Ben Onu Çok Sevdim (Şevket Bulut)
- 17-02-2014
- KATEGORİ Hayatın İçinden
- YAZAR Sema Maraşlı
Bulut Dediğin...
Bundan 17 yıl önce telefon sesiyle uyanmıştım bir eylül sabahına. Evde kimse yoktu. Dedemler ile aynı
müstakil evde otururduk. Onlar üst kattalardı. Annem oraya çıkmıştır diye düşünmüştüm. Kalkıp
telefonu açtım.
“Alo”
“Merhaba ben baş sağlığı dilemek için aramıştım.”
“Kimin için?”
“Şevket bey vefat etmiş, başınız sağolsun”.
“...”
Telefondaki ses, vazifeşinaz tonu ile yeri doldurulamaz bir gedik açmıştı hayatımda. Ölüm; henüz sekiz yaşında bir çocuk için algılaması zor bir kavramdı. Ölüm, bir ev dolusu ağlaşan kadın ve dışarıda sigara içen adamlardı benim için. “Allah size uzun ömür versin” diye beni bağrına basan ninelerdi.
Sinir krizi geçren anneannemi “Bak torunların var” diye teselli etmeye çalışan teyzelerdi. Ölüm, mutlak bir gerçek olarak girdi hayatıma o gün.
Kimse bana doğru anlatmamıştı ölümü. Sanki ölünce cennete giecektik hepimiz. Çocukken en sevdiğim ilahi olan "Şol Cennetin Irmakları" nda anlatıldığı gibi bülbüller ötecekti orada. Herkes mutlu olacaktı. Peki ya burada kalanlar? Kimse bana bir daha onları göremeyeceğimizden, bir daha onlara dokunamayacağımızın, bir daha ellerini tutamayacağımızdan ve bir daha seslerini duyamayacağımızdan bahsetmemişti...
En yakın dostum olacak insanı daha onu tanıyabilecek olgunlağa erişmeden kaybetmiştim.
Küçükken dedemle tren istasyonuna giderdik. Akşam saat 6'da tren gelirdi. Sırf mutlu olduğum için her gün oraya götürürdü beni. Her isteğim onun için emir gibiydi. Yaptığım şımarıklıklarla bin kez hak etmeme rağmen attığı bir tokat için hemen pişman olup özür diyelen adamdı benim dedem. Bana daha 8 yaşında olgun bir insanmışım gibi davranırdı.
Beni yanına alır arkadaşlarıyla tanıştırmaya götürürdü. O zamanlar anlayamazdım ama ne kadar derin bir sevgiye sahip olduğunu şimdi farkedebiliyorum.
Vefatından kısa bir süre önce bürosunda birlikte bir gün geçirmiştik. Daktilo kullanmayı öğretmişti bana. Önceden satın alınmış pullar ile orolet satın almayı öğretmişti. Yazdığı kitapları göstermişti. En çok dikkatimi çeken kefensiz ölüler olmuştu. Kapağında 3 ruh siületi olan bir baskı... O gün sonunda bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimle onu o kadar hayatından bezdirmiştim ki benim için bir şiir yazmıştı çocuk dediğin adında. Özetle ne kadar yoktan anlamaz bir çocuk olduğumu anlatan.
Nadide çiçektir çocuk dediğin,
Varı kabul etmez, yoktan anlamaz.
Boğazından geçmez, onsuz yediğin;
Çoğu kabul etmez, yoktan anlamaz.
Seni bizan eder türlü soruyla,
Oyun oynar fasulyeyle ,darıyla
Bir olurlar evindeki karıyla:
Çoğu kabul etmez, yoktan anlamaz…
Çişi gelse hemen salona koşar;
Ölüye aldırmaz, geline koşar;
Gülleyi bırakır, balona koşar;
Varı kabul etmez, yoktan anlamaz
Nedense acıkır, çıksa çarşıya!
Araba gelirken, geçer karşıya…
Toz şekeri karıştırır turşuya;
Çoğu kabul etmez, yoktan anlamaz
Leylek getiriyor, deme bebeği.
Yatağında uyuturken köpeği…
Ata eti verir alır kepeği:
Varı kabul etmez,yoktan anlamaz
Camı görse, kırmak için yarışır,
Sürü görse, kuzulara karışır…
Gün aşırı küser küser barışır:
Çoğu kabul etmez, yoktan anlamaz
Kız çocuğu ilgilenir kaşıkla,
Ninni söyler, oyalanır beşikle…
Oğlan cirit atar, atla-çüşükle
Varı kabul etmez, yoktan anlamaz
Hak böyle istemiş burda yasayı
Karıştırır sevinç ile tasayı
Merkep yapıp sürer gider asayı
Çoğu kabul etmez, yoktan anlamaz
Bulut derki sever oldum torunu
O olmazsa ne yapayım yarını
Senden ayrı koyar kızı, karını
Varı kabul etmez , yoktan anlamaz …
Yoktan anlamazdım. Ama 8 yaşında ölüm öğretti bana onun yokluğunu. O gün, şimdi çaresizce özlediğim adamı elimden aldı. Şimdi en çok onla oturup sohbet edememiş olmanın eksikliğini hissediyorum. Ondan öğreneceğim o kadar çok şey vardı ki. Hayatımın her adımında yanımda olsun, bana yol göstersin isterdim. Başarılı olunca gurur duysun, başarısız olunca tekrar ağaya kalkmak için güç versin isterdim. İlk aşk mektubumu yazarken bana yardım etsin isterdim. En çok da yorgun ama heyecanlı gözleriyle büyümemi izlemesini isterdim.
Onu kitaplığındaki kitapların satır aralarına sıkıştırdığı notlardan tanımaya çalışıyorum şimdi. Yazdığı hikayelerden hayat görüşü hakkında çıkarım yapmaya çalışıyorum. Yazdığı satırları okurken onunla bir gönül köprüsü kurmak istiyorum. Nasıl bir insan olduğunu merak ediyorum. Onu tanıyanların anlattıkları hiç bir zaman yeterli olmayacak benim için.
Torun derki, özler oldum Bulut'u
O olmadan ne yapayım yarını
Senden ayrı koyar tatlı dilini
Çoğu kabul etmem, yoktan anlamam...
Torun gözünden Şevket Bulut ...
Not: Şevket Bulut adına ailesinin açtığı sayfanın linki:
https://www.facebook.com/yazarsevketbulut?fref=ts
0 Yorum Yorum Yaz