Ameliyat Son Çare Olmalı
- 30-12-2014
- KATEGORİ Beden ve Ruh Sağlığı
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Son dönemde medyada çok sık yer almaya başladı mide küçültme ameliyatları .Özellikle ünlüler dünyasında pek çok kişi verdikleri röportajlarda kilolarını vermelerinin sebebini mide operasyonlarına borçlu olduklarını söyleyince konunun bilinmeyenleri hakkında İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Doktor Mesut Başak Bey’e bu konuya dair sorular yönelttim. Bu operasyonların bütün yöntemler denendikten sonra tercih edilmesinin altını çizen Prof. Dr. Başak , konunun hayati boyutundan da özellikle söz ediyor. Kiloları ile başı dertte olanlar, obez olanlar bu sohbetimizi dikkatle okusunlar . Aniden verilmiş bir karar bazen ömür boyu oluşabilecek sıkıntılara sebep olabilir zira.
Mide Ameliyatlarından Kısaca Bahseder misiniz?
Kiloları vermek amacıyla yapılan ameliyatların iki çeşidi var. Birincisi midenin küçültülmesi operasyonu. Bu enine veya boyuna küçültme şeklinde iki şekilde yapılır. Diğeri de midenin çıkışındaki ince bağırsak bölümü kesilip ince bağırsağın son kısmına veya kalın bağırsağın başlangıç kısmına bağlanması şeklinde . Bu durumda ince bağırsak kullanılmıyor, kullanılmadığı için de gıdalar emilemiyor ve bunun sonucunda da kişi zayıflıyor.
Son dönemde bu ameliyatlardan sıkça söz edilmesinin sebebi bu yöntemi doktorların daha çok tercih etmesi mi yoksa hastaların bu ameliyatı olmak istemeleri mi?
Bazı doktorlar özellikle genel cerrahlar tercih ediyorlar bu yöntemi. Çaresiz kalan hastalarda maalesef bu tedavi yöntemini tercih ediyorlar.
Bu tedavi yöntemi kimlere uygulanmalı ?
Kişinin obez olup olmadığını anlama yöntemleri var . Bunların en çok kullanılanı vücut kitle endeksidir. Bu ; kişinin ağırlığını boyunun karesine bölünmesi demek. Endeks 18-25 arasında ise normal, 25 - 30 arasında fazla kilolu , 30 un üzerinde ise obez diyoruz .
Obez olanlarda kendi aralarında üç gruba ayrılır. Kitle endeksi 30-35 arasında olanlara hafif obez , 35-40 arasında olanlara orta derecede obez, 40 ın üzerinde ise ağır obez /morbit obez diyoruz. Bu zayıflama operasyonu yapılacak kişilerin vücut kitle endeksleri kırkın üzerinde olmalı. İkincisi bu kişilere diğer zayıflata yöntemlerinin hepsi uygulanmalı ve sonuç alınamamış ise en son çare olarak ameliyat tercih edilmelidir.
Ameliyat sonrası yaşanacak muhtemel sıkıntılar nelerdir?
Ameliyatın cinsine göre sıkıntılar çıkabilir. Eğer bir küçültme operasyonu ise bu kişilerde bulantı ve kusma oldukça fazla görülebilmekte. Eğer bu by- pass şeklinde yapılan bir ameliyat ise o zaman kişide ince bağırsak emilimi devre dışı bırakıldığı için maalesef birçok vitamin eksikliği ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla bu vitamin eksiklerinin hastalıkları ortaya çıkmaya başlıyor .
Bu yöntemlerin hayati tehlikesi var mıdır?
Evet mide ameliyatlarında ölüm riski oldukça fazladır. Kelepçe de bunlardan biri sayılıyor. By pas da da mide de delinmeler, damarların kanaması ve kişinin giderek kilo kaybetmesi ve yeterince gıdaları alamamaları sonucunda maalesef ölüm ortaya çıkabiliyor. Basında da bunun örneklerini çokça okuduk. Bu açıdan bu tedavi yöntemini çokça düşünüp en son gerçekten yapılacak tedavi bu olduğu için tercih edilmeli.
Küçülen mide çokça yemeye devam edildiğinde yeniden büyür mü?
Tabi bu operasyonun şekline bağlı. Bazılarında tekrar büyüyebilir. Çünkü mide bir balon gibidir. İçine üfledikçe o balon büyür üflemezseniz o balon küçülür. Bu açıdan tekrar büyüme olabilir ama kelepçe ameliyatlarında bu büyüme şansı daha azdır. By-pas da büyüse de büyümese de çok önemli değil çünkü yenilen gıdalar ince bağırsağa uğramadan kalın bağırsağa geçtiği için midenin küçük ya da büyük olmasının bir etkisi yok .
Hızla verilen kilolar vücudun diğer organlarını etkiler mi?
Normalde haftada bir kilo ya da ayda 4 kilo verilmesi ve bu rakamların üzerine daha fazla çıkmamak gerekir. Eğer kişi bu rakamlardan çok daha fazla kilo verirse vücutta öncelikle şeker, şeker bittikten sonra yağ, yağlar da tükendikten sonra vücut başka kalori kaynağı bulamadığı için proteinlerini tüketmeye başlar. En önemli protein kaynağı kaslardır . Dolayısıyla kişinin kasları yavaş yavaş erir. Bilindiği gibi kalpte kastan oluşur. Kişi eğer çok hızlı ve kısa sürede kilo vermeye başlarsa kalp kasıda erimeye başlar ve kişi ani olarak kalp ritim bozukluğundan ölebilir. Bunun haricinde beyin ,akciğer , karaciğer ve bağırsaklar da çok hızlı kilo verildiği zaman , fonksiyon bozuklukları meydana gelir ve organlarda çökme oluşabilir. Bu da ölümle sonuçlanabilir.
Rümeysa Hanım geçtiğimiz yıllarda mide küçültme ameliyatı olan bir isim. Her şeyi denedikten sonra , bu kararı vermiş. Hem ameliyat öncesinde hem de ameliyat sonrasında yaşadıklarını bizimle paylaştı.
Ameliyat öncesi psikolojinizden biraz bahseder misiniz?
1.60 boyunda ve 100 kiloydum .Az yediğim halde sürekli kilo aldığım için psikolojim bozuktu. Sürekli ağlıyordum. O dönem psikolojik tedavi de gördüm.
Ameliyata nasıl karar verdiniz?
İlaçlar kullanmama , diyet ve spor yapmama rağmen bir türlü kilo veremiyordum. Yapılan hormon terstlerinde troit hormonlarımın çalışmadığını ve hipotroit olduğumu söyledi doktorum. En sonunda ailemin de ısrarıyla ameliyat oldum.
Ameliyat sonrası neler yaşadınız?
Ameliyat sonrası uyandığımda içimde kocaman bir boşluk vardı. Midem kesilmişti ve küçücük kalmıştı. Yeniden yemek yemeyi ve doğru beslenmeyi öğrenecektim. İlk ay çok sıkıntı çektim. Yemek yiyemedim, su içemedim. O dönem 100 kilodan 55 kiloya indim.
Peki sonra yine kilo aldınız mı?
Evet . Diyeti sıkı uygulamadığım için yeniden kilo aldım.
Peki sizin gibi kilo problemi yaşayan ve bu ameliyatı olmayı düşünenlere neler tavsiye edersin?
Eğer şişman olmaktan bıktılarsa ve bu durum sağlıklarını etkiliyorsa iyice araştırıp, doktorları da onaylarıyla olabilirler tabi. Ama işin bir de şu yönü var: Ben hala ne zaman yemek yesem midem acıyor ve ömür boyu da böyle olacak. Kusmak istediğim, yemeklerden tiksindiğim, yediğim anda çok doymuşsam acı çektiğim dönemlerde oluyor. Her boyutunu düşünüp karar vermeleri en doğrusu.
www.gazetevahdet.com
0 Yorum Yorum Yaz