Bitmek Bilmeyen Özel Günler
- 02-01-2013
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Sema Maraşlı
Son zamanlarda doğum günü, ilk tanışma günü, evlendiğimiz gün, sevgililer günü, şu özel gün bu özel gün derken bu liste sakız gibi uzatılabilir bir duruma gelmeye başladı. Bir de bu özel günlerde kırmızı güller, mumlar, özenle hazırlanmış bir masa ve hoş bir müzik olmazsa olmazlardan evli çiftler arasında. Genelde de kadın bu organizasyonu, kocasından bekler. Yaparsa “romantik koca”, yapmazsa “ruhsuz, düşüncesiz, paslanmış koca” olur.
Cidden de öyle değil mi, bir gün eve geliyorsunuz, karınız size soruyor:
“Aşkım bugün günlerden ne? “
“Pazartesi canım”
“Ya hayır onu demiyorum?”
“Tarih mi soruyorsun? 28 Aralık.”
“Hayır hayatım özel bir günden bahsediyorum 28 Aralık 2009 desemmm?
“Hımmm unuttuğumu sandın değil mi canım, tabii ki biliyorum... (İçinden düşünür, neydi ki acaba, doğum günü olmaz 29 undan sonra onu kutlamayı bıraktı şükür, gereksiz sevgililer günü de değil onu da 14 şubat diye kafamıza kazıdılar, tanışma günümüydü ki, evlilik yıldönümü müydü ... Üff hangisiydi ki acaba? Neyse bir tane sallayalım biri tutar herhalde, tutmazsa şakaya vururuz.)
“Sana ilk vurulduğum gündü canım, nasıl unutmamışım değil mi?”
“ Hayır o 15 ocak 2009 idi canım.”
“Biliyordum canım sadece seni kızdırmak içindi. Kızınca çok güzel oluyorsun da..”
“Yalancııııı..”
“Tamam tamam söylüyorum... Evlendiğimiz gündü tabii ki..”
“Pes yani biz kış düğünü yapmadık yaz düğünü yapmıştık, hatırlarsan o da 10 temmuz 2009 idi canım, nasıl unutursun bu kadar önemli günlerimizi..."
“Hayatım kim dedi unuttuğumu, ben de seni deniyorum acaba hatırlıyor musun diye, bak tarihlerin hepsini de şıp diye söyledin. Aferin sana..”
“Evet aferin bana, senin gibi ince (!) bir kocayı bulabildiğim için aferin bana hayatım. Karşı komşumuz Sedat bey ayda 1 kez karısına bir gül alıp getirir, kadir gecesinde doğmuş kadın, şanslı kadınmış diyorum…”
“Sedat mı, güldür me beni, adamcağız karısının korkusundan götürüyor o çiçekleri, gönülden götürmüyor ki..”
“Aferin kadına valla, sizin istemenizi beklersek anca mezarımıza çiçekle gelirsiniz siz erkekler...”
“Yapma bitanem Allah aşkına ya! Daha geçen ay gül papatya getirmiştim... Nasıl unutursun!”
“Evet canım, annenin bahçesinden gizlice koparıp sonra da onu da kimse görmesin diye iyice gazeteye sarıp getirmiştin. O gün kıyamet koptu zannetmiştim. Ha bu arada geçen ay değil. Yaklaşık 10 ay oldu hatırlatayım...”
“Hadi ya o kadar olmuş mu? “
“Bak hiçbir şeyi hatırlamıyorsun, ben biliyordum ve hissediyordum artık beni sevmediğini...”
“ Seni sevmediğimi de nerden çıkardın bitanem.. evet eskisi kadar sevmiyorum çünkü eskisinden daha da çok seviyorum, bak bi bana lütfen, sana bir şey olursa var ya ben bu dünya da ilk kıyametimi yaşamış olurum, dünya başıma yıkılır, sensiz bu hayatı ben neyleyeyim...”
“He miiii?
“He ya gülüm”
“Bu arada 28 aralık 2009 u da hatırlayacağın yok, ben söyleyeyim bari, “İlk çocuğumuzun olacağını öğrendiğimiz gündü.”
“Evet tam ben bunu diyecektim ama araya başka hatlar girdi, lafı ağzımdan bal ile aldın.(Hemen lafı değiştirmem lazım yoksa unuttuğum için bir de şu dırdırı çekemem.)
“ Vay be ne kadar çabuk geçmiş zaman değil mi, acaba çocuklarımızın evlendiğini de görmek nasip olur mu ki? Torunlarımızı da sevebilecek miyiz?”
“ Canım ya Allah o günleri de gösterir bize inşallah. Rabbim seni de başımızdan eksik etmesin...”
“Bu arada zaman geçiyor ama senin güzelliğinde günden güne daha da bir artıyor şekerparem. Gel de şöyle yamacıma seni bi seveyim..(Allahım sana şükürler olsun, çok teşekkür ediyorum bu hayati cümleleri söylettiğin için, bu sefer de yırttım, darısı bir sonraki tarihi güne...)”
Böyle özel günlerin hatırlanmaması bazen hemen tatlıya bağlanamıyor, saatlerce veya günlerce süren küskünlük olabiliyor. Erkekleri böyle durumlardan iltifatlar kurtarır. Hanımlar, erkekler böyle tarihleri pek akılda tutamazlar, tutamamalarının nedenleri hafıza lütufsuzluğu değil ve dahi sizi eskisi kadar sevmediği anlamına da gelmez, onların üzerinde ev geçindirme sorumluluğu var, elektrik, telefon , su, kira, yakıt faturaları, iaşe alımları, hanımın istekleri, çocukların masrafları derken adam ayın sonunu düşünme telaşında.. O yüzden böyle tarihi günleri hatırlamıyor diye dert edip sık boğaz etmeyiniz ve kendinizi de üzmeyiniz, yoksa bu kuruntularla hastalanırsınız.
Onlara muhabbet dolu dakikaları yaşatmak da sizin sorumluluğunuz altında olsun. İlla mumlar, kırmızı güller istiyorsanız da, kendiniz mekanı, gülleri ayarlayın, önemli olan o anın keyfini çıkarmak, tarihi kimin hatırladığı, organizasyonu kimin yaptığı önemli değil.
Muhabbet şahane, tarih bahane olsun...
Gülnur Özdemir
glnrozdemir@gmail.com
Cidden de öyle değil mi, bir gün eve geliyorsunuz, karınız size soruyor:
“Aşkım bugün günlerden ne? “
“Pazartesi canım”
“Ya hayır onu demiyorum?”
“Tarih mi soruyorsun? 28 Aralık.”
“Hayır hayatım özel bir günden bahsediyorum 28 Aralık 2009 desemmm?
“Hımmm unuttuğumu sandın değil mi canım, tabii ki biliyorum... (İçinden düşünür, neydi ki acaba, doğum günü olmaz 29 undan sonra onu kutlamayı bıraktı şükür, gereksiz sevgililer günü de değil onu da 14 şubat diye kafamıza kazıdılar, tanışma günümüydü ki, evlilik yıldönümü müydü ... Üff hangisiydi ki acaba? Neyse bir tane sallayalım biri tutar herhalde, tutmazsa şakaya vururuz.)
“Sana ilk vurulduğum gündü canım, nasıl unutmamışım değil mi?”
“ Hayır o 15 ocak 2009 idi canım.”
“Biliyordum canım sadece seni kızdırmak içindi. Kızınca çok güzel oluyorsun da..”
“Yalancııııı..”
“Tamam tamam söylüyorum... Evlendiğimiz gündü tabii ki..”
“Pes yani biz kış düğünü yapmadık yaz düğünü yapmıştık, hatırlarsan o da 10 temmuz 2009 idi canım, nasıl unutursun bu kadar önemli günlerimizi..."
“Hayatım kim dedi unuttuğumu, ben de seni deniyorum acaba hatırlıyor musun diye, bak tarihlerin hepsini de şıp diye söyledin. Aferin sana..”
“Evet aferin bana, senin gibi ince (!) bir kocayı bulabildiğim için aferin bana hayatım. Karşı komşumuz Sedat bey ayda 1 kez karısına bir gül alıp getirir, kadir gecesinde doğmuş kadın, şanslı kadınmış diyorum…”
“Sedat mı, güldür me beni, adamcağız karısının korkusundan götürüyor o çiçekleri, gönülden götürmüyor ki..”
“Aferin kadına valla, sizin istemenizi beklersek anca mezarımıza çiçekle gelirsiniz siz erkekler...”
“Yapma bitanem Allah aşkına ya! Daha geçen ay gül papatya getirmiştim... Nasıl unutursun!”
“Evet canım, annenin bahçesinden gizlice koparıp sonra da onu da kimse görmesin diye iyice gazeteye sarıp getirmiştin. O gün kıyamet koptu zannetmiştim. Ha bu arada geçen ay değil. Yaklaşık 10 ay oldu hatırlatayım...”
“Hadi ya o kadar olmuş mu? “
“Bak hiçbir şeyi hatırlamıyorsun, ben biliyordum ve hissediyordum artık beni sevmediğini...”
“ Seni sevmediğimi de nerden çıkardın bitanem.. evet eskisi kadar sevmiyorum çünkü eskisinden daha da çok seviyorum, bak bi bana lütfen, sana bir şey olursa var ya ben bu dünya da ilk kıyametimi yaşamış olurum, dünya başıma yıkılır, sensiz bu hayatı ben neyleyeyim...”
“He miiii?
“He ya gülüm”
“Bu arada 28 aralık 2009 u da hatırlayacağın yok, ben söyleyeyim bari, “İlk çocuğumuzun olacağını öğrendiğimiz gündü.”
“Evet tam ben bunu diyecektim ama araya başka hatlar girdi, lafı ağzımdan bal ile aldın.(Hemen lafı değiştirmem lazım yoksa unuttuğum için bir de şu dırdırı çekemem.)
“ Vay be ne kadar çabuk geçmiş zaman değil mi, acaba çocuklarımızın evlendiğini de görmek nasip olur mu ki? Torunlarımızı da sevebilecek miyiz?”
“ Canım ya Allah o günleri de gösterir bize inşallah. Rabbim seni de başımızdan eksik etmesin...”
“Bu arada zaman geçiyor ama senin güzelliğinde günden güne daha da bir artıyor şekerparem. Gel de şöyle yamacıma seni bi seveyim..(Allahım sana şükürler olsun, çok teşekkür ediyorum bu hayati cümleleri söylettiğin için, bu sefer de yırttım, darısı bir sonraki tarihi güne...)”
Böyle özel günlerin hatırlanmaması bazen hemen tatlıya bağlanamıyor, saatlerce veya günlerce süren küskünlük olabiliyor. Erkekleri böyle durumlardan iltifatlar kurtarır. Hanımlar, erkekler böyle tarihleri pek akılda tutamazlar, tutamamalarının nedenleri hafıza lütufsuzluğu değil ve dahi sizi eskisi kadar sevmediği anlamına da gelmez, onların üzerinde ev geçindirme sorumluluğu var, elektrik, telefon , su, kira, yakıt faturaları, iaşe alımları, hanımın istekleri, çocukların masrafları derken adam ayın sonunu düşünme telaşında.. O yüzden böyle tarihi günleri hatırlamıyor diye dert edip sık boğaz etmeyiniz ve kendinizi de üzmeyiniz, yoksa bu kuruntularla hastalanırsınız.
Onlara muhabbet dolu dakikaları yaşatmak da sizin sorumluluğunuz altında olsun. İlla mumlar, kırmızı güller istiyorsanız da, kendiniz mekanı, gülleri ayarlayın, önemli olan o anın keyfini çıkarmak, tarihi kimin hatırladığı, organizasyonu kimin yaptığı önemli değil.
Muhabbet şahane, tarih bahane olsun...
Gülnur Özdemir
glnrozdemir@gmail.com
9 Yorum Yorum Yaz