Annem Tutarsız Babam Kararsız Olursa!
- 03-10-2016
- KATEGORİ Mehmet Emin Karabacak
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Tutarlılık; kişinin söyledikleriyle yaptıklarının birbirleriyle uyumlu olması halidir. Çocuk eğitiminde tutarlılık; çocukların sergilemiş oldukları aynı davranışlara anne babaları tarafından aynı tepkilerin verilmesidir. Mevlana Hazretlerinin; “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğü gibi ol” sözünde olduğu gibi kişinin söz ve davranışları arasında çelişkilerin olmamasıdır. Başka bir ifadeyle söylem ve davranışların yer ve zamana göre değişmemesi ve süreklilik arz etmesidir.
Kararlılık ise; tutarlı olma adına kararları uygulamada ve devam ettirmede süreklilik arz etmesidir. Çocuk eğitiminde kararlı olmak demek; “evet ve hayırların” zorunlu olmadıkça değişmemesidir. Başka bir ifadeyle çocuğa geribildirimler bugün farklı yarın farklı verilmemesidir.
Çocuk eğitiminde anne babaların takındığı tavır ve tutumlar, çocuk eğitiminde çok önemlidir. Çocuklar kararlı ve tutarlı davranmayı da anne babalarından öğrenmektedir. Eşiyle ya da çevresiyle kararlı ve tutarlılık konusunda problem yaşayan anne babalar, bu konuda çocuklarına da olumsuz örnek oldukları bir gerçektir.
Anne babalar; kendi aralarındaki makul istekleri yapmamaları, kendi aralarındaki iletişim sıkıntıları çocuklar için bir model teşkil etmektedir. Bu durum çocukların anne babalarını hem model almalarına hem de onları ciddiye almamalarına neden olmaktadır.
Anne Babanın Tutarsızlıkları
Çocukların gelişim çağlarında anne babalar, söz ve davranışlarıyla çocukların kişiliklerine yön verdikleri herkesin malumu. Anne babaların söz ve davranışlarındaki tutarsızlıklar, çocukların kişiliklerini de olumsuz etkilemektedir.
Annenin izin verdiğine baba izin vermiyorsa ya da babanın koyduğu kuralı anne kaldırıyorsa çocuk eğitiminde bir tutarsızlık vardır. Yine anne babanın yasakladığı bir şeyi büyükanne ya da dede tarafından “O daha çocuktur, bırak yapsın!” deniliyorsa yine bir tutarsızlık vardır.
Bu gibi tutarsızlıklar çocuklarda kafa karışıklığına neden olmakta neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenememelerine neden olmaktadır.
Yine anne babaların normal zamanlar ile duygu yoğunluğu yaşadığı zamanlarda verdikleri farklı tepkilerde çocukları olumsuz etkilemektedir. Anne babalar; normal zamanlarda çocukların yaramazlıklarına gülüp geçerlerken; canları sıkkınken bayramlık ağzını açarlarsa bir tutarsızlık vardır. Bunun yanında çocukların olumlu davranışlarına karşı abartılı sevgi ifadesi kullanılıp ardından da çocukların en küçük olumsuz hareketlerinde nefret ifadeleri kullanılıyorsa anne babanın duygularında da bir tutarsızlık vardır demektir.
Kişilerin ruh halleri olaylara farklı tepki vermelerine neden olsa da çocuklar, anne babalarının yaşadıkları duygu yoğunluklarını düşünemedikleri için her zaman doğal olmaya çalışırlar. Anne babalarının değişen tepkileri çocukların da tutarsız hareket etmelerine neden olmaktadır.
Kararsızlık ve Tutarsızlığı Nasıl Öğretiyoruz?
Çocukların istediklerini aldırma ve dediklerini yaptırma konusunda ağlamalarına, sızlanmalarına hepimiz şahit olmuşuzdur. Çocukların olmadık isteklerine karşı; “Yok yok”un, “Hayır”ın, “Sus sus”un, nasihatin ve hatta cezanın dahi fayda etmediğine şahit olmuşuzdur. Çocukların olmadık istediğine karşı bizim tepkimiz ise; sadece “Al şunu da kapat çeneni!” olur.
Çocuklar isteklerini yaptırma ve aldırma konusunda anne babalarını zorladıkları özellikle iki yer vardır. Biri alışverişte diğeri de misafirlikte. Çocuklar anne babalarının bu gibi yerlerde isteklerine hayır diyemediklerini çok iyi bilmektedirler.
Çocuklar alışverişte iken hoşuna giden bir şey gördükleri zaman anne babalarından önce sessiz ve kibarca isterler. Anne babalarının hayır cevabına karşı bu sefer normal bir sesle isterler. Kendilerine verilen olumsuz cevaba rağmen isteklerini bu seferde yüksek sesle isterler.
İstekleri yine anne babaları tarafından geri çevrilirse bu sefer ağlama kozunu kullanırlar. Eğer bunda da başarılı olmazlarsa kendilerini yerlere atıp ağlayarak isteklerini aldırtmaya çalışırlar.
İşte bu durumda anne babalar rezil olmamak adına çocukların isteklerini yerine getirirlerse çocuğa bundan sonra ben almazsam, isteklerini bu şekilde isteyerek aldırtabilirsin mesajı verilmektedir. Başka bir ifadeyle önce kibarca iste. Almazsan yüksek sesle iste. Yine alamazsam ağlayarak iste. Yine olmadı yerlere yatarak ağlayarak iste. İşte o zaman ben rezil olmamak adına alıp veririm mesajı verilir. Bu mesaj sonrası çocuklar, olmayacak isteklerini anne babalarından nerede ve nasıl isteyeceklerini öğrenmektedirler.
Oysa anne babalar, çocukların yersiz ve zamansız isteklerine karşı verdikleri hayırların arkasında kararlı bir şekilde durmuş olsalardı, çocukların isteme şekillerini de disipline etmiş olurlardı. Evet anne babalar, bu gibi yerlerde bir iki kez rezil olurlardı ama çocuklara hayırlarını evete, evetlerin de hayırlara dönüştüremeyeceklerini öğretirlerdi. Başka bir ifade ile çocuklar, anne babalarının bir konuda kafayı kaldırıp hayır dediğine ne yaparsan yap evet dedirtemeyeceklerini öğrenirlerdi.
Bu ve buna benzer örnekleri çocukların yemek yeme konusunda da yaşanmaktadır. Çocuklar genelde öğün saatlerinde sofraya oturmak istemezler. Annelerde sofraya oturmayan çocuklara tepki olarak diğer öğüne kadar hiçbir şey vermeyeceklerini söylerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra karnı acıkan çocuk, annenin etrafında dolanmaya başlar. Ardından da acıktığını ve bir şeyler istediğini sözel olarak ifade edemese de davranış olarak ifade ederler.
Anneler burada çocuklara karşı kararlı davranmazlarsa evde sürekli yemek yeme problemi yaşanacaktır. Çocukların burada öğreneceği sizin öğün saatiniz değil ben istediğim zaman yemeğimi yerim olacaktır. Oysa anneler, verdikleri kararların arkasında durup kararlı bir şekilde dursalardı çocuklar, öğün saatlerinde yemek için sofraya oturmasını öğreneceklerdi. Bu da evin kuralları öğretme adına hem kendileri rahat edecekti hem de çocuğun kişiliğine olumlu katkı sağlayacaktı. Bunun sonucunda çocuklar ilerde verdikleri kararlarda kararlı ve tutarlı davranma konusunda bir kişilik geliştireceklerdir.
Anne Babalar Ne Yapmalı?
Sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde çok süt içen bir çocuğu, anne babası daha az süt içmesi için zamanın âlimine götürürler. Durumu dinleyen âlim zat; anne babaya bir gün sonra gelmelerini söyler.
Ertesi gün gelen ve ailenin aşırı süt içen çocuğuna âlim zat:
-“Her şeyin aşırısının sağlık için zararlı olduğunu ve bunun için de diğer besinlerden de yemesi gerektiği gibi sütü de daha az içmesini” söyler. Nasihati dinleyen çocuk, daha az süt içeceği konusunda Âlim zata söz verir.
Çocuğun zamanla daha az süt içtiğini görün anne baba, durumu merak edip âlim zata neden ertesi gün çağırdığını sorarlar.
Âlim zat da aileye:
-"Ben de sütü çok severdim ve o sabah ben de süt içmiştim. Daha sütün kokusu ağzımda dururken nasıl bu çocuğa süt içme diyebilirdim ki. İşte bu yüzden ertesi günü gelmenizi söyledim" der.(Kaynak: M. Emin Karabacak, Tabakları Ayırdık Çocuklar Söz Dinlemez oldu, Ensar Neşriyat)
Anne babalar çocuklarını eğitip yetiştirirken, söylem ve davranışlarıyla kararlı ve tutarlı davranmaları gerekir. Söylediği sözü hayatında yaşayıp uygulamayan ve konuda çocuklarına uygun model olamayan anne babalar, söyleyecekleri sözlerinde hiçbir faydası olmayacaktır. Özü sözüne uymayan ve söylemleri sadece sözde kalan anne babaların sözleri de çocukların yanında hiçbir değeri olmayacaktır. Cenab-ı Hak; “Ey iman edenler niçin yapmayacağınız şeyleri söylersiniz.” (Saff,2) buyurmaktadır.
Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Abdullah bin Amr'ın çocukluğunda, evlerinde misafir iken, annesi ona bir şey vereceğini söyleyerek yanına çağırdı. Rasûlullah Efendimiz çocuğa ne vermek istediğini sordu. Annesi hurma vereceğini söyledi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v.); "Eğer aldatıp bir şey vermeseydin sana bir yalan yazılmış olurdu," buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, 3/447)
Anne babalar çocuklarla ilişkilerinde tutarsızlıktan uzak durma adına yalandan da kaçınmaları gerekir. Çünkü bugün birçok tutarsızlığın temelinde yalan yatmaktadır. Birçok anne baba ev içi kuralları koyma ve uygulamada yaşadıkları tutarsızlıkları açıklamak için yalana sığınmaktadırlar. Yalana sığınmamak ve çocukları ikilem içinde bırakmamak için kuralların nedenleri ve amaçları açık açık izah edilmelidir. Bu da çocukların aile hayatında kadar okul ve toplumsal hayatta da neleri yapmaları ya da neleri yapmamaları gerektiğini öğretecektir.
Anne babalar, koydukları kurallarda tutarlı olmaları kadar bu kuralları uygulamada da kararlı olmaları gerekmektedir. Televizyon seyretmek, cepten internete girmek yemek yerken ve ders çalışırken yasaksa bu kural her zaman uygulanması gerekir. Bunun yanında annenin koyduğu kuralı baba, babanın koyduğu kuralı anne kaldırmamalıdır.
Sonuç olarak çocukların günlük hayatta olduğu gibi ileriki hayatlarında da dengeli ve tutarlı bir kişilik geliştirmeleri için öncelikle anne babaların dengeli ve tutarlı davranmaları gerekir. Çocukların gözünde anne babalar, özel hayatlarında farklı toplumsal hayatta farkı davranıyorsa çocukların tutarlı davranışı öğrenmeleri de çok zor olacaktır. Çocukların gözünde anne babaların saygınlıklarının azalmaması için her zaman her yerde kararlı ve tutarlı olmaları gerekir.
Kararlılık ise; tutarlı olma adına kararları uygulamada ve devam ettirmede süreklilik arz etmesidir. Çocuk eğitiminde kararlı olmak demek; “evet ve hayırların” zorunlu olmadıkça değişmemesidir. Başka bir ifadeyle çocuğa geribildirimler bugün farklı yarın farklı verilmemesidir.
Çocuk eğitiminde anne babaların takındığı tavır ve tutumlar, çocuk eğitiminde çok önemlidir. Çocuklar kararlı ve tutarlı davranmayı da anne babalarından öğrenmektedir. Eşiyle ya da çevresiyle kararlı ve tutarlılık konusunda problem yaşayan anne babalar, bu konuda çocuklarına da olumsuz örnek oldukları bir gerçektir.
Anne babalar; kendi aralarındaki makul istekleri yapmamaları, kendi aralarındaki iletişim sıkıntıları çocuklar için bir model teşkil etmektedir. Bu durum çocukların anne babalarını hem model almalarına hem de onları ciddiye almamalarına neden olmaktadır.
Anne Babanın Tutarsızlıkları
Çocukların gelişim çağlarında anne babalar, söz ve davranışlarıyla çocukların kişiliklerine yön verdikleri herkesin malumu. Anne babaların söz ve davranışlarındaki tutarsızlıklar, çocukların kişiliklerini de olumsuz etkilemektedir.
Annenin izin verdiğine baba izin vermiyorsa ya da babanın koyduğu kuralı anne kaldırıyorsa çocuk eğitiminde bir tutarsızlık vardır. Yine anne babanın yasakladığı bir şeyi büyükanne ya da dede tarafından “O daha çocuktur, bırak yapsın!” deniliyorsa yine bir tutarsızlık vardır.
Bu gibi tutarsızlıklar çocuklarda kafa karışıklığına neden olmakta neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenememelerine neden olmaktadır.
Yine anne babaların normal zamanlar ile duygu yoğunluğu yaşadığı zamanlarda verdikleri farklı tepkilerde çocukları olumsuz etkilemektedir. Anne babalar; normal zamanlarda çocukların yaramazlıklarına gülüp geçerlerken; canları sıkkınken bayramlık ağzını açarlarsa bir tutarsızlık vardır. Bunun yanında çocukların olumlu davranışlarına karşı abartılı sevgi ifadesi kullanılıp ardından da çocukların en küçük olumsuz hareketlerinde nefret ifadeleri kullanılıyorsa anne babanın duygularında da bir tutarsızlık vardır demektir.
Kişilerin ruh halleri olaylara farklı tepki vermelerine neden olsa da çocuklar, anne babalarının yaşadıkları duygu yoğunluklarını düşünemedikleri için her zaman doğal olmaya çalışırlar. Anne babalarının değişen tepkileri çocukların da tutarsız hareket etmelerine neden olmaktadır.
Kararsızlık ve Tutarsızlığı Nasıl Öğretiyoruz?
Çocukların istediklerini aldırma ve dediklerini yaptırma konusunda ağlamalarına, sızlanmalarına hepimiz şahit olmuşuzdur. Çocukların olmadık isteklerine karşı; “Yok yok”un, “Hayır”ın, “Sus sus”un, nasihatin ve hatta cezanın dahi fayda etmediğine şahit olmuşuzdur. Çocukların olmadık istediğine karşı bizim tepkimiz ise; sadece “Al şunu da kapat çeneni!” olur.
Çocuklar isteklerini yaptırma ve aldırma konusunda anne babalarını zorladıkları özellikle iki yer vardır. Biri alışverişte diğeri de misafirlikte. Çocuklar anne babalarının bu gibi yerlerde isteklerine hayır diyemediklerini çok iyi bilmektedirler.
Çocuklar alışverişte iken hoşuna giden bir şey gördükleri zaman anne babalarından önce sessiz ve kibarca isterler. Anne babalarının hayır cevabına karşı bu sefer normal bir sesle isterler. Kendilerine verilen olumsuz cevaba rağmen isteklerini bu seferde yüksek sesle isterler.
İstekleri yine anne babaları tarafından geri çevrilirse bu sefer ağlama kozunu kullanırlar. Eğer bunda da başarılı olmazlarsa kendilerini yerlere atıp ağlayarak isteklerini aldırtmaya çalışırlar.
İşte bu durumda anne babalar rezil olmamak adına çocukların isteklerini yerine getirirlerse çocuğa bundan sonra ben almazsam, isteklerini bu şekilde isteyerek aldırtabilirsin mesajı verilmektedir. Başka bir ifadeyle önce kibarca iste. Almazsan yüksek sesle iste. Yine alamazsam ağlayarak iste. Yine olmadı yerlere yatarak ağlayarak iste. İşte o zaman ben rezil olmamak adına alıp veririm mesajı verilir. Bu mesaj sonrası çocuklar, olmayacak isteklerini anne babalarından nerede ve nasıl isteyeceklerini öğrenmektedirler.
Oysa anne babalar, çocukların yersiz ve zamansız isteklerine karşı verdikleri hayırların arkasında kararlı bir şekilde durmuş olsalardı, çocukların isteme şekillerini de disipline etmiş olurlardı. Evet anne babalar, bu gibi yerlerde bir iki kez rezil olurlardı ama çocuklara hayırlarını evete, evetlerin de hayırlara dönüştüremeyeceklerini öğretirlerdi. Başka bir ifade ile çocuklar, anne babalarının bir konuda kafayı kaldırıp hayır dediğine ne yaparsan yap evet dedirtemeyeceklerini öğrenirlerdi.
Bu ve buna benzer örnekleri çocukların yemek yeme konusunda da yaşanmaktadır. Çocuklar genelde öğün saatlerinde sofraya oturmak istemezler. Annelerde sofraya oturmayan çocuklara tepki olarak diğer öğüne kadar hiçbir şey vermeyeceklerini söylerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra karnı acıkan çocuk, annenin etrafında dolanmaya başlar. Ardından da acıktığını ve bir şeyler istediğini sözel olarak ifade edemese de davranış olarak ifade ederler.
Anneler burada çocuklara karşı kararlı davranmazlarsa evde sürekli yemek yeme problemi yaşanacaktır. Çocukların burada öğreneceği sizin öğün saatiniz değil ben istediğim zaman yemeğimi yerim olacaktır. Oysa anneler, verdikleri kararların arkasında durup kararlı bir şekilde dursalardı çocuklar, öğün saatlerinde yemek için sofraya oturmasını öğreneceklerdi. Bu da evin kuralları öğretme adına hem kendileri rahat edecekti hem de çocuğun kişiliğine olumlu katkı sağlayacaktı. Bunun sonucunda çocuklar ilerde verdikleri kararlarda kararlı ve tutarlı davranma konusunda bir kişilik geliştireceklerdir.
Anne Babalar Ne Yapmalı?
Sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde çok süt içen bir çocuğu, anne babası daha az süt içmesi için zamanın âlimine götürürler. Durumu dinleyen âlim zat; anne babaya bir gün sonra gelmelerini söyler.
Ertesi gün gelen ve ailenin aşırı süt içen çocuğuna âlim zat:
-“Her şeyin aşırısının sağlık için zararlı olduğunu ve bunun için de diğer besinlerden de yemesi gerektiği gibi sütü de daha az içmesini” söyler. Nasihati dinleyen çocuk, daha az süt içeceği konusunda Âlim zata söz verir.
Çocuğun zamanla daha az süt içtiğini görün anne baba, durumu merak edip âlim zata neden ertesi gün çağırdığını sorarlar.
Âlim zat da aileye:
-"Ben de sütü çok severdim ve o sabah ben de süt içmiştim. Daha sütün kokusu ağzımda dururken nasıl bu çocuğa süt içme diyebilirdim ki. İşte bu yüzden ertesi günü gelmenizi söyledim" der.(Kaynak: M. Emin Karabacak, Tabakları Ayırdık Çocuklar Söz Dinlemez oldu, Ensar Neşriyat)
Anne babalar çocuklarını eğitip yetiştirirken, söylem ve davranışlarıyla kararlı ve tutarlı davranmaları gerekir. Söylediği sözü hayatında yaşayıp uygulamayan ve konuda çocuklarına uygun model olamayan anne babalar, söyleyecekleri sözlerinde hiçbir faydası olmayacaktır. Özü sözüne uymayan ve söylemleri sadece sözde kalan anne babaların sözleri de çocukların yanında hiçbir değeri olmayacaktır. Cenab-ı Hak; “Ey iman edenler niçin yapmayacağınız şeyleri söylersiniz.” (Saff,2) buyurmaktadır.
Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Abdullah bin Amr'ın çocukluğunda, evlerinde misafir iken, annesi ona bir şey vereceğini söyleyerek yanına çağırdı. Rasûlullah Efendimiz çocuğa ne vermek istediğini sordu. Annesi hurma vereceğini söyledi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v.); "Eğer aldatıp bir şey vermeseydin sana bir yalan yazılmış olurdu," buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, 3/447)
Anne babalar çocuklarla ilişkilerinde tutarsızlıktan uzak durma adına yalandan da kaçınmaları gerekir. Çünkü bugün birçok tutarsızlığın temelinde yalan yatmaktadır. Birçok anne baba ev içi kuralları koyma ve uygulamada yaşadıkları tutarsızlıkları açıklamak için yalana sığınmaktadırlar. Yalana sığınmamak ve çocukları ikilem içinde bırakmamak için kuralların nedenleri ve amaçları açık açık izah edilmelidir. Bu da çocukların aile hayatında kadar okul ve toplumsal hayatta da neleri yapmaları ya da neleri yapmamaları gerektiğini öğretecektir.
Anne babalar, koydukları kurallarda tutarlı olmaları kadar bu kuralları uygulamada da kararlı olmaları gerekmektedir. Televizyon seyretmek, cepten internete girmek yemek yerken ve ders çalışırken yasaksa bu kural her zaman uygulanması gerekir. Bunun yanında annenin koyduğu kuralı baba, babanın koyduğu kuralı anne kaldırmamalıdır.
Sonuç olarak çocukların günlük hayatta olduğu gibi ileriki hayatlarında da dengeli ve tutarlı bir kişilik geliştirmeleri için öncelikle anne babaların dengeli ve tutarlı davranmaları gerekir. Çocukların gözünde anne babalar, özel hayatlarında farklı toplumsal hayatta farkı davranıyorsa çocukların tutarlı davranışı öğrenmeleri de çok zor olacaktır. Çocukların gözünde anne babaların saygınlıklarının azalmaması için her zaman her yerde kararlı ve tutarlı olmaları gerekir.
1 Yorum Yorum Yaz