Cinsel Problemler ve Kadınlık Erkeklik Meselesi

bosanma-davasiYıllarca cinsel problemler yaşadıkları halde tedavi için hiçbir şey yapmayan, iş boşanma safhasına gelince nereye gitsem, kimden yardım alsam derdine düşenleri gördükçe şaşıyorum. Yıllarca birbirlerini kırmışlar, muhabbeti tüketmişler, çaresine bakmamışlar, ayrılacak olunca yatak hayatlarını dert edinmişler.

Yeni nesil bu konuda daha duyarlı görünüyor. Evlilik sonrası birkaç ayda bir şeyler ters gidiyorsa yardım almak istiyorlar. Fakat bazen bir taraf konuyu görmezden gelmeye çalıyor, problemi çözmek için çabalayan eşine tavır yapıyor engel olmaya çalışıyor. Neden?

1-Gurur meselesi yapılıyor: Cinsel problemlerin dile gelmesi kişiler tarafından erkekliğine ya da kadınlığına bir saldırı olarak algılanıyor. Özellikle erkeklerde bu algı daha kuvvetli ve gurur meselesi yapmak daha öne çıkıyor. Eli, kolu, karaciğeri, böbreği ve dahi diğer organlarında rahatsızlık duyanlar "neyim var" diye doktora koşarken, cinsel organlarla ilgili problemlerde çoğu kişi ölüyü oynuyor, yatak odasını bir mezara çeviriyor fakat çözüm için adım atmıyor ve eşinin adımlarını da kendine hakaret gibi algılıyor.

Pek çok hastalık da olduğu gibi cinsel problemler genellikle psikolojik temellidir ve çözümleri zor değildir. Öncelikle şunu iyi anlamamız lazım ki cinsel organlar, günahkar organlar değildir. Vücudumuzdaki her organın bir yaratılış amacı var. Cinsel organlar karı-kocayı sükûnete erdirmek için yani muhabbet için ve çoğalmak için yani insanlığın devamı için yaratılmış mübarek organlardır. Her organ gibi günahta kullanmadığınız sürece manevi olarak da temizdir. Beden temizliğine dikkat edildiği sürece maddi olarak da temizdir.

Fakat bizim toplumsal algımız bozuk olduğu için, daha küçükten vücudunu keşfetmeye çalışan çocuklara pek çok aile “Dokunma, pis,hastalanırsın, günah…” diye çeşitli kötülemelerle müdahale ettiğinden dolayı pek çok kişi cinsel organları ile barışık değil. Bekarken çeşitli psikolojik problemlerle, vesveselerle bir şekilde idare edilen bu durum, evlendiğinde eşi ile ortak kullanıma geçildiğinde bir faciaya dönüşebiliyor. Oysa cinsel hayat muhabbete vesile olsun, diye yaratılmış. Rum suresi 21. Âyet-i Kerimede “Sukünete eresiniz diye sizi kadın ve erkek olarak yarattık” buyuruyor Rabbimiz. Hani sükûnet?

2-Erkek olmayı, cinsel güce sahip olmakla aynı şey zannetmekten doğan aşağılık kompleksi: Pek çok erkeğin cinsellikle ilgili bildiği şey kedi-köpeklerin bilgisinden pek farklı olmadığı yapılan araştırmalarda ve kadınların dertlenmelerinde ortaya çıkıyor. Erkekliği cinsel ilişki sayısı ya da süresi zannederek bununla övünenler, hayvanlarla yarışıyor olabilir ancak. Zira bu övündüğü sadece hayvanların dünyasında değerlidir ve insanoğlu olarak onlara kıyasla her zaman kaybeden olacaktır. İnsanların dünyasında cinsel ilişki sayı ve rakam değil, karı-kocanın birbirini sevme biçimidir.

Toplumumuzda cinsel küfürler çok yaygındır. Zira cinsellikle ilgili bilinçaltı bozuk olanlar, cinsellikte kendini yetersiz görenler, öfkelendikleri anda cinsel küfürler savururlar. Cinsel küfür eden erkek, aslında kendi cinsel acizliğini ve kendini yeterli ve erkek göremediğini ifade eder topluma.

3-Cehalet: Cinsel konuların eğitimi yok. Oysa okullarda cinsel eğitim dersleri olmalı. Kadınlar da erkekler de genellikle cahil olduğu için ve kendi bedenlerini iyi tanımadıklarından, cinsel konularda doğru bilgi sahibi değiller, bu yüzden her duyduklarına inanıyorlar ve genellikle doğru şeyler duymuyorlar. Pek çok erkek bir kadına nasıl dokunması gerektiğini ona ilişkiye nasıl hazırlaması gerektiğini bilmiyor.

Pek çok kadın kocalarının yatakta onlara hoyrat davrandığından, karısını ilişkiye hazırlamadan birlikte olmaya çalışmasından dolayı cinsel ilişki istemediklerini söylüyorlar.

4-Feminizm: Kadınların erkekleşmesi, kocaları ile rekabete girip güç yarışı yapmaları da erkeklerde cinsel isteksizliği artıran en büyük etmen. “Artık Canı Çekmiyor” kitabının verilerine göre yapılan araştırmalarda A.B.D de 40 milyon Amerikalının cinsel hayatlarının bittiğini ya da çok az yaşadıkları gösteriyormuş.

Erkek beyni, kadın ne kadar güzel olursa olsun, onun üzerinde tahakküm kurmaya çalışan, dediğim dedik kontrolcü bir kadını erkek gibi algılıyor. Zaten erkekleşen kadınlar, erkek enerjisine sahip oluyorlar ve eşlerinin gözünde çekicilikleri kalmıyor.

5-Cinsel Tuzaklar: Cinsellikle ilgili doğru kaynaklar ortada olmayınca gençler pornografik yayınlardan cinsel bilgi almaya çalışıyor. Pornografi çok izlendiğinde bağımlılık yapabiliyor ve kişiler evlendikten sonra da bırakamayabiliyorlar. Porno izlemenin manevi hayata zararı da çoktur.

Porno izleyerek cinsel bilgi aldığını zannedenler sadece cinsel hayatlarına büyük bir darbe vuruyor olurlar. Porno ile ilgili sitemizde yayınlanan yazını linkini yazının sonunda bulabilirsiniz.

Pek çok kadından “Kocalarımız akşamları yüzümüze bakmıyor, porno izliyor.” şikayeti geliyor. Karısı ile ne yapacağını bilen adam porno izlemez. Ne yapacağını bilmeyen de oradan öğrenemez. Porno siteleri kişilere kendini yetersiz göstererek ürün satmak üzerine programlanmıştır. Porno izleyen pek çok erkek oradaki kamera oyunları fark etmediği için ve ameliyatla ya de hormon desteği ile cinsel organları büyütülmüş insanları görünce morali bozulur ve kendi organlarını yetersiz görür. Cinselliğin en büyük düşmanı güvensizliktir.

Cinsel ilişkide karısının tatmin olmadığını gören erkek kendini suçlayıp cinsel ilişkiden kaçınabilir. Problemin organından kaynaklandığını düşündüğü için de tedaviye gitmek istemez.

Ya da cinsel performansı artırıcı ilaçlar kullanır. Cinsel ilişkinin uzun sürmesini sağlayan ilaçlar. kadınlar için bir eziyete dönüşebilir. Zira cinsel ilişki temelinde mekanik bir hareket değildir. Cinsel ilişki karı-kocanın birbirini dokunarak sevmesidir. Muhabbettir, keyiftir ve her şeyden önce sağlıktır.

Fakat kapitalist sistem cinsel ilişkinin mekanik bir sistem olarak algılanmasın ister. Zira hem insanların cinsel ilişki ile vakit geçirmesini istemez, hem de kişilerin tatminsizlik yaşamasını ister ki birbirlerinde tatmin olmasınlar ve haz duygularını sistemin ürettiği ürünler ile alışveriş yaparak gidersinler. Reklamlara baktığınız zaman pek çok üründe cinsel çağrışımlar kullanılır. Haz, hız, güç, çekicilik…gibi.

Cinsel problemlerin sonuçları:

Kişilerin psikolojik sağlığını bozabilir.

Boşanmalara sebep olur.

Aldatma ve zinaların en büyük sebebidir: Karımla ya da kocamla olmuyor başka biri ile daha iyi olur mu düşüncesi.

Cinsel suçları artırır.Devletimiz cinsel suçlara cezaları artırdı. Mesela 8 yıl olan ceza 10 yıla çıkmış. Artan cezaların cinsel suçları azaltacağını kimler düşünüyorsa yanlış düşünüyor. 8 yıl hapis cezasını gözüne alan 10 yılı da alır. Devlet cezaları artırmak yerine cinsel eğitime ağırlık vermeli.

Liselerde cinsel eğitim dersleri olmalı. İlahiyatlarda bile cinsel eğitim dersi yok. Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı “Aile İrşat Büroları”na sabahtan akşama gelen telefonların büyük çoğunluğu cinsel konular ile ilgili sorulardan oluyormuş. Telefon başındaki hoca hanımlardan şikayetçi olanlar var. “Biz bu konunun eğitimini almadık, ne sorduklarını bile anlamıyoruz bazen o yüzden cevapta veremiyoruz.” diyorlar.

Velhasıl biz ÇocukAile sitesi olarak cinsel eğitim derslerine devam edeceğiz fakat bu mesele sadece bizim çabamızla düzelecek bir konu değil. İnternette doktorların açtığı siteler de kitabi bilgilerle dolu ve sadece sorunları tespit ediyor, çözüm yok, çözüme bize gelin, diyor. Zaten esas problem insanların bunu kadınlık ya da erkeklik meselesi zannedip gitmemelerinde. Karı-koca bile birbirleri ile rahat konuşamıyorlar.

Diyanet İşleri Başkanlığı'na, Aile Bakanlığı’na, Milli Eğitime ve Sağlık Bakanlığına çok görevler düşüyor. Zira önce eğitimciler yetiştirmek gerek. Bu konu görmezden gelindiği sürece ne boşanmalar azalır ne de cinsel suçlar azalır ne da topluma huzur gelir.

http://www.cocukaile.net/gozleri-korumak-ve-porno/

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

31 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz