Cemaat ile Namaz, Teravih, Secdede Dua...
- 20-06-2017
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Sema Maraşlı
SORU: İmama uyan kişi fatiha ve zammı sure okur mu?
Hanefi mezhebine göre, okuyuş ister gizli / sessiz, ister açık / sesli yapılsın, her türlü namazda imamın okuması cemaat adına yeterlidir. İmama uyanın / cemaatın kıraat yapması tahrimen mekruhtur. Cemaat, sadece "Sübhaneke" duasını okur, bundan sonra susup imamın okuyuşunu dinler, imamın gizli okuduğu yerlerde ise susar. Hanefiler bu konuda:
"Kimin imamı varsa, imamın okuyuşu onun da okuyuşudur." (İbn Ebi Şeybe, Musannef, 1/377. Ayrıca bk. İbn Mace, ikamet, 18),
"İmam, uyulmak için vardır. Öyleyse, o tekbir alınca, siz de tekbir alın. O okuyunca, siz susun." (Buhari, salat, 18; Ebu Davud, salat, 68, 175) hadislerine dayanır.
Cemaat namazda âyetleri değil duaları ve tesbihleri okur. Subhaneke, rüku ve secde tesbihleri ve oturulduğu zaman tahiyyat ve salavatları okur. Cemaatin rüku ve secdeye giderken ve kalkarken "Allahü ekber" demeleri de sünnettir.
Şafii Mezhebi`ne göre, imama uyan, hem açık, hem de gizli okuyuşlu bütün namazlarda Fatiha okumak zorundadır. Fatiha suresi, bütün rekatlarda okunur. Şafiilere göre, besmele de Fatiha suresinin bir ayeti olduğu için, Fatiha okumaya besmeleyle başlamak zorunludur. İmama uyan, gizli okuyuşlu namazlarda, hem Fatiha`yı, hem de zamm-ı sureyi içinden okur. Açık okuyuşlu namazlarda ise, imam Fatiha`yı okuyunca biraz durur, bu sırada imama uyanlar yalnızca Fatiha`yı içinden okumakla yetinirler. Bu görüşün dayanağı,
"Fatiha`yı okumayanın namazı olmaz." (Tirmizi, Mevakit, 69; Darimi, Salat, 36),
"Fatiha`sız namaz olmaz." (Buhari, Ezan, 10/95; Ebu Davud, salat, 2/136, no: 822) (Sorularla İslamiyet)
SORU: Birçok kimse namaz kılmak için sarık sarar veya başına takke koyar. İslâm dininde bunun yeri var mıdır?
SORU: Nafile namazlarda secdede Türkçe dua yapılabilir mi? Selamdan sonra mı yoksa secdeye varıp dua etmeliyiz?
CEVAP: Farz namazlarda değil de nafile namazlarda ve özellikle secdede ya da selamdan hemen önce dua yapabiliriz. Bu hüküm dualar için geçerlidir. Kur’an okumak demek olan kıraat için geçerli değildir. Bu duaların Kur’an-ı Kerim ya da hadis-i Şeriflerdeki dua sözlerine benzer sözlerle yapılması tavsiye edilenidir. Ama dua yapan insan bunu beceremiyorsa, o takdirde becerebildiği cümlelerle bu duaları yapabilir. Bu duanın Arapça olması veya olmaması namazı etkilemez. (kadınaile.com)
ÇocukAile notu: Namazla ilgili az bilinen ya da yanlış bilinen bir kaç konu.
Cemaatle namaz konusu özellikle hanımların az bildiği bir konu. Pek çok hanım özellikle imamın içinden okuduğu gündüz namazlarında imam okurken kendiler de okumaya çalışıyorlar. Hanefi mezhebinde harama yakın mekruh olduğu için hanefilerin dikkat etmesi gerekiyor.
Teravih konusunda da çoğu kişi sekiz rekat kılınabileceğini bilmiyor. Camilerde yirmi rekat kılınsın çok güzel fakat camiye gidemeyen evde tek başına kılanlar yirmi rekatı kılmakta zorlanınca teravihi hiç kılmıyorlar. Teravih önemli bir sünnet. Sekiz rekat olarak kılmak arada dinlenerek kılmak sünnettir. Evde kılan da yirmi rekata tamamlamak isterse mübarek aylarda namaz ibadetinin sevabını artırmış olur fakat sekiz rekat kılınabileceğini de bilmek gerekir.
Hanefi mezhebine göre, okuyuş ister gizli / sessiz, ister açık / sesli yapılsın, her türlü namazda imamın okuması cemaat adına yeterlidir. İmama uyanın / cemaatın kıraat yapması tahrimen mekruhtur. Cemaat, sadece "Sübhaneke" duasını okur, bundan sonra susup imamın okuyuşunu dinler, imamın gizli okuduğu yerlerde ise susar. Hanefiler bu konuda:
"Kimin imamı varsa, imamın okuyuşu onun da okuyuşudur." (İbn Ebi Şeybe, Musannef, 1/377. Ayrıca bk. İbn Mace, ikamet, 18),
"İmam, uyulmak için vardır. Öyleyse, o tekbir alınca, siz de tekbir alın. O okuyunca, siz susun." (Buhari, salat, 18; Ebu Davud, salat, 68, 175) hadislerine dayanır.
Cemaat namazda âyetleri değil duaları ve tesbihleri okur. Subhaneke, rüku ve secde tesbihleri ve oturulduğu zaman tahiyyat ve salavatları okur. Cemaatin rüku ve secdeye giderken ve kalkarken "Allahü ekber" demeleri de sünnettir.
Şafii Mezhebi`ne göre, imama uyan, hem açık, hem de gizli okuyuşlu bütün namazlarda Fatiha okumak zorundadır. Fatiha suresi, bütün rekatlarda okunur. Şafiilere göre, besmele de Fatiha suresinin bir ayeti olduğu için, Fatiha okumaya besmeleyle başlamak zorunludur. İmama uyan, gizli okuyuşlu namazlarda, hem Fatiha`yı, hem de zamm-ı sureyi içinden okur. Açık okuyuşlu namazlarda ise, imam Fatiha`yı okuyunca biraz durur, bu sırada imama uyanlar yalnızca Fatiha`yı içinden okumakla yetinirler. Bu görüşün dayanağı,
"Fatiha`yı okumayanın namazı olmaz." (Tirmizi, Mevakit, 69; Darimi, Salat, 36),
"Fatiha`sız namaz olmaz." (Buhari, Ezan, 10/95; Ebu Davud, salat, 2/136, no: 822) (Sorularla İslamiyet)
SORU: Peygamber (sa.)'in teravih namazını yalnız sekiz rekât olarak kıldırdığı söyleniyor. Biz neden yirmi rekât kılıyoruz?
CEVAP: Teravih namazı sünnet-i müekkededir. Azı iki çoğu yirmi rekâttır. Ancak Medine halkının Ömer b. Abdülazîz'in zamanında otuz altı rekât teravih namazı kıldığı rivayet ediliyor. Buhâri şöyle rivayet ediyor: Peygamber (sa.) -Ramazan-ı şerifte- bir gece çıkıp namazı -teravih namazı- kıldı. Birkaç kişi ona uyarak namaz kıldılar. Sabah olunca cemaat durumu birbirine anlattı. Üçüncü gece cemaat daha fazlalaştı. Yine onlara namaz kıldırdı. Dördüncü gece cemaat öyle çoğaldı ki camii onlara dar geldi. Peygamber (sa.) ise ancak sabah namazına çıktı, namazı kıldırınca cemaata döndü ve kelime-i şehadeti getirerek dedi ki: Durumunuzu biliyordum, ancak teravih namazı size farz olacağından ve sizin de altından kalkamayacağınızdan korktum. Daha sonra Peygamber (sa.) cami'de teravih namazını kıldırmadan vefat etti.
Çeşitli hadîslerden anlaşıldığına göre Peygamber (sa.) teravih namazını yalnız sekiz rekât olarak kılmıştır. Fazlasını ne kılmış ne de emretmiştir. Buharî Aişe'den şöyle rivayet ediyor:
“Peygamber (sa.) Ramazan-ı şerifin içinde ve dışında (nafile olarak) onbir rekâttan fazla kılmazdı. Dört rekât namaz kılardı. Ne kadar uzun ve güzel olduğunu sorma. Bir daha dört rekât kılardı. Ne kadar güzel ve uzun olduğunu sorma. Sonra üç rekât kılardı.”
Müslümanlar o zaman camii'de cemaat halinde teravih namazı kılmazlardı. Amma herkes evinde kılmasına devam ediyordu. Bu durum Hazret-i Ömer'in Hilafetine kadar devam etti. Hz. Ömer (ra.) dağınık olarak Teravih namazını eda eden müslümanlan bir araya getirerek onlara bu namazı kıldırttı.
Abdurrahman b. Abdülkari şöyle diyor: Ramazan-ı şerifin bir gecesinde Ömer b. Hattab'la birlikte camiiye gittim. Cemaat düzensiz bir halde namaz kılardı. Kimi tek başına, kimi de birkaç kişi ile birlikte namaz kılardı. Bunun üzerine Ömer (ra.) bunlara iyi okuyan bir kimseye uymalarını emretti. Sonra başka bir gecede kendisiyle birlikte çıktım. Cemaat, kendilerine tayin edilen imama uymuşlardı.
Bunun üzerine Ömer (ra.) buyurdular ki: “Bu, iyi bir bidattir” (Buhari). Übey b. Ka'b'ın kıldırdığı namazın kaç rekât olduğu kesin değildir. Bazı rivayetlere göre sekiz, bazılarına göre yirmidir. İmam-ı Malik'in, Muvatta'da el-Saib b. Yezid'den rivayet ettiğine göre on bir rekât idi.. (Yani sekiz rekât teravih, üç rekât da vitirdi). Ubey her kıyamda ikiyüz âyet kadar okuyordu. İmam-ı Malik, Yezid b. Huzayfa tarikiyle yine Saib'de Ubey'in kıldırdığı teravih namazının yirmi rekât olduğunu rivayet ediyor.
Hülasa Peygamber (sa.) yalnız sekiz rekât teravih namazı kılmıştır. Fazlasını da emretmemiştir. Ancak Hz. Ömer'in zamanında yirmi rekât kılınmış ve ondan sonra böyle devam etmiştir. Ömer'in yolu Peygamber'in yoludur. O Peygamber'in yoluna ters düşen bir şeyi bilerek yapmazdı. Peygamber (sa.): "Benim sünnetime ve benden sonra gelen Hulefa-i Raşîdinin sünnetine yapışınız" buyurmuştur. Ancak bizim yirmi rekât kılmamız şart değildir. Yalnız iki rekât kılmak caiz olduğu gibi yirmi rekât da caizdir. (iskenderpasa.com)
SORU: Birçok kimse namaz kılmak için sarık sarar veya başına takke koyar. İslâm dininde bunun yeri var mıdır?
CEVAP: Sarık ve takke aslında mubah şeylerdendir. Herkes sarık sarma veya takke giyme hususunda serbesttir. Zira İslâm dini, müslümanlara sarık sarma veya takke takma mecburiyeti getirmemiştir. Yeter ki küfre şi'ar olarak kabul edilen şey başa konulmasın (papazlara has olan külah gibi). Yalnız namaz için başa sarık sarmak herkes için sünnettir. Allah'ın Resulü (sa.) şöyle buyurmaktadır: "Sarıkla kılınan iki rekât namaz, sarıksız olarak kılınan yetmiş rekattan daha hayırlıdır". Bunun için namazda sarığı ihmal etmemek daha uygundur. Sarığın kaç metre olması hakkında bir şey vârid olmamıştır. O örfe bağlı bir şeydir. Takkenin, sarığın yerini tutup tutmadığı hakkında ihtilâf vardır. İbn-i Hacer'e göre sarığın yerini tutmaz. Buğyetü'l-Müsterşidin isimli kitapta kayd edildiğine göre onun yerini tutar. (iskenderpasa.com)
SORU: Nafile namazlarda secdede Türkçe dua yapılabilir mi? Selamdan sonra mı yoksa secdeye varıp dua etmeliyiz?
CEVAP: Farz namazlarda değil de nafile namazlarda ve özellikle secdede ya da selamdan hemen önce dua yapabiliriz. Bu hüküm dualar için geçerlidir. Kur’an okumak demek olan kıraat için geçerli değildir. Bu duaların Kur’an-ı Kerim ya da hadis-i Şeriflerdeki dua sözlerine benzer sözlerle yapılması tavsiye edilenidir. Ama dua yapan insan bunu beceremiyorsa, o takdirde becerebildiği cümlelerle bu duaları yapabilir. Bu duanın Arapça olması veya olmaması namazı etkilemez. (kadınaile.com)
ÇocukAile notu: Namazla ilgili az bilinen ya da yanlış bilinen bir kaç konu.
Cemaatle namaz konusu özellikle hanımların az bildiği bir konu. Pek çok hanım özellikle imamın içinden okuduğu gündüz namazlarında imam okurken kendiler de okumaya çalışıyorlar. Hanefi mezhebinde harama yakın mekruh olduğu için hanefilerin dikkat etmesi gerekiyor.
Teravih konusunda da çoğu kişi sekiz rekat kılınabileceğini bilmiyor. Camilerde yirmi rekat kılınsın çok güzel fakat camiye gidemeyen evde tek başına kılanlar yirmi rekatı kılmakta zorlanınca teravihi hiç kılmıyorlar. Teravih önemli bir sünnet. Sekiz rekat olarak kılmak arada dinlenerek kılmak sünnettir. Evde kılan da yirmi rekata tamamlamak isterse mübarek aylarda namaz ibadetinin sevabını artırmış olur fakat sekiz rekat kılınabileceğini de bilmek gerekir.
3 Yorum Yorum Yaz