Okullar Açılırken Dedelik Sanatı



haluk imamogluGeride bıraktığımız yıllarda Osmanlı döneminde okul açılma törenleriyle ilgili yazılar okurduk. Amin alayları, dualar bu tür yazıların konularını teşkil ederdi. Biraz da nostaljik duygularla "ah biz de çocuklarımıza/ torularımıza bu tür uygulamaları yapabilsek" diye iç geçirirdik. Ama Kemalist taassup bunlara izin vermezdi.
Çok şükür o günler yavaş yavaş gerilerde kalıyor. İçinde bulunduğumuz günlerde anneler babalar, miniklerini okullarına hazırlamak için tatlı bir çaba içindeler. Burada büyüklere, dedelere de düşen görevler var şüphesiz. Özellikle anasınıfından 8. sınıfa kadar olan öğrenciler için, okulların açılışından bir gün evvel, imkan nispetinde bir evde toplanarak onlara dualar edilmesi önemli bir hatıra olarak zihinlere nakşolacaktır diye düşünüyorum.


Bugün kaç yaşında olursak olalım, hepimizin zihninde çocukluk çağlarımızın ilk hatıraları capcanlı değil midir zaten?


Bir çocuğun hatıra dünyasında kitap ve defter kapakları bu kadar önemliyse, onları okula gönderirkenki hatıralar nasıl capcanlı zihinlerinde kalacak ve nesilden nesile intikal edecektir bir düşünün.


Bunun için başta dedeler olmak üzere evin büyükleriyle bir araya gelip dualar edilmesi çok güzel bir adet olacaktır. Eğer torunlarla aynı mekanda bulunmak zor oluyorsa, telefonlarla dahi bu durum bir derece ifa edilebilir.


Şüphesiz çocuk yetiştirmede en büyük görev anneye ve babaya aittir. Ancak dinimiz, anne babanın dışındaki aile fertlerinin de esas görevlere müdahale etmeden aile içinde yer alması gerektiğini bize bildirmektedir.


Değerli eğitimci ve yazar Nuriye Çeleğen Hanımefendi şu twitinde bu konuya en can alıcı noktasından temas etmiş:


"Okullar açılırken her baba İbrahim, her anne Hacer olmalı. Birisi çocuklarını nefsin ateşlerinden korurken diğeri de manevi zemzemler sunmalı..."


Haydi şimdi okullar açılırken torunlara manevi zemzemler sunalım, ya beraber olalım veya onları telefonla arayıp dualar edelim, hayırlı olsun diyelim.


Bu uygulama, belki de çekirdek ailenin getirdiği dezavantajları aşmak için bir yol olmaz mı, ne dersiniz?




Ve bir de Peygamberimiz (AS) çocuklara nasıl davranırdı konularını bilerek, onların masum dünyalarında Efendimizden (AS) esintiler bırakabilmek az şey midir?


Böylece modern zamanların "amin alayları" nın ilk temellerini de atmış oluruz inşallah...

Haluk İmamoğlu



Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz