Çocuklar Anne-Babalar ve Sorular
- 05-12-2011
- KATEGORİ Mehmet Teber
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Merhabalar efendim. Sizden gelen soruları cevaplamaya devam ediyoruz.
İlk sorumuz: Öncelikle hayırlı günler dilerim. Bizim 9 yaşında ilköğretim 4.sınıfa giden oğlumuz var. Aşırı futbol meraklısı. Okulun bahçesinden girer girmez top oynamaya koşuyor. Teneffüslerde yağmur çamur demeden aynı şeyleri yapıyor. Ve dolayısıyla akşam eve geldiğinde giysileri çamur içinde olduğu için annesiyle savaş halinde. Bana kalırsa normal karşılıyorum sonuçta çocuk olduğu için. Ama annesine göre olmaması gerekiyor. Oğlumuzla konuşuyoruz teneffüslerde bahçeye çıkmama ve top oynamama konusunda tamam diyor, 1- 2 gün sözünde duruyor 3. gün dayanamayıp tekrar aynı şeylere devam. Ne yapmalıyız.
Çocuklar genelde haz ve eğlence merkezli yaşarlar. İstedikleri ve sevdikleri şey hemen olsun isterler. Bu çocukluk halidir ve normaldir. Hareketli bir çocuğun futbol oynaması ve bunu da teneffüslerde yapması normaldir. Oyuna kendini kaptıran çocuklar, o esnada başka bir dünyaya girerler ve neler yaptıklarının farkına varamazlar. Yani çocuğunuzun bu durumu normaldir. Siz anlaşma yaparak durumu daha da kontrol altına almaya çalışabilirsiniz. Ancak bu yaptığından ötürü çocuğunuzu cezalandırmanız doğru olmaz. Eğer çocuğunuz sadece futbol konusunda değil de, tüm işlerinde kişisel bakımına, temizliğine dikkat etmiyorsa o zaman konuyu daha ciddi ele almak gerekir. Sorumluluk üzerine çalışma yapmak gerekir.
* * * * *
İkinci Sorumuz: iki kızım var. Büyük olanı 3. sınıfa, küçük olanı 2. sınıfa gidiyor. Büyük kızım hala kardeşini kıskanıyor ve ona şiddet uyguluyor. Kardeşi de mağdur psikolojisini kullanarak sadece ağlayıp şikâyet ediyor. Bence ikisi de beni kullanıyor. Büyüğün “Beni sevmiyorsun” küçüğün “Ablam beni dövüyor.” cümleleri hayatımızda birinci sırada. Kardeş kavgasına hakem olmamaya çalışıyorum ama bazen cinnet geçirecek gibi oluyor oradan kaçmak istiyorum. Şiddet olmasa ne yaparlarsa yapsınlar diyeceğim ama mecburen müdahale edip ikisine de kızıyorum. Ne yapacağımı şaşırdım. İmdatttt!
Kardeş kıskançlığı Hz. Adem’den beri vardır. İlk cinayet bu kıskançlık nedeni ile işlenmiştir. Bu nedenle kardeşler arasındaki kıskançlık fiziksel ve sözel şiddete dönüşmedikçe normaldir ve psikolojik müdahale gerektirmez. Ancak ne zaman ki bir kardeş diğerine ciddi zarar vermeye başladıysa o zaman sorunu ciddi ele almak gerekir. Kardeş kıskançlığını azaltmak için öncelikle kardeşler birbiri ile kıyaslanmamalıdır. Kıyaslamak, “Bak kardeşin yemeğini ne güzel yiyor, odasını topluyor, dersini çalışıyor” demek bir kardeşi diğerine düşman yapabilir. İkincisi kardeşler arasında eşit davranmaya özen göstermeliyiz. Peygamber Efendimiz’in “Çocuklarınıza öpücük sayısına varıncaya kadar adaletli davranınız” sözü kulağımıza küpe olmalı. Kardeşlerin birbiri ile güzelce oynamasını sağlamak için ailecek oyunlar oynayabiliriz. Anne-baba bir tarafta kardeşler diğer tarafta olabilir. Böylece birbirini desteklemeyi ve bir olmayı öğrenirler. İçinde kardeşlerin güzelce geçindiğini anlatan öyküler akşamları çocuklarımıza anlatılabilir. En önemlisi de özellikle büyük kardeşin sevgi deposunu dolu tutmaktır. Onun sevgi dilini keşfedip o dilden konuşmak faydalı olacaktır.
* * * * *
Üçüncü sorumuz: İyi günler hocam. 13 yaşında bir oğlum var. 11 yaşında bir de kız kardeşi var. Öncelikle oğlumda ders çalışma konusunda problemimiz var. Ders çalışmak istemiyor, çalışınca güzel başarılar elde ediyor. Sanki hayal dünyasında yaşıyor. İzlediği filmler terminatör, kurt adam, yaratıklar. Geleceğe dair bir hedefi yok. Tamamen ders dışında ilgi alanları edindi. Üzerine fazla gitmek istemiyoruz. Ayrıca kendine aşırı güveni var (ben istesem şunu yaparım şu olurum) gibi sözleri de var. Ders notları bazen 75-80 bazen 100 çok değişken. Kız kardeşini sürekli hor görüyor “Sen yapamazsın, ben yaparım” diye bir üstünlük sağlama çabası var. Dersin başına oturunca dikkatini veremiyor, çalışma masasına oturunca başka şeylere odaklanıyor. Masanın üzerindeki eşyalarla ilgileniyor, kendini derse tam olarak veremiyor. Allah aşkına bana bir yol gösterin. Teşekkürler.
Aslında bu soruda bir soru değil iç içe geçmiş birçok soru var. Öncelikle 13 yaşındaki delikanlı ergenlik döneminde sanırım. Bu dönemde çocuklar pek anne-babalarının sözünü dinlemezler. Sevdikleri bir öğretmen, abi, abla, dayı, teyze tarafından yönlendirilmeleri daha kolay olur. Siz söyleyeceklerini direkt ona söylemek yerine onun değer verdiği kişiler yoluyla iletirseniz daha iyi olur. Genelde bir çocuk 4-5 alıyorsa derslerden, çok müdahale etmek ve sıkıştırmak doğru olmaz. Ergenlik dönemindeki gençle ancak anlaşma yaparak mesafe kat edebiliriz. Bu konuda babanın devreye girip, “Hadi baba-oğul bir başarı anlaşması yapalım” diyerek yaklaşmak daha doğru olacaktır. İzlediği filmler konusunda daha seçici olabiliriz. Yönlendirebiliriz. Bahsettiğiniz filmler hep şiddet içerikli çünkü. Bu yaştaki bir çocuk günlük en fazla 2 saat ekran başında kalabilir. Buna dikkat edelim. Aşırı ve şişmiş güven ergenlik döneminde normaldir. Ancak bu durum küçüklükten beri varsa, yani ergenlikten önce de hayatın merkezinde kendini görüyorsa, kendi fikirlerinin doğruluğuna inanıyorsa, diğer kişileri hor görüyorsa o zaman bir uzmandan yardım almamız yerinde olur. Dikkat konusunda ise en kısa yol olarak balık yağını önerebilirim. Dışındaki jelatini domuz jelatininden değil de balık jelatininden yapılmış markaları tercih etmeniz iyi olur. Balık yağının öğrenmeyi hızlandıran, hafızayı güçlendiren ve dikkati geliştiren özellikleri içerdiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Sorularınızı bu sayfanın altına yorum olarak yazabileceğiniz gibi, iletisim@cocukaile.net adresinden de iletebilirsiniz.
İlk sorumuz: Öncelikle hayırlı günler dilerim. Bizim 9 yaşında ilköğretim 4.sınıfa giden oğlumuz var. Aşırı futbol meraklısı. Okulun bahçesinden girer girmez top oynamaya koşuyor. Teneffüslerde yağmur çamur demeden aynı şeyleri yapıyor. Ve dolayısıyla akşam eve geldiğinde giysileri çamur içinde olduğu için annesiyle savaş halinde. Bana kalırsa normal karşılıyorum sonuçta çocuk olduğu için. Ama annesine göre olmaması gerekiyor. Oğlumuzla konuşuyoruz teneffüslerde bahçeye çıkmama ve top oynamama konusunda tamam diyor, 1- 2 gün sözünde duruyor 3. gün dayanamayıp tekrar aynı şeylere devam. Ne yapmalıyız.
Çocuklar genelde haz ve eğlence merkezli yaşarlar. İstedikleri ve sevdikleri şey hemen olsun isterler. Bu çocukluk halidir ve normaldir. Hareketli bir çocuğun futbol oynaması ve bunu da teneffüslerde yapması normaldir. Oyuna kendini kaptıran çocuklar, o esnada başka bir dünyaya girerler ve neler yaptıklarının farkına varamazlar. Yani çocuğunuzun bu durumu normaldir. Siz anlaşma yaparak durumu daha da kontrol altına almaya çalışabilirsiniz. Ancak bu yaptığından ötürü çocuğunuzu cezalandırmanız doğru olmaz. Eğer çocuğunuz sadece futbol konusunda değil de, tüm işlerinde kişisel bakımına, temizliğine dikkat etmiyorsa o zaman konuyu daha ciddi ele almak gerekir. Sorumluluk üzerine çalışma yapmak gerekir.
* * * * *
İkinci Sorumuz: iki kızım var. Büyük olanı 3. sınıfa, küçük olanı 2. sınıfa gidiyor. Büyük kızım hala kardeşini kıskanıyor ve ona şiddet uyguluyor. Kardeşi de mağdur psikolojisini kullanarak sadece ağlayıp şikâyet ediyor. Bence ikisi de beni kullanıyor. Büyüğün “Beni sevmiyorsun” küçüğün “Ablam beni dövüyor.” cümleleri hayatımızda birinci sırada. Kardeş kavgasına hakem olmamaya çalışıyorum ama bazen cinnet geçirecek gibi oluyor oradan kaçmak istiyorum. Şiddet olmasa ne yaparlarsa yapsınlar diyeceğim ama mecburen müdahale edip ikisine de kızıyorum. Ne yapacağımı şaşırdım. İmdatttt!
Kardeş kıskançlığı Hz. Adem’den beri vardır. İlk cinayet bu kıskançlık nedeni ile işlenmiştir. Bu nedenle kardeşler arasındaki kıskançlık fiziksel ve sözel şiddete dönüşmedikçe normaldir ve psikolojik müdahale gerektirmez. Ancak ne zaman ki bir kardeş diğerine ciddi zarar vermeye başladıysa o zaman sorunu ciddi ele almak gerekir. Kardeş kıskançlığını azaltmak için öncelikle kardeşler birbiri ile kıyaslanmamalıdır. Kıyaslamak, “Bak kardeşin yemeğini ne güzel yiyor, odasını topluyor, dersini çalışıyor” demek bir kardeşi diğerine düşman yapabilir. İkincisi kardeşler arasında eşit davranmaya özen göstermeliyiz. Peygamber Efendimiz’in “Çocuklarınıza öpücük sayısına varıncaya kadar adaletli davranınız” sözü kulağımıza küpe olmalı. Kardeşlerin birbiri ile güzelce oynamasını sağlamak için ailecek oyunlar oynayabiliriz. Anne-baba bir tarafta kardeşler diğer tarafta olabilir. Böylece birbirini desteklemeyi ve bir olmayı öğrenirler. İçinde kardeşlerin güzelce geçindiğini anlatan öyküler akşamları çocuklarımıza anlatılabilir. En önemlisi de özellikle büyük kardeşin sevgi deposunu dolu tutmaktır. Onun sevgi dilini keşfedip o dilden konuşmak faydalı olacaktır.
* * * * *
Üçüncü sorumuz: İyi günler hocam. 13 yaşında bir oğlum var. 11 yaşında bir de kız kardeşi var. Öncelikle oğlumda ders çalışma konusunda problemimiz var. Ders çalışmak istemiyor, çalışınca güzel başarılar elde ediyor. Sanki hayal dünyasında yaşıyor. İzlediği filmler terminatör, kurt adam, yaratıklar. Geleceğe dair bir hedefi yok. Tamamen ders dışında ilgi alanları edindi. Üzerine fazla gitmek istemiyoruz. Ayrıca kendine aşırı güveni var (ben istesem şunu yaparım şu olurum) gibi sözleri de var. Ders notları bazen 75-80 bazen 100 çok değişken. Kız kardeşini sürekli hor görüyor “Sen yapamazsın, ben yaparım” diye bir üstünlük sağlama çabası var. Dersin başına oturunca dikkatini veremiyor, çalışma masasına oturunca başka şeylere odaklanıyor. Masanın üzerindeki eşyalarla ilgileniyor, kendini derse tam olarak veremiyor. Allah aşkına bana bir yol gösterin. Teşekkürler.
Aslında bu soruda bir soru değil iç içe geçmiş birçok soru var. Öncelikle 13 yaşındaki delikanlı ergenlik döneminde sanırım. Bu dönemde çocuklar pek anne-babalarının sözünü dinlemezler. Sevdikleri bir öğretmen, abi, abla, dayı, teyze tarafından yönlendirilmeleri daha kolay olur. Siz söyleyeceklerini direkt ona söylemek yerine onun değer verdiği kişiler yoluyla iletirseniz daha iyi olur. Genelde bir çocuk 4-5 alıyorsa derslerden, çok müdahale etmek ve sıkıştırmak doğru olmaz. Ergenlik dönemindeki gençle ancak anlaşma yaparak mesafe kat edebiliriz. Bu konuda babanın devreye girip, “Hadi baba-oğul bir başarı anlaşması yapalım” diyerek yaklaşmak daha doğru olacaktır. İzlediği filmler konusunda daha seçici olabiliriz. Yönlendirebiliriz. Bahsettiğiniz filmler hep şiddet içerikli çünkü. Bu yaştaki bir çocuk günlük en fazla 2 saat ekran başında kalabilir. Buna dikkat edelim. Aşırı ve şişmiş güven ergenlik döneminde normaldir. Ancak bu durum küçüklükten beri varsa, yani ergenlikten önce de hayatın merkezinde kendini görüyorsa, kendi fikirlerinin doğruluğuna inanıyorsa, diğer kişileri hor görüyorsa o zaman bir uzmandan yardım almamız yerinde olur. Dikkat konusunda ise en kısa yol olarak balık yağını önerebilirim. Dışındaki jelatini domuz jelatininden değil de balık jelatininden yapılmış markaları tercih etmeniz iyi olur. Balık yağının öğrenmeyi hızlandıran, hafızayı güçlendiren ve dikkati geliştiren özellikleri içerdiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Sorularınızı bu sayfanın altına yorum olarak yazabileceğiniz gibi, iletisim@cocukaile.net adresinden de iletebilirsiniz.
9 Yorum Yorum Yaz