Dünya Giderek Kısırlaşıyor
- 08-12-2015
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Sema Maraşlı
Eşya bozuldu insan kısırlaştı
İşlenmiş, katkı maddesi eklenmiş, tarım kimyasalı içeren endüstriyel gıdalar, su kaynaklarının kirletilmesi, BPA ve fitalat içeren ambalajlar, RF sinyal yayıcılar, mikrodalgalar, ilaç ve aşılar, sentetik ev gereçleri ile petrol ürünleri insan sağlığını, yumurta ve sperm üretimini yok eden en önemli unsur olarak gösteriliyor.
Sperm 120'den 15 milyona geriledi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyadaki kısırlık ortalamasının yüzde 15'leri geçtiğini duyurdu. Yarım asır önce mililitrede 100 milyon olan sperm sayısının 15 milyon seviyelerine gerilemesi insanlığı yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakıyor. Tüp bebek merkezlerinde çare kuyruğunda bekleyen gençler, çözüm bulamadığında gayri meşru yollara yönelebiliyor.
Bedeni işgal eden ağır metallere dikkat
Tarımda, sanayide ve ilaç endüstrisinde kullanılan ağır metallerin, benzindeki kurşun, sanayide kullanılan cıva, nikel, kadmiyum ile gübrelere eklenen arsenik, kadmiyum, krom, bakır, cıva, molibden, nikel, kurşun, selenyum, uranyum, vanadyum, çinko; su ve hava ile alınan toksikler, kısırlaşmada en etkin maddeler olduğu kaydedildi.
Fazla kilo kısırlaştırabilir
Modern hayat biçiminin kısırlığın artmasında önemli etkisi bulunduğunu kaydeden Prof. Erol Tavmergen, ‘10 kilo fazlanız varsa kısırlaşabilirsiniz' diye uyarıyor. Son gelen raporlar durumun çok daha ciddi olduğunu gösterdiğini kaydeden Tavmergen, dünyanın giderek kısırlaşmasındaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşama şeklindeki değişiklikler olduğunu söyledi.
DSÖ uyarıyor!
DSÖ raporlarına göre, sperm konsantrasyonunda mililitrede 20 milyon ve üzeri sperm sayısı üreme sağlığı açısından yeterli bulunuyor. Ancak son veriler bu rakamın pek çok erkekte mililitrede 15 milyona kadar düştüğünü gösteriyor.
Teknolojik gelişmeler kısırlığı artırıyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Erol Tavmergen, dünyanın giderek kısırlaşmasındaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşam şeklindeki değişiklikler olduğunu söyledi.
Sorundaki en önemli göstergelerden birinin sperm sayısı olduğunu belirten Prof. Tavmergen,“100 sene önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyondu. Bu rakam geçtiğimiz yıllarda 20 milyona kadar indi. Ancak DSÖ'nün son revizyonuna göre rakam artık 15 milyon. Yani sperm sayısı çok düşük. Bunda hava, su ve çevre kirliliği gibi faktörler çok etkili. Sanayide kullanılan ağır metallerin, gıdalarla, suyla ve havayla aldığımız yabancı maddelerin çok büyük rolü var. Benzindeki kurşun, ağır sanayide kullanılan civa, nikel, kadmiyum gibi metallerin hepsi toksik. Özellikle baca gazları kısırlıkta çok etkili. Sanayide kullanılan baca gazlarından çıkan dioksin kısırlık oranını önemli ölçüde artırıyor” dedi.
Erkek kısırlığının yüzde 85 nedeni belli değil
Kısırlıkta en çaresiz kalınan noktanın erkek kısırlığı olduğunu kaydeden Prof. Tavmergen, kısırlığın erkeğe ve kadına ait nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında şunları söylüyor:
“Kalitesiz sperm, sperm sayısının düşük, hareketlerinin az olması ve morfolojisinin, yani sperm biçiminin bozuk olması gibi faktörler ile azospermi yani hiç sperm olmaması tedaviyi en çok zorlayan ve çaresizlik yaratan durumlardır. Çünkü erkek infertilitesinin yaklaşık yüzde 85'inin nedeni belli değil. Nedeni belli olmadığı için de tedavisi yapılamıyor.
Kadındaki sorunlar daha kolay tedavi ediliyor
Kadınlarda sorunun yaklaşık yüzde 40'ı yumurtlama yani ovülasyon problemleriyle ilgilidir. Yaklaşık yüzde 40'ı da tüplerin tıkalı ve karın zarının kapalı olması durumudur. Bunlarda da endoskopik yöntemlerle tedavi sağlanabilir. Bunlar yardımcı üreme teknikleri öncesi yöntemlerdir ve kadında yumurtlama bozukluğu varsa bu tedavi edilebilir.”
10 kilo fazlalık ve dar giyim kısırlaştırır
Değişen yaşam koşullarının kısırlığın artmasında önemli etkisi bulunduğunu kaydeden Prof. Tavmergen'e göre, bunların başında obezite geliyor. Kilonun hem kadınlarda hem de erkeklerde üreme sağlığı üzerine ciddi zararları olduğunu belirten ve “10 kilo fazlanız varsa bu sizi kısırlaştırır' diyen Tavmergen, “Bununla ilgili çok yeni makaleler yayınlandı. Son gelen raporlar durumun çok daha ciddi olduğunu gösteriyor” dedi.
Son zamanlarda yaygınlaşan dar kıyafet modasının da erkek ve kadınları kısırlaştırdığı konusunda uyarılar yapılıyor. Testislerin ısı seviyesini artıran dar ve sentetik kıyafetler, spermlerin ölmesine yol açıyor. Mahremiyeti de ihlal eden dar kıyafetlerin sağlığı da tehdit etmesi üzerine gençlerin dar kıyafet modasından uzak tutulması öneriliyor.
CIA: Türkler kısırlaşıyor!
Dünyada artan kısırlık, Türkiye'de daha yaygın görülen bir sorun. Amerikan İstihbarat Teşkilatı CIA'in raporlarına göre Türkiye'de yeni evli çiftlerin üçte biri kısır. 2030'da her iki yeni evli çiftten birinin çocuk sahibi olmakta büyük güçlükler yaşanacağı uyarısı yapan CIA, dünyada kısırlık oranının çok hızlı arttığına dikkat çekiyor.
Kısırlık aile yapısını ve ülkenin geleceğini etkiliyor
Kısırlık oranının artması yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftlerin boşandığına dikkat çeken gözlemciler, kısırlığın aileleri parçaladığı görüşünde birleşiyor. Geç evlenmenin de çocuk sahibi olmayı engellediğine dikkat çeken gözlemciler, buna azalan sperm ve yumurtlama sorunu da eklendiğinde sadece ailelerin değil, ülkenin de risk altında olduğunu belirtiyorlar.
Kısırlığın hızla arttığını belirten Dr. Hakan Özörnek ise her 7 çiftten birinin çocuk sahibi olamadığını kaydediyor. Kısırlığın tek kişilik bir sorun olmadığına dikkat çeken Dr. Özörnek, “Kısırlık iki kişiyi tutan dünyadaki tek hastalıktır. Bu özelliği infertiliteye doğru ve özenli yaklaşımı daha da önemli kılar” diyor.
"Kısırlık dünya nüfusunu tehdit eden ilk üç hastalıktan biri"
“Dünya Sağlık Örgütü kısırlığı dünyadaki en önemli sağlık sorunları arasında üçüncü sırada kabul etti” diye konuşan Özörnek, üreme sağlığının nüfus planlaması, nüfus dağılımı ve coğrafyalardaki siyasi ve sosyal dengeleri de etkilediğini aktardı.
Hem kadın hem de erkek için çocuk sahibi olmak giderek zorlaşıyor
Geçtiğimiz yüzyılda 100 milyonun üzerinde olan sperm sayıları üst sınırının günümüzde DSÖ tarafından 15 milyon olarak belirlendiğine dikkat çeken Özörnek, üreme sağlığının tehdit altında olduğunu söyledi.
Bir araştırmanın 2027 yılında Fransa'da çok sayıda erkeğin yardımcı üreme yöntemleri olmaksızın çocuk sahibi olamayacaklarını ortaya koyduğunu aktaran Dr. Özörnek, “Tüp bebek uygulamalarının, azalan ve yaşlanan dünya nüfusunu istenen düzeye çıkarmada vazgeçilmez bir araç olabileceği öngörülüyor” ifadelerini kullandı. Buna en az Fransa kadar Türkiye'nin de eklenmesi gerekiyor.
Rafine tuz, kısırlık yapabilir
Amerikalı bilim adamlarının araştırmasına göre rafine tuz tüketimi ergenliği geciktiriyor, davranış sorunlarına ve kısırlığa yol açabiliyor.
Araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı araştırma, rafine tuzların ergenliği geciktirdiğini, stres hormonu seviyesini artırdığı ve ilerde üremeyi olumsuz etkilediğini gösterdi.
Araştırmaya imza atan bilim adamlarından Dori Pitynski, aşırı rafine tuz tüketiminin ergenlik dönemindeki bedensel değişimleri geciktirerek davranış sorunlarına ve ilerde kısırlığa yol açabileceğini belirtti. Bununla beraber Pitynski araştırmanın çok az miktarda tuz tüketiminin de aynı olumsuz etkilere neden olduğunu ortaya koyduğuna dikkati çekti. Tuz tüketiminin ergenliğe ve üremeye etkisinin incelendiği bu ilk araştırmanın sonuçları İrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenen Avrupa Endokrinoloji Konferansı'nda sunuldu.
Rafine tuz yerine işlem görmemiş kaya tuzu kullanılması gerekiyor. İşlenmiş tuzlarda akışkanlığı sağlamak için siyanür eklendiği unutulmaması gerekiyor. Kirli denizlerden elde edilen tuzlarda içerdiği ağır metaller nedeniyle uzak durulması gereken tuzlardan biri. Kaya tuzunun berrak ve öğütülmemiş halinin cama yakın şeffaflıkta olması isteniyor.
Yeni Söz Gazetesi
http://www.yenisoz.com.tr/dunya-giderek-kisirlasiyor-haber-7622
İşlenmiş, katkı maddesi eklenmiş, tarım kimyasalı içeren endüstriyel gıdalar, su kaynaklarının kirletilmesi, BPA ve fitalat içeren ambalajlar, RF sinyal yayıcılar, mikrodalgalar, ilaç ve aşılar, sentetik ev gereçleri ile petrol ürünleri insan sağlığını, yumurta ve sperm üretimini yok eden en önemli unsur olarak gösteriliyor.
Sperm 120'den 15 milyona geriledi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyadaki kısırlık ortalamasının yüzde 15'leri geçtiğini duyurdu. Yarım asır önce mililitrede 100 milyon olan sperm sayısının 15 milyon seviyelerine gerilemesi insanlığı yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakıyor. Tüp bebek merkezlerinde çare kuyruğunda bekleyen gençler, çözüm bulamadığında gayri meşru yollara yönelebiliyor.
Bedeni işgal eden ağır metallere dikkat
Tarımda, sanayide ve ilaç endüstrisinde kullanılan ağır metallerin, benzindeki kurşun, sanayide kullanılan cıva, nikel, kadmiyum ile gübrelere eklenen arsenik, kadmiyum, krom, bakır, cıva, molibden, nikel, kurşun, selenyum, uranyum, vanadyum, çinko; su ve hava ile alınan toksikler, kısırlaşmada en etkin maddeler olduğu kaydedildi.
Fazla kilo kısırlaştırabilir
Modern hayat biçiminin kısırlığın artmasında önemli etkisi bulunduğunu kaydeden Prof. Erol Tavmergen, ‘10 kilo fazlanız varsa kısırlaşabilirsiniz' diye uyarıyor. Son gelen raporlar durumun çok daha ciddi olduğunu gösterdiğini kaydeden Tavmergen, dünyanın giderek kısırlaşmasındaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşama şeklindeki değişiklikler olduğunu söyledi.
DSÖ uyarıyor!
DSÖ raporlarına göre, sperm konsantrasyonunda mililitrede 20 milyon ve üzeri sperm sayısı üreme sağlığı açısından yeterli bulunuyor. Ancak son veriler bu rakamın pek çok erkekte mililitrede 15 milyona kadar düştüğünü gösteriyor.
Teknolojik gelişmeler kısırlığı artırıyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Erol Tavmergen, dünyanın giderek kısırlaşmasındaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşam şeklindeki değişiklikler olduğunu söyledi.
Sorundaki en önemli göstergelerden birinin sperm sayısı olduğunu belirten Prof. Tavmergen,“100 sene önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyondu. Bu rakam geçtiğimiz yıllarda 20 milyona kadar indi. Ancak DSÖ'nün son revizyonuna göre rakam artık 15 milyon. Yani sperm sayısı çok düşük. Bunda hava, su ve çevre kirliliği gibi faktörler çok etkili. Sanayide kullanılan ağır metallerin, gıdalarla, suyla ve havayla aldığımız yabancı maddelerin çok büyük rolü var. Benzindeki kurşun, ağır sanayide kullanılan civa, nikel, kadmiyum gibi metallerin hepsi toksik. Özellikle baca gazları kısırlıkta çok etkili. Sanayide kullanılan baca gazlarından çıkan dioksin kısırlık oranını önemli ölçüde artırıyor” dedi.
Erkek kısırlığının yüzde 85 nedeni belli değil
Kısırlıkta en çaresiz kalınan noktanın erkek kısırlığı olduğunu kaydeden Prof. Tavmergen, kısırlığın erkeğe ve kadına ait nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında şunları söylüyor:
“Kalitesiz sperm, sperm sayısının düşük, hareketlerinin az olması ve morfolojisinin, yani sperm biçiminin bozuk olması gibi faktörler ile azospermi yani hiç sperm olmaması tedaviyi en çok zorlayan ve çaresizlik yaratan durumlardır. Çünkü erkek infertilitesinin yaklaşık yüzde 85'inin nedeni belli değil. Nedeni belli olmadığı için de tedavisi yapılamıyor.
Kadındaki sorunlar daha kolay tedavi ediliyor
Kadınlarda sorunun yaklaşık yüzde 40'ı yumurtlama yani ovülasyon problemleriyle ilgilidir. Yaklaşık yüzde 40'ı da tüplerin tıkalı ve karın zarının kapalı olması durumudur. Bunlarda da endoskopik yöntemlerle tedavi sağlanabilir. Bunlar yardımcı üreme teknikleri öncesi yöntemlerdir ve kadında yumurtlama bozukluğu varsa bu tedavi edilebilir.”
10 kilo fazlalık ve dar giyim kısırlaştırır
Değişen yaşam koşullarının kısırlığın artmasında önemli etkisi bulunduğunu kaydeden Prof. Tavmergen'e göre, bunların başında obezite geliyor. Kilonun hem kadınlarda hem de erkeklerde üreme sağlığı üzerine ciddi zararları olduğunu belirten ve “10 kilo fazlanız varsa bu sizi kısırlaştırır' diyen Tavmergen, “Bununla ilgili çok yeni makaleler yayınlandı. Son gelen raporlar durumun çok daha ciddi olduğunu gösteriyor” dedi.
Son zamanlarda yaygınlaşan dar kıyafet modasının da erkek ve kadınları kısırlaştırdığı konusunda uyarılar yapılıyor. Testislerin ısı seviyesini artıran dar ve sentetik kıyafetler, spermlerin ölmesine yol açıyor. Mahremiyeti de ihlal eden dar kıyafetlerin sağlığı da tehdit etmesi üzerine gençlerin dar kıyafet modasından uzak tutulması öneriliyor.
CIA: Türkler kısırlaşıyor!
Dünyada artan kısırlık, Türkiye'de daha yaygın görülen bir sorun. Amerikan İstihbarat Teşkilatı CIA'in raporlarına göre Türkiye'de yeni evli çiftlerin üçte biri kısır. 2030'da her iki yeni evli çiftten birinin çocuk sahibi olmakta büyük güçlükler yaşanacağı uyarısı yapan CIA, dünyada kısırlık oranının çok hızlı arttığına dikkat çekiyor.
Kısırlık aile yapısını ve ülkenin geleceğini etkiliyor
Kısırlık oranının artması yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftlerin boşandığına dikkat çeken gözlemciler, kısırlığın aileleri parçaladığı görüşünde birleşiyor. Geç evlenmenin de çocuk sahibi olmayı engellediğine dikkat çeken gözlemciler, buna azalan sperm ve yumurtlama sorunu da eklendiğinde sadece ailelerin değil, ülkenin de risk altında olduğunu belirtiyorlar.
Kısırlığın hızla arttığını belirten Dr. Hakan Özörnek ise her 7 çiftten birinin çocuk sahibi olamadığını kaydediyor. Kısırlığın tek kişilik bir sorun olmadığına dikkat çeken Dr. Özörnek, “Kısırlık iki kişiyi tutan dünyadaki tek hastalıktır. Bu özelliği infertiliteye doğru ve özenli yaklaşımı daha da önemli kılar” diyor.
"Kısırlık dünya nüfusunu tehdit eden ilk üç hastalıktan biri"
“Dünya Sağlık Örgütü kısırlığı dünyadaki en önemli sağlık sorunları arasında üçüncü sırada kabul etti” diye konuşan Özörnek, üreme sağlığının nüfus planlaması, nüfus dağılımı ve coğrafyalardaki siyasi ve sosyal dengeleri de etkilediğini aktardı.
Hem kadın hem de erkek için çocuk sahibi olmak giderek zorlaşıyor
Geçtiğimiz yüzyılda 100 milyonun üzerinde olan sperm sayıları üst sınırının günümüzde DSÖ tarafından 15 milyon olarak belirlendiğine dikkat çeken Özörnek, üreme sağlığının tehdit altında olduğunu söyledi.
Bir araştırmanın 2027 yılında Fransa'da çok sayıda erkeğin yardımcı üreme yöntemleri olmaksızın çocuk sahibi olamayacaklarını ortaya koyduğunu aktaran Dr. Özörnek, “Tüp bebek uygulamalarının, azalan ve yaşlanan dünya nüfusunu istenen düzeye çıkarmada vazgeçilmez bir araç olabileceği öngörülüyor” ifadelerini kullandı. Buna en az Fransa kadar Türkiye'nin de eklenmesi gerekiyor.
Rafine tuz, kısırlık yapabilir
Amerikalı bilim adamlarının araştırmasına göre rafine tuz tüketimi ergenliği geciktiriyor, davranış sorunlarına ve kısırlığa yol açabiliyor.
Araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı araştırma, rafine tuzların ergenliği geciktirdiğini, stres hormonu seviyesini artırdığı ve ilerde üremeyi olumsuz etkilediğini gösterdi.
Araştırmaya imza atan bilim adamlarından Dori Pitynski, aşırı rafine tuz tüketiminin ergenlik dönemindeki bedensel değişimleri geciktirerek davranış sorunlarına ve ilerde kısırlığa yol açabileceğini belirtti. Bununla beraber Pitynski araştırmanın çok az miktarda tuz tüketiminin de aynı olumsuz etkilere neden olduğunu ortaya koyduğuna dikkati çekti. Tuz tüketiminin ergenliğe ve üremeye etkisinin incelendiği bu ilk araştırmanın sonuçları İrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenen Avrupa Endokrinoloji Konferansı'nda sunuldu.
Rafine tuz yerine işlem görmemiş kaya tuzu kullanılması gerekiyor. İşlenmiş tuzlarda akışkanlığı sağlamak için siyanür eklendiği unutulmaması gerekiyor. Kirli denizlerden elde edilen tuzlarda içerdiği ağır metaller nedeniyle uzak durulması gereken tuzlardan biri. Kaya tuzunun berrak ve öğütülmemiş halinin cama yakın şeffaflıkta olması isteniyor.
Yeni Söz Gazetesi
http://www.yenisoz.com.tr/dunya-giderek-kisirlasiyor-haber-7622
4 Yorum Yorum Yaz