Erkek Düşmanlığı Nereye Kadar?
- 27-09-2011
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Çocuk & Aile
Selam ile..
Bu günlerde erkek düşmanlığı ayyuka çıkmış durumda. Sanki erkeklerin hepsi sapık ya da potansiyel katil. Her gün yüzlerce insan öldürülüyor, bunların içinde karısını öldüren bir erkek varsa, manşet hazır “cani kocalar” Annesini babasını öldürenler var fakat onlar çok da önemli bir sorun olarak görülmüyor. Fakat bir erkek karısını öldürmüşse, cezasını sadece o erkek çekmiyor, bu olayın psikolojik baskısını ve dahi cezasını bütün erkekler çekmek zorunda bırakılıyor.
Tabi kadınlar da bu olumsuz haberlerden etkileniyorlar. Böyle giderse kadınlar, olası koca şiddetinden korumak için yastıklarının altına kırmızı biber, bıçak, biber gazı falan koyup yatacaklar. Elbirliği ile topluma erkeklerin ne kadar kötü olduğu anlatılıyor.
“Mor Çatı” diye bir dernek var, internet kullananların çoğu “Mor Çatı”nın hazırladığı kısa videolara denk gelmişlerdir. Mor çatı “Kadın sığınma Evi” olarak kurulmuş; fakat şu aralar yaptıkları “erkek sindirme” harekatından başka bir şey değil. Yaptıkları düpedüz erkek düşmanlığı.
Eşlerinden şiddet gören kadınlara yardım etmek tabiî ki gerekli. Alkoliği var, esrarkeşi var, ruh hastası var. Öyle erkeklerle evlenen mazlum kadınlara elbette sahip çıkılmalı. Zaten devletinde sığınma evleri var.
Fakat bunun dışında, aile içinde, erkeklerin kadınlara uyguladığı fiziksel şiddet ve kadınların erkeklere uyguladığı psikolojik şiddet ve daha çok kadınların çocuklarına uyguladıkları fiziksel şiddet ayrı birkaç yazı konusu. Şimdilik o konuyu bir yana bırakalım.
Mor çatının hazırladığı videoları izledim, hemen hepsinde erkek düşmanlığından başka bir şey görmedim. İnternet ortamında çokça dolaşan videonun biri şöyle:
Gerçek kadın ebatlarında, bir kaç kadın posteri, otobüs duraklarına yapıştırılıyor. Posterin üstünde kocaman “ÖZGÜRLÜĞÜMÜ YAŞAMAK İSTİYORUM” yazıyor. (Nereye kadarın cevabı yok) Posterdeki kadınların vücutları kartondan yapılmış Hacivat Karagöz kuklası gibi bacak ve kollardan oyulmuş. Kadınların ayakları ve elleri havada olduğu için kadınların ayakları otobüs durağından dışarı sarkıyor, kaldırımı daraltıyor, gelen geçenin yolunu kapatıyor.
Bir de gizli kamera yerleştirmişler, insanların tepkisi kaydetmişler. Kaldırımda yürüyen erkekler, yola sarkmış kadın bacağını kırıp atıyorlar. Erkekler başlarını kaldırıp ne posterdeki yazıyı okuyorlar ne de kadına bakıyorlar. Belli ki o bacak, bir erkek bacağı da olsa, hepsi yine kırıp geçecek. Çünkü yolu kapatıyor. Öteki türlü kaldırımdan vızır vızır arabaların geçtiği yola inmeleri gerekiyor. Hatta bir tanesi bacak yüzünden sendeliyor, düşeceği sırada kendini toparlıyor ve sinirle bacağı kırıp atıyor.
Kırılan bacakların altından bir yazı çıkıyor. “Şiddeti değil” Hazırlayanlar belli ki bacakların kırılacağından çok eminler.
Sonra bir yazı çıkıyor videoda. “Posterdeki kadınların hepsi şiddete maruz kalmış, maalesef sadece erkekler tarafından” yazıyor.
Erkekler kötü, erkekler kadınlardan nefret ediyor, hepsi şiddet yanlısı, kötü bunlar kötü, kendinizi koruyun kadın milleti. O sözden başka bir mesaj okunmuyor.
İyi niyet süsü altında, bu kadar kötü niyetle hazırlanmış bir video, daha görmedim. Nedense bir tek kadın kaydedilmemiş, oradan sanki hiç kadın geçmemiş. Eminim kadınlarda vurmuşlardır postere, kırıp atmadılarsa bile.
Erkekler, posterlerdeki bacaklar yolu daraltıyor, diye hayırlarına kırıp atıyorlar. Sanki gerçek kadın bacağı kırmış gibi videoda şiddete dikkat çekiliyor. Siz eli ayağı derli toplu kadın posteri astınız da gelip geçen erkekler yüzüne mi tükürdü. Bu kadar otobüs duraklarında reklam amaçlı hazırlanmış kadın posterleri var, onlara da bu muamele yapılıyor mu? Sadece bu değil bunun gibi başka videolar da var.
Bir başka videoda da kocasından dayak yemiş, gözü kaşı morarmış kadınlar, “başımı kapıya çaktım” gibi şeyler söylüyorlarmış etrafa. Dış ses öyle söylüyor. Yani kocalarından dayak yediklerini saklıyorlarmış. “Siz de inanıyorsanız bize destek olmayın” diye çok zekice olduğunu zannettikleri bir de slogan bulmuşlar.
Evliliklerinde kendi hatalarını görmeyip, mutsuzluklarını kocalarının hataları üzerine kuran kadınlar “bak bak şu kötü adamlara” der gibi videoları facebook da paylaşıyorlar. Yanılmamışız işte, suçlu erkekler, tezine bir katkı ve yüreklerine soğuk su niyetine.
Kimdir bu "Mor Çatı" derneğini kuranlar. Kaçı evlidir, kaçının mutlu bir hayatı var. Videoyu izleyince ilk aklıma gelen, hayallerindeki erkekleri bulamamış bir grup kadın, eski sevgililerinden ya da eşlerinden intikam almak için bu derneği kurmuşlar, gibi geldi. Bu kadınların içi hıçla nefretle dolu olmasa böyle bir videoyu hazırlatmazlar, yayınlamazlar, diye düşündüm.
Ayrıca “Mor Çatı” derneği kurucuları, kadınları erkeklerden nefret ettirerek nereye varacaklar, hedefleri ne, onu hiç anlamıyorum. Sanki şiddeti bitirmek için değil artırmak için uğraşıyorlar. Kadınlar erkeklerden nefret ederse şiddet tabiî ki artar. Hangi erkek bilinçaltı nefretle dolu bir kadınla mutlu olabilir. Evde çatışma çıktığında, kadın diliyle saldırır, erkek eliyle. Şiddet attığında ne olacak. Her mahalleye bir “Mor Çatı” derneği mi kuracaklar. Velev ki kurdular, içini de doldurdular çok mu mutlu olacaklar. Orada kalan kadınlar, çok mu mutlu olacak.
Mor Çatı derneği bugüne kadar gerçekten ihtiyacı olan kadınlara da hizmet etmiştir mutlaka. Fakat derneğe para toplamak için hazırladıkları şu videolarla kaç tane genç kızın mutlu bir aile kurma düşlerini yıktıklarını, kadınların çoğunda zaten var olan erkek korkusunu artırdıklarını fark edemiyor olmaları mümkün mü?
Feminizmin “Kadınlar masumdur; fakat erkekler kaba saba ve saldırgandır.” “Kadınların mutsuz olmasının tek sebebi erkeklerdir” safsatası zaten memlekete yetiyor. Geçen yıl, bir yıl içinde ülkemizde yüz bine yakın çift boşanmış. Eğer el birliği ile mor çatılar, medya, köşeci kadınlar biraz daha gayret ederlerse toplum olarak gelinecek noktayı düşünmek bile istemiyorum. Kadınlar korkarım ki en sonunda “Ne böyle tek tek uğraşıyoruz , en iyisi Firavun gibi her doğan erkek çocuğunu öldürelim, kurtulalım” diyecekler. Mutlu bir insanlık adına.
Bu günlerde erkek düşmanlığı ayyuka çıkmış durumda. Sanki erkeklerin hepsi sapık ya da potansiyel katil. Her gün yüzlerce insan öldürülüyor, bunların içinde karısını öldüren bir erkek varsa, manşet hazır “cani kocalar” Annesini babasını öldürenler var fakat onlar çok da önemli bir sorun olarak görülmüyor. Fakat bir erkek karısını öldürmüşse, cezasını sadece o erkek çekmiyor, bu olayın psikolojik baskısını ve dahi cezasını bütün erkekler çekmek zorunda bırakılıyor.
Tabi kadınlar da bu olumsuz haberlerden etkileniyorlar. Böyle giderse kadınlar, olası koca şiddetinden korumak için yastıklarının altına kırmızı biber, bıçak, biber gazı falan koyup yatacaklar. Elbirliği ile topluma erkeklerin ne kadar kötü olduğu anlatılıyor.
“Mor Çatı” diye bir dernek var, internet kullananların çoğu “Mor Çatı”nın hazırladığı kısa videolara denk gelmişlerdir. Mor çatı “Kadın sığınma Evi” olarak kurulmuş; fakat şu aralar yaptıkları “erkek sindirme” harekatından başka bir şey değil. Yaptıkları düpedüz erkek düşmanlığı.
Eşlerinden şiddet gören kadınlara yardım etmek tabiî ki gerekli. Alkoliği var, esrarkeşi var, ruh hastası var. Öyle erkeklerle evlenen mazlum kadınlara elbette sahip çıkılmalı. Zaten devletinde sığınma evleri var.
Fakat bunun dışında, aile içinde, erkeklerin kadınlara uyguladığı fiziksel şiddet ve kadınların erkeklere uyguladığı psikolojik şiddet ve daha çok kadınların çocuklarına uyguladıkları fiziksel şiddet ayrı birkaç yazı konusu. Şimdilik o konuyu bir yana bırakalım.
Mor çatının hazırladığı videoları izledim, hemen hepsinde erkek düşmanlığından başka bir şey görmedim. İnternet ortamında çokça dolaşan videonun biri şöyle:
Gerçek kadın ebatlarında, bir kaç kadın posteri, otobüs duraklarına yapıştırılıyor. Posterin üstünde kocaman “ÖZGÜRLÜĞÜMÜ YAŞAMAK İSTİYORUM” yazıyor. (Nereye kadarın cevabı yok) Posterdeki kadınların vücutları kartondan yapılmış Hacivat Karagöz kuklası gibi bacak ve kollardan oyulmuş. Kadınların ayakları ve elleri havada olduğu için kadınların ayakları otobüs durağından dışarı sarkıyor, kaldırımı daraltıyor, gelen geçenin yolunu kapatıyor.
Bir de gizli kamera yerleştirmişler, insanların tepkisi kaydetmişler. Kaldırımda yürüyen erkekler, yola sarkmış kadın bacağını kırıp atıyorlar. Erkekler başlarını kaldırıp ne posterdeki yazıyı okuyorlar ne de kadına bakıyorlar. Belli ki o bacak, bir erkek bacağı da olsa, hepsi yine kırıp geçecek. Çünkü yolu kapatıyor. Öteki türlü kaldırımdan vızır vızır arabaların geçtiği yola inmeleri gerekiyor. Hatta bir tanesi bacak yüzünden sendeliyor, düşeceği sırada kendini toparlıyor ve sinirle bacağı kırıp atıyor.
Kırılan bacakların altından bir yazı çıkıyor. “Şiddeti değil” Hazırlayanlar belli ki bacakların kırılacağından çok eminler.
Sonra bir yazı çıkıyor videoda. “Posterdeki kadınların hepsi şiddete maruz kalmış, maalesef sadece erkekler tarafından” yazıyor.
Erkekler kötü, erkekler kadınlardan nefret ediyor, hepsi şiddet yanlısı, kötü bunlar kötü, kendinizi koruyun kadın milleti. O sözden başka bir mesaj okunmuyor.
İyi niyet süsü altında, bu kadar kötü niyetle hazırlanmış bir video, daha görmedim. Nedense bir tek kadın kaydedilmemiş, oradan sanki hiç kadın geçmemiş. Eminim kadınlarda vurmuşlardır postere, kırıp atmadılarsa bile.
Erkekler, posterlerdeki bacaklar yolu daraltıyor, diye hayırlarına kırıp atıyorlar. Sanki gerçek kadın bacağı kırmış gibi videoda şiddete dikkat çekiliyor. Siz eli ayağı derli toplu kadın posteri astınız da gelip geçen erkekler yüzüne mi tükürdü. Bu kadar otobüs duraklarında reklam amaçlı hazırlanmış kadın posterleri var, onlara da bu muamele yapılıyor mu? Sadece bu değil bunun gibi başka videolar da var.
Bir başka videoda da kocasından dayak yemiş, gözü kaşı morarmış kadınlar, “başımı kapıya çaktım” gibi şeyler söylüyorlarmış etrafa. Dış ses öyle söylüyor. Yani kocalarından dayak yediklerini saklıyorlarmış. “Siz de inanıyorsanız bize destek olmayın” diye çok zekice olduğunu zannettikleri bir de slogan bulmuşlar.
Evliliklerinde kendi hatalarını görmeyip, mutsuzluklarını kocalarının hataları üzerine kuran kadınlar “bak bak şu kötü adamlara” der gibi videoları facebook da paylaşıyorlar. Yanılmamışız işte, suçlu erkekler, tezine bir katkı ve yüreklerine soğuk su niyetine.
Kimdir bu "Mor Çatı" derneğini kuranlar. Kaçı evlidir, kaçının mutlu bir hayatı var. Videoyu izleyince ilk aklıma gelen, hayallerindeki erkekleri bulamamış bir grup kadın, eski sevgililerinden ya da eşlerinden intikam almak için bu derneği kurmuşlar, gibi geldi. Bu kadınların içi hıçla nefretle dolu olmasa böyle bir videoyu hazırlatmazlar, yayınlamazlar, diye düşündüm.
Ayrıca “Mor Çatı” derneği kurucuları, kadınları erkeklerden nefret ettirerek nereye varacaklar, hedefleri ne, onu hiç anlamıyorum. Sanki şiddeti bitirmek için değil artırmak için uğraşıyorlar. Kadınlar erkeklerden nefret ederse şiddet tabiî ki artar. Hangi erkek bilinçaltı nefretle dolu bir kadınla mutlu olabilir. Evde çatışma çıktığında, kadın diliyle saldırır, erkek eliyle. Şiddet attığında ne olacak. Her mahalleye bir “Mor Çatı” derneği mi kuracaklar. Velev ki kurdular, içini de doldurdular çok mu mutlu olacaklar. Orada kalan kadınlar, çok mu mutlu olacak.
Mor Çatı derneği bugüne kadar gerçekten ihtiyacı olan kadınlara da hizmet etmiştir mutlaka. Fakat derneğe para toplamak için hazırladıkları şu videolarla kaç tane genç kızın mutlu bir aile kurma düşlerini yıktıklarını, kadınların çoğunda zaten var olan erkek korkusunu artırdıklarını fark edemiyor olmaları mümkün mü?
Feminizmin “Kadınlar masumdur; fakat erkekler kaba saba ve saldırgandır.” “Kadınların mutsuz olmasının tek sebebi erkeklerdir” safsatası zaten memlekete yetiyor. Geçen yıl, bir yıl içinde ülkemizde yüz bine yakın çift boşanmış. Eğer el birliği ile mor çatılar, medya, köşeci kadınlar biraz daha gayret ederlerse toplum olarak gelinecek noktayı düşünmek bile istemiyorum. Kadınlar korkarım ki en sonunda “Ne böyle tek tek uğraşıyoruz , en iyisi Firavun gibi her doğan erkek çocuğunu öldürelim, kurtulalım” diyecekler. Mutlu bir insanlık adına.
4 Yorum Yorum Yaz