Çocuğunuza Arkadaş Olabiliyor musunuz?

Anne babalara, çocuklarınızın arkadaşı olun demiyoruz, onlarla arkadaş olun diyoruz. Çünkü onlara arkadaş olurken anne babalığı da bir kenara bırakmış olmazsınız. Diğer türlü onların arkadaşı olursanız, anne babalığı bir tarafa bırakmanız gerekir. Fakat bu çok yanlış bir davranıştır. Ama arkadaş olmak çok yerinde bir yaklaşım…

ARKA TAŞ: Orta Asya' da savaşın ok ve yay ile yapıldığı dönemlerde Türk

savaşçılar, arkalarından gelebilecek bir saldırıyı önlemek için,

sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek, ok atarlarmış. Atalarımız

genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde

bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ

veya Azerbaycan'daki söylenişiyle 'ARKA-DAŞ' biçiminde dilimize

yerleşti.

Bugün bile güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine

güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir. 'Dostluk' kavramının zaman

içinde, insanın arkasını yaslayabileceği ve kendisini olabilecek

kötülüklerden koruyacağı fikri ile özleştirilmesi sonucu 'arkadaş'

sözcüğü 'dost' anlamında Türkçemizdeki yerini buldu. Sırtınız

'arka-taş' sız kalmasın…

Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar. Aşk kendinden emin bir

şekilde sorar:

-Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım, sen niye varsın ki bu

dünyada? Arkadaşlık cevap verir:

-Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için…

İşte gözyaşlarınızı silen bir arkadaşınızın olması ne kadar güzel ve önemli… Oğlunuzla böylesi bir dostluk içinde olmanız en doğrusu. Gözü yaşardığında gözünü silen bir el, düştüğünde tutup kaldıran bir kol, başı daraldığında dayanacağı bir omuz ve hepsinden önemlisi, sevgiyle kucaklayan bir kalbe sahip anne baba olabilmek ve bunu ona arkadaş olarak yapmak…

Beni Annem Yetiştirdi“Beni annem yetiştirdi. Şahsiyetimi geliştirdi. Topluma kazandırıp bir fert olarak alnı açık, yüzü ak olarak yaşamamı sağladı. Beni annem yetiştirdi. Bütün yeteneklerimi geliştirdi. İffet ve namus anlayışını yüreğime öyle verdi ki, vicdanımda rahat gezmemi sağladı.

Beni annem yetiştirdi. Tüm yaratılmışı bana sevdirdi. Kin, nefret, öfke, haset, kıskançlık, aleyhtarlık, doyumsuzluk gibi bütün olumsuz kavramlardan sıyrılıp yalnızca sevgi, anlayış, muhabbet ve hakikat dünyalarında yaşamamı sağladı.

Beni annem yetiştirdi. Değer yargımı geliştirdi. Saçının bir teline kale fethettiren gerçek bir Anadolu kızı olarak yüreği dolu dolu yaşamamı sağladı.

Beni annem yetiştirdi. Gerçek bir Müslüman, insanlığında öncü ve örnek, hür ve gür yaşayan, hedefi bütün yüreğini doldurmuş azimli ve gayretli bir evlat olarak yaşamamı öğütledi.”

Evet, şimdi ben bir anneyim. Ve çocuklarım en az kırk yaşına geldiklerinde onların ağzından bunları duymak istiyorum. Hangi anne istemez ki?!... Gerçek manada evladını yetiştirip de aynı şeyleri onun da evladına uyguladığını görmek en güzel mutluluktur herhalde.

Kişilikli bir anne olarak arkamızda bıraktığımız eserler eğer kaliteliyse inanın bizi hep yâd ettirecektir. Zira insan yetiştirmek kadar büyük bir sanat var mı? Şahsiyetli bir insan topluma kazandırmak kadar büyük bir eser var mı?

Geçmişe şöyle bir baktığımızda topluma mâl olmuş yüce insanların arkasında gerçek birer anne görürüz. Bu sorumluluğun bilincinde olan anne ancak hakiki bir anne olmaya gayret gösterebilir. Öyleyse gerçek bir anne olmaya koşalım ve arkamızdan yüzlerce hayır dua eden evlatlar yetiştirelim.

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

10 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz