Çocuklara Yüklenilebilir (mi)?
- 30-09-2013
- KATEGORİ Tuğba Akbey İnan
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Çok sevdiğim tekrar tekrar elime aldığım bir kitap var.Kitabın ismi Çocuğunuzla Birlikte Büyümek ...Yazarı Naomi Aldort ...Naomi Hanım bir terapist ve aynı zamanda üç çocuğu olan bir anne...Bu yazı bir kitap yazısı değil ama bu kitabı herkes okusun isterdim.
Kitapta tecrübeleri üzerinden anneleri bir yolculuğa çıkarıyor yazar.Bu kitabı keyifle okumamın iki sebebi var.Birincisi kitabı her okuyuşumda çocuklara olan sevgim tazeleniyor .İkincisi kitapta örnek verilen hikaye kahramanlarının yaklaşım biçimi.(işte yazının konusu bu)
Çocuklarıyla problemlerini çözemeyen aileler terapiste danıştıkları ve ondan duydukları cümleleri çocukları yerine kendilerine tuttukları bir ayna gibi kabul ediyorlar. “Siz bu cümlenizle bana şunu söylemeye- göstermeye çalışıyorsunuz” diye başlyorlar cümleye.Kendi iç dünyalarından kaçmayınca süreç çok farklı bir boyutta ilerliyor.
Oysa bizim ülkemizde anne ve babalar sürekli aynayı çocuğa tutuyor gözlemlediğim o ki....Çünkü problem olan çocuktur diye düşünülür biz de. Düzelmesi gereken, sorun olan...Anne ve babalara bir şey söylediğinizde genelde çocukları için neler yaptıklarını söylemeye başlıyorlar öncelikle...Ya da “anne ve babanın üstüne de bu kadar gelinmez “ salvosuyla karşılık veriyorlar...
Evet, anne ve babayı her şeyin sorumlusu tutmayalım, bu çözüm oluşturmaz ama neden çocuklara bu kadar yüklenmek serbest peki? Anne ve babaya diyemeyeceğimiz pek çok lafı neden çocuklara diyebiliyoruz?
Bu çocuk çok yaramaz, tembel, huysuz, inatçı, sinirli, paylaşmayı sevmeyen, ağlak, uyuşuk, yavaş, başarısız...Aklınıza gelebilecek tüm olumsuzluklar çocuğa söyleyebiliyorken anne ve babaya(özellikle anneye) hiç bir şey diyemiyoruz?.(Demeyelim de zaten, sorunu çözmez ayrıca) Oysa yarın ölsek, biz bu halimizle bir ton hesap verecekken onlar direkt cennete girecekler inşallah.
**
Sanırım fazlaca suçlanarak ve eleştirilerek büyütülmemizden bunların çoğu. Sevginin tehlikeli, yoldan çıkarıcı bir şey olduğunu sanmamızdan. Ve de korkularımızdan...Yoksa hangi anne ve baba çocuğunun kötü olması için yapıştırır ki bu etiketleri? Belli ki en iyi bildiği yöntem bu.
Bu zinciri kırmak gerekir ; doğduğunda “emanet” gözüyle baktığımız, bir fikse dahi vurmayı aklımızdan geçirmediğimiz çocuğumuzla ilişkilerimiz nasıl bu hale geliyor sorabilmek için.
Hemen “ ama” lı cümle kurmak yerine biraz düşünün lütfen! Bu tepkiyi bana verdirten, bu etiketi hemen söyleten nedir ? diye...
Zor biliyorum ama gerçekten emanetçi olduğumuzu yeniden hatırlamak için denemeye değer bence...
Çünkü çocuklar gerçekten çok masumlar ve bizim bu masumiyeti yeniden keşfetmeye çok ihtiyacımız var...
www.tugbaakbeyinan.com
tugbaakbeyinan@gmail.com
Kitapta tecrübeleri üzerinden anneleri bir yolculuğa çıkarıyor yazar.Bu kitabı keyifle okumamın iki sebebi var.Birincisi kitabı her okuyuşumda çocuklara olan sevgim tazeleniyor .İkincisi kitapta örnek verilen hikaye kahramanlarının yaklaşım biçimi.(işte yazının konusu bu)
Çocuklarıyla problemlerini çözemeyen aileler terapiste danıştıkları ve ondan duydukları cümleleri çocukları yerine kendilerine tuttukları bir ayna gibi kabul ediyorlar. “Siz bu cümlenizle bana şunu söylemeye- göstermeye çalışıyorsunuz” diye başlyorlar cümleye.Kendi iç dünyalarından kaçmayınca süreç çok farklı bir boyutta ilerliyor.
Oysa bizim ülkemizde anne ve babalar sürekli aynayı çocuğa tutuyor gözlemlediğim o ki....Çünkü problem olan çocuktur diye düşünülür biz de. Düzelmesi gereken, sorun olan...Anne ve babalara bir şey söylediğinizde genelde çocukları için neler yaptıklarını söylemeye başlıyorlar öncelikle...Ya da “anne ve babanın üstüne de bu kadar gelinmez “ salvosuyla karşılık veriyorlar...
Evet, anne ve babayı her şeyin sorumlusu tutmayalım, bu çözüm oluşturmaz ama neden çocuklara bu kadar yüklenmek serbest peki? Anne ve babaya diyemeyeceğimiz pek çok lafı neden çocuklara diyebiliyoruz?
Bu çocuk çok yaramaz, tembel, huysuz, inatçı, sinirli, paylaşmayı sevmeyen, ağlak, uyuşuk, yavaş, başarısız...Aklınıza gelebilecek tüm olumsuzluklar çocuğa söyleyebiliyorken anne ve babaya(özellikle anneye) hiç bir şey diyemiyoruz?.(Demeyelim de zaten, sorunu çözmez ayrıca) Oysa yarın ölsek, biz bu halimizle bir ton hesap verecekken onlar direkt cennete girecekler inşallah.
**
Sanırım fazlaca suçlanarak ve eleştirilerek büyütülmemizden bunların çoğu. Sevginin tehlikeli, yoldan çıkarıcı bir şey olduğunu sanmamızdan. Ve de korkularımızdan...Yoksa hangi anne ve baba çocuğunun kötü olması için yapıştırır ki bu etiketleri? Belli ki en iyi bildiği yöntem bu.
Bu zinciri kırmak gerekir ; doğduğunda “emanet” gözüyle baktığımız, bir fikse dahi vurmayı aklımızdan geçirmediğimiz çocuğumuzla ilişkilerimiz nasıl bu hale geliyor sorabilmek için.
Hemen “ ama” lı cümle kurmak yerine biraz düşünün lütfen! Bu tepkiyi bana verdirten, bu etiketi hemen söyleten nedir ? diye...
Zor biliyorum ama gerçekten emanetçi olduğumuzu yeniden hatırlamak için denemeye değer bence...
Çünkü çocuklar gerçekten çok masumlar ve bizim bu masumiyeti yeniden keşfetmeye çok ihtiyacımız var...
www.tugbaakbeyinan.com
tugbaakbeyinan@gmail.com
6 Yorum Yorum Yaz