ya da kısmen annelerin haberi oluyor.
Kimi ailelerde kızlar babalarından çekindikleri için bu durumu sadece anneleriyle paylaşırken kimi ailelerde de annenin sözü geçtiğinden en son babalar duyabiliyor. Bu noktada tanışmanın ciddiyetini sorgulayabiliyoruz, çünkü ailelerin haberi olmadan gerçekleşen bir görüşmenin sonunun evliliğe gitme ihtimali ne derece mümkün?
Diyelim bir şekilde görüşme için anlaşma sağlandı. Bu sefer de tarafların davranışları kişilerin amaçlarını sorgulanır hale getiriyor. Kız ile erkek görüşüyor, bir yerde oturuyorlar, ardından klişe cümleler duyuluyor. Yok elektrik alamadım, yok ısınamadım vb.
Özellikle popüler kültürün etkisiyle erkekler karşılarında prensesler beklerken kızlar da beyaz atlı prenslerinin hayallerini kuruyor. Kuruyor da işin gerçeğinin öyle olmadığının farkına varmaları biraz zaman alabiliyor. Hele ki ilk görüşte etkilenmeyi, hoşlanmayı bekleme evlilik görüşmelerini daha da çıkılmaz bir noktaya götürüyor.
Çünkü evlilikte bulunacak olan huzur, ayette geçen o sükun bulma durumu bir kadın ile bir erkeğin birbirinden hoşlanmasından birbirini çekici bulmasından daha farklı ve kutsal bir duygu.
Eğer evliliği sırf iki karşı cinsin birbirini sırf çekici bulduğu için yaşayan bir kurum olduğunu düşünüyorsak o halde tüm yaşlı çiftler boşanmalıydı. Halbuki eş sevgisi bambaşka bir şeydir ve bir evlilik görüşmesinde bekleyeceğiniz tek şey o sevgiyi aramak olmalıdır. Bu sevginin temeli de "bu kadın benim karım olabilir, bu erkek benim kocam olabilir" diyebilmektir. Bu temel olduktan sonra sevgi Allah’ın izniyle ortaya çıkar, nikahta keramet vardır denilen durum da budur ya zaten.
Evlilik görüşmelerinde gençlerin beklentilerini etkileyen popüler kültürün yaptıklarına bir bakalım. Kız efendi ve edepli, göz göze gelmeye çekiniyor, kısa cümleler kuruyor ancak erkek nedense bir türlü elektrik alamıyor. Çünkü sağda solda gördüğü, filmlerde gördüğü, masallarda okuduğu rahat ve kolay elde edilmiş kız profilinden uzak, makyajsız edepli bir hanıma alışkın değil.
Soruyorsunuz, gözüne kötü gelen bir şey mi var? Beğenmediğin bir yer mi var? Cevap hayır. Bu noktada erkeklere şu iki soruyu soruyoruz. İlk soru şu; sizi mutlu edecek olan kadın edepli saliha bir hanım mıdır yoksa popüler kültüre ayak uydurmuş makyajlı, erkeklerle çok rahat olabilen onlara çok rahat elektrik verebilen kızlar mıdır?
İkincisi ise şu; sizin evlilik görüşmesinden beklentiniz mutlu bir yuva kurmak mı yoksa daha ilk tanıştığınızda size karşı rahat davranacak bir kızla mı tanışmak? Eğer cevabınız yuva kurmak ise her şeyden önce karşınızdaki hanımın yuva kurmayla ilgili özelliklerini göz önüne almalısınız. Yok eğer amacınız rahat bir kızla takılmak ise bu durumun yuva kurmaktan ziyade bir flört arayışı olduğunu söylemeye gerek bile yok.
Elbette hanım kızlarımızın da erkeklerin olduğu gibi popüler kültürden nasibi var. Karşılarında filmlerde gördükleri gibi aşırı özgüvenli, cool bir duruşu olan karizmatik tipler yerine; kız görünce utanan, yüzü kızaran çekingen erkekler çıkıyor. Sonrası malum, efendi iyi birine benziyor ama ısınamadım, elektrik alamadım ya da elektrik aldım ama herhangi bir kıvılcımlanma olmadı laflarını duyuyoruz.
Ah be hanım kızım. Elektrik dediğin nedir ki? Yeri gelir bir bakış yeri gelir bir gülüş. Sen niyetini evlilik için sabit tutsan, bu adam bana koca olabilir mi sorusunun cevabını arasan o sevgi zaten zamanla kalbinde oluşacak. Ancak sen karşındaki erkeğin yuva kurmakla ilgili özellikleri yerine sırf hoşlanmak ile ilgili kriterleri görmekte acele edersen sana da şu soru sorulur? Gezmek tozmak mı, flört mü istiyorsun yoksa yuva kurmak mı?
Bir şekilde ilk hoşlanma faslını geçtik diyelim ardından asıl hikaye başlıyor. Görüşmelerin miktarı ne olacak? Ne kadar görüşülecek, nerelerde görüşülecek? Eğer bu siteye gelip de bu yazıyı okuyorsanız aralarında nikah olmayan ki söz ve nişan asla nikah değildir, yabancı bir kadın ve erkeğin birbiriyle iletişiminin sınırlarını ve kapsamını benden daha iyi biliyor olmalısınız da ben yine de yazmış olayım.
Bu görüşmeler sırasında baş başa kalmamanız gerekiyor ki halvet olma durumu oluşmasın. Yani dışarıda oturup buluştuğunuzda baş başa kalacağınız yerlere gitmeniz bir sorun. Peki ya telefon görüşmeleri ve mesajlaşmalar? Aranızdaki üçüncü kişinin kim olduğunu benden daha iyi biliyor olmalısınız. Hele ki el ele tutuşmalar, evlere gitmeler vb. sorulunca alınan cevap biz nasıl olsa evleneceğiz. Gaybı yalnız Allah bilir. Haşa siz kaderle ilgili bir bilgi sahibi oldunuz da biz nasıl olsa evleneceğiz mi diyorsunuz? Nikah kıyılmadan o size bir yabancı.
Kız birkaç görüşme sonrası artık kalbi tatmin olmuş bir şekilde evlenmek istiyor, erkek acele etmeyelim, biraz daha birbirimizi tanıyalım vb. diyor. Dahası o sırada kızla görüşmeye, yalnızlığını onunla gidermeye devam ediyor. Elbette kıza tatlı sözler söylemeye de o esnada devam ediyor.
Ya da hanım kızlar. Birkaç görüşme sonrası kafalarında ve kalplerinde bir şeyler oluşuyor ancak popüler kültürün etkisiyle inanmış oldukları şeyler yüzünden tam anlamıyla açılamıyorlar. Erkek kardeşlerimiz de kızları açacağız diye evlendiklerinde eşlerine sunmaları gereken birçok şeyi adeta bir deneme ürünü sunar gibi hanım kızlarımıza sunmak durumunda jestler yapmak zorunda bırakılıyorlar. En basiti bir çiçek bekleniyor, tatlı sözler bekleniyor, hele ki evlilik teklifi seromonileri…Maalesef evlendikten sonra kaçınılmaz olarak hissedecekleri o sevgiyi daha evlenmeden tatmak istiyorlar. İstiyorlar da bunun için flörte bulaştıklarının farkında değiller.
Bu noktada bu bu hanım kızlara ve erkeklere soruyoruz. Kardeşlerim sizin amacınız nedir? Eğer tanımaksa birkaç görüşme sonrasında zaten tanımış oluyorsunuz. Yok biz biraz daha tanıyacağım diyorsanız kimseyi kandıramazsınız çünkü aynı eve girmeden bir insanı asla tam anlamıyla tanıyamazsınız. Bu noktada yapmanız gereken yegâne şey tevekküldür. Evlilik bir yerde nasip kısmettir. Batılılar gibi nikahlanmadan önce acaba evliliği yürütebilir miyiz diyerek aynı evlerde yaşayamayacağımıza göre kız ya da erkeğin kendi hallerine ve ailelerine bakarak karar almak durumundayız.
Şimdi amaç tanımaya çalışmak mı yoksa flört etmek mi diye sormamıza sebep olan durumları aşağıda maddeler halinde özetliyorum.
1- İyi bir insana benziyor karı/koca olur ama kızdan/erkekten etkilenmedim. (Sen bırak etkilenmeyi, gözüne kötü gelen bir şey var mı? Kalbini ve aklını rahatsız eden bir durum var mı? Bu kız/erkekten sana eş olur mu onu söyle)
2-Kızlar için yazıyorum, erkek dört görüşme sonrası artık nikahlanmak istiyor ancak hanım kız halen karşısındaki erkeğin kendisini istediğinden emin değil ve naz yapıyor. (Hanım kızım, sana en çok değer verecek olan erkek seninle nikahlanmak isteyendir, gezmek tozmak isteyen değil! Beklediğin bazı jestleri yapmadı diye neden emin olamıyorsun ki? Eşini seven her erkek ona evlenince çeşitli hediyeler alır jestler yapar zaten, nedir bu acele?)
3-Erkekler için yazıyorum. Dört görüşme olmuş, sen halen kararsızsın. Hanım kız artık nikahlanalım demeni beklerken sen topu taca atıp duruyorsun çünkü karşındaki kız dışarıda gördüğün rahat kızlar gibi sana bayık gözlerle bakmıyor.(Bak delikanlı, efendi kızların ödleri kopar erkek meraklısı gözükeceğiz diye. Senin onu istediğinden emin olmak isterler. Çünkü içgüdüsel olarak bilirler ki sen onu elde ettikten sonra eğer ortada nikah gibi bir bağ olmazsa bırakır gidersin. Bu sebeple kadınlık namına ne bekliyorsan bunu nikahtan sonra beklemelisin.)
4-Her iki cins için yazıyorum. Karşınızdaki kişiden güzel sözler, fiziksel temas romantik hediyeler vb. bekliyorsanız bunun ne olacağını siz söyleyin.
5-Yine her iki cins için yazıyorum ki o da görüşme süresi. Bir kişiyi genel hatlarıyla tanımak için doğru yapılmış birkaç görüşme yeterlidir. Sonrası artık detaydır. Siz kurufasulye seversiniz o taze fasulye sever. Geçinmeye niyeti olan insanlar için bu durum bir detaydır. Yok ben iyice emin olacağım her şeyi paylaşacağım diye görüşme sayılarını uzatırsanız hayatınızın aşkı olma potansiyeli olan bir kişiyi gözünün üstünde kaşı var diye bırakırsınız da farkına varamazsınız. Hele ki nişandan sonra, aman ha arayı uzatmayın ki iş evliliğe tas tamam gitsin.
Son olarak değinmek istediğim durum evlilik görüşmelerinin dini boyutu ve gençler için yapılabilecekler. Bugün bu konuda araştırma yaptığınızda kimi yerde görüşme sayısı birdir deniyor kimi yerde üç kimi yerde beş. Ben bu konuda bir söz söyleyebilecek kadar bilgili değilim. Alimler söylüyorsa doğrudur, keyfi konuşmazlar.
Ancak çok sevdiğim bir söz vardır. Bir sorunla beraber bir çözüm öneriniz yoksa sizler de o sorunun bir parçasısınızdır. Dinimizde eleştirinin de bir adabı vardır, eleştiriler yapıcı olmalıdır.
Sevgili gençler, ben bu yazıda aslında doğrudan sizleri eleştirmiyorum, hatta öz eleştiri yapacak olursam ben de az ya da çok bu işlere bulaşmak durumunda kalmış birisiyim. Aslında bu noktada sözüm sevgili büyüklerimize. Kendi ellerinizle flörtün kucağına ittiğiniz gençlerimize flörtün zararlarını anlatırken asarak keserek değil de yapıcı bir üslüpla anlatmanız daha doğru olmaz mı?
Dahası öyle bir devirdeyiz ki kimse kimseyi tanımıyor. Bu gençler birbirini nasıl tanıyacak? Ticarette bile ilk kez karşılaştığı kişiye itimat edemeyen büyüklerimiz evet ideal şartlarda dediğiniz gibi bir kere görüşmek gerekiyor, en doğrusu bu görüşmeleri uzatmamak ve en az sayıda yaparak hemen nikahla ya da helalleşerek sonlandırmak.
Peki siz bu gençlerin birbirini daha iyi tanıması için ne yaptınız? O halde sevgili büyüklerim, madem gençleri flörtten uzak tutmak istiyorsanız onlara ideal olanı anlatmak yerine uygulama noktasında yardımcı olun.
Günümüzün hastalığı olan konu, dinin şartlarını ideal durumları ortaya koyup günümüz şartlarında nasıl yaşayabilirizi anlatmamak. Halbuki ideali ortaya koymak kolaydır ancak uygulama noktasında yardımcı olmak işin zor kısmıdır.
Diyeceğim o ki gençlerin birbirlerini daha hızlı ve flörte bulaşmadan daha kolay tanımaları için sizler de elinizden gelen gayreti gösterin. Ailesi hakkında soru sorulduğunda siz kendi aranızda konuşun anlaşın ben karışmam vebal almam demeyin, elinizi taşın altına sokun.
Evlilik çağına gelmiş gençlerimiz sosyal medyadan eş aramasınlar, aracılık kurumunu canlandırın! Birbirimizi tanıyacağız diye flörte bulaşmasınlar.
Ve sevgili gençler. Lütfen sadece bu yazıyla kalmasın. Aşağıda linklerini paylaştığım flört ile ilgili yazıları da kesinlikle okuyun. Evlilik görüşmelerinizi mümkün olduğunca ciddi sürdürün. Derler ki evlenmeden önce gözlerinizi dört açın evlenince birini kapayın.
Karşınızdaki insanı tanımanın en iyi yollarından biri de karşınızdaki insanın farklı duygusal durumlar karşısındaki davranışlarıdır. Üzgünken nasıl, sevinçliyken nasıl, sinirliyken nasıl, bunlara bakın, gözleyin. Mesela üzücü bir haber paylaşın, merhamet mi edecek bana ne mi diyecek, haber paylaşmak flört değildir ama şarkı paylaşmak, sabah namazı vakti dini romantizme alet ederek mesaj atmak flörttür…
Selametle kalın. Fatih
http://www.cocukaile.net/10132/
http://www.cocukaile.net/flortte-tuzak-var/
http://www.cocukaile.net/flortun-faturasi-kime-yazilir/
http://www.cocukaile.net/flort/
http://www.cocukaile.net/romantik-islamcilara-reddiye/
Değerli Site Takipçileri,
Bu yazıda günümüz gençlerinin evlilik görüşmelerinde karşılaştıkları bir ikilemi aktarmak istedim.
Evlilik görüşmesi yapan ya da yapmak isteyen gençlerin davranışlarını gözlemleyip isteklerini dinleyince, özellikle "ben en az şu kadar yıl sonra evlenirim" şeklinde cümleler duyunca ya da büyükler "hele siz biraz gezin tozun anlaşın da sonra biz dahil oluruz" deyince ister istemez insanın aklına amaç tanımaya çalışmak mı yoksa flört etmek mi diye bir soru geliyor.
Öncelikle bu konunun kökenine gelecek olursak işler daha en başından bir hata ile başlıyor. Nedense günümüz gençleri ailelerinin önerdiği adaylara çoğunlukla kapalılar. Bu sebeple genelde bir tanıdıkları ya da arkadaşlarının önerdiği kişilerle görüşme yapıyorlar. Yapıyorlar ama genelde ailelerin bu durumdan haberi olmuyor ya da kısmen annelerin haberi oluyor.
Kimi ailelerde kızlar babalarından çekindikleri için bu durumu sadece anneleriyle paylaşırken kimi ailelerde de annenin sözü geçtiğinden en son babalar duyabiliyor. Bu noktada tanışmanın ciddiyetini sorgulayabiliyoruz, çünkü ailelerin haberi olmadan gerçekleşen bir görüşmenin sonunun evliliğe gitme ihtimali ne derece mümkün?
Diyelim bir şekilde görüşme için anlaşma sağlandı. Bu sefer de tarafların davranışları kişilerin amaçlarını sorgulanır hale getiriyor. Kız ile erkek görüşüyor, bir yerde oturuyorlar, ardından klişe cümleler duyuluyor. Yok elektrik alamadım, yok ısınamadım vb.
Özellikle popüler kültürün etkisiyle erkekler karşılarında prensesler beklerken kızlar da beyaz atlı prenslerinin hayallerini kuruyor. Kuruyor da işin gerçeğinin öyle olmadığının farkına varmaları biraz zaman alabiliyor. Hele ki ilk görüşte etkilenmeyi, hoşlanmayı bekleme evlilik görüşmelerini daha da çıkılmaz bir noktaya götürüyor.
Çünkü evlilikte bulunacak olan huzur, ayette geçen o sükun bulma durumu bir kadın ile bir erkeğin birbirinden hoşlanmasından birbirini çekici bulmasından daha farklı ve kutsal bir duygu.
Eğer evliliği sırf iki karşı cinsin birbirini sırf çekici bulduğu için yaşayan bir kurum olduğunu düşünüyorsak o halde tüm yaşlı çiftler boşanmalıydı. Halbuki eş sevgisi bambaşka bir şeydir ve bir evlilik görüşmesinde bekleyeceğiniz tek şey o sevgiyi aramak olmalıdır. Bu sevginin temeli de "bu kadın benim karım olabilir, bu erkek benim kocam olabilir" diyebilmektir. Bu temel olduktan sonra sevgi Allah’ın izniyle ortaya çıkar, nikahta keramet vardır denilen durum da budur ya zaten.
Evlilik görüşmelerinde gençlerin beklentilerini etkileyen popüler kültürün yaptıklarına bir bakalım. Kız efendi ve edepli, göz göze gelmeye çekiniyor, kısa cümleler kuruyor ancak erkek nedense bir türlü elektrik alamıyor. Çünkü sağda solda gördüğü, filmlerde gördüğü, masallarda okuduğu rahat ve kolay elde edilmiş kız profilinden uzak, makyajsız edepli bir hanıma alışkın değil.
Soruyorsunuz, gözüne kötü gelen bir şey mi var? Beğenmediğin bir yer mi var? Cevap hayır. Bu noktada erkeklere şu iki soruyu soruyoruz. İlk soru şu; sizi mutlu edecek olan kadın edepli saliha bir hanım mıdır yoksa popüler kültüre ayak uydurmuş makyajlı, erkeklerle çok rahat olabilen onlara çok rahat elektrik verebilen kızlar mıdır?
İkincisi ise şu; sizin evlilik görüşmesinden beklentiniz mutlu bir yuva kurmak mı yoksa daha ilk tanıştığınızda size karşı rahat davranacak bir kızla mı tanışmak? Eğer cevabınız yuva kurmak ise her şeyden önce karşınızdaki hanımın yuva kurmayla ilgili özelliklerini göz önüne almalısınız. Yok eğer amacınız rahat bir kızla takılmak ise bu durumun yuva kurmaktan ziyade bir flört arayışı olduğunu söylemeye gerek bile yok.
Elbette hanım kızlarımızın da erkeklerin olduğu gibi popüler kültürden nasibi var. Karşılarında filmlerde gördükleri gibi aşırı özgüvenli, cool bir duruşu olan karizmatik tipler yerine; kız görünce utanan, yüzü kızaran çekingen erkekler çıkıyor. Sonrası malum, efendi iyi birine benziyor ama ısınamadım, elektrik alamadım ya da elektrik aldım ama herhangi bir kıvılcımlanma olmadı laflarını duyuyoruz.
Ah be hanım kızım. Elektrik dediğin nedir ki? Yeri gelir bir bakış yeri gelir bir gülüş. Sen niyetini evlilik için sabit tutsan, bu adam bana koca olabilir mi sorusunun cevabını arasan o sevgi zaten zamanla kalbinde oluşacak. Ancak sen karşındaki erkeğin yuva kurmakla ilgili özellikleri yerine sırf hoşlanmak ile ilgili kriterleri görmekte acele edersen sana da şu soru sorulur? Gezmek tozmak mı, flört mü istiyorsun yoksa yuva kurmak mı?
Bir şekilde ilk hoşlanma faslını geçtik diyelim ardından asıl hikaye başlıyor. Görüşmelerin miktarı ne olacak? Ne kadar görüşülecek, nerelerde görüşülecek? Eğer bu siteye gelip de bu yazıyı okuyorsanız aralarında nikah olmayan ki söz ve nişan asla nikah değildir, yabancı bir kadın ve erkeğin birbiriyle iletişiminin sınırlarını ve kapsamını benden daha iyi biliyor olmalısınız da ben yine de yazmış olayım.
Bu görüşmeler sırasında baş başa kalmamanız gerekiyor ki halvet olma durumu oluşmasın. Yani dışarıda oturup buluştuğunuzda baş başa kalacağınız yerlere gitmeniz bir sorun. Peki ya telefon görüşmeleri ve mesajlaşmalar? Aranızdaki üçüncü kişinin kim olduğunu benden daha iyi biliyor olmalısınız. Hele ki el ele tutuşmalar, evlere gitmeler vb. sorulunca alınan cevap biz nasıl olsa evleneceğiz. Gaybı yalnız Allah bilir. Haşa siz kaderle ilgili bir bilgi sahibi oldunuz da biz nasıl olsa evleneceğiz mi diyorsunuz? Nikah kıyılmadan o size bir yabancı.
Kız birkaç görüşme sonrası artık kalbi tatmin olmuş bir şekilde evlenmek istiyor, erkek acele etmeyelim, biraz daha birbirimizi tanıyalım vb. diyor. Dahası o sırada kızla görüşmeye, yalnızlığını onunla gidermeye devam ediyor. Elbette kıza tatlı sözler söylemeye de o esnada devam ediyor.
Ya da hanım kızlar. Birkaç görüşme sonrası kafalarında ve kalplerinde bir şeyler oluşuyor ancak popüler kültürün etkisiyle inanmış oldukları şeyler yüzünden tam anlamıyla açılamıyorlar. Erkek kardeşlerimiz de kızları açacağız diye evlendiklerinde eşlerine sunmaları gereken birçok şeyi adeta bir deneme ürünü sunar gibi hanım kızlarımıza sunmak durumunda jestler yapmak zorunda bırakılıyorlar. En basiti bir çiçek bekleniyor, tatlı sözler bekleniyor, hele ki evlilik teklifi seromonileri…Maalesef evlendikten sonra kaçınılmaz olarak hissedecekleri o sevgiyi daha evlenmeden tatmak istiyorlar. İstiyorlar da bunun için flörte bulaştıklarının farkında değiller.
Bu noktada bu bu hanım kızlara ve erkeklere soruyoruz. Kardeşlerim sizin amacınız nedir? Eğer tanımaksa birkaç görüşme sonrasında zaten tanımış oluyorsunuz. Yok biz biraz daha tanıyacağım diyorsanız kimseyi kandıramazsınız çünkü aynı eve girmeden bir insanı asla tam anlamıyla tanıyamazsınız. Bu noktada yapmanız gereken yegâne şey tevekküldür. Evlilik bir yerde nasip kısmettir. Batılılar gibi nikahlanmadan önce acaba evliliği yürütebilir miyiz diyerek aynı evlerde yaşayamayacağımıza göre kız ya da erkeğin kendi hallerine ve ailelerine bakarak karar almak durumundayız.
Şimdi amaç tanımaya çalışmak mı yoksa flört etmek mi diye sormamıza sebep olan durumları aşağıda maddeler halinde özetliyorum.
1- İyi bir insana benziyor karı/koca olur ama kızdan/erkekten etkilenmedim. (Sen bırak etkilenmeyi, gözüne kötü gelen bir şey var mı? Kalbini ve aklını rahatsız eden bir durum var mı? Bu kız/erkekten sana eş olur mu onu söyle)
2-Kızlar için yazıyorum, erkek dört görüşme sonrası artık nikahlanmak istiyor ancak hanım kız halen karşısındaki erkeğin kendisini istediğinden emin değil ve naz yapıyor. (Hanım kızım, sana en çok değer verecek olan erkek seninle nikahlanmak isteyendir, gezmek tozmak isteyen değil! Beklediğin bazı jestleri yapmadı diye neden emin olamıyorsun ki? Eşini seven her erkek ona evlenince çeşitli hediyeler alır jestler yapar zaten, nedir bu acele?)
3-Erkekler için yazıyorum. Dört görüşme olmuş, sen halen kararsızsın. Hanım kız artık nikahlanalım demeni beklerken sen topu taca atıp duruyorsun çünkü karşındaki kız dışarıda gördüğün rahat kızlar gibi sana bayık gözlerle bakmıyor.(Bak delikanlı, efendi kızların ödleri kopar erkek meraklısı gözükeceğiz diye. Senin onu istediğinden emin olmak isterler. Çünkü içgüdüsel olarak bilirler ki sen onu elde ettikten sonra eğer ortada nikah gibi bir bağ olmazsa bırakır gidersin. Bu sebeple kadınlık namına ne bekliyorsan bunu nikahtan sonra beklemelisin.)
4-Her iki cins için yazıyorum. Karşınızdaki kişiden güzel sözler, fiziksel temas romantik hediyeler vb. bekliyorsanız bunun ne olacağını siz söyleyin.
5-Yine her iki cins için yazıyorum ki o da görüşme süresi. Bir kişiyi genel hatlarıyla tanımak için doğru yapılmış birkaç görüşme yeterlidir. Sonrası artık detaydır. Siz kurufasulye seversiniz o taze fasulye sever. Geçinmeye niyeti olan insanlar için bu durum bir detaydır. Yok ben iyice emin olacağım her şeyi paylaşacağım diye görüşme sayılarını uzatırsanız hayatınızın aşkı olma potansiyeli olan bir kişiyi gözünün üstünde kaşı var diye bırakırsınız da farkına varamazsınız. Hele ki nişandan sonra, aman ha arayı uzatmayın ki iş evliliğe tas tamam gitsin.
Son olarak değinmek istediğim durum evlilik görüşmelerinin dini boyutu ve gençler için yapılabilecekler. Bugün bu konuda araştırma yaptığınızda kimi yerde görüşme sayısı birdir deniyor kimi yerde üç kimi yerde beş. Ben bu konuda bir söz söyleyebilecek kadar bilgili değilim. Alimler söylüyorsa doğrudur, keyfi konuşmazlar.
Ancak çok sevdiğim bir söz vardır. Bir sorunla beraber bir çözüm öneriniz yoksa sizler de o sorunun bir parçasısınızdır. Dinimizde eleştirinin de bir adabı vardır, eleştiriler yapıcı olmalıdır.
Sevgili gençler, ben bu yazıda aslında doğrudan sizleri eleştirmiyorum, hatta öz eleştiri yapacak olursam ben de az ya da çok bu işlere bulaşmak durumunda kalmış birisiyim. Aslında bu noktada sözüm sevgili büyüklerimize. Kendi ellerinizle flörtün kucağına ittiğiniz gençlerimize flörtün zararlarını anlatırken asarak keserek değil de yapıcı bir üslüpla anlatmanız daha doğru olmaz mı?
Dahası öyle bir devirdeyiz ki kimse kimseyi tanımıyor. Bu gençler birbirini nasıl tanıyacak? Ticarette bile ilk kez karşılaştığı kişiye itimat edemeyen büyüklerimiz evet ideal şartlarda dediğiniz gibi bir kere görüşmek gerekiyor, en doğrusu bu görüşmeleri uzatmamak ve en az sayıda yaparak hemen nikahla ya da helalleşerek sonlandırmak.
Peki siz bu gençlerin birbirini daha iyi tanıması için ne yaptınız? O halde sevgili büyüklerim, madem gençleri flörtten uzak tutmak istiyorsanız onlara ideal olanı anlatmak yerine uygulama noktasında yardımcı olun.
Günümüzün hastalığı olan konu, dinin şartlarını ideal durumları ortaya koyup günümüz şartlarında nasıl yaşayabilirizi anlatmamak. Halbuki ideali ortaya koymak kolaydır ancak uygulama noktasında yardımcı olmak işin zor kısmıdır.
Diyeceğim o ki gençlerin birbirlerini daha hızlı ve flörte bulaşmadan daha kolay tanımaları için sizler de elinizden gelen gayreti gösterin. Ailesi hakkında soru sorulduğunda siz kendi aranızda konuşun anlaşın ben karışmam vebal almam demeyin, elinizi taşın altına sokun.
Evlilik çağına gelmiş gençlerimiz sosyal medyadan eş aramasınlar, aracılık kurumunu canlandırın! Birbirimizi tanıyacağız diye flörte bulaşmasınlar.
Ve sevgili gençler. Lütfen sadece bu yazıyla kalmasın. Aşağıda linklerini paylaştığım flört ile ilgili yazıları da kesinlikle okuyun. Evlilik görüşmelerinizi mümkün olduğunca ciddi sürdürün. Derler ki evlenmeden önce gözlerinizi dört açın evlenince birini kapayın.
Karşınızdaki insanı tanımanın en iyi yollarından biri de karşınızdaki insanın farklı duygusal durumlar karşısındaki davranışlarıdır. Üzgünken nasıl, sevinçliyken nasıl, sinirliyken nasıl, bunlara bakın, gözleyin. Mesela üzücü bir haber paylaşın, merhamet mi edecek bana ne mi diyecek, haber paylaşmak flört değildir ama şarkı paylaşmak, sabah namazı vakti dini romantizme alet ederek mesaj atmak flörttür…
Selametle kalın. Fatih
http://www.cocukaile.net/10132/
http://www.cocukaile.net/flortte-tuzak-var/
http://www.cocukaile.net/flortun-faturasi-kime-yazilir/
http://www.cocukaile.net/flort/
http://www.cocukaile.net/romantik-islamcilara-reddiye/
31 Yorum Yorum Yaz