Sevgili Eşim, Karıcığım
- 22-12-2013
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Çocuk & Aile
Canım, Sevgilim, Birtanem
Yıllar yılı hayalimde canımdan çok seveceğim, evleneceğim kadının hayalini kurdum. Hayal dünyamda her şey o kadar güzeldi ki; her şey dört dörtlüktü. Tam da bu düşünceler içindeyken seninle karşılaştım.
Gerçekten seni öyle sevmiştim, öyle sevmiştim ki; bunu anlatmak istesem anlatamam. Bendeki bu duygulara karşılık gelecek bir kelime bulamam. Maalesef hayal dünyasından gerçek aleme taşındıktan sonra çoğu şeyin benim beklentime karşılık veremediğini, aramızda büyük bir iletişimsizlik olduğunu fark ettim. Aynı evin içinde bir birimizi anlayamıyoruz daha kötüsü anlama çabasına bile girmiyoruz. Bir birimizi anlayabilirsek eminim ilk günlerdeki gibi bir birimize tekrar aşık olabiliriz.
Üzülerek söylemek istiyorum ki; seninle yeni tanıştığımız, nişanlandığımız ve evlendiğimiz ilk günlerdeki gibi değiliz. Birbirimize fiziksel olarak çok yakınız ama aslında bir birimizden öyle uzağız ki… Adeta aramızda sıra dağlar var. Senden bazı küçük beklentilerim var ama maalesef senin bundan haberin bile yok. Senden neler beklediğimi öğrenmek ister misin?
Seni çok sevdiğimi ancak; bunu sana rahatlıkla söyleyemediğimi anlamanı istiyorum. Keşke biraz akıl yürütseydin de erkeklerin sevgi sözcüklerini kolay söyleyemediklerini anlayabilseydin. Erkeklerin ‘’seni seviyorum’’ demeseler bile sevdiklerini bilebilseydin.
Çocuklarıma kızdığımda hemen savunmaya geçerek beni çocuklarımın gözünden düşürmek yerine; zaman zaman erkeklerin evde hakimiyeti sağlamak için mizansen yaptığını asıl amacın çocuklarını belirli bir çizgide tutmak olduğunu anlasaydın. Babaların da çocuklarını en az anneler kadar sevdiğini düşünseydin.
Seni çok sevmeme rağmen; anne ve babamın yanında seni nezaket gereği destekleyemediğimi, anlasaydın da beni sana ilgisiz olmakla suçlamasaydın.
Keşke beni romantizmden anlamayan duygusuz bir insan gibi takdim etmek yerine; erkekleri romantizme sevk edecek yol ve yöntemleri sen de biraz düşünseydin. Çarşıya pazara çıkarken süslendiğin gibi beni de en güzel kıyafetlerinle karşılasaydın, evde de yirmi yıllık kıyafetler giymek yerine; en güzel kıyafetlerini giyerek endam etseydin. Keşke bu devrin ‘’ye kürküm ye’’ devri olduğunu bilseydin.
Keşke erkeklerin görsel zekaya sahip olduklarını, gördükleri şeylerden çok etkilendiklerini anlayabilseydin.
Keşke evde rahat giyinmem gerekir diyerek kendini salmak yerine; rahmetin zahmette gizli olduğunu bilseydin de; rahat edememe pahasına birkaç gün rengarenk süslenseydin.
Hayatım keşke alış veriş yaparken sevdiğin kıyafetlere bakıp almak yerine; bana da sorsaydın, sen bir erkek olarak nasıl giyinmemden hoşlanırsın, hangi tür kıyafetlerden etkilenirsin diye.
Karıcığım keşke muhabbeti artırma tekliflerimi uyku ve yorgunluk bahanesiyle geçiştirmeseydin, bu tür etkinliklerin karı koca arasındaki her türlü kırgınlıkları, küskünlükleri giderdiğini,sevgiyi tazelediğini anlasaydın.
Keşke erkeklerin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini hiç unutmasaydın.
Keşke hayatım; benim de bir insan olduğumu ve mükemmel olmadığımı anlayabilseydin, hayatın birlikte güzelleştiğini, birliktelikten doğan sinerjinin insanları çok güçlü kıldığını, bir birimizi severek sayarak bir birimize destek olarak hayatın daha yaşanılabilir olduğunu anlasaydın.
Beni anlayabilseydin ne güzel olurdu değil mi?
9 Yorum Yorum Yaz