Evlenemedin Sen Suçlu Otur Yerine!
- 20-12-2013
- KATEGORİ Yarım Elma
- YAZAR Sema Maraşlı
“Evde kaldın” “Armudun sapı, üzümün çöpü derken elde kaldın” “Yaşın geçti artık emekliler gelir seni almaya” “Kimseyide beğenmiyorsun” kulaklarımızda çınlayan sözler…Belkide kötü bir rüyanın içinden geliyor bu sesler…
Hiç hayallarinizde olmayan kişiler kısmet olarak önünüze geldiklerinde yaşadığınız incinme sizi haftalarca meşgul edecek. Acaba filan yılda görüştüğüm kişiyi daha mı iyi değerlendirseydim. Acaba evet mi deseydim…dim de dim…
Herşey çok iyi gidiyordu. Okuldu, işti, kariyerdi derken olanlar oldu. Zaman geçti, yaşıtların çoluk çocuğa karıştı, sen çalışma hayatında süper oldun, paralar kazandın, kariyer yaptın, çevren arttı, huzuru ve mutluluğu başka şeylerden aramaya başladın…Sonuç; üzüntü ve muz kabuğu
Ahhh! Toplu akraba görüşmeleri, bayramlar, düğünler, toplantılar…Nasıl bir konuysa arkadaş sürekli gündemde olan bir mesele. Tüm konular biter ve odak noktası siz oluverirsiniz…EVLENEMEDİN SEN SUÇLU OTUR YERİNE!
Absürt alternatifler, dıdısının dıdısı örnekler, birazda şuna dikkat et, fazla ince eleme söylemleri havada uçuşur. Bu konuda herkes bir şey söyleme hakkını elinde tutar ve düşünmeden ağzına gelen tavsiyeleri sıralar…Evli bayanların ağzı yanıkları özellikle “Amannn ne kadar geç o kadar iyi, evlenmesende olur” “Bekarlık sultanlık, boşver, erkek kahrımı çekeceksin”der dururlar.
Tavsiyelerin biri bin para, kulaklara küpeler, ders vermeler…aslında sadece söyleyen kendisini tatmin ederde durur…Sizin beklediğiniz kısmete biride dua etmez ki hızlıca gelsin….İçinizden bunları söyleyene kadar alternatifte bulunun, birilerini tavsiye edinde daha yapıcı olsun diyesiniz gelir. Akıl veren çok olurda çözüm üretecek olanlarda çözüm üretmez. Sadece problemi konuşur dururlar. Problemi biliyoruz çözüme odaklanıp ihya etseniz ya…diyesiniz gelirde cümleler dudaklarınızdan çıkamaz bir türlü....Zaten bu konunun bile gündeme gelmesi sizi ciddi rahatsız etmiştir artık. Konu nasıl değişse de rahatlasam diye düşünüp durursunuz. İçinizden kendinize “geçecek geçecek buda geçecek” derseniz kendinizi sakinleştirirsiniz en azından. Böyle zamanlarda konu değişikliğini çevik bir şekilde yapın ki olay daha üzücü olmasın.
Öncelikle çok boyutları olan bir konuyu konuşacağız hep birlikte; Evlenememe…
(Bu köşe 33 yaş üstündekileri ilgilendiriyor itiraf etmemiz gerekirse)
Neden evlenemedik? Suç bizde miydi yoksa gelenlerin hepside mi uygun değildi? Yoksa hiç kısmetimiz olmadı mı? Ya da birini çok istediniz de nasip olmadı sonra hayata mı küstünüz? Kimseyi çekemem deyip rotanızı mı çizdiniz? İlerki dönemlerde yazılarımızda kendimize öz eleştiri yapalım diyorum, sıkıntılarımızı birbirimizle paylaşalım, konuşalım ve sonuca odaklanalım. Bu bir dertmidir? Derttir? Takılanacak bir şey midir? Hayır değildir? Çözüm üretilebilir mi? Evet üretile bilir.
Sakin olun…Kadın-erkek evde kaldık gerçeğiyle yüzleşelim lütfen…Çözümlerine diğer yazımızda başlayacağız…
Bol kısmetli günler dilerim.
Hiç hayallarinizde olmayan kişiler kısmet olarak önünüze geldiklerinde yaşadığınız incinme sizi haftalarca meşgul edecek. Acaba filan yılda görüştüğüm kişiyi daha mı iyi değerlendirseydim. Acaba evet mi deseydim…dim de dim…
Herşey çok iyi gidiyordu. Okuldu, işti, kariyerdi derken olanlar oldu. Zaman geçti, yaşıtların çoluk çocuğa karıştı, sen çalışma hayatında süper oldun, paralar kazandın, kariyer yaptın, çevren arttı, huzuru ve mutluluğu başka şeylerden aramaya başladın…Sonuç; üzüntü ve muz kabuğu
Ahhh! Toplu akraba görüşmeleri, bayramlar, düğünler, toplantılar…Nasıl bir konuysa arkadaş sürekli gündemde olan bir mesele. Tüm konular biter ve odak noktası siz oluverirsiniz…EVLENEMEDİN SEN SUÇLU OTUR YERİNE!
Absürt alternatifler, dıdısının dıdısı örnekler, birazda şuna dikkat et, fazla ince eleme söylemleri havada uçuşur. Bu konuda herkes bir şey söyleme hakkını elinde tutar ve düşünmeden ağzına gelen tavsiyeleri sıralar…Evli bayanların ağzı yanıkları özellikle “Amannn ne kadar geç o kadar iyi, evlenmesende olur” “Bekarlık sultanlık, boşver, erkek kahrımı çekeceksin”der dururlar.
Tavsiyelerin biri bin para, kulaklara küpeler, ders vermeler…aslında sadece söyleyen kendisini tatmin ederde durur…Sizin beklediğiniz kısmete biride dua etmez ki hızlıca gelsin….İçinizden bunları söyleyene kadar alternatifte bulunun, birilerini tavsiye edinde daha yapıcı olsun diyesiniz gelir. Akıl veren çok olurda çözüm üretecek olanlarda çözüm üretmez. Sadece problemi konuşur dururlar. Problemi biliyoruz çözüme odaklanıp ihya etseniz ya…diyesiniz gelirde cümleler dudaklarınızdan çıkamaz bir türlü....Zaten bu konunun bile gündeme gelmesi sizi ciddi rahatsız etmiştir artık. Konu nasıl değişse de rahatlasam diye düşünüp durursunuz. İçinizden kendinize “geçecek geçecek buda geçecek” derseniz kendinizi sakinleştirirsiniz en azından. Böyle zamanlarda konu değişikliğini çevik bir şekilde yapın ki olay daha üzücü olmasın.
Öncelikle çok boyutları olan bir konuyu konuşacağız hep birlikte; Evlenememe…
(Bu köşe 33 yaş üstündekileri ilgilendiriyor itiraf etmemiz gerekirse)
Neden evlenemedik? Suç bizde miydi yoksa gelenlerin hepside mi uygun değildi? Yoksa hiç kısmetimiz olmadı mı? Ya da birini çok istediniz de nasip olmadı sonra hayata mı küstünüz? Kimseyi çekemem deyip rotanızı mı çizdiniz? İlerki dönemlerde yazılarımızda kendimize öz eleştiri yapalım diyorum, sıkıntılarımızı birbirimizle paylaşalım, konuşalım ve sonuca odaklanalım. Bu bir dertmidir? Derttir? Takılanacak bir şey midir? Hayır değildir? Çözüm üretilebilir mi? Evet üretile bilir.
Sakin olun…Kadın-erkek evde kaldık gerçeğiyle yüzleşelim lütfen…Çözümlerine diğer yazımızda başlayacağız…
Bol kısmetli günler dilerim.
64 Yorum Yorum Yaz