Aynı Evde Nafaka Ödemek
- 19-03-2018
- KATEGORİ Duyun Sesimi
- YAZAR Sema Maraşlı
Bir Adem Diyor ki...
Birbirlerinden ayrı yaşayan veya boşanmış eşlerin uzun süreli nafaka ödemesi konuşuluyor; ama benim durumum daha garip.
Ben eşimle birlikte yaşadığım halde nafakaya mahkum edildim. Üstelik ayda 5 bin TL maaş aldığım ve tümünü eve harcadığım halde. İçkim, sigaram yok, tek alışkanlığım evimde kitap okumak.
Üstelik eşim çarşaflı ne yazık ki. O da özgürlük furyasına kapılmış. "Devlet kadınlardan yana, benim de istediğim gibi gezip tozmak hakkım var" diyor.
Kredi kartı ekstrelerini mahkemeye ibraz ettiğim halde, avukatım "siz hiç marketlerden, mağazalardan çıkmamışsınız" deyip hayret ettiği halde. mahkeme eşimin beyanını esas aldı.
Mahkemede "ben mağdurum bakıma ihtiyacım var" dedi. Sunduğum belgelerin hiçbiri işe yaramadı, hakim davanın açıldığı tarihten geriye doğru nafakayı işletti 4000 TL ödedim.
Avukatım da 4500 TL istedi.
Ben bu kadını 240 m evde yaşattığım ve arabamla makam şoförlüğünü yaptığım halde bunu yaptı. Gerek televizyondan gerekse çevreden gördüğü hayatlara heveslenerek böyle bir şeye kalkıştı. Bir de fesat kadınları da unutmamak gerekir.
4 çocuğumuz var. Dün kendisine kiralık ev baktığımı evden ayrılacağımı söyledim "senin gibi bir kadınla yapamayacağım" dedim.
"Böyle olacağını bilmiyordum, masraflarını karşılayayım. kapatalım." diyor.
Benim için artık geç olduğunu söyledim.
Daha tapusunu almadığımız kooperatif defteri üzerindeki evime müşteri buldum bile, arabamı da satıyorum. Şimdi gerçekten mağduriyetin ne demek olduğunu yaşayacak.
Söyleyeceğim şu ki hakim ona mahkemede kızsaydı, "ne yapmaya çalışıyorsun, çocuklarına bak, şurada ibraz edilen evine gelen erzağı ye, eşyayı kullan, otur" deseydi bu duruma gelmeyecektik.
Şimdi bu kanunlar vesilesi ile bir yuva daha yıkılıyor.
Birbirlerinden ayrı yaşayan veya boşanmış eşlerin uzun süreli nafaka ödemesi konuşuluyor; ama benim durumum daha garip.
Ben eşimle birlikte yaşadığım halde nafakaya mahkum edildim. Üstelik ayda 5 bin TL maaş aldığım ve tümünü eve harcadığım halde. İçkim, sigaram yok, tek alışkanlığım evimde kitap okumak.
Üstelik eşim çarşaflı ne yazık ki. O da özgürlük furyasına kapılmış. "Devlet kadınlardan yana, benim de istediğim gibi gezip tozmak hakkım var" diyor.
Kredi kartı ekstrelerini mahkemeye ibraz ettiğim halde, avukatım "siz hiç marketlerden, mağazalardan çıkmamışsınız" deyip hayret ettiği halde. mahkeme eşimin beyanını esas aldı.
Mahkemede "ben mağdurum bakıma ihtiyacım var" dedi. Sunduğum belgelerin hiçbiri işe yaramadı, hakim davanın açıldığı tarihten geriye doğru nafakayı işletti 4000 TL ödedim.
Avukatım da 4500 TL istedi.
Ben bu kadını 240 m evde yaşattığım ve arabamla makam şoförlüğünü yaptığım halde bunu yaptı. Gerek televizyondan gerekse çevreden gördüğü hayatlara heveslenerek böyle bir şeye kalkıştı. Bir de fesat kadınları da unutmamak gerekir.
4 çocuğumuz var. Dün kendisine kiralık ev baktığımı evden ayrılacağımı söyledim "senin gibi bir kadınla yapamayacağım" dedim.
"Böyle olacağını bilmiyordum, masraflarını karşılayayım. kapatalım." diyor.
Benim için artık geç olduğunu söyledim.
Daha tapusunu almadığımız kooperatif defteri üzerindeki evime müşteri buldum bile, arabamı da satıyorum. Şimdi gerçekten mağduriyetin ne demek olduğunu yaşayacak.
Söyleyeceğim şu ki hakim ona mahkemede kızsaydı, "ne yapmaya çalışıyorsun, çocuklarına bak, şurada ibraz edilen evine gelen erzağı ye, eşyayı kullan, otur" deseydi bu duruma gelmeyecektik.
Şimdi bu kanunlar vesilesi ile bir yuva daha yıkılıyor.
10 Yorum Yorum Yaz