Çocukluğa İnelim
- 25-01-2013
- KATEGORİ Tuğba Akbey İnan
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Uzun zamandır kadınların günümüzdeki şartlarda çalışmasının bir zul olduğunu düşünüyorum. Beceremem de zaten. Şu anda haftada bir gün gidip geldiğim bir işim ve internet sitemiz dışında tam zamanlı anne ve ev hanımı olarak hayatımı geçirmekteyim. Üniversiteden ayrıldığım dönemde bir kaç iş tecrübem oldu. O tecrübeler sonrasında hep kaçtım uzun ve insanı tüketen çalışma hayatından. Öyle çok uçuk rakamlarda almadığımdan vazgeçmek çok zor olmadı eşsiz kariyerimden:). O sebeple Sema Hanım'ın söylediklerine itiraz edecek değilim. (Aksine çok haklı buluyorum) Ben sadece olayın "çocukluğa inelim" kısmıyla ilgili bir kaç kelam etmek isterim.
Biz büyürken etrafımızda çok fazla çalışan kadın yoktu. O sebeple ne zorluklar çektiğinin hikayelerini hiç dinlemedik. Evdeki mutsuzluklarını çalışamamaya -ekonomik özgürlüğünün olmamasına bağlayan annelerin hikayeleriyle büyüdük genellikle . Bu sebeple "oku bak,sen de benim çektiklerimi çekme" demeden büyütülen hemcinsimin sayısı çok azdır herhalde...
Sadece bu şikayet cümlesi de değildi duyduğumuz yalnızca...Çocukların sıkıntılarından, ev işinden, temizlikten, kocadan şikayet ederlerdi hep.(Sabahtan akşama kadar "evi topla,temizle, bulaşıkları yıka cümlelerine eklenen, hiç bir işin ucundan tutmuyorsunuz,her işi ben yapıyorum,bıktım bu evi toplamaktan "cümlelerinden söz ediyorum. Evde bir de erkek kardeş varsa ve bu cümleleri de sadece kız duyuyorsa düşünün içerde büyütülen nefreti) Bunun neticesinde biz de hep okuyup çalışıp bu zor gelen işleri başkasına yaptıracağımız günlerin hayalini kurardık. Çünkü çözümün bu olduğuna inanıyorduk. Madem bu işleri yapmak bu kadar zor ve sadece kadına özgü, erkek gibi çalış ve başkasına yaptır - kurtul çözümünü üretmiştik yani...( İki kız çocuğu annesi olarak bir felsefe geliştirdim kendime ; Söyleneceksen yapma, yapacaksan söylenme)
Bu söylenen kadınların hikayelerine ," Babam beni okutmadı, okutsaydı profesör olurdum. Zorla istemediğim kişiye verdi.Kocam kızım oldu diye yapmadığını bırakmadı" cümleleri eklenince, fıtrattan uzaklaşmamanın mümkün olmayacağında birleşiriz sanırım.
***
Kadının çalışma hayatında erkekleştiği doğru, ama yalnızca çalışma hayatıyla erkekleşmiş olsaydı kadın, bizden önceki kuşağın bizden çok farklı olması gerekirdi. Çoğu kez yukarda yazdığım sebeplerin neticesinde çalışamadığı dolayısıyla "eline para geçmediği" için hırçınlaşan çok kadın tanıyorum.
***
"Ne yani bunun suçlusu biz miyiz ? " diye itiraz edebilir erkekler, haklılarda...Ben zaten cümlelerimi kadın bu sebeple çalışmalı ile bitirmeyeceğim. Diyeceğim ki; erkekler de bu bilinçaltına işleyen o "geleneksel" anlayıştan vazgeçmedikleri sürece bir arpa boyu yol alamayız.
"Bütün gün evde ne yapıyorsun ki ?" "Bu çocuğa bak" " yine mi kız?" "ben kazanıyorum" cümlelerini söylemeye devam ettikçe erkekler, bu kısır döngüden kurtulmak mümkün değil. Madem kadının fıtrata dönüşünü konuşuyoruz, hanımın da, çocuklarının da rızıklarının kazandığının içinde yer aldığını hatırlamaları erkeklerin fıtratına dönüşleri olacaktır. Kadına hep tüketen gibi bakma halini terketme diğer anlamda...
***
Hanımlarda bu evliliğe ve aileye vurulan darbe cümlelerinin geleneğini bozmalılar artık. Anneliğe ve eve huzur taşıyamayan bir kadının istediği kadar iyi bir kariyeri olsun içindeki boşluğu büyütmekten öteye gidemeyeceği artık ortada. Kadın ve erkek ailenin iki önemli unsuruysa herkes "bilinçaltına "işlenen bu habis cümlelerden kurtulmalı...
Tek maaşla geçinilmiyor diyenler de keşke "bereketin" önemi hatırlasalar...
Atılan her iyi niyetli adım önce kendi ailemize, sonra çocuklarımızın kuracakları aileye ve gelecek toplum inşaasına önemli bir adım olacaktır diye düşünüyorum.
İnşallah güzel cümleler söyleyenlerden olalım.
Şu iki yazımı da bu konuyu açmışken hatırlatmak istedim;
http://www.cocukaile.net/hemcins-kisir-dongusu/
http://www.cocukaile.net/soz-veriyorum-bu-cumleleri-soylemeyecegim/
tugbaakbeyinan@gmail.com
www.tugbaakbeyinan.com
Biz büyürken etrafımızda çok fazla çalışan kadın yoktu. O sebeple ne zorluklar çektiğinin hikayelerini hiç dinlemedik. Evdeki mutsuzluklarını çalışamamaya -ekonomik özgürlüğünün olmamasına bağlayan annelerin hikayeleriyle büyüdük genellikle . Bu sebeple "oku bak,sen de benim çektiklerimi çekme" demeden büyütülen hemcinsimin sayısı çok azdır herhalde...
Sadece bu şikayet cümlesi de değildi duyduğumuz yalnızca...Çocukların sıkıntılarından, ev işinden, temizlikten, kocadan şikayet ederlerdi hep.(Sabahtan akşama kadar "evi topla,temizle, bulaşıkları yıka cümlelerine eklenen, hiç bir işin ucundan tutmuyorsunuz,her işi ben yapıyorum,bıktım bu evi toplamaktan "cümlelerinden söz ediyorum. Evde bir de erkek kardeş varsa ve bu cümleleri de sadece kız duyuyorsa düşünün içerde büyütülen nefreti) Bunun neticesinde biz de hep okuyup çalışıp bu zor gelen işleri başkasına yaptıracağımız günlerin hayalini kurardık. Çünkü çözümün bu olduğuna inanıyorduk. Madem bu işleri yapmak bu kadar zor ve sadece kadına özgü, erkek gibi çalış ve başkasına yaptır - kurtul çözümünü üretmiştik yani...( İki kız çocuğu annesi olarak bir felsefe geliştirdim kendime ; Söyleneceksen yapma, yapacaksan söylenme)
Bu söylenen kadınların hikayelerine ," Babam beni okutmadı, okutsaydı profesör olurdum. Zorla istemediğim kişiye verdi.Kocam kızım oldu diye yapmadığını bırakmadı" cümleleri eklenince, fıtrattan uzaklaşmamanın mümkün olmayacağında birleşiriz sanırım.
***
Kadının çalışma hayatında erkekleştiği doğru, ama yalnızca çalışma hayatıyla erkekleşmiş olsaydı kadın, bizden önceki kuşağın bizden çok farklı olması gerekirdi. Çoğu kez yukarda yazdığım sebeplerin neticesinde çalışamadığı dolayısıyla "eline para geçmediği" için hırçınlaşan çok kadın tanıyorum.
***
"Ne yani bunun suçlusu biz miyiz ? " diye itiraz edebilir erkekler, haklılarda...Ben zaten cümlelerimi kadın bu sebeple çalışmalı ile bitirmeyeceğim. Diyeceğim ki; erkekler de bu bilinçaltına işleyen o "geleneksel" anlayıştan vazgeçmedikleri sürece bir arpa boyu yol alamayız.
"Bütün gün evde ne yapıyorsun ki ?" "Bu çocuğa bak" " yine mi kız?" "ben kazanıyorum" cümlelerini söylemeye devam ettikçe erkekler, bu kısır döngüden kurtulmak mümkün değil. Madem kadının fıtrata dönüşünü konuşuyoruz, hanımın da, çocuklarının da rızıklarının kazandığının içinde yer aldığını hatırlamaları erkeklerin fıtratına dönüşleri olacaktır. Kadına hep tüketen gibi bakma halini terketme diğer anlamda...
***
Hanımlarda bu evliliğe ve aileye vurulan darbe cümlelerinin geleneğini bozmalılar artık. Anneliğe ve eve huzur taşıyamayan bir kadının istediği kadar iyi bir kariyeri olsun içindeki boşluğu büyütmekten öteye gidemeyeceği artık ortada. Kadın ve erkek ailenin iki önemli unsuruysa herkes "bilinçaltına "işlenen bu habis cümlelerden kurtulmalı...
Tek maaşla geçinilmiyor diyenler de keşke "bereketin" önemi hatırlasalar...
Atılan her iyi niyetli adım önce kendi ailemize, sonra çocuklarımızın kuracakları aileye ve gelecek toplum inşaasına önemli bir adım olacaktır diye düşünüyorum.
İnşallah güzel cümleler söyleyenlerden olalım.
Şu iki yazımı da bu konuyu açmışken hatırlatmak istedim;
http://www.cocukaile.net/hemcins-kisir-dongusu/
http://www.cocukaile.net/soz-veriyorum-bu-cumleleri-soylemeyecegim/
tugbaakbeyinan@gmail.com
www.tugbaakbeyinan.com
35 Yorum Yorum Yaz