Kaynanamın 54 İftirası
- 12-04-2020
- KATEGORİ Duyun Sesimi
- YAZAR Sema Maraşlı
Mahmut bey diyor ki:
Eşim tarafından açılan boşanma davasında; kaynanam, kızının her gün kendisine gitmesini kabullenmediğim için, kendisine kayıtsız şartsız itaat etmediğim için, her dediğine ‘’olur efendim’’ demediğim için, kızının bekar kız gibi özgürlükler içinde başıboş hareket etmesini kabullenmediğim için ve ‘’Kadının Beyanı Esastır’’ dendiği için şu ana kadar üzerime 54 iftira atarak/attırarak boşanma davası açtırdı.
Bu iftiralardan 37 si eşimin mahkemeye verdiği ilk iddianamede yazıldı, diğerleri de kaynanamın, kayınpederimin, baldızlarımın mahkemedeki yalancı şahitliklerinde dile getirildi.
Daha mahkeme devam ettiği için iftiraların sonu nereye kadar gidecek bilmiyorum ama iftira sayısının burada durmayacağından eminim. Seri üretime devam edeceklerdir çünkü biliyorlar ki ‘’Kadının Beyanı Esastır’’
İddialardan birkaçı:
Eşimi ailesi ile görüştürmediğim iddiası:
Eşimle akrabayız ve birçok ortak akrabamız var. Benim evim ile kaynanamın evinin arası 500 metre kadar. Eşim de annesine son derece düşkün. Evlendi ama annesinden bir türlü ayrılamadı. Gündüzleri haftada 4-5 gün annesine gider, geceleri istediği saate eve uyumaya gelir. Buna üst-alt ve karşı komşumuz da şahittir. Onlar gördüklerinde nereye gidiyorsun veya nereden geliyorsun diye sorduklarında annesine gittiğini veya annesinden geldiğini açıkça söylerlerdi.
Buna rağmen eşim mahkemede benim kendisini annesi ile görüştürmediğimi, eve hapsedip kafes hayatı yaşattığımı iddia etti. Binadaki güvenlik kamerası da şahittir fakat özel hayatın gizliliğini ihlal sayıldığı için bu kayıtları mahkemeye sunamıyorum.
Bir başka iddia: Eşim, benim kendisini erkeklerden kıskandığım için balkona dahi çıkarmadığımı iddia etti. Fakat eşim dilediği gibi sabah yürüyüş parklarına yürüyüşe veya spor yapmaya gider, AVM'leri ve Halk pazarlarını gezmeye gider, cadde üzerindeki mağazaları gezmeye gider, komşulara gider, özellikle yazın komşularla birlikte evimizin karşı kaldırımında bulunan parkta gece 12'ye kadar otururlardı. Bu gezmelerine komşularımız şahittir.
Ben buna hiçbir zaman razı olmadım, kızdım, eleştirdim ama en ufak bir engellemem olmadı, çünkü eşim çevremizde boşanan kişilerden biliyordu ki boşanma davasında ''Kadının beyanı esastır.''
Beni sürekli kendisine karışırsam boşanmakla ve ömür boyu nafakaya mahkum etmekle tehdit etti, başıma bela olacağını bildiğim için karışamadım.
Bir başka iddia: 1 tane 13 yaşında erkek çocuğumuz var. Çocuğumuz doğuştan egzama hastası, gece gündüz sürekli aşırı derecede kaşıntısı var. Eşim benim yarattığım huzursuzluktan dolayı çocuğumuzun egzama hastalığına yakalandığını mahkemede iddia etti. Doğuştan olduğuna dair bebeklik fotoğrafları şahittir ki eşimin bu yalanı ispatlanabilir yalandır. Ayrıca eşimin kızkardeşinin oğlu da egzama hastasıdır. Yani bu hastalık eşim tarafında irsidir. Fakat eşim benim oluşturduğum huzursuzluktan dolayı çocuğun bu hastalığa yakalandığı iftirasında bulundu.
Bir başka iddia: Eşim mahkemede benim çocuğumla ve çocuğumun hastalığı ile hiç ilgilenmediğimi iddia etti. Ben çalışan biriyim, eşim ise ev hanımı. Kendisinin boş vakti daha fazla olduğu için eşim çocuğu 4 farklı devlet hastanesine götürdü ve cildiye bölümlerine gösterdi. Ben ise 3 farklı devlet hastanesinin cildiye bölümlerine götürüp gösterdim. Belki birinin bilmediği bir şeyi bir başka doktor biliyordur diye böyle yaptık. Fakat hepsi de bu hastalığın yeryüzünde bir tedavisinin olmadığını söylediler, kaşıntıyı biraz hafifletir diye sadece krem verdiler. E-nabız'dan görülebilir ki çocuğumuz 7 farklı devlet hastanesinin cildiye bölümlerine 4'ü eşim tarafından, 3'ü benim tarafımdan götürülüp ilgilenildi, fakat eşim benim hiç bir zaman ilgilenmediğim iftirasında bulundu.
Bir başka iddia: Benim çocuğun egzama hastalığı ile ilgilenmediğim için kendisinin çocuğu özel bir hastanede her ay düzenli tedavi ettirdiğini ve parasını da kayınpederimin ödediğini iddia etti. Fakat az önce de belirttiğim gibi başvurduğumuz 7 ayrı devlet hastanesinin doktorları da bu hastalığın dünya üzerinde bir tedavisi olmadığını söylediler. Sizde istediğiniz doktora sorabilirsiniz, Egzama'nın dünya üzerinde tedavisi yoktur, sadece kaşıntıyı azaltması ümidi ile krem tavsiye edilir. (Dünya üzerinde tedavisi olmayan bir hastalığı, ben ilgilenmediğim için eşim her ay düzenli olarak özel bir hastanede tedavi ettiriyormuş ve tedavi masraflarını da kayınpederim ödüyormuş !).
Bir başka iddia: Ben çok sakin ve mülayim biriyim, buna bütün komşularımız ve ortak akrabalarımız da şahittir. Fakat eşim mahkemeye benim çok agresif olduğumu, hayatı kendisine çekilmez kıldığımı, en ufak bir şeyde dahi kıyametleri kopardığımı, evdeki eşyaları kırıp döktüğümü, evde kapı pencere bırakmadığımı iddia etti. Bu iddiayı üst-alt ve kapı komşumuza sordum, (Biz 15 yıllık evliyiz) komşularımız bizden 15 yıl boyunca en ufak bir tartışma veya kavga gürültü duymadıklarını söylediler. Bizim ne zaman evde olup olmadığımızı dahi anlamadıklarını söylediler. Bunlar birkaç tane uç örnekler.
Bu iddiaları komşularımıza, ortak akrabalarımıza ve çocuğumuza gösterdim. Hepsi de şahit oldukları kadarıyla eşimi yalanladılar. 1 tanesine dahi doğru demediler, eşin yalan söylemiş, sana iftira atmış dediler. Kendilerine Mahkemeye gelip şahitlik yapar mısınız dediğimde ''Aman, bizi karakola ya da mahkemeye bulaştırma, gelmeyiz'' dediler. Bu durumda ''Kadının beyanı esastır'' dendiği için mahkeme sonucunda haklı olduğum halde haksız çıkacağımı ve ağır bir bedel ödeyeceğimi tahmin ediyorum.
Kaynanam kendisine kayıtsız şartsız itaat etmediğim ve kızının sözü ile hareket etmediğim için bana bedel ödetmek amacıyla bu iftiraları masa başında uydurdu. Eşimde bunların yalan olduğunu biliyor ama eşim tam bir ana kuzusudur. Annesinin sözünden asla çıkmaz, annesini kırmaz. Annesine karşı gelmemek için bu iftiraların hepsini kendi iddiasıymış gibi mahkemeye verdi.
Eşim Mahkemeye başvuralı 1,5 yıl oldu , 3 duruşma gerçekleşti, daha 1 adım yol gidemedik. Bu mahkeme 5-10 yıldan önce bitecek gibi görünmüyor. Bakalım bu arada iftiraların sayısı kaçı bulacak?
Eşim tarafından açılan boşanma davasında; kaynanam, kızının her gün kendisine gitmesini kabullenmediğim için, kendisine kayıtsız şartsız itaat etmediğim için, her dediğine ‘’olur efendim’’ demediğim için, kızının bekar kız gibi özgürlükler içinde başıboş hareket etmesini kabullenmediğim için ve ‘’Kadının Beyanı Esastır’’ dendiği için şu ana kadar üzerime 54 iftira atarak/attırarak boşanma davası açtırdı.
Bu iftiralardan 37 si eşimin mahkemeye verdiği ilk iddianamede yazıldı, diğerleri de kaynanamın, kayınpederimin, baldızlarımın mahkemedeki yalancı şahitliklerinde dile getirildi.
Daha mahkeme devam ettiği için iftiraların sonu nereye kadar gidecek bilmiyorum ama iftira sayısının burada durmayacağından eminim. Seri üretime devam edeceklerdir çünkü biliyorlar ki ‘’Kadının Beyanı Esastır’’
İddialardan birkaçı:
Eşimi ailesi ile görüştürmediğim iddiası:
Eşimle akrabayız ve birçok ortak akrabamız var. Benim evim ile kaynanamın evinin arası 500 metre kadar. Eşim de annesine son derece düşkün. Evlendi ama annesinden bir türlü ayrılamadı. Gündüzleri haftada 4-5 gün annesine gider, geceleri istediği saate eve uyumaya gelir. Buna üst-alt ve karşı komşumuz da şahittir. Onlar gördüklerinde nereye gidiyorsun veya nereden geliyorsun diye sorduklarında annesine gittiğini veya annesinden geldiğini açıkça söylerlerdi.
Buna rağmen eşim mahkemede benim kendisini annesi ile görüştürmediğimi, eve hapsedip kafes hayatı yaşattığımı iddia etti. Binadaki güvenlik kamerası da şahittir fakat özel hayatın gizliliğini ihlal sayıldığı için bu kayıtları mahkemeye sunamıyorum.
Bir başka iddia: Eşim, benim kendisini erkeklerden kıskandığım için balkona dahi çıkarmadığımı iddia etti. Fakat eşim dilediği gibi sabah yürüyüş parklarına yürüyüşe veya spor yapmaya gider, AVM'leri ve Halk pazarlarını gezmeye gider, cadde üzerindeki mağazaları gezmeye gider, komşulara gider, özellikle yazın komşularla birlikte evimizin karşı kaldırımında bulunan parkta gece 12'ye kadar otururlardı. Bu gezmelerine komşularımız şahittir.
Ben buna hiçbir zaman razı olmadım, kızdım, eleştirdim ama en ufak bir engellemem olmadı, çünkü eşim çevremizde boşanan kişilerden biliyordu ki boşanma davasında ''Kadının beyanı esastır.''
Beni sürekli kendisine karışırsam boşanmakla ve ömür boyu nafakaya mahkum etmekle tehdit etti, başıma bela olacağını bildiğim için karışamadım.
Bir başka iddia: 1 tane 13 yaşında erkek çocuğumuz var. Çocuğumuz doğuştan egzama hastası, gece gündüz sürekli aşırı derecede kaşıntısı var. Eşim benim yarattığım huzursuzluktan dolayı çocuğumuzun egzama hastalığına yakalandığını mahkemede iddia etti. Doğuştan olduğuna dair bebeklik fotoğrafları şahittir ki eşimin bu yalanı ispatlanabilir yalandır. Ayrıca eşimin kızkardeşinin oğlu da egzama hastasıdır. Yani bu hastalık eşim tarafında irsidir. Fakat eşim benim oluşturduğum huzursuzluktan dolayı çocuğun bu hastalığa yakalandığı iftirasında bulundu.
Bir başka iddia: Eşim mahkemede benim çocuğumla ve çocuğumun hastalığı ile hiç ilgilenmediğimi iddia etti. Ben çalışan biriyim, eşim ise ev hanımı. Kendisinin boş vakti daha fazla olduğu için eşim çocuğu 4 farklı devlet hastanesine götürdü ve cildiye bölümlerine gösterdi. Ben ise 3 farklı devlet hastanesinin cildiye bölümlerine götürüp gösterdim. Belki birinin bilmediği bir şeyi bir başka doktor biliyordur diye böyle yaptık. Fakat hepsi de bu hastalığın yeryüzünde bir tedavisinin olmadığını söylediler, kaşıntıyı biraz hafifletir diye sadece krem verdiler. E-nabız'dan görülebilir ki çocuğumuz 7 farklı devlet hastanesinin cildiye bölümlerine 4'ü eşim tarafından, 3'ü benim tarafımdan götürülüp ilgilenildi, fakat eşim benim hiç bir zaman ilgilenmediğim iftirasında bulundu.
Bir başka iddia: Benim çocuğun egzama hastalığı ile ilgilenmediğim için kendisinin çocuğu özel bir hastanede her ay düzenli tedavi ettirdiğini ve parasını da kayınpederimin ödediğini iddia etti. Fakat az önce de belirttiğim gibi başvurduğumuz 7 ayrı devlet hastanesinin doktorları da bu hastalığın dünya üzerinde bir tedavisi olmadığını söylediler. Sizde istediğiniz doktora sorabilirsiniz, Egzama'nın dünya üzerinde tedavisi yoktur, sadece kaşıntıyı azaltması ümidi ile krem tavsiye edilir. (Dünya üzerinde tedavisi olmayan bir hastalığı, ben ilgilenmediğim için eşim her ay düzenli olarak özel bir hastanede tedavi ettiriyormuş ve tedavi masraflarını da kayınpederim ödüyormuş !).
Bir başka iddia: Ben çok sakin ve mülayim biriyim, buna bütün komşularımız ve ortak akrabalarımız da şahittir. Fakat eşim mahkemeye benim çok agresif olduğumu, hayatı kendisine çekilmez kıldığımı, en ufak bir şeyde dahi kıyametleri kopardığımı, evdeki eşyaları kırıp döktüğümü, evde kapı pencere bırakmadığımı iddia etti. Bu iddiayı üst-alt ve kapı komşumuza sordum, (Biz 15 yıllık evliyiz) komşularımız bizden 15 yıl boyunca en ufak bir tartışma veya kavga gürültü duymadıklarını söylediler. Bizim ne zaman evde olup olmadığımızı dahi anlamadıklarını söylediler. Bunlar birkaç tane uç örnekler.
Bu iddiaları komşularımıza, ortak akrabalarımıza ve çocuğumuza gösterdim. Hepsi de şahit oldukları kadarıyla eşimi yalanladılar. 1 tanesine dahi doğru demediler, eşin yalan söylemiş, sana iftira atmış dediler. Kendilerine Mahkemeye gelip şahitlik yapar mısınız dediğimde ''Aman, bizi karakola ya da mahkemeye bulaştırma, gelmeyiz'' dediler. Bu durumda ''Kadının beyanı esastır'' dendiği için mahkeme sonucunda haklı olduğum halde haksız çıkacağımı ve ağır bir bedel ödeyeceğimi tahmin ediyorum.
Kaynanam kendisine kayıtsız şartsız itaat etmediğim ve kızının sözü ile hareket etmediğim için bana bedel ödetmek amacıyla bu iftiraları masa başında uydurdu. Eşimde bunların yalan olduğunu biliyor ama eşim tam bir ana kuzusudur. Annesinin sözünden asla çıkmaz, annesini kırmaz. Annesine karşı gelmemek için bu iftiraların hepsini kendi iddiasıymış gibi mahkemeye verdi.
Eşim Mahkemeye başvuralı 1,5 yıl oldu , 3 duruşma gerçekleşti, daha 1 adım yol gidemedik. Bu mahkeme 5-10 yıldan önce bitecek gibi görünmüyor. Bakalım bu arada iftiraların sayısı kaçı bulacak?
8 Yorum Yorum Yaz