Bağımlılık Hikayem ve Sonrası...
- 22-05-2014
- KATEGORİ Yavuz Tufan Koçak
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Merhaba;
İlk biramı ilkokul öncesi mahallemdeki arkadaşlarımın beni aralarına alması için, yani kabul gördüğüm zaman içtim. Kalabalık bir evde büyümek, adam yerine konmamak, kendimi var hissedememek sanırım bana o ilk içkimi içiren sebeplerden en önemlisi ve başlangıcıydı.
Ayrıca genetik olarak da ailemde alkol kullanımı yüksekti, genetiğin %76 oranında etkisi olduğunu söylüyor tıp literatürü. Anne baba ilişkisi, ilkokul öğretmenleri, genetik yapı, yaşadığı yerin sosyo-kültürel yapısı v.s. gibi çok sebepler var aslında bağımlılığın kökeninde.
Ama ortak taraflarına baktığımızda özgüven eksikliği, birey olamama, kendini değerli hissetmeme, sevilmediğini, işe yaramadığını düşünme çok önemli. Benim alkolü arttırarak içmeye devam etmemde bir önemli faktörde annemin beni hep koruması, babamdan içtiğimi saklamasıydı diyebilirim. İyi polis kötü polis meselesi …
Üniversite yıllarımda özellikle alkol kullanımım ciddi arttı, ilk kopuşlarımı, akşam yaptıklarımı unutmayı yaşadım, ama ben asla alkolik değildim. Çünkü alkolik bizim öğrendiğimize göre; köprü altında saçı-sakalı birbirine karışmış elinde şarap şişesi bir yaşlı adamdı! Babamda sürekli içer, annemi ve bizi döverdi ama o da alkolik değildi!
Askerdi normal şekilde işine gidiyordu. Bu sıralar sonradan evlendiğim ve iki çocuğumuzun olduğu eşimle tanıştık, uzun süreli ve hep sorunlu ama o kadarda şiddetli bir aşk yaşadığım eşim.. Zavallım onunda aklına gelmezdi benimle bir cehennem hayatı yaşayacağı, sonra askerlik iş hayatı v.s derken ben artık sabahları uyanır uyanmaz alkol almaya başladığım bir döneme geldim. Eşime şiddet uyguladım, çocukların sesine tahammül edemiyordum ve çoğunlukla da eve gitmiyordum.
Tabii ki eşimi çocuklarımı çok seviyordum, ama içmek söz konusu olunca her şeyin önüne geçiyordu. Sonra ilk hastahane tedavisi için tanınmış o özel hastahaneye yatmayı kabul ettim. Hayatımın kırılma noktalarından biri oldu bu yatış! İlk üç gün serum ve yoğun ilaç sonrası vücudumdan alkol çıkmıştı ama yaşamımı değiştirecek başka maddeler girmişti kanıma!!!
Uyuşturucu ilaçlar ve orada ki diğer bağımlılardan öğrendiklerim hastahane çıkışı beni artık bir uyuşturucu bağımlısı yapmıştı. Doktorların verdiği ilaçları üçer beşer içiyor ve alkolde olmayan kafayı yaşıyordum, ta ki bir gün; çok öfkelendiğim bir olayda bir kutu ilaç içene kadar. Anladım ki gittikçe toleransım yükselmiş ve artık daha çok uyuşma ihtiyacı hisseder olmuştum. Sonra da gelsin illegal uyuşturucular.
Doğal olarak çareyi yine doktorlar ve hastanelerde aramış, annemin ve eşimin hacı hocalar vasıtasıyla yedirip içirdikleri de çabası olarak gittikçe batağa sürüklenmiştim. İşimi kaybetmiş, eşimden ayrılmış şehrimi bile terk etmek zorunda kalmıştım. Annem suçluyu arkadaşlarım ve semtim olarak gördüğü için beni başka şehre taşımıştı.
Orasını 2 senede halletmiştim ve bu defa da başka bir şehre göçmüştük. Hiçbir şey ve hiçbir yer sorunumu bitirmiyor aksine gittikçe ağırlaştırıyordu. Bu aralarda ciddi sorunlar yaşamış, defalarca hapishane ve ölümün eşiğinden dönmüştüm. En sonunda bundan 12 sene önce annemi yanımdan gönderdim, biraz sert ve üzücü olsa da… Parasız ve kimsesiz kalmıştım. Bu benim bugünlere gelmemin başlangıcıydı.
Artık şımarıklığım bitmiş, kimseden para alamaz hatta ekmek alamaz duruma gelmiştim. İşte şimdi gerçek dibi görmüştüm ve buradan yeni bir başlangıç yapacaktım. Bulunduğum şehirdeki grup toplantılarına katılmaya başlayıp kendimi diğer bağımlılara dolayısıyla da kendime yardım etmeye verdim.
İlk 2 senem çok zor geçti, her gün neredeyse içmeye yaklaşıyor ama çok şükür içmeden sadece BUGÜN diyerek programı uygulamaya çalışıyordum. Bu günkü derneğin kurulma fikri de böyle oluştu. Koca Türkiye’ de ilaç ve doktorların çözemediği bu hastalığın çözümü için maalesef rehabilite olabileceğimiz merkez yoktu, bağımlılar acı çekiyor, çaresizce ölüyorlardı. Defalarca basında anlatmaya çalıştım, yetkililere başvurdum ama sonuç alamadım.
Sonunda dernek kurarak örnek bir modeli anlatmaya başladım. Hiçbir yerden gelirim olmamasına ve hatta sosyal bir güvencem de olmamasına rağmen borçlanarak bu yola kendimi adadım. Hala kredilerle burayı götürmeye çalışıyorum,şükürler olsun ki bir denizyıldızı daha diyerek çıktığım bu yolda onlarca yüzlerce bağımlı ve ailesinin yaşamına dokunabildim.
Burada bağımlılar kendilerini anlayan, yaşadıklarını yaşamış ve ilaçsız tamamen kendisini değiştirerek ayık kalmayı başarmış birisiyle karşılaştıklarında tekrar kaybettikleri umudu buluyorlar. Birebir konuşmalar, grup toplantıları yapıyoruz. Eğitim filmleri seyrediyor, kitap okuyor, bahçeyle oyalanıyor, hayvanlara temas ediyor, tiyatro ve sporla ilgileniyoruz
Ve yeniden yaşama dönüş… Bunun adı tedavi değil çünkü bunun tedavisi yok. Ömür boyu süren bir hastalık ve sadece durdurulabiliyor. Tek çözüm düşünce sistemini, yaşam biçimini değiştirmek ve gelişime-değişime devam etmek.Biz de bunu yapıyoruz ve inşallah yapmaya devam edeceğiz.
yavuztufankocak@hotmail.com
İlk biramı ilkokul öncesi mahallemdeki arkadaşlarımın beni aralarına alması için, yani kabul gördüğüm zaman içtim. Kalabalık bir evde büyümek, adam yerine konmamak, kendimi var hissedememek sanırım bana o ilk içkimi içiren sebeplerden en önemlisi ve başlangıcıydı.
Ayrıca genetik olarak da ailemde alkol kullanımı yüksekti, genetiğin %76 oranında etkisi olduğunu söylüyor tıp literatürü. Anne baba ilişkisi, ilkokul öğretmenleri, genetik yapı, yaşadığı yerin sosyo-kültürel yapısı v.s. gibi çok sebepler var aslında bağımlılığın kökeninde.
Ama ortak taraflarına baktığımızda özgüven eksikliği, birey olamama, kendini değerli hissetmeme, sevilmediğini, işe yaramadığını düşünme çok önemli. Benim alkolü arttırarak içmeye devam etmemde bir önemli faktörde annemin beni hep koruması, babamdan içtiğimi saklamasıydı diyebilirim. İyi polis kötü polis meselesi …
Üniversite yıllarımda özellikle alkol kullanımım ciddi arttı, ilk kopuşlarımı, akşam yaptıklarımı unutmayı yaşadım, ama ben asla alkolik değildim. Çünkü alkolik bizim öğrendiğimize göre; köprü altında saçı-sakalı birbirine karışmış elinde şarap şişesi bir yaşlı adamdı! Babamda sürekli içer, annemi ve bizi döverdi ama o da alkolik değildi!
Askerdi normal şekilde işine gidiyordu. Bu sıralar sonradan evlendiğim ve iki çocuğumuzun olduğu eşimle tanıştık, uzun süreli ve hep sorunlu ama o kadarda şiddetli bir aşk yaşadığım eşim.. Zavallım onunda aklına gelmezdi benimle bir cehennem hayatı yaşayacağı, sonra askerlik iş hayatı v.s derken ben artık sabahları uyanır uyanmaz alkol almaya başladığım bir döneme geldim. Eşime şiddet uyguladım, çocukların sesine tahammül edemiyordum ve çoğunlukla da eve gitmiyordum.
Tabii ki eşimi çocuklarımı çok seviyordum, ama içmek söz konusu olunca her şeyin önüne geçiyordu. Sonra ilk hastahane tedavisi için tanınmış o özel hastahaneye yatmayı kabul ettim. Hayatımın kırılma noktalarından biri oldu bu yatış! İlk üç gün serum ve yoğun ilaç sonrası vücudumdan alkol çıkmıştı ama yaşamımı değiştirecek başka maddeler girmişti kanıma!!!
Uyuşturucu ilaçlar ve orada ki diğer bağımlılardan öğrendiklerim hastahane çıkışı beni artık bir uyuşturucu bağımlısı yapmıştı. Doktorların verdiği ilaçları üçer beşer içiyor ve alkolde olmayan kafayı yaşıyordum, ta ki bir gün; çok öfkelendiğim bir olayda bir kutu ilaç içene kadar. Anladım ki gittikçe toleransım yükselmiş ve artık daha çok uyuşma ihtiyacı hisseder olmuştum. Sonra da gelsin illegal uyuşturucular.
Doğal olarak çareyi yine doktorlar ve hastanelerde aramış, annemin ve eşimin hacı hocalar vasıtasıyla yedirip içirdikleri de çabası olarak gittikçe batağa sürüklenmiştim. İşimi kaybetmiş, eşimden ayrılmış şehrimi bile terk etmek zorunda kalmıştım. Annem suçluyu arkadaşlarım ve semtim olarak gördüğü için beni başka şehre taşımıştı.
Orasını 2 senede halletmiştim ve bu defa da başka bir şehre göçmüştük. Hiçbir şey ve hiçbir yer sorunumu bitirmiyor aksine gittikçe ağırlaştırıyordu. Bu aralarda ciddi sorunlar yaşamış, defalarca hapishane ve ölümün eşiğinden dönmüştüm. En sonunda bundan 12 sene önce annemi yanımdan gönderdim, biraz sert ve üzücü olsa da… Parasız ve kimsesiz kalmıştım. Bu benim bugünlere gelmemin başlangıcıydı.
Artık şımarıklığım bitmiş, kimseden para alamaz hatta ekmek alamaz duruma gelmiştim. İşte şimdi gerçek dibi görmüştüm ve buradan yeni bir başlangıç yapacaktım. Bulunduğum şehirdeki grup toplantılarına katılmaya başlayıp kendimi diğer bağımlılara dolayısıyla da kendime yardım etmeye verdim.
İlk 2 senem çok zor geçti, her gün neredeyse içmeye yaklaşıyor ama çok şükür içmeden sadece BUGÜN diyerek programı uygulamaya çalışıyordum. Bu günkü derneğin kurulma fikri de böyle oluştu. Koca Türkiye’ de ilaç ve doktorların çözemediği bu hastalığın çözümü için maalesef rehabilite olabileceğimiz merkez yoktu, bağımlılar acı çekiyor, çaresizce ölüyorlardı. Defalarca basında anlatmaya çalıştım, yetkililere başvurdum ama sonuç alamadım.
Sonunda dernek kurarak örnek bir modeli anlatmaya başladım. Hiçbir yerden gelirim olmamasına ve hatta sosyal bir güvencem de olmamasına rağmen borçlanarak bu yola kendimi adadım. Hala kredilerle burayı götürmeye çalışıyorum,şükürler olsun ki bir denizyıldızı daha diyerek çıktığım bu yolda onlarca yüzlerce bağımlı ve ailesinin yaşamına dokunabildim.
Burada bağımlılar kendilerini anlayan, yaşadıklarını yaşamış ve ilaçsız tamamen kendisini değiştirerek ayık kalmayı başarmış birisiyle karşılaştıklarında tekrar kaybettikleri umudu buluyorlar. Birebir konuşmalar, grup toplantıları yapıyoruz. Eğitim filmleri seyrediyor, kitap okuyor, bahçeyle oyalanıyor, hayvanlara temas ediyor, tiyatro ve sporla ilgileniyoruz
Ve yeniden yaşama dönüş… Bunun adı tedavi değil çünkü bunun tedavisi yok. Ömür boyu süren bir hastalık ve sadece durdurulabiliyor. Tek çözüm düşünce sistemini, yaşam biçimini değiştirmek ve gelişime-değişime devam etmek.Biz de bunu yapıyoruz ve inşallah yapmaya devam edeceğiz.
yavuztufankocak@hotmail.com
3 Yorum Yorum Yaz