Cinsellik Nedir? (Evlilik Okulu 7.Ders)
- 23-01-2012
- KATEGORİ Cinsel Bilgiler
- YAZAR Sema Maraşlı
Rûm Suresi 21. Âyet-i Kerîme de Rabbimiz şöyle buyurur:
“Sükûna ermeniz (huzura ermeniz, rahatlamanız, kaynaşmanız, dinlenmeniz, durulmanız) için size kendinizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması onun (kudretinin delillerindendir) ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen toplumlar için ibretler vardır.”
Cinsellik; fiziksel, ruhsal ve duygusal bütünlüğü olan, karı kocayı sükûna erdiren bir eylemdir.
Gerçek bir cinsellikte üç basamak vardır.
1-Fiziksel basamak: Kadın ve erkekte, cinsel uyarılmayla birlikte, beynin, cinsel organlara kuvvetle kan pompalaması neticesinde; kadında orgazmı sağlayan "klitoris" e, erkekte de cinsel organa hızlı kan akışından dolayı oluşan haz ile kadın ve erkeğin birbirine enerji aktarımıdır.
Fiziksel sorunlar kan akışını etkileyebilir. Cinsel bozuklukların altında yatan en önemli fizyolojik sebep; yetersiz kan akışıdır. Vücudumuzda kan, çok önemli işlevler görür. Hücrelere şeker, oksijen ve besin taşır; atıkları alır.
Sağlıklı kan akışını bozabilecek herhangi bir etki cinselliğin işleyişini bozabilir. Bu konuda hastalıklar dışında özellikle dikkat edilmesi gereken durumlar:
Tok karnına cinsel birliktelik: Yemek yenildiğinde sindirim için kanın mideye yoğunlaşması gerekirken, cinsel ilişki başlarsa cinsel organlara yeterli kan gelmez. Yemeğin üzerinden yaklaşık iki saat geçmesi gerekir.
Çok sıcak suyla banyo yaptıktan sonra: Sıcaktan dolayı kan, bütün vücuda yayılacağı için bir noktada kuvvetle toplanması zor olduğu için tavsiye edilmemiş.
Soğuk yiyecek ve içeceklerden hemen sonra: Dondurma ya da soğuk su meşrubat gibi içecekler kısa süreli de olsa kan akışını yavaşlatacağı için ilişki öncesi dikkat edilmelidir.
Cinsel isteksizlik yaşayanlarda fiziksel sorunlar çok nadir görülmektedir. Cinsel sorunların kaynağı genellikle psikolojik oluyor.
Cinsel bilgisi yeterli olmayanlar cinselliği yalnızca fiziksel basamakta yaşayabiliyorlar. Sadece fiziksel basamakta yaşanan cinsellik ruh ve duyguları olan insan için asla yeterli olmaz. Karı koca arasında muhabbete de vesile olmaz. Tam aksi cinselliği sadece fiziksel olarak yaşayan karı kocalar arasında kırgınlıklar ve reddedilmeler çok yaşanabiliyor. Fiziksel basamak, mekanik bir cinselliktir. Ruhsal ve duygusal basamakla tamamlanması gerekir.
2-Ruhsal basamak: Cinselliğin ruhen bir tatmin duygusu getirmesidir. Karı kocanın psikolojik olarak cinselliğe hazır olması, cinsellikle ilgili duygularının olumlu olması gerekir.
Cinsellik her ne kadar cinsel organlarla ilgili gibi gözükse de cinselliğin büyük bölümü beyinde gerçekleşir. En önemli cinsel organ "Beyin"dir. Orgazmın merkezi de beyindir. Beyin kişinin düşüncelerine göre tepkiler üretir.
"Beyin" cinsel organlara gidecek kanın komutunu, kişinin cinsellikle ilgili düşüncelerine göre verir. Kişinin cinsellikle ilgili olumsuz düşüncesi yoksa, vücut doğal olarak çalışır, kan cinsel organlara gider. Fakat olumsuz bir düşünce varsa kan akışı yeterli olmaz. Kan yeterli gitmeyince kadında "klitoris" kanlanması olmaz, erkekte de sertleşme sorunu olur.
Kişide cinsel bilgi eksikliği, karı-koca arasındaki iletişim çatışmaları, bedenini beğenmeme ile ilgili takıntılar, başarısız olma korkusu, geçmişte yaşanmış cinsel taciz, depresyon gibi sorunlar, beyinin vermesi gereken normal cinsel uyarıyı bozar.
Cinsel uyarıyı etkileyen en önemli duygu korkudur:
Kadınlarda ilk cinsel birleşmede canın yanacağı korkusu, korktuğu için ilk gece zorluk yaşayan kadının cinsellikle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olması, cinsel soğukluğa sebep olabilir. Çoğu kadın, cinsel sorunların tedavisi kolay bir sorun olduğunu bilmez ve kendinin cinsel duygularının yeterince gelişmediğine ya da kendinde fiziksel bir sorun olduğuna inanır. Oysa kişi kendi kendine bile zihnindeki olumsuz duyguları temizleyip kendini tedavi edebilir. Cinselliğin pis, günah ya da gereksiz olduğunu düşünme de beynin yeterli uyarımı vermesine engel olur.
Erkeklerde başarısız olma korkusu da yine beyni etkiler ve kanın cinsel organlara yeterli miktarda gitmesine engel olur. Cinsellikte en önemli şey güven duygusudur.
Kadın ve erkeğin yaratılışına uygun rolleri üstenmeleri; erkeğin kendine güvenmesi, evde reis olması, saygı görmesi, kadının da davranışı; yumuşaklığı, giyimi kuşamı ile kadın olduğunu hissetmesi, iki taraf içinde cinsel istek için gerekli hormonların düzgün çalışmasını ve ruhen hazırlığı sağlar.
Cinsellik; kadın ve erkeğin; dokunarak, tükürük ve vücut salgıları ile birbirlerine enerji aktarmalarıdır. Kadın da erkek de karşıt enerjinin peşindedir. Karşıt enerjiyi alamayan kendini hep eksik hisseder. Karşıt kutuplar birleştiğinde iki tarafın enerjisi dengelenir ve rahatlarlar.
Kadın ve erkek yaratılışları itibari ile birbirlerine zıttırlar ve birbirlerini çekerler; aynen mıknatısta karşı kutupların birbirini çekmesi gibi.
Erkek kadının, kadın da erkeğin enerjisine muhtaçtır. İki tarafta eşinden aldığı enerji ile kendinde eksik olan enerjiyi tamamlar. Dişil enerji, eril enerji ile; eril enerji de dişil enerji ile tamamlanır. Aktardıkları enerji rahatlatır, aldıkları enerji iki tarafı da güçlendirir.
Cinsel ilişki de ruhen rahatlama çok önemlidir. Bu da ancak iki tarafın birbirini istemesi ve cinselliğe aktif katılımı ile olur. Tek tarafın isteği ile olan cinsel ilişki sadece fiziksel boyutta kalır. Tek taraflı istekle tatmin duygusu yaşanmayacağı için ruhsal boyut tamamlanmaz ve cinsel açlık geçmez. Cinsellikte ruhi rahatlamayı tamamlayan şey duygusal tatmindir.
3-Duygusal basamak: Cinselliğin fiziksel boyutta kalmayıp, duyguları harekete geçirmesidir. Özellikle kadınlar için cinselliğin duygusal boyutu çok önemlidir. Kadın cinselliğe duygusal olarak hazır olursa, ancak o zaman cinsellikten gerçekten haz alır. Kadını duygusal olarak cinselliğe hazırlama görevi de erkeğin üzerinde bir sorumluluktur. Kadının ruhsal boyutta korku, tiksinti gibi önemli bir sorunu yoksa, her kadın da cinsel istek vardır, erkeğin bu isteği uyandırmak için emek vermesi gerekir.
Bakara sûresi 223. Âyet-i Kerîmede Rabbimiz erkeklere hitaben şöyle buyuruyor:
"Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!"
Karı-koca ilişkisinin çiftçi-tarla teşbihi ile anlatılması, bu konuda sayfalarca hatta ciltlerce yazılacak konuların muazzam bir özetidir. Bu âyet-i kerîme sadece cinsel konularda değil, hem duygusal hem cinsel hayat üzerine evli çiftlere çok güzel yol göstermektedir.
Âyet-i Kerîmeye önce karı- koca ilişkisinde iletişim ile ilgili ne anlatıyor diye bakalım: Kadın toprak gibi olmalı: Mütevazı ve bereketli. Erkek iyi bir çiftçi olmalı, güzel ürün alabilmek için. Toprağını tanımalı, emek vermeli. O topraktan hangi ürün elde etmesi kolaysa ona göre davranmalı. Toprak kendi kendine ürün verecek değil, çiftçinin zamanını ayırması çaba göstermesi güzel tohumlar atması lâzım. Kadın da iyi toprak olmak için gayret sarf etmeli, ürün almak kolay olsun.
Cinsel anlamda bakalım: "Tarlanıza nasıl isterseniz varın." helal olan yoldan olmak kaydıyla. Âyeti kerîmenin devamı çok önemli:
“Ve kaddimû li enfusikum” " âyetiyle "nefisleriniz için takdim edin, ikramda bulunun." buyruluyor. Meallerin çoğunda "önceden hazırlık yapın, gönderdiklerinize bakın." diye geçiyor. Bazı alimler bu "âyeti ahirete hazırlık" yapın diye de yormuşlar. Oysa âyet cinsel ilişki ile alakalı."Tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve nefisleriniz için ikramda bulunun."
Bu âyeti kerîme ile erkekler cinsel birleşme öncesi eşlerini cinselliğe hazırlamaları için uyarılmışlar. "Güzel şeyler sunun eşinize." İlginç olanda "nefsiniz için" ibaresinin olması. Eşine sunuyor; ama kendi nefsinin de işine yarayacak.
Müthiş bir cinsel eğitim cümlesi."Nefisleriniz için ikramda bulunun." Cinsel ilişkide kişi ne kadar eşini düşünürse, kendisi karşılığını o kadar çok alır. Ne kadar kendini düşünürse o kadar verimsiz bir ilişki olur. Erkek eşini cinselliğe hazırlayacak şeyler yapıyorsa onun sonucundan eşinden fazlasıyla karşılığını alacaktır, kendi nefsi de ancak o zaman tatmin olacaktır.
Özellikler erkekler çabuk uyarıldıkları için ve hayata bakışları da sonuç odaklı olduğu için cinsellikte de bir an önce sonuca ulaşmak isteyebilirler. Oysa cinsellikte sonucu etkileyen süreçtir. Cinsellikte sonuç dağın tepesi ise, süreç o tepeye ulaşırken yaşanan heyecandır.
Âyet-i kerîmenin asrı saadette yansımasına bakalım:
Hz. Cabir şöyle diyor: "Allah rasulü bize sevişme ve konuşma olmadan cinsel birleşmeyi yasaklamıştı.(Zadu'l-Mead 4/1880)
Bir hadîs-i şerîfte sevgili peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Sizden biri eşiyle hayvanlar gibi cinsel temasta bulunmasın. Aralarında elçi olsun."
"Ya Rasulallah elçi nedir?" diye soruldu.
Peygamberimiz:
"Aşk fısıltıları ve öpüşmedir." diye cevap verdi. (İhya 2/ 64)
Kadınlar için güzel sözler, cinselliğe hazırlanmalarında çok önemlidir. Aşk fısıltıları tavsiye ediyor Allah rasulü. İçinde sevgi olmayan hiç bir şey, kadın için anlamlı değildir. Kadın sevildiğini ve güzel olduğunu duymak ister. Bunun fısıltı olması da ayrıca anlamlıdır. Kadın için kulak, fiziki ve duygusal olarak çok hassastır.
Dokunmak kadınlar için çok uyarıcıdır. Kadın teni, erkek teninden on kat daha duyarlıdır. Bu yüzden kadınlar; dokunulmayı, sarılmayı, el ele tutuşmayı erkeklerden daha çok severler. Kadınların tenleri hassas olduğu için sert dokunuşları sevmezler, canları yanar. Erkeğin kendine göre sert bulmadığı bir dokunuş, kadın için acı verebilir.
Cinsel ilişki öncesi erkeğin kadına güzel dokunması, sırtına ya da ayaklarına hafif masaj yapması, boyun, kulak, sırt gibi dokunulduğunda cinsel haz uyaran yerlerine dokunması kadını cinselliğe hazırlamakta önemlidir.
Bu dokunuşlar kadında da erkekte de duyguları harekete geçirir. Bir önceki derste anlattığım dokunmayla birlikte oluşan oksitosin (sevgi ve sadakat hormonu) üretimi başlar, bu da karı kocanın sevgilerini ve bağlılıklarını artırır. Ayrıca cinsellikte duygusal aşamada serotonin (mutluluk hormonu) endorfin (ağrı kesici hormon) dopamin (enerji ve kendini iyi hissetmeyi sağlayan hormon ) salgılanır.
İhya da peygamberimizin cinselliği aceleye getirmediği yatakta acele eden eşine "yavaş ol" dediği anlatılıyor.
Bir hadîs-i şerîfte de Rasûlullah Efendimiz: "Müslüman adamın her türlü eğlencesi, oyunu bâtıldır (boştur, sevapsızdır), yayı ile atış yapması, atını eğitmesi, hanımıyla oynaşması bu hükmün dışındadır. Bunlar haktırlar (sevaplı eğlencelerdir) buyurmuşlardır. (Tirmizî, fedâilü'I-cihâd 11; Ibn Mâce, cihâd 19; Dârimî cihâd 14; Müsned IV/144,148)
Peygamberimiz cinsellik için ayrılan zamanın, boş, batıl bir zaman olmadığını bildiriyor. Başka bir hadis-i şerifte "Cinsel ilişkide sadaka sevabı olduğu" anlatıyor. Çünkü karı koca ruhen ve duygusal olarak tatmin olmuşlarsa cinsellik kafalarını meşgul etmez. İbadete ve insanlarla ilişkilere de daha temiz bir kafayla zaman ayırabilirler.
Tabi her şeyin aşırısı zarar olduğu gibi cinsel ilişkinin de aşırısı zarardır. Cinsel ilişki de aşırılık, sadece fiziksel tatmin yaşayan ruhsal ve duygusal tatmini yaşamayanlarda daha fazla görülür.
Son yapılan bilimsel araştırmalarda da cinsel ilişkide ön hazırlık evresi ne kadar uzun olursa iki taraf içinde cinsel tatminin daha fazla olduğu ortaya çıkmış.
Cinsellik bir hazdır; yemek yemek gibi. Yemek çok hızlı yendiğinde de insan doyar; ama haz duygusunu en alt seviyede olur. Yemek yavaş yavaş yenildiğinde keyfi çıkar. Ayrıca hızlı yendiğinde daha fazla yemek isteği doğar. Çünkü çok yemiştir; fakat tadı alınamamıştır. Ayrıca yemekte insan bir tek kendinden sorumludur; oysa cinsellikte eşinden de sorumludur.
Peygamber efendimiz başka bir hadisi şerifte de erkekleri eşlerini tatmin etmeleri konusunda uyarıyor:
"Kişinin acizliğindendir: Konuşup, sevişmeden, eşiyle cinsel temasta bulunup, kadının zevkini tamamlamadan kendi işini bitirip kalkması." (İhya, 2/64)
Peygamberimiz erkeğin karısını memnun etmeden, yataktan kalkmasını uygun görmemiş. Cinsellikten keyif almak erkek kadar kadının da hakkı. Yoksa bu kadınlara büyük bir eziyet olur. Erkek karısının bu hakkına riayet etmiyorsa, vebaldedir, sorumludur.
Zaten âyet-i kerîmede de "Önceden ikramda bulunun" dan sonra uyarı var:
"Ve Allah Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki sizler şüphesiz O'nun huzuruna varacaksınızdır. Ve mü'minleri müjdele."
Modern geçinenler İslam'ın kadını ezdiğini söyler. Oysa İslam kadının yataktaki hakkına kadar korunmuş. Bizim toplumumuzda cinsellik sorunu var. İslam'da değil. İslam kadına gerekli bütün hakları vermiş, müslüman kadının fazladan hakka ihtiyacı yoktur.
Arap kadınları ülkeler arasında yapılan araştırmalarda cinselliğe en düşkün kadınlar arasında çıkıyor. Sebebi sorulduğunda "Çünkü dinimiz bize bunu emrediyor." diyorlarmış. Aynı din bizde de var; ama bizim kadınlarımız "yataktan nasıl kaçılır" üzerine uzmanlık yapıyorlar.
Kadın da erkekte cinsel konuda cahil olunca, cinsellik iki taraf içinde eziyete dönüşüyor. Erkekler, kadına nasıl dokunacağını, cinselliği nasıl sevdireceğini bilemiyor. Kadınlar cahil, kendi bedenini tanımıyor, erkeği nasıl yönlendireceğini bilemiyor derken bir çıkmazın içinde kalıyorlar. Sonuç kadınlar yataktan kaçmaya çalışıyorlar, erkekler kadını kovalamaktan bıkıyor.
Sadece cinsel organlarla yaşanan cinsellik mekanik bir cinselliktir, erkeği de kadını da tatmin etmez. İki taraf da boşalma yaşasa bile tatmin yaşayamaz. Kuru ekmekle karın doyurmak gibidir, karın doyar; fakat lezzet yoktur.
Kısacası eşler arasında cinsellik; fiziksel, ruhsal ve duygusal bütünlükle gerçekleştiğinde gerekli fayda sağlanır ve karı kocanın arasında sevgi ve muhabbettin artmasına sebep olur.
www.cocukaile.net
“Sükûna ermeniz (huzura ermeniz, rahatlamanız, kaynaşmanız, dinlenmeniz, durulmanız) için size kendinizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması onun (kudretinin delillerindendir) ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen toplumlar için ibretler vardır.”
Cinsellik; fiziksel, ruhsal ve duygusal bütünlüğü olan, karı kocayı sükûna erdiren bir eylemdir.
Gerçek bir cinsellikte üç basamak vardır.
1-Fiziksel basamak: Kadın ve erkekte, cinsel uyarılmayla birlikte, beynin, cinsel organlara kuvvetle kan pompalaması neticesinde; kadında orgazmı sağlayan "klitoris" e, erkekte de cinsel organa hızlı kan akışından dolayı oluşan haz ile kadın ve erkeğin birbirine enerji aktarımıdır.
Fiziksel sorunlar kan akışını etkileyebilir. Cinsel bozuklukların altında yatan en önemli fizyolojik sebep; yetersiz kan akışıdır. Vücudumuzda kan, çok önemli işlevler görür. Hücrelere şeker, oksijen ve besin taşır; atıkları alır.
Sağlıklı kan akışını bozabilecek herhangi bir etki cinselliğin işleyişini bozabilir. Bu konuda hastalıklar dışında özellikle dikkat edilmesi gereken durumlar:
Tok karnına cinsel birliktelik: Yemek yenildiğinde sindirim için kanın mideye yoğunlaşması gerekirken, cinsel ilişki başlarsa cinsel organlara yeterli kan gelmez. Yemeğin üzerinden yaklaşık iki saat geçmesi gerekir.
Çok sıcak suyla banyo yaptıktan sonra: Sıcaktan dolayı kan, bütün vücuda yayılacağı için bir noktada kuvvetle toplanması zor olduğu için tavsiye edilmemiş.
Soğuk yiyecek ve içeceklerden hemen sonra: Dondurma ya da soğuk su meşrubat gibi içecekler kısa süreli de olsa kan akışını yavaşlatacağı için ilişki öncesi dikkat edilmelidir.
Cinsel isteksizlik yaşayanlarda fiziksel sorunlar çok nadir görülmektedir. Cinsel sorunların kaynağı genellikle psikolojik oluyor.
Cinsel bilgisi yeterli olmayanlar cinselliği yalnızca fiziksel basamakta yaşayabiliyorlar. Sadece fiziksel basamakta yaşanan cinsellik ruh ve duyguları olan insan için asla yeterli olmaz. Karı koca arasında muhabbete de vesile olmaz. Tam aksi cinselliği sadece fiziksel olarak yaşayan karı kocalar arasında kırgınlıklar ve reddedilmeler çok yaşanabiliyor. Fiziksel basamak, mekanik bir cinselliktir. Ruhsal ve duygusal basamakla tamamlanması gerekir.
2-Ruhsal basamak: Cinselliğin ruhen bir tatmin duygusu getirmesidir. Karı kocanın psikolojik olarak cinselliğe hazır olması, cinsellikle ilgili duygularının olumlu olması gerekir.
Cinsellik her ne kadar cinsel organlarla ilgili gibi gözükse de cinselliğin büyük bölümü beyinde gerçekleşir. En önemli cinsel organ "Beyin"dir. Orgazmın merkezi de beyindir. Beyin kişinin düşüncelerine göre tepkiler üretir.
"Beyin" cinsel organlara gidecek kanın komutunu, kişinin cinsellikle ilgili düşüncelerine göre verir. Kişinin cinsellikle ilgili olumsuz düşüncesi yoksa, vücut doğal olarak çalışır, kan cinsel organlara gider. Fakat olumsuz bir düşünce varsa kan akışı yeterli olmaz. Kan yeterli gitmeyince kadında "klitoris" kanlanması olmaz, erkekte de sertleşme sorunu olur.
Kişide cinsel bilgi eksikliği, karı-koca arasındaki iletişim çatışmaları, bedenini beğenmeme ile ilgili takıntılar, başarısız olma korkusu, geçmişte yaşanmış cinsel taciz, depresyon gibi sorunlar, beyinin vermesi gereken normal cinsel uyarıyı bozar.
Cinsel uyarıyı etkileyen en önemli duygu korkudur:
Kadınlarda ilk cinsel birleşmede canın yanacağı korkusu, korktuğu için ilk gece zorluk yaşayan kadının cinsellikle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olması, cinsel soğukluğa sebep olabilir. Çoğu kadın, cinsel sorunların tedavisi kolay bir sorun olduğunu bilmez ve kendinin cinsel duygularının yeterince gelişmediğine ya da kendinde fiziksel bir sorun olduğuna inanır. Oysa kişi kendi kendine bile zihnindeki olumsuz duyguları temizleyip kendini tedavi edebilir. Cinselliğin pis, günah ya da gereksiz olduğunu düşünme de beynin yeterli uyarımı vermesine engel olur.
Erkeklerde başarısız olma korkusu da yine beyni etkiler ve kanın cinsel organlara yeterli miktarda gitmesine engel olur. Cinsellikte en önemli şey güven duygusudur.
Kadın ve erkeğin yaratılışına uygun rolleri üstenmeleri; erkeğin kendine güvenmesi, evde reis olması, saygı görmesi, kadının da davranışı; yumuşaklığı, giyimi kuşamı ile kadın olduğunu hissetmesi, iki taraf içinde cinsel istek için gerekli hormonların düzgün çalışmasını ve ruhen hazırlığı sağlar.
Cinsellik; kadın ve erkeğin; dokunarak, tükürük ve vücut salgıları ile birbirlerine enerji aktarmalarıdır. Kadın da erkek de karşıt enerjinin peşindedir. Karşıt enerjiyi alamayan kendini hep eksik hisseder. Karşıt kutuplar birleştiğinde iki tarafın enerjisi dengelenir ve rahatlarlar.
Kadın ve erkek yaratılışları itibari ile birbirlerine zıttırlar ve birbirlerini çekerler; aynen mıknatısta karşı kutupların birbirini çekmesi gibi.
Erkek kadının, kadın da erkeğin enerjisine muhtaçtır. İki tarafta eşinden aldığı enerji ile kendinde eksik olan enerjiyi tamamlar. Dişil enerji, eril enerji ile; eril enerji de dişil enerji ile tamamlanır. Aktardıkları enerji rahatlatır, aldıkları enerji iki tarafı da güçlendirir.
Cinsel ilişki de ruhen rahatlama çok önemlidir. Bu da ancak iki tarafın birbirini istemesi ve cinselliğe aktif katılımı ile olur. Tek tarafın isteği ile olan cinsel ilişki sadece fiziksel boyutta kalır. Tek taraflı istekle tatmin duygusu yaşanmayacağı için ruhsal boyut tamamlanmaz ve cinsel açlık geçmez. Cinsellikte ruhi rahatlamayı tamamlayan şey duygusal tatmindir.
3-Duygusal basamak: Cinselliğin fiziksel boyutta kalmayıp, duyguları harekete geçirmesidir. Özellikle kadınlar için cinselliğin duygusal boyutu çok önemlidir. Kadın cinselliğe duygusal olarak hazır olursa, ancak o zaman cinsellikten gerçekten haz alır. Kadını duygusal olarak cinselliğe hazırlama görevi de erkeğin üzerinde bir sorumluluktur. Kadının ruhsal boyutta korku, tiksinti gibi önemli bir sorunu yoksa, her kadın da cinsel istek vardır, erkeğin bu isteği uyandırmak için emek vermesi gerekir.
Bakara sûresi 223. Âyet-i Kerîmede Rabbimiz erkeklere hitaben şöyle buyuruyor:
"Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!"
Karı-koca ilişkisinin çiftçi-tarla teşbihi ile anlatılması, bu konuda sayfalarca hatta ciltlerce yazılacak konuların muazzam bir özetidir. Bu âyet-i kerîme sadece cinsel konularda değil, hem duygusal hem cinsel hayat üzerine evli çiftlere çok güzel yol göstermektedir.
Âyet-i Kerîmeye önce karı- koca ilişkisinde iletişim ile ilgili ne anlatıyor diye bakalım: Kadın toprak gibi olmalı: Mütevazı ve bereketli. Erkek iyi bir çiftçi olmalı, güzel ürün alabilmek için. Toprağını tanımalı, emek vermeli. O topraktan hangi ürün elde etmesi kolaysa ona göre davranmalı. Toprak kendi kendine ürün verecek değil, çiftçinin zamanını ayırması çaba göstermesi güzel tohumlar atması lâzım. Kadın da iyi toprak olmak için gayret sarf etmeli, ürün almak kolay olsun.
Cinsel anlamda bakalım: "Tarlanıza nasıl isterseniz varın." helal olan yoldan olmak kaydıyla. Âyeti kerîmenin devamı çok önemli:
“Ve kaddimû li enfusikum” " âyetiyle "nefisleriniz için takdim edin, ikramda bulunun." buyruluyor. Meallerin çoğunda "önceden hazırlık yapın, gönderdiklerinize bakın." diye geçiyor. Bazı alimler bu "âyeti ahirete hazırlık" yapın diye de yormuşlar. Oysa âyet cinsel ilişki ile alakalı."Tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve nefisleriniz için ikramda bulunun."
Bu âyeti kerîme ile erkekler cinsel birleşme öncesi eşlerini cinselliğe hazırlamaları için uyarılmışlar. "Güzel şeyler sunun eşinize." İlginç olanda "nefsiniz için" ibaresinin olması. Eşine sunuyor; ama kendi nefsinin de işine yarayacak.
Müthiş bir cinsel eğitim cümlesi."Nefisleriniz için ikramda bulunun." Cinsel ilişkide kişi ne kadar eşini düşünürse, kendisi karşılığını o kadar çok alır. Ne kadar kendini düşünürse o kadar verimsiz bir ilişki olur. Erkek eşini cinselliğe hazırlayacak şeyler yapıyorsa onun sonucundan eşinden fazlasıyla karşılığını alacaktır, kendi nefsi de ancak o zaman tatmin olacaktır.
Özellikler erkekler çabuk uyarıldıkları için ve hayata bakışları da sonuç odaklı olduğu için cinsellikte de bir an önce sonuca ulaşmak isteyebilirler. Oysa cinsellikte sonucu etkileyen süreçtir. Cinsellikte sonuç dağın tepesi ise, süreç o tepeye ulaşırken yaşanan heyecandır.
Âyet-i kerîmenin asrı saadette yansımasına bakalım:
Hz. Cabir şöyle diyor: "Allah rasulü bize sevişme ve konuşma olmadan cinsel birleşmeyi yasaklamıştı.(Zadu'l-Mead 4/1880)
Bir hadîs-i şerîfte sevgili peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Sizden biri eşiyle hayvanlar gibi cinsel temasta bulunmasın. Aralarında elçi olsun."
"Ya Rasulallah elçi nedir?" diye soruldu.
Peygamberimiz:
"Aşk fısıltıları ve öpüşmedir." diye cevap verdi. (İhya 2/ 64)
Kadınlar için güzel sözler, cinselliğe hazırlanmalarında çok önemlidir. Aşk fısıltıları tavsiye ediyor Allah rasulü. İçinde sevgi olmayan hiç bir şey, kadın için anlamlı değildir. Kadın sevildiğini ve güzel olduğunu duymak ister. Bunun fısıltı olması da ayrıca anlamlıdır. Kadın için kulak, fiziki ve duygusal olarak çok hassastır.
Dokunmak kadınlar için çok uyarıcıdır. Kadın teni, erkek teninden on kat daha duyarlıdır. Bu yüzden kadınlar; dokunulmayı, sarılmayı, el ele tutuşmayı erkeklerden daha çok severler. Kadınların tenleri hassas olduğu için sert dokunuşları sevmezler, canları yanar. Erkeğin kendine göre sert bulmadığı bir dokunuş, kadın için acı verebilir.
Cinsel ilişki öncesi erkeğin kadına güzel dokunması, sırtına ya da ayaklarına hafif masaj yapması, boyun, kulak, sırt gibi dokunulduğunda cinsel haz uyaran yerlerine dokunması kadını cinselliğe hazırlamakta önemlidir.
Bu dokunuşlar kadında da erkekte de duyguları harekete geçirir. Bir önceki derste anlattığım dokunmayla birlikte oluşan oksitosin (sevgi ve sadakat hormonu) üretimi başlar, bu da karı kocanın sevgilerini ve bağlılıklarını artırır. Ayrıca cinsellikte duygusal aşamada serotonin (mutluluk hormonu) endorfin (ağrı kesici hormon) dopamin (enerji ve kendini iyi hissetmeyi sağlayan hormon ) salgılanır.
İhya da peygamberimizin cinselliği aceleye getirmediği yatakta acele eden eşine "yavaş ol" dediği anlatılıyor.
Bir hadîs-i şerîfte de Rasûlullah Efendimiz: "Müslüman adamın her türlü eğlencesi, oyunu bâtıldır (boştur, sevapsızdır), yayı ile atış yapması, atını eğitmesi, hanımıyla oynaşması bu hükmün dışındadır. Bunlar haktırlar (sevaplı eğlencelerdir) buyurmuşlardır. (Tirmizî, fedâilü'I-cihâd 11; Ibn Mâce, cihâd 19; Dârimî cihâd 14; Müsned IV/144,148)
Peygamberimiz cinsellik için ayrılan zamanın, boş, batıl bir zaman olmadığını bildiriyor. Başka bir hadis-i şerifte "Cinsel ilişkide sadaka sevabı olduğu" anlatıyor. Çünkü karı koca ruhen ve duygusal olarak tatmin olmuşlarsa cinsellik kafalarını meşgul etmez. İbadete ve insanlarla ilişkilere de daha temiz bir kafayla zaman ayırabilirler.
Tabi her şeyin aşırısı zarar olduğu gibi cinsel ilişkinin de aşırısı zarardır. Cinsel ilişki de aşırılık, sadece fiziksel tatmin yaşayan ruhsal ve duygusal tatmini yaşamayanlarda daha fazla görülür.
Son yapılan bilimsel araştırmalarda da cinsel ilişkide ön hazırlık evresi ne kadar uzun olursa iki taraf içinde cinsel tatminin daha fazla olduğu ortaya çıkmış.
Cinsellik bir hazdır; yemek yemek gibi. Yemek çok hızlı yendiğinde de insan doyar; ama haz duygusunu en alt seviyede olur. Yemek yavaş yavaş yenildiğinde keyfi çıkar. Ayrıca hızlı yendiğinde daha fazla yemek isteği doğar. Çünkü çok yemiştir; fakat tadı alınamamıştır. Ayrıca yemekte insan bir tek kendinden sorumludur; oysa cinsellikte eşinden de sorumludur.
Peygamber efendimiz başka bir hadisi şerifte de erkekleri eşlerini tatmin etmeleri konusunda uyarıyor:
"Kişinin acizliğindendir: Konuşup, sevişmeden, eşiyle cinsel temasta bulunup, kadının zevkini tamamlamadan kendi işini bitirip kalkması." (İhya, 2/64)
Peygamberimiz erkeğin karısını memnun etmeden, yataktan kalkmasını uygun görmemiş. Cinsellikten keyif almak erkek kadar kadının da hakkı. Yoksa bu kadınlara büyük bir eziyet olur. Erkek karısının bu hakkına riayet etmiyorsa, vebaldedir, sorumludur.
Zaten âyet-i kerîmede de "Önceden ikramda bulunun" dan sonra uyarı var:
"Ve Allah Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki sizler şüphesiz O'nun huzuruna varacaksınızdır. Ve mü'minleri müjdele."
Modern geçinenler İslam'ın kadını ezdiğini söyler. Oysa İslam kadının yataktaki hakkına kadar korunmuş. Bizim toplumumuzda cinsellik sorunu var. İslam'da değil. İslam kadına gerekli bütün hakları vermiş, müslüman kadının fazladan hakka ihtiyacı yoktur.
Arap kadınları ülkeler arasında yapılan araştırmalarda cinselliğe en düşkün kadınlar arasında çıkıyor. Sebebi sorulduğunda "Çünkü dinimiz bize bunu emrediyor." diyorlarmış. Aynı din bizde de var; ama bizim kadınlarımız "yataktan nasıl kaçılır" üzerine uzmanlık yapıyorlar.
Kadın da erkekte cinsel konuda cahil olunca, cinsellik iki taraf içinde eziyete dönüşüyor. Erkekler, kadına nasıl dokunacağını, cinselliği nasıl sevdireceğini bilemiyor. Kadınlar cahil, kendi bedenini tanımıyor, erkeği nasıl yönlendireceğini bilemiyor derken bir çıkmazın içinde kalıyorlar. Sonuç kadınlar yataktan kaçmaya çalışıyorlar, erkekler kadını kovalamaktan bıkıyor.
Sadece cinsel organlarla yaşanan cinsellik mekanik bir cinselliktir, erkeği de kadını da tatmin etmez. İki taraf da boşalma yaşasa bile tatmin yaşayamaz. Kuru ekmekle karın doyurmak gibidir, karın doyar; fakat lezzet yoktur.
Kısacası eşler arasında cinsellik; fiziksel, ruhsal ve duygusal bütünlükle gerçekleştiğinde gerekli fayda sağlanır ve karı kocanın arasında sevgi ve muhabbettin artmasına sebep olur.
www.cocukaile.net
61 Yorum Yorum Yaz