Boşanma (3) Sonrası Çocuklar
- 03-04-2017
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Boşanma sonrası bazı anne-babalar çocukları için çok tedirgin oluyorlar. Boşanmanın çocuklarının hayatında bir yıkım olmasından ve bu durum yüzünden çocuklarının psikolojisinin bozulmasından korkan anne-babalar için birkaç tavsiye.
Öncelikle boşanmayı çocuğunuzun kabullenmesi için sizin kabullenmiş olmanız gerekir. Pek çok boşanan kişide durumu kabullenmeme olabiliyor. Boşandıklarını söylemekten kaçınıyorlar. Özellikle kadınlar boşandıklarını söylemeye daha fazla çekiniyorlar. Bunun sebeplerini daha sonra yazmayı düşünüyorum.
Fakat şu bir gerçek ki siz boşanmış olmaktan dolayı utanır, çekinirseniz çocuklar da boşanmayı utanılacak bir durum olarak algılar ve başkalarına söylemeye çekinirler. Ve söylemek zorunda kalmanın kaygısını yaşarlar. Arkadaşları anne-babalarından bahsederken onlar sessiz kalırlar. Yeni arkadaş edinmeye çekinebilirler. Bu yüzdende boşandıkları için anne-babaya öfke duyabilirler. Bu öfkede aile ile çatışmaya dönüşebilir.
Yeri geldiğinde siz rahatlıkla boşandığınızı söylüyorsanız onlar da rahatlıkla söyleyebilirler. Boşanma konusunda siz alınganlık etmiyorsanız onlarda etmezler.
İkincisi; eski eşlerin birbirine düşmanlık etmesi: Anne ve baba birbirlerinin arkasından konuşurlar ve çocukları üzerinden kendi öfkelerini dindirmeye çalışırlarsa bu durum çocuğun psikolojisini çok olumsuz etkiler. Çocuğun anne ve babasını sevmeye ve onların sevgisine ihtiyacı vardır. Onların birbirini kötülemesi yaşadıklarını çocuğa anlatmaları, öfkelerini çocuğa yüklemelerine sebep olur. Öfkenin yükü de çocuğa ağır gelir.
Eski eşlerin birbirini kötülemelerinin altındaki bir sebep de “bu yuva yıkıldı fakat benim suçum değildi, diğerinin suçuydu” diye çocuğu masum olduğuna inandırıp kendi yanına almak ya da onun sevgisini kaybetmemek düşüncesi olabilir fakat niyet ne olursa olsun bu davranış yanlış,
Karşı taraf sürekli sizi kötülüyorsa bile siz yapmayın, sadece çocuğa “Biz anlaşamadık, benim de hatalarım oldu, kabul etmek istemese de onun da hataları var. Fakat ben bu konularda konuşup senin canını sıkmak istemiyorum. Bunlar artık geçmişte kaldı, konuşmanın bir faydası yok.” deyip konuyu kapatın. Sadece çocuk özel bir olayla ilgili bir soru sorarsa yine karşı tarafı kötülemeden “O çok yanlış anlamış o olay söyle olmuştu…” deyip durumu anlatabilirsiniz.
Fakat senin annen ya da baban “şöyle yalancı, şöyle kötü, şöyle ahlaksız…” demenin olayı anlatmaya faydası olmaz sadece çocuğu fazlasıyla üzmüş olursunuz. Sevdiğiniz biri hakkında kötü konuşulması çok inciticidir. Hele bu kişi anne ya da baba ise çok daha can acıtır.
Sadece siz değil, sizin anne-baba ve yakınlarınızın da eski eşiniz hakkında kötü konuşmasına izin vermeyin, çocuğun yanında hele hiç konuşulmamalı. Zaten dinimizin de hoş görmediği, yasakladığı davranışlar bunlar. Hem kin tutmak kötü hem aleyhinde konuşmak kötü.
Üçüncüsü; çocuk sizde kalıyorsa bunu çocuğun başına kakmayın: “Seni ben aldım da, senin için şu fedakarlıkları yapıyorum da, sen üzülme diye bir daha evlenmedim de, bu sıkıntıları senin için çekiyorum da, onunla kalsaydın şöyle perişan olurdun da benim kıymetimi bil…”
Bu tarz sözler çocuk için büyük bir minnet yüküdür. Çocuğa kendini suçlu hissettirir. Ve ilginçtir ki kişi kendini suçlu hissettiğinde ona bunu hissettirene kızgınlık duyar. Sizinle çatışmaya girebilir.
Yaptığınızı Allah rızası için yapın, çocuktan karşılık beklemeyin. O normal anne-baba saygısını göstersin yeter. Saygı sağlamanın yolu da yaptıklarınızı başa kakmak değildir.
Dördüncüsü; çocuk diğer tarafta kalıyorsa kendinizi iyi göstermek için onun kurduğu bir disiplin varsa onu bozmayın. Çocuğun canı sıkıldıkça oradan kaçıp kaçıp size gelmesine müsaade etmeyin. Özlediği için istediği zaman gelebilmeli fakat diğer ebeveyni onun iyiliği için ev, okul ya da sosyal hayatı ile ilgili bazı yasaklar koymuşsa ondan kaçıp onu cezalandırmak için sizi kullanmamalı. Çocuğu az gördüğünüz için onu şımartacak şeyler yapmayın.
Beşincisi; çocuğun boşanmayı kullanmasına izin vermeyin: Çocuğun mutsuzluğunu, ders notlarını, hatalı davranışlarını boşanmanıza bağlamasına müsaade etmeyin. Siz diğer ebeveyni kötülemeden elinizden gelen gayreti göstermişseniz, çocuğu bir düşmanlığın içinde bırakmamışsanız boşandığınız için suçluluk duymanıza gerek yok.
Çocuğun normalde yapmasına izin vermeyeceğiniz şeyleri suçluluk duygusuyla yapmasına müsaade etmeyin. Almak istemediğiniz bir şeyi almayın. Çocuklar anne-babanın zaaflarını çok iyi fark ederler ve bunu kullanırlar. Bu konuda hassasiyetinizi anlarlarsa kullanabilirler.
Mesela sizinle kalıyorlarsa her hafta sonu onu nereye götüreceğinizin derdini çekmeyin. Çocuğu sürekli yemeğe götüreyim, sinemaya götüreyim aman evde sıkılmasın üzülmesin derdine düşmeyin. Anne-babanın işi çocuğu mutlu etmek değil, onları dünya ve ahret hayatına hazırlamaya gayret etmek.
Boşandığınız için çocuğun psikolojisinin bozulacağı ya da iyi yetişemeyeceği düşüncesine kapılmayın. Anne-baba ile beraber yetişen çocukların hali de ortada. Bu devirde çocuk yetiştirmek zor, tehlikeler fazla. Konuyu boşanmaya bağlamadan neler yapabileceğinizi düşünün. Fazlaca kaygı ve korku çekerseniz bu çocuğa da sirayet eder, bu da onu yanlış yöne sevk edebilir.
Siz elinizden gelen gayreti gösterin ve dua edin. Allah’a emanet edin. Çocuk yanı başında dünya iş çevirip, aynı evin içinde hiç haberi olmayan anne-babalar var. Bunlar okumuş bilmiş kişiler. Bazen en güvendiği yerden darbe alır insan, zira Rabbine değil kendine güvenmiştir.
Sonuçta imtihan dünyası. Çocuğunuzla bunu ara ara konuşun. Herkesin çeşit çeşit imtihanı var. Boşanmak sizin için de çocuğunuz için de bir imtihandır. Bu imtihanı kaygılarla, korkularla, söylenerek, şikayet ederek, yapamadıklarımız için bahane ederek değil, ancak Rabbimize dayanak kârlı bir şekilde atlatabiliriz.
Doğru davranıldığında zorluklar nimete dönüşebilir. Önemli olan yaşadığınız zorlukların sizi yere vuracak bir travma değil, tam aksi sizi olgunlaştıracak, yükseltecek bir basamak olduğuna inanmak. Çocuğunuza da bunu doğru aktarabilirseniz o da boşanmanızı en hafif şekilde atlatacaktır.
www.cocukaile.net
Öncelikle boşanmayı çocuğunuzun kabullenmesi için sizin kabullenmiş olmanız gerekir. Pek çok boşanan kişide durumu kabullenmeme olabiliyor. Boşandıklarını söylemekten kaçınıyorlar. Özellikle kadınlar boşandıklarını söylemeye daha fazla çekiniyorlar. Bunun sebeplerini daha sonra yazmayı düşünüyorum.
Fakat şu bir gerçek ki siz boşanmış olmaktan dolayı utanır, çekinirseniz çocuklar da boşanmayı utanılacak bir durum olarak algılar ve başkalarına söylemeye çekinirler. Ve söylemek zorunda kalmanın kaygısını yaşarlar. Arkadaşları anne-babalarından bahsederken onlar sessiz kalırlar. Yeni arkadaş edinmeye çekinebilirler. Bu yüzdende boşandıkları için anne-babaya öfke duyabilirler. Bu öfkede aile ile çatışmaya dönüşebilir.
Yeri geldiğinde siz rahatlıkla boşandığınızı söylüyorsanız onlar da rahatlıkla söyleyebilirler. Boşanma konusunda siz alınganlık etmiyorsanız onlarda etmezler.
İkincisi; eski eşlerin birbirine düşmanlık etmesi: Anne ve baba birbirlerinin arkasından konuşurlar ve çocukları üzerinden kendi öfkelerini dindirmeye çalışırlarsa bu durum çocuğun psikolojisini çok olumsuz etkiler. Çocuğun anne ve babasını sevmeye ve onların sevgisine ihtiyacı vardır. Onların birbirini kötülemesi yaşadıklarını çocuğa anlatmaları, öfkelerini çocuğa yüklemelerine sebep olur. Öfkenin yükü de çocuğa ağır gelir.
Eski eşlerin birbirini kötülemelerinin altındaki bir sebep de “bu yuva yıkıldı fakat benim suçum değildi, diğerinin suçuydu” diye çocuğu masum olduğuna inandırıp kendi yanına almak ya da onun sevgisini kaybetmemek düşüncesi olabilir fakat niyet ne olursa olsun bu davranış yanlış,
Karşı taraf sürekli sizi kötülüyorsa bile siz yapmayın, sadece çocuğa “Biz anlaşamadık, benim de hatalarım oldu, kabul etmek istemese de onun da hataları var. Fakat ben bu konularda konuşup senin canını sıkmak istemiyorum. Bunlar artık geçmişte kaldı, konuşmanın bir faydası yok.” deyip konuyu kapatın. Sadece çocuk özel bir olayla ilgili bir soru sorarsa yine karşı tarafı kötülemeden “O çok yanlış anlamış o olay söyle olmuştu…” deyip durumu anlatabilirsiniz.
Fakat senin annen ya da baban “şöyle yalancı, şöyle kötü, şöyle ahlaksız…” demenin olayı anlatmaya faydası olmaz sadece çocuğu fazlasıyla üzmüş olursunuz. Sevdiğiniz biri hakkında kötü konuşulması çok inciticidir. Hele bu kişi anne ya da baba ise çok daha can acıtır.
Sadece siz değil, sizin anne-baba ve yakınlarınızın da eski eşiniz hakkında kötü konuşmasına izin vermeyin, çocuğun yanında hele hiç konuşulmamalı. Zaten dinimizin de hoş görmediği, yasakladığı davranışlar bunlar. Hem kin tutmak kötü hem aleyhinde konuşmak kötü.
Üçüncüsü; çocuk sizde kalıyorsa bunu çocuğun başına kakmayın: “Seni ben aldım da, senin için şu fedakarlıkları yapıyorum da, sen üzülme diye bir daha evlenmedim de, bu sıkıntıları senin için çekiyorum da, onunla kalsaydın şöyle perişan olurdun da benim kıymetimi bil…”
Bu tarz sözler çocuk için büyük bir minnet yüküdür. Çocuğa kendini suçlu hissettirir. Ve ilginçtir ki kişi kendini suçlu hissettiğinde ona bunu hissettirene kızgınlık duyar. Sizinle çatışmaya girebilir.
Yaptığınızı Allah rızası için yapın, çocuktan karşılık beklemeyin. O normal anne-baba saygısını göstersin yeter. Saygı sağlamanın yolu da yaptıklarınızı başa kakmak değildir.
Dördüncüsü; çocuk diğer tarafta kalıyorsa kendinizi iyi göstermek için onun kurduğu bir disiplin varsa onu bozmayın. Çocuğun canı sıkıldıkça oradan kaçıp kaçıp size gelmesine müsaade etmeyin. Özlediği için istediği zaman gelebilmeli fakat diğer ebeveyni onun iyiliği için ev, okul ya da sosyal hayatı ile ilgili bazı yasaklar koymuşsa ondan kaçıp onu cezalandırmak için sizi kullanmamalı. Çocuğu az gördüğünüz için onu şımartacak şeyler yapmayın.
Beşincisi; çocuğun boşanmayı kullanmasına izin vermeyin: Çocuğun mutsuzluğunu, ders notlarını, hatalı davranışlarını boşanmanıza bağlamasına müsaade etmeyin. Siz diğer ebeveyni kötülemeden elinizden gelen gayreti göstermişseniz, çocuğu bir düşmanlığın içinde bırakmamışsanız boşandığınız için suçluluk duymanıza gerek yok.
Çocuğun normalde yapmasına izin vermeyeceğiniz şeyleri suçluluk duygusuyla yapmasına müsaade etmeyin. Almak istemediğiniz bir şeyi almayın. Çocuklar anne-babanın zaaflarını çok iyi fark ederler ve bunu kullanırlar. Bu konuda hassasiyetinizi anlarlarsa kullanabilirler.
Mesela sizinle kalıyorlarsa her hafta sonu onu nereye götüreceğinizin derdini çekmeyin. Çocuğu sürekli yemeğe götüreyim, sinemaya götüreyim aman evde sıkılmasın üzülmesin derdine düşmeyin. Anne-babanın işi çocuğu mutlu etmek değil, onları dünya ve ahret hayatına hazırlamaya gayret etmek.
Boşandığınız için çocuğun psikolojisinin bozulacağı ya da iyi yetişemeyeceği düşüncesine kapılmayın. Anne-baba ile beraber yetişen çocukların hali de ortada. Bu devirde çocuk yetiştirmek zor, tehlikeler fazla. Konuyu boşanmaya bağlamadan neler yapabileceğinizi düşünün. Fazlaca kaygı ve korku çekerseniz bu çocuğa da sirayet eder, bu da onu yanlış yöne sevk edebilir.
Siz elinizden gelen gayreti gösterin ve dua edin. Allah’a emanet edin. Çocuk yanı başında dünya iş çevirip, aynı evin içinde hiç haberi olmayan anne-babalar var. Bunlar okumuş bilmiş kişiler. Bazen en güvendiği yerden darbe alır insan, zira Rabbine değil kendine güvenmiştir.
Sonuçta imtihan dünyası. Çocuğunuzla bunu ara ara konuşun. Herkesin çeşit çeşit imtihanı var. Boşanmak sizin için de çocuğunuz için de bir imtihandır. Bu imtihanı kaygılarla, korkularla, söylenerek, şikayet ederek, yapamadıklarımız için bahane ederek değil, ancak Rabbimize dayanak kârlı bir şekilde atlatabiliriz.
Doğru davranıldığında zorluklar nimete dönüşebilir. Önemli olan yaşadığınız zorlukların sizi yere vuracak bir travma değil, tam aksi sizi olgunlaştıracak, yükseltecek bir basamak olduğuna inanmak. Çocuğunuza da bunu doğru aktarabilirseniz o da boşanmanızı en hafif şekilde atlatacaktır.
www.cocukaile.net
11 Yorum Yorum Yaz