Aşk Acısına Çare (Ve Başka Temizliklere)
- 20-02-2017
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Genç okurlarımdan aşk acısı üzerine pek çok e-posta geliyor. Genellikle okul ortamında birini sevmişler, evlenmek nasip olmamış, engeller çıkmış, bazıları hiç söyleyememişler, onlar da o kişiyi unutamadıkları için yüzleri gülmez, hayattan zevk alamaz olmuşlar. O kişiyi düşünmekten kendilerini alamıyorlar. Unutmak ve kendilerine gelmek için ne tavsiye edeceğimi soruyorlar.
Uzun süren üzüntüler zihin sağlığını bozuyor. “Akıl bir incir çekirdeğinde zıpladı mı geri dönmesi zor.” demiş atalarımız. Aşk acısı yüzünden aklını bile kaybedenler olur. Öncelikle hiçbir şeye çok üzülmemek lazım. Tabii bunu söylemek kolay, yapmak o kadar kolay değil diyeceksiniz. Haklısınız. Zira insan bazen bir şeye bozuk plak gibi takılır ne yapsa da o konuyu kafasından atmakta zorlanır. Fakat çaresiz dert yok.
Aşk acısını ve üzüntüyü atmak ve unutmayı kolaylaştırmak için bir reçete vereceğim (evet böyle bir şey var) bu yöntem sadece aşk acısı için değil, aynı zamanda öfkesini atamayan ve affedemeyenler için de iyi bir yol.
Öncelikle şunu bilelim ki bedenimiz akılsız bir et parçası değil. Sanki düşünceler ve duygular beyinde gerçekleşiyor da vücudun diğer bölümleri sadece hayatta kalmamız için fiziksel işlemler yapıyor gibi genel bir algı var, oysa her organ ayrı bir hücre yapısından oluşuyor. Hücrelerimiz canlı ve akıllı. Her organın hafızası var. Bu yüzden bütün vücut organlarını korumak, sevmek (onlarla konuşabilirsiniz) ve onlara teşekkür, Yaradan’a şükretmek gerekiyor.
Yoğun duygular yaşandığında onlar da etkileniyorlar. O organın vücutta yaptığı işi karşılık gelen duygu o organı etkileniyor.
Sevgi duygusu ve sevdiği ile ilgili problemler ya da üzüntüler ve kayıplar, kalbin civarını etkiler.
Vücudumuzda duygusal merkez; sadr, göğüs, bağır, döş, eskilerin “iman tahtası” dedikleri bölümdür. Kalbin çevresi. Sevinçleri üzüntüleri sıkıntıları bu bölge kaydediyor. Göğsün ortasında da timüs bezi var, titreştiğinde mutluluk hormonu salgılıyor, bağışıklık sisteminiz kuvvetleniyor.
Bu kısa bilgilerden sonra,
Sıkıntılardan, acılardan kurtulmak için,
İlk adım tabii ki: Dua
İnşirah (Elemneşrahleke) suresini çokça okuyun.
“(Resûlüm!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? (Kalbine dayanıklılık ve ferahlık vermek ve hikmetle doldurmak için)
Sırtına ağır gelmiş (belini bükmüş) olan yükünü senden indirip hafifletmedik mi?
Senin namını da (dünya ve âhirette) yükseltmedik mi?
diye başlıyor sure.
Âyet-i kerîmede sıkıntılarının göğüste biriktiğini ve bazı sorumlulukların insanın sırtına ağır geldiğini, beli büktüğünü Rabbimiz bize açıklıyor. Âyetlerin devamında da her zorlukla birlikte kolaylığın yaratıldığını hatta bir zorluğa karşı iki kolaylık yaratıldığını bildiriyor Rabbimiz.
Bu âyeti kerîmeleri, sıkıntılı zamanlarınızda ve taşımakta zorlandığınız yüklerden kurtulmak için şifa niyetine bolca okuyun. Kur'an şifadır.
İçiniz daralıp sıkıldığında (kalp hastaları için de çok ferahlık verir) elinizi kalbinizin üzerine koyup 7 kez İnşirah suresinin tamamını okuyun. Zaten kısa surelerdendir toplam 8 âyet. Bilmeyenler ezberlesin. 7 kez okuduktan sonra da 3 kez de salavat okuyun. İstediğiniz salavatı okuyabilirsiniz, şifa için bu salavatı okumak da iyidir.
“Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin tıbbi’l-kulûbi ve devâihâ ve âfiyeti’l-ebdâni ve şifâihâ ve nûri’l-ebsâri ve diyâihâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”
Manası:
Allah’ım! Kalblerin tabibi ve devası, bedenlerin âfiyeti ve şifası, gözlerin nuru ve ışığı olan Efendimiz Muhammed aleyhisselâma, âline ve ashabına salât ve selâm eyle.
İkinci Adım
Bağrınızı Döveceksiniz.
Evet doğru okudunuz "Bağrınızı döveceksiniz" Atasözlerimizin ve deyimlerimizin pek çoğunda hikmetler var. Âyet-i kerîmelerle de uyumlu. Göğsün daralması ile ilgili başka âyet-i kerîmeler de var.
İnsanlar bilinçsizce büyük acılarda bağırlarını vururlar. Zira şifanın şifreleri hepimizin içinde var. Büyük sıkıntılarda farkında olmadan yaparız.
Bağrı dövmek için illa büyük acılar, cenazeler olması gerekmiyor. Herhangi bir şeye sinirlendiğinizde, üzüldüğünüzde, korktuğunuzda, öfkelendiğinizde yüksek duygu yaşadığınızda, vücudunuzun ritmi bozulduğunda bağrınızı tık tıklarsınız o olay olumsuz kayda geçmez ve çabuk sakinleşir kendinize gelirsiniz. Ya da bu yolla geçmişin birikmiş duygularını temizleyebilirsiniz.
Bu bölgeye pıt pıt, tık tık parmak uçlarınızla vurmak o bölgenin kaydettiği duyguları titreştirip o duygulardan kurtulmanıza sebep olur.
Aşk Acısı İçin Nasıl Kullanılacak?
Sessiz sakin bir yerde abdest alıp oturun.
7 Fatiha 3 salavat ve inşirah suresi okuyup şifa için dua edip başlayın.
Aşık olduğunuz aklınızdan atamadığınız kişiyi düşünün. Onun en çok hangi halleri sizi etkilemişse o haliyle gözünüzün önüne getirip sanki karşınızdaymış gibi gözünüzde canlandırın ve duyguyu hissedin.
Sevinç, ağlama isteği, kalp çarpıntısı ya da daralması gibi el ayak titremesi gibi vücudunuzda etkisine de dikkat edin.
Sonra göğsünüzde köprücük kemiği altından başlayarak göğüs başlangıcına kadar parmak uçlarınızla bağrınıza vuruş yapın. (Göğüslerin ve kalbin üzerine doğrudan vurmayın, üst kısmını tıktıklayın)
Bu arada ona söylemek isteyip söyleyemediğiniz ne varsa hayaline söyleyin. Zira beyin gerçek ve hayali ayırt etmez, gerçekmiş gibi algılar ve söylemiş olmanın rahatlığını yaşarsınız. Bu arada ara vermeden vuruşlara devam edeceksiniz.
Birkaç dakika böyle vurun.
Sonra sol el altta sağ el üstte, iki elin avuç içleri üst üste gelecek şekilde (hanımların namazdaki duruşu gibi) elleri bağlayıp iki göğüs ortasına hafifçe bastırarak üç kez derin derin nefes alın. Burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan verin.
Nefes alırken az önce düşündüğünüz görüntüden tamamen uzaklaşarak huzurlu ve sevinçli hissedeceğiniz bir yerde olduğunuzu hayal edin. Mesela Kâbe'nin karşısında ya da Mescidi Nebev-i de (mübarek yerler hayal edildiğinde dünya insana daha basit gelir) ya da bir bahçe, güzel bir manzara da olabilir, göz önüne getirilerek üç derin nefes alınıp verilir.
Sonra tekrar o kişi düşünülür, en çok aklınıza gelen görüntüleri ve söyleyemediğiniz sözleri söyleyip yine bağrınıza parmaklarınızla vuruş yapın.
Tekrar nefes ve güzel bir yer içinde olma hayali.
Tekrar bir kaç dakika vuruş daha.
Sonra o kişiyi düşünün ve duygularınızı bir kontrol edin. Bedeninizin tepkilerine bakın. Baştaki kadar hala kuvvetli mi? Kendinizi rahatlamış o kişiyi gözünüzün önüne getirdiğinizde herhangi biri gibi hissedene kadar yapın.
Kısacası bağrınıza basamadığınızı böylece bağrınızdan atın.
Sonra ona karşınızdaki hayaline “Seni Allah rızası için affediyorum” deyin affettiğinizi hissedene kadar vuruş yapın ve onun için dua sözleri söyleyin. Allah sana iyilik versin, dünya ve ahret mutluluğu versin gibi…
İşin en zor kısmı burası. Nefis affetmek istemiyor zira olumsuz duyguların altında çoğunlukla kibir var. Kinin, kıskançlığın, hasedin… Bana bunu nasıl yapar! Ben bunu hak etmedim. Kıymetimi bilmedi...İçimizi kinle (kibirle) dolduruyoruz.
Şeytanı rahmetten kovduran kibir, gönlümüzün kapılarını rahmete kapatmamıza sebep oluyor.
Oysa imtihan dünyası, her şeyi yaşayabiliriz. Başkalarının başına gelen bizim de başımıza gelebilir, onlardan bir üstünlüğümüz yok. Ayrıca başımıza gelen şeylerin pek çoğunda kendi hatalarımız söz konusu fakat Rabbimizin rahmeti o kadar geniş ki hatalarımızı affediyor hatta şer gibi görünen durumları hayra çeviriyor.
Affetmek zor geliyor, acıdan zevk alıp, öfkeden beslenmek alışkanlığa dönüşebiliyor bazen insanda. Affetmek ile ilgili çok âyet-i kerîme var, Rabbimiz "affedin" diyor. Her şey imtihanın bir parçası. Affetmediğiniz kişi göğsünüzde yer işgal eder, sizi daraltır. Affetmek kişinin onunla olan olumsuz bağını kesmesi ve kendini özgürleştirmesi demektir. İçinizden o kişiyi atıp rahatlamanız demektir.
Affettiğinize inandığınızda elinizi kalbinizin üzerine koyun ve 7 tane İnşirah Suresi (Elemneşrahleke) ve 3 salavat okuyun. Sonra da abdest alıp enerjinizi tazeleyin. Başta da abdestli olup âyetleri abdestli okursanız iyi olur.
Öfkeyi Atmak ve Affetmek İçin
Sevmediğiniz ya da sinir olduğunuz biri (insan sevdiklerine de sinir olabilir) varsa ya da etkisinde kalıp unutamadığınız olaylar durumlar ya da kötü haber aldığınız anlar varsa o anlara ya da o kişilere de aynı şekilde yapabilirsiniz. Bu şekilde olayların duygularını silerseniz sizi etkilemez.
Fobilerde kullanabilirsiniz. Herhangi bir şeye fobiniz varsa o şeyi hayal edip ya da karşınıza alıp ona bakarak da yapabilirsiniz. Mesela bazı gelinlerin kayınvalide fobileri vardır:) Kadın hiçbir şey yapmasa bile onu görünce her şeyine sinir olur, olumsuz duygular içinde kalır, bu duygulardan kurtulamazlar. Zira geçmişte bir konuda kayınvalideye çok sinir olmuştur onu her gördüğünde beyin aynı olumsuz duyguları hatırlar, kadının o gün bir şey yapmasın gerek kalmaz. Ona da aynı şekilde yapılırsa çook faydası olur.
Kayınvalideyi karşında hayal edip aynı âşık olunan kişiyi unutmak için yapıldığı gibi aynı metotla yapılmalı. Ya da öfke ve kızgınlık biriktirdiğiniz kim varsa. Bu iş yerinde sizin enerjinizi bozan, görünce huzurunuzu kaçıran biri de olabilir.
İnsan sevdiklerini daha zor affediyor. Pek çok kişi anne ya da babasına ya da kardeşlerine bazen hepsine birden kin besler. Genellikle kıskançlık duygusundan ya da onların hatalı tutumlarından dolayı. Eşinize ya da anne-babanıza belki evladınıza, kısaca kızgınlık duyduğunuz kim varsa onları da aynı yöntemle affedin, rahatlayın.
Boşananların eski eşlerine yapmalarını özellikle tavsiye ederim. Zira eski eşe öfke sizi yer bitirir. İnsanın en büyük düşmanı kendisidir. Eski eşiniz yüz kötülük etmişse siz onu sürekli hatırlayarak kendinize binlerce kötülük edersiniz. Bu metotla bir kere sizi en çok üzen anları vuruş yaparak hatırlayıp bir daha da dönmemek üzere o konuları kapatın. Zaten öfkeniz gittiğinde hoş olmayan anıları da hatırlamaz olursunuz. Eski eşinizi affedin, onun iyiliği için dua edin. Gönlünüzü temizleyin ki yeni birine yer açılsın.
Ayrıca en önemlisi gönül temiz olmalı ki manevi hayatın tadı hissedilsin. Ne güzel söylenmiş şair: “Padişah konmaz saraya, hâne mâmur olmadan.” Gönüller Allah’ın evi, temiz tutalım inşallah.
Uzun süren üzüntüler zihin sağlığını bozuyor. “Akıl bir incir çekirdeğinde zıpladı mı geri dönmesi zor.” demiş atalarımız. Aşk acısı yüzünden aklını bile kaybedenler olur. Öncelikle hiçbir şeye çok üzülmemek lazım. Tabii bunu söylemek kolay, yapmak o kadar kolay değil diyeceksiniz. Haklısınız. Zira insan bazen bir şeye bozuk plak gibi takılır ne yapsa da o konuyu kafasından atmakta zorlanır. Fakat çaresiz dert yok.
Aşk acısını ve üzüntüyü atmak ve unutmayı kolaylaştırmak için bir reçete vereceğim (evet böyle bir şey var) bu yöntem sadece aşk acısı için değil, aynı zamanda öfkesini atamayan ve affedemeyenler için de iyi bir yol.
Öncelikle şunu bilelim ki bedenimiz akılsız bir et parçası değil. Sanki düşünceler ve duygular beyinde gerçekleşiyor da vücudun diğer bölümleri sadece hayatta kalmamız için fiziksel işlemler yapıyor gibi genel bir algı var, oysa her organ ayrı bir hücre yapısından oluşuyor. Hücrelerimiz canlı ve akıllı. Her organın hafızası var. Bu yüzden bütün vücut organlarını korumak, sevmek (onlarla konuşabilirsiniz) ve onlara teşekkür, Yaradan’a şükretmek gerekiyor.
Yoğun duygular yaşandığında onlar da etkileniyorlar. O organın vücutta yaptığı işi karşılık gelen duygu o organı etkileniyor.
Sevgi duygusu ve sevdiği ile ilgili problemler ya da üzüntüler ve kayıplar, kalbin civarını etkiler.
Vücudumuzda duygusal merkez; sadr, göğüs, bağır, döş, eskilerin “iman tahtası” dedikleri bölümdür. Kalbin çevresi. Sevinçleri üzüntüleri sıkıntıları bu bölge kaydediyor. Göğsün ortasında da timüs bezi var, titreştiğinde mutluluk hormonu salgılıyor, bağışıklık sisteminiz kuvvetleniyor.
Bu kısa bilgilerden sonra,
Sıkıntılardan, acılardan kurtulmak için,
İlk adım tabii ki: Dua
İnşirah (Elemneşrahleke) suresini çokça okuyun.
“(Resûlüm!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? (Kalbine dayanıklılık ve ferahlık vermek ve hikmetle doldurmak için)
Sırtına ağır gelmiş (belini bükmüş) olan yükünü senden indirip hafifletmedik mi?
Senin namını da (dünya ve âhirette) yükseltmedik mi?
diye başlıyor sure.
Âyet-i kerîmede sıkıntılarının göğüste biriktiğini ve bazı sorumlulukların insanın sırtına ağır geldiğini, beli büktüğünü Rabbimiz bize açıklıyor. Âyetlerin devamında da her zorlukla birlikte kolaylığın yaratıldığını hatta bir zorluğa karşı iki kolaylık yaratıldığını bildiriyor Rabbimiz.
Bu âyeti kerîmeleri, sıkıntılı zamanlarınızda ve taşımakta zorlandığınız yüklerden kurtulmak için şifa niyetine bolca okuyun. Kur'an şifadır.
İçiniz daralıp sıkıldığında (kalp hastaları için de çok ferahlık verir) elinizi kalbinizin üzerine koyup 7 kez İnşirah suresinin tamamını okuyun. Zaten kısa surelerdendir toplam 8 âyet. Bilmeyenler ezberlesin. 7 kez okuduktan sonra da 3 kez de salavat okuyun. İstediğiniz salavatı okuyabilirsiniz, şifa için bu salavatı okumak da iyidir.
“Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin tıbbi’l-kulûbi ve devâihâ ve âfiyeti’l-ebdâni ve şifâihâ ve nûri’l-ebsâri ve diyâihâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”
Manası:
Allah’ım! Kalblerin tabibi ve devası, bedenlerin âfiyeti ve şifası, gözlerin nuru ve ışığı olan Efendimiz Muhammed aleyhisselâma, âline ve ashabına salât ve selâm eyle.
İkinci Adım
Bağrınızı Döveceksiniz.
Evet doğru okudunuz "Bağrınızı döveceksiniz" Atasözlerimizin ve deyimlerimizin pek çoğunda hikmetler var. Âyet-i kerîmelerle de uyumlu. Göğsün daralması ile ilgili başka âyet-i kerîmeler de var.
İnsanlar bilinçsizce büyük acılarda bağırlarını vururlar. Zira şifanın şifreleri hepimizin içinde var. Büyük sıkıntılarda farkında olmadan yaparız.
Bağrı dövmek için illa büyük acılar, cenazeler olması gerekmiyor. Herhangi bir şeye sinirlendiğinizde, üzüldüğünüzde, korktuğunuzda, öfkelendiğinizde yüksek duygu yaşadığınızda, vücudunuzun ritmi bozulduğunda bağrınızı tık tıklarsınız o olay olumsuz kayda geçmez ve çabuk sakinleşir kendinize gelirsiniz. Ya da bu yolla geçmişin birikmiş duygularını temizleyebilirsiniz.
Bu bölgeye pıt pıt, tık tık parmak uçlarınızla vurmak o bölgenin kaydettiği duyguları titreştirip o duygulardan kurtulmanıza sebep olur.
Aşk Acısı İçin Nasıl Kullanılacak?
Sessiz sakin bir yerde abdest alıp oturun.
7 Fatiha 3 salavat ve inşirah suresi okuyup şifa için dua edip başlayın.
Aşık olduğunuz aklınızdan atamadığınız kişiyi düşünün. Onun en çok hangi halleri sizi etkilemişse o haliyle gözünüzün önüne getirip sanki karşınızdaymış gibi gözünüzde canlandırın ve duyguyu hissedin.
Sevinç, ağlama isteği, kalp çarpıntısı ya da daralması gibi el ayak titremesi gibi vücudunuzda etkisine de dikkat edin.
Sonra göğsünüzde köprücük kemiği altından başlayarak göğüs başlangıcına kadar parmak uçlarınızla bağrınıza vuruş yapın. (Göğüslerin ve kalbin üzerine doğrudan vurmayın, üst kısmını tıktıklayın)
Bu arada ona söylemek isteyip söyleyemediğiniz ne varsa hayaline söyleyin. Zira beyin gerçek ve hayali ayırt etmez, gerçekmiş gibi algılar ve söylemiş olmanın rahatlığını yaşarsınız. Bu arada ara vermeden vuruşlara devam edeceksiniz.
Birkaç dakika böyle vurun.
Sonra sol el altta sağ el üstte, iki elin avuç içleri üst üste gelecek şekilde (hanımların namazdaki duruşu gibi) elleri bağlayıp iki göğüs ortasına hafifçe bastırarak üç kez derin derin nefes alın. Burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan verin.
Nefes alırken az önce düşündüğünüz görüntüden tamamen uzaklaşarak huzurlu ve sevinçli hissedeceğiniz bir yerde olduğunuzu hayal edin. Mesela Kâbe'nin karşısında ya da Mescidi Nebev-i de (mübarek yerler hayal edildiğinde dünya insana daha basit gelir) ya da bir bahçe, güzel bir manzara da olabilir, göz önüne getirilerek üç derin nefes alınıp verilir.
Sonra tekrar o kişi düşünülür, en çok aklınıza gelen görüntüleri ve söyleyemediğiniz sözleri söyleyip yine bağrınıza parmaklarınızla vuruş yapın.
Tekrar nefes ve güzel bir yer içinde olma hayali.
Tekrar bir kaç dakika vuruş daha.
Sonra o kişiyi düşünün ve duygularınızı bir kontrol edin. Bedeninizin tepkilerine bakın. Baştaki kadar hala kuvvetli mi? Kendinizi rahatlamış o kişiyi gözünüzün önüne getirdiğinizde herhangi biri gibi hissedene kadar yapın.
Kısacası bağrınıza basamadığınızı böylece bağrınızdan atın.
Sonra ona karşınızdaki hayaline “Seni Allah rızası için affediyorum” deyin affettiğinizi hissedene kadar vuruş yapın ve onun için dua sözleri söyleyin. Allah sana iyilik versin, dünya ve ahret mutluluğu versin gibi…
İşin en zor kısmı burası. Nefis affetmek istemiyor zira olumsuz duyguların altında çoğunlukla kibir var. Kinin, kıskançlığın, hasedin… Bana bunu nasıl yapar! Ben bunu hak etmedim. Kıymetimi bilmedi...İçimizi kinle (kibirle) dolduruyoruz.
Şeytanı rahmetten kovduran kibir, gönlümüzün kapılarını rahmete kapatmamıza sebep oluyor.
Oysa imtihan dünyası, her şeyi yaşayabiliriz. Başkalarının başına gelen bizim de başımıza gelebilir, onlardan bir üstünlüğümüz yok. Ayrıca başımıza gelen şeylerin pek çoğunda kendi hatalarımız söz konusu fakat Rabbimizin rahmeti o kadar geniş ki hatalarımızı affediyor hatta şer gibi görünen durumları hayra çeviriyor.
Affetmek zor geliyor, acıdan zevk alıp, öfkeden beslenmek alışkanlığa dönüşebiliyor bazen insanda. Affetmek ile ilgili çok âyet-i kerîme var, Rabbimiz "affedin" diyor. Her şey imtihanın bir parçası. Affetmediğiniz kişi göğsünüzde yer işgal eder, sizi daraltır. Affetmek kişinin onunla olan olumsuz bağını kesmesi ve kendini özgürleştirmesi demektir. İçinizden o kişiyi atıp rahatlamanız demektir.
Affettiğinize inandığınızda elinizi kalbinizin üzerine koyun ve 7 tane İnşirah Suresi (Elemneşrahleke) ve 3 salavat okuyun. Sonra da abdest alıp enerjinizi tazeleyin. Başta da abdestli olup âyetleri abdestli okursanız iyi olur.
Öfkeyi Atmak ve Affetmek İçin
Sevmediğiniz ya da sinir olduğunuz biri (insan sevdiklerine de sinir olabilir) varsa ya da etkisinde kalıp unutamadığınız olaylar durumlar ya da kötü haber aldığınız anlar varsa o anlara ya da o kişilere de aynı şekilde yapabilirsiniz. Bu şekilde olayların duygularını silerseniz sizi etkilemez.
Fobilerde kullanabilirsiniz. Herhangi bir şeye fobiniz varsa o şeyi hayal edip ya da karşınıza alıp ona bakarak da yapabilirsiniz. Mesela bazı gelinlerin kayınvalide fobileri vardır:) Kadın hiçbir şey yapmasa bile onu görünce her şeyine sinir olur, olumsuz duygular içinde kalır, bu duygulardan kurtulamazlar. Zira geçmişte bir konuda kayınvalideye çok sinir olmuştur onu her gördüğünde beyin aynı olumsuz duyguları hatırlar, kadının o gün bir şey yapmasın gerek kalmaz. Ona da aynı şekilde yapılırsa çook faydası olur.
Kayınvalideyi karşında hayal edip aynı âşık olunan kişiyi unutmak için yapıldığı gibi aynı metotla yapılmalı. Ya da öfke ve kızgınlık biriktirdiğiniz kim varsa. Bu iş yerinde sizin enerjinizi bozan, görünce huzurunuzu kaçıran biri de olabilir.
İnsan sevdiklerini daha zor affediyor. Pek çok kişi anne ya da babasına ya da kardeşlerine bazen hepsine birden kin besler. Genellikle kıskançlık duygusundan ya da onların hatalı tutumlarından dolayı. Eşinize ya da anne-babanıza belki evladınıza, kısaca kızgınlık duyduğunuz kim varsa onları da aynı yöntemle affedin, rahatlayın.
Boşananların eski eşlerine yapmalarını özellikle tavsiye ederim. Zira eski eşe öfke sizi yer bitirir. İnsanın en büyük düşmanı kendisidir. Eski eşiniz yüz kötülük etmişse siz onu sürekli hatırlayarak kendinize binlerce kötülük edersiniz. Bu metotla bir kere sizi en çok üzen anları vuruş yaparak hatırlayıp bir daha da dönmemek üzere o konuları kapatın. Zaten öfkeniz gittiğinde hoş olmayan anıları da hatırlamaz olursunuz. Eski eşinizi affedin, onun iyiliği için dua edin. Gönlünüzü temizleyin ki yeni birine yer açılsın.
Ayrıca en önemlisi gönül temiz olmalı ki manevi hayatın tadı hissedilsin. Ne güzel söylenmiş şair: “Padişah konmaz saraya, hâne mâmur olmadan.” Gönüller Allah’ın evi, temiz tutalım inşallah.
149 Yorum Yorum Yaz