Aşk Acısı
- 03-08-2012
- KATEGORİ Ademler & Havvalar
- YAZAR Sema Maraşlı

Bir Havva Diyor ki...
Sadece yaşayanın bileceği bir duygu…
Sevmek insana verilmiş en büyük nimet. Öyle ki sevebilmek çok yüce bir duygu. Hissetmek, düşünmek hayal etmek…
Kesinlikle aşk bir hastalık. Boş yere sarmaşık dememişler. Her tarafını sarıyor ve hareket edemez hale getiriyor.
Cüz’i iradenle istemek…İşte burada sen istesen de Külli irade istemeyince başlıyor dokuma tezgahı.
Başlıyor imtihan, başlıyor gözyaşı döktüğün geceler, başlıyor hasret, başlıyor yüreğindeki yangın, başlıyor içindeki kargaşa…
Önce kızgınlıkla birlikte pişmanlık başlıyor. Bu aşamada herkese kızabilir insan, başta gönlünü kaptırdığı kişi’ye, arkadaşlarına, yakınlarına, kullandığı eşyalara, kızarda kızar…En son kendisine kızar İnsan. Sonra pişmanlık duyar, kendisini suçlar, hayıflanır, düştükçe kalmaya çalışır. Her seferinde sanki yüreğine bıçak saplanıyormuş gibi olur.
Bir daha sevemem demeye başlar… Tekrar yara almaya cesareti yoktur. İncinmek istemez. Risk almaktan kaçınır, adım atamaz. İşte bu duygu…Risk alamamak…Gerçekten sevdikten sonra tekrar sevemeyeceğini düşünmek…Bu hale kendisini kaptıran kişi yıllar geçerde bu kaostan çıkamaz. Girdiği girdap da sürekli en son sevdiği kişi’yi düşünerek, olayları tekrar tekrar tahlili ederek vakit geçirir. Yaşı ilerlemiş evlenmeyen, evlenemeyen kişilerin bir çoğunun geçmişinde böyle bir hikaye yatar. Hepsini kast etmiyorum tabiî ki…Çok çekingen olabilir, kariyeri, bitmeyen okulu, idealleri vs vs. Ayrı ayrı sebepler olabilir. Yalnız aşk acısı çekenlerde genel halde sonraki kararları oldukça etkiler…Risk alamamak.
İnsan nereden bilsin evlenemeyeceği kişiyi sevdiğini. Ümitlerini, hayallerini onun üzerinde kurduğu kişiyi kaybedeceğini. Kimse istemez sevdiğini kaybetmek ve ayrılmak. Fakat Allahu Teala Hz.leri başımıza bir şeyler veriyorsa biraz durup düşünmek. Ve hayırlı sonuçlar çıkartmak gerekir.
Sebep kısmında durmayacağım. Olayın bitmesine gerçekten karar verdiyseniz veya karar verildiyse, küllerinden doğmak için neler yapmalı?
Öncelikle yaşadıklarınızı, hatıraları silmek o kadar kolay değil, kendinize haksızlık etmeyin. Bu süreç geçmesi gereken bir zaman dilimi. Geçici. Sadece zamanla alakalı. Bu zamanı daha kısaltmak için aşağıdaki önerilere kulak verebilirsiniz.
-Telefon numaralarını, fotoğrafları, adres, iletişim bilgilerini vs. hepsinin hemen silin.
-Gelen aramalara, e postalara vs. cevap vermeyin.
-Melankolik parçalar dinleyip bir dökülün, ağlayın, sızlayın, sızlanın. (Sadece ilk zamanlar, sonrasında bağımlılık yapabilir.)
-Karşı tarafı hatırlatacak her şeyi ortadan kaldırın ve başkalarına verin.
-Sakın yalnız kalmayın.
-Yakın dostlarınızı yanınızdan eksik etmeyin.
-Yeni zevklerinizi, el becerilerini keşfedin, sanatsal faaliyetlere katılın.
-Yolculuk yapın, yeni insanlar tanıyın, sizden daha dertli olanları dinleyin.
-Geçmişi düşünmeyin, aslında şöyle yapabilirdim? Suç bendeydi? Arasam mı? Mail atsam mı? Yanlış anladı sanırım… Sakın bu sorulara cevap aramayın. Aklınıza gelirse hemen soruları göndermeye bakın. Bu soruların içine girerseniz size yanlış yaptırabilir.
- Özellikle bu günlerde olumsuz ifadeler kuracak, sizi bolca eleştirecek kişilerden uzak durun.
- Bu süreci hayırlısıyla atlatmak ve gönül ferahlığı için dua edin.
- Huzur evi, çocuk esirgeme kurumu gibi yerlere ziyaret edin.
-Arkadaşlarınızla mısır patlatıp film seyredin, entelektüel tartışmalara girin.
-Giydiklerinize her zamankinden daha bir dikkat edin.
-Kendinizi veya karşı tarafı suçlayıp durmayın. Ne kendinize ne de karşı tarafa haksızlık etmeyin...Bir süre sonra hem kendinizi, hem karşı tarafı af edin ki Ruhunuz hafiflesin, gönlünüz zincirlerini kırsın.
-Sakın “kimse beni anlamıyor” diyerek kendinizi daire içine almayın.
Unutmayın ki ilk ayrılan ve son ayrılacak kişi de siz değilsiniz.
Bu da geçer Ya Hu! Aman iz bırakmadan geçsin.
Lütfen: Sizler ne gibi çözümler buldunuz? Paylaşmak ister misiniz? Yazınız…
İnci Yılmaz
bahadır
Değerli kardeşimiz;
Aşık olmak günah değildir. Bir hadiste, bir kadına aşık olup onu gizleyen ve kimseye söylemeden ölen birinin şehit olacağı ifade edilir. ((bk.Kenzu’lummal, h. No: 7000; hadis hakkında geniş bilgi almak için bk. Aclunî, 2/263;). Sahavî, hadisin sahih olduğuna işaret etmiştir(bk. el-Makasıdu’l-hasene, 1(220).
Bildiğiniz gibi, aşk, nefsanî olan duygusallıktan ziyade, kalbî olan aşırı sevginin adıdır. Bu nedenle aşık olmak insanın elinde olan bir şey değildir.
Sizin de onu düşünmeniz elinizde olmadan aklınıza gelmesi caizdir. Ancak mukaddes şeyleri feda edecek kadar tapar gibi sevmek doğru değildir. Eğer evlenme imkanınız ve onu dini ölçüler dairesinde istedip almanız mümkünse hemen istetmenizi öneririz.
Eğer bu mümkün değilse demekki hakkınızda hayırlı değilmiş deyip, Allah’tan helal süt emmiş iyi bir eşi nasip etmesini isteyip aramak gerekir.
Hakkımızda neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Belkide mutlaka olmasını istediğimiz bir şeyin sonradan keşke olmasydı deme ihtimali vardı. Bu nedenle isterken hayırlısını istemek olmazsa sabır ile beklemek en güzelidir.
bahadır
2. “Gayr-ı meşru muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.” (12:33)
-Hazreti Pir, “Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir” kaidesine dikkatleri çekiyor. Evet, bazen birilerine karşı öyle bir alaka gösteririz ki, aslında onların nezd-i uluhiyette o alakaya liyakatleri yoktur. Fakat biz o mevzuda dengeyi koruyamayız, “ille de onlar” deriz ve hiç farkına varmadan onlardan şefkat tokatı değil de öyle nikmet tokatları (intikam, azap, kahır şamarları; içinde hiç merhamet bulunmayan hiddet silleleri) yeriz ki dünyaya geldiğimize de geleceğimize de bin pişman oluruz. (12:45)
-Dengede kusur etmemek lazım; herkes ne kadarsa, o kadar alaka göstermek lazım. Delice, divanece alaka gösterilecekse şayet, o Allah’â, İnsanlığın İftihar Tablosu’na, Hulefâ-yı Râşidîn’e ve derecelerine göre Ashab-ı Kirâm’a karşı gösterilmelidir. Toplumda ihya edilmesi gerekli olan duygular bunlardır. (13:35)
-Biz Allah sevgisi mahrum-zedeleriyiz.. biz Peygamber sevgisi mahrum-zedeleriyiz. Kaç insan gösterebilirsiniz eskiden olduğu gibi camilerde Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-enâm bahis mevzuu edildiği zaman bayılıp düşüyor, kalb masajı yapıp onu yeniden hayata döndürüyorlar. Hiç gördünüz mü böyle birisini!.. Evet, biz muhabbet mahrumu insanlarız. Allah sevgisini çaldılar bizden.. Peygamber sevgisini çaldılar. Sevgi kabiliyetimizi bütünüyle dünyaya ve kendimize bağladılar. Sevilmesi gerekli olanları sevilmesi gerektiği ölçüde derinlemesine sevemedik. O sevgiyi suiistimal ettik. Bazen birisi şöyle bir iyilik yapacak diye ona öyle bir sevgi duyduk ki bu da gayretullaha dokundu; Cenâb-ı Hak suratımıza bir şamar indirdi ve âdeta ‘Aklınızı başınıza alın.. onlar o kadar teveccühe, o kadar takdire layık değillerdi.’ dedi.” (14:12)
-Evet, bu mevzuda dengeyi koruyamadığımızdan dolayı gayr-ı meşru muhabbetin cezası olarak merhametsizce tokatlara müstahak olduk. Tokatlıyor Allah: Aklınızı başınıza alın; bu ölçünün insanları değil onlar!..” (15:28)
bahadır
2 sene geçmişti ve ben o eski kızı unuttum. 3. sınıfın başında diğer kızdan hoşlanmaya başladım. çünkü 130 kişilik sınıfta her grupta onunla beraber oluyordum. ama bi şeyler eksikti aşık değildim ben ise bir yola gireceksem aşık olduğum kişiyle olmalıydı o.böyle 2 sene geçti hoşlanıyorum ama kararsızım . 5. sınıfta yine 20 kişilik bir grupta beraberdik ve daha çok konuşma imkanı olmuştu.ha bi de etrafımda herkes evleniyor bi yuva kuruyordu. arkadaşlarımda biriisi varsa onu başkalrının kapabileceği korkusunu bende oluşturdular.
bende onunla ilgilenmeye başladım zaten ilgileniyordum da şimdi iş ciddiye binmişti. bir gün morali çok bozuktu. bende ona sordum ama o geçiştirdi kankasını aradım ne oldu nesi var yapabileceğim bi şey varsa yaparım gibilerinden konuştum .ve o akşam mesaj geldi kendisinden bu aralar benimle fazla ilgilenmen beni rahtsız ediyor diye vo orda ip koptu ben bu işin olmayacağını düşündükçe tutulmaya başladım. ertesi gün inkar ettim ama ateş yanmaya başlamıştı twitterda sürekli aşk mesajları atıyordum ve birgün bunlar bana mı dedi ben yine inkar ettim ve benden kaçmaya başladı bende bir gün itiraf ettim ve sebden hoşalnıyorum dedim o da ben senden hoşalnmıyorum dedi
Yasir
sibel