Çocuk Aile Özel-Bağımlılıklardan Kurtulmak Mümkün müdür?
- 23-11-2011
- KATEGORİ Hayatın İçinden
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Yavuz Tufan Koçak...Eski bir bağımlı...Beton tedavisi yöntemiyle yirmi yıllık alkol bağımlılığından kurtulmuş
biri. Şimdi diğer bağımlıların kurtulma mücadelesinde onlara destek oluyor.Bağımlıların ruh hallerini,ailelerin yapmaları
gerekenleri cocukaile.net sitesi için kaleme aldı.
"Alkolikler genellikle “dibe vurmadan” yani her şeylerini kaybetmeden alkolik olduklarını kabule yanaşmazlar ( ya da sırf çevrelerindekileri susturmak için alkolik olduklarını söyler, ama bunu değiştirmek için hiçbir ciddi çaba harcamazlar ) , bu nedenle de tedaviye istekli değillerdir.
Ailelerinin alkolik hastayı destekleyen tavrı O ‘nun dibe vurmasını ya da dibe vurduğunu fark etmesini engeller. Başka bir değişle: alkolik parasız kalır, annesi para verir; karakola düşer, babası kurtarır; hasta olur, eşi hastaneye götürür v.s. Alkolün olumsuz sonuçlarıyla hasta değil, hep ailesi yüz yüze gelir. O ise alkolün verdiği sarhoşluğa sığınıp tüm sorunlarını inkâr eder ya da hep başkalarını suçlar. Bu kadar derdi çeken aile de sürekli olarak alkolü bırakması için alkolik kişiye baskı yapar ve alkolik bu baskıyı içmesinin nedeni olarak gösterir.” Karımın dırdırından, ailemin baskısından dolayı içiyorum “ bahanesini sık olarak duyarsınız. Oysa bu dırdır ve baskı alkole karşıdır.
İşte bu durumda bir kısır döngü yaşanmaktadır. Yani alkolün kötü sonuçlarını sırtlanan aile, hastanın bunlarla yüzleşmesini aslında engellerken; yaptıkları baskıyla hastanın stresini daha da arttırırlar. Aileler, özellikle eşler, alkolizmden kendileri sorumlu imişcesine bir suçluluk içinde, kendilerini paralama derecesinde, bir kurtarma çabasına girebilirler. Eşlerde, buna bağlı depresyon, sık görülür.
Yapılması gereken, alkolizminden ve sonuçlarından sadece kendisinin sorumlu olduğunu alkolik kişiyle açık açık konuşmak ve onun bazı şeylerle karşılaşmasını engellememektir. Bir bakıma, alkol aldığı zaman, alkoliği yalnız bırakmakta yarar vardır. Sarhoş olunca kimsenin kendisini yatırmaya götürmeyeceğini bildiği ve birkaç kez uygunsuz yerlerde uyandığı zaman ya da alkol alıp “ rezalet “ çıkardığında kimse kendi yerine özür dilemeyeceği için icabında olumsuz, tepkili tutumla karşılaşınca, alkolü bırakmak için kişide büyük bir azim oluşur. Diğer türlü kendisini bir bebek gibi yakınlarının bakımına terk eder.
Alkolün bütün sorumluluğu o kişinin omuzlarına verildiğinden içmemesi için de eski kısır baskı ve dırdırlara gerek kalmaz. Yani kişiye “İstiyorsan iç ama alkolden dolayı olacak hiçbir şey için bizden yardım bekleme.” İfadesinde bütün çevresi söz birliği etmelidir. Ailede sadece bir kişi bunu söylerse, o günah keçisi ve kötü insan haline gelir. Üstelik de diğer kişiler benzer tavrı devam ettireceği için bunun anlamı kalmaz. Örneğin sadece eşi bunu söyler ve yapar, ama babası ve arkadaşları aynı tavrı sürdürmeye devam ederse bunun yararı olmaz. Toplum, alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf, hatta dengesiz olduğunu düşünür.
Bir çok alkolik de kendisini böyle görür.Ancak alkolizm bir hastalıktır.Yani kişi, alkol karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmiştir.Alkol karşısında güçsüzlüğü kabul etme ve bu konuda yardım arama, iyiye doğru değişimin ilk adımı ve mutlak şartıdır. Milyonlarca insan bu ilk adımla başlanan yolda alkolün hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmişlerdir. Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle ‘ dibe vurmuşlardır ’. Yani sağlık, aile, meslek, sosyal yaşam vb. yönlerden büyük kayıplara uğramış ve çaresiz duruma düşmüşlerdir. Bu hale düşmeden pek çok alkolik bu zevki terk etmeye yanaşmaz, ya da buna karar verse de kolayca vazgeçer. Önemli olan bu denli kayba uğramadan bu kısır döngüyü durdurmaktır. Bu nedenle kişinin alkolik olduğu yani alkol karşısında zayıf, hatta alkolün esiri olduğunu fark edip kabullenmesi, düzelmenin başlangıç noktasını oluşturur.Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçeği fark etmeleri için “ motive edici görüşmeler” yapılır. Tedaviden sonra uzun süreli izlem gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse alkole dönmesi kolaydır. Düzenli aralıklarla görüşmelere ya da kendine yardım gruplarına katılmalıdır. Nüksler ( tekrarlamalar ) en sık ilk 6 aydadır. "
biri. Şimdi diğer bağımlıların kurtulma mücadelesinde onlara destek oluyor.Bağımlıların ruh hallerini,ailelerin yapmaları
gerekenleri cocukaile.net sitesi için kaleme aldı.
"Alkolikler genellikle “dibe vurmadan” yani her şeylerini kaybetmeden alkolik olduklarını kabule yanaşmazlar ( ya da sırf çevrelerindekileri susturmak için alkolik olduklarını söyler, ama bunu değiştirmek için hiçbir ciddi çaba harcamazlar ) , bu nedenle de tedaviye istekli değillerdir.
Ailelerinin alkolik hastayı destekleyen tavrı O ‘nun dibe vurmasını ya da dibe vurduğunu fark etmesini engeller. Başka bir değişle: alkolik parasız kalır, annesi para verir; karakola düşer, babası kurtarır; hasta olur, eşi hastaneye götürür v.s. Alkolün olumsuz sonuçlarıyla hasta değil, hep ailesi yüz yüze gelir. O ise alkolün verdiği sarhoşluğa sığınıp tüm sorunlarını inkâr eder ya da hep başkalarını suçlar. Bu kadar derdi çeken aile de sürekli olarak alkolü bırakması için alkolik kişiye baskı yapar ve alkolik bu baskıyı içmesinin nedeni olarak gösterir.” Karımın dırdırından, ailemin baskısından dolayı içiyorum “ bahanesini sık olarak duyarsınız. Oysa bu dırdır ve baskı alkole karşıdır.
İşte bu durumda bir kısır döngü yaşanmaktadır. Yani alkolün kötü sonuçlarını sırtlanan aile, hastanın bunlarla yüzleşmesini aslında engellerken; yaptıkları baskıyla hastanın stresini daha da arttırırlar. Aileler, özellikle eşler, alkolizmden kendileri sorumlu imişcesine bir suçluluk içinde, kendilerini paralama derecesinde, bir kurtarma çabasına girebilirler. Eşlerde, buna bağlı depresyon, sık görülür.
Yapılması gereken, alkolizminden ve sonuçlarından sadece kendisinin sorumlu olduğunu alkolik kişiyle açık açık konuşmak ve onun bazı şeylerle karşılaşmasını engellememektir. Bir bakıma, alkol aldığı zaman, alkoliği yalnız bırakmakta yarar vardır. Sarhoş olunca kimsenin kendisini yatırmaya götürmeyeceğini bildiği ve birkaç kez uygunsuz yerlerde uyandığı zaman ya da alkol alıp “ rezalet “ çıkardığında kimse kendi yerine özür dilemeyeceği için icabında olumsuz, tepkili tutumla karşılaşınca, alkolü bırakmak için kişide büyük bir azim oluşur. Diğer türlü kendisini bir bebek gibi yakınlarının bakımına terk eder.
Alkolün bütün sorumluluğu o kişinin omuzlarına verildiğinden içmemesi için de eski kısır baskı ve dırdırlara gerek kalmaz. Yani kişiye “İstiyorsan iç ama alkolden dolayı olacak hiçbir şey için bizden yardım bekleme.” İfadesinde bütün çevresi söz birliği etmelidir. Ailede sadece bir kişi bunu söylerse, o günah keçisi ve kötü insan haline gelir. Üstelik de diğer kişiler benzer tavrı devam ettireceği için bunun anlamı kalmaz. Örneğin sadece eşi bunu söyler ve yapar, ama babası ve arkadaşları aynı tavrı sürdürmeye devam ederse bunun yararı olmaz. Toplum, alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf, hatta dengesiz olduğunu düşünür.
Bir çok alkolik de kendisini böyle görür.Ancak alkolizm bir hastalıktır.Yani kişi, alkol karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmiştir.Alkol karşısında güçsüzlüğü kabul etme ve bu konuda yardım arama, iyiye doğru değişimin ilk adımı ve mutlak şartıdır. Milyonlarca insan bu ilk adımla başlanan yolda alkolün hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmişlerdir. Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle ‘ dibe vurmuşlardır ’. Yani sağlık, aile, meslek, sosyal yaşam vb. yönlerden büyük kayıplara uğramış ve çaresiz duruma düşmüşlerdir. Bu hale düşmeden pek çok alkolik bu zevki terk etmeye yanaşmaz, ya da buna karar verse de kolayca vazgeçer. Önemli olan bu denli kayba uğramadan bu kısır döngüyü durdurmaktır. Bu nedenle kişinin alkolik olduğu yani alkol karşısında zayıf, hatta alkolün esiri olduğunu fark edip kabullenmesi, düzelmenin başlangıç noktasını oluşturur.Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçeği fark etmeleri için “ motive edici görüşmeler” yapılır. Tedaviden sonra uzun süreli izlem gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse alkole dönmesi kolaydır. Düzenli aralıklarla görüşmelere ya da kendine yardım gruplarına katılmalıdır. Nüksler ( tekrarlamalar ) en sık ilk 6 aydadır. "
1 Yorum Yorum Yaz