Hamileler, ilaç içmeden nasıl tedavi olabilir?

Hamilelik sürecinde anne adayının bilinçsiz ilaç kullanması ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Bu nedenle öncelikle hasta olmamak için tedbir almak gerekiyor. Opr. Dr. Faruk Vanlıoğlu, bebek bekleyen anne adaylarının ilaç kullanmadan soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklara nasıl bir tedavi yöntemi uygulayabileceğini anlattı.Değişen hava şartları ve soğuk hava, grip ve soğuk algınlığının sık görülmesine sebep oluyor. Bu hastalıklar, özellikle hamileleri daha fazla etkiliyor. Zira hamilelikle birlikte anne adayının bağışıklık sistemi zayıflıyor, dolaşım ve solunum yollarında değişiklikler meydana geliyor. Bu da anne adayını hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirdiği gibi her ilacı kullanamadığı için tedavi sürecini uzatıyor. Hasta olan anne adayı, bir yandan kendi sağlığı ile ilgili sorunlar yaşarken diğer yandan da karnındaki bebeği için endişeleniyor. Kış hastalıklarının bebeğin ana rahminde gelişimini tehdit edebildiğini söyleyen Medicana Hastanesi'nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Opr. Dr. Faruk Vanlıoğlu, hastalıklara karşı korunma ve ilaç kullanmadan tedavi yöntemleri konusunda önemli bilgiler verdi. Yatarken başı yukarıda tutarak, geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltabilir, burun tıkanıklığında tuzlu su veya deniz suyu kullanabilir, sinüs bölgelerindeki ağrı için kompres uygulayabilirsiniz.

Sonbahar ve kış aylarında mikroorganizmaların doğada görülme sıklığı artıyor. Kapalı yerlerde uzun süre kalınması, buraların iyi havalandırılmaması, soğuğun vücut direncini düşürmesi, sigara dumanı, yetersiz ve dengesiz beslenme, hastalıklara davetiye çıkarıyor. Özellikle de gribi tetikliyor. Gribe influenza virüslerinin neden olduğunu söyleyen Opr. Dr. Faruk Vanlıoğlu, bu virüslerin şekil değiştirmesiyle yaygın salgınların yaşandığını belirtiyor. Vanlıoğlu, enfekte olan kişinin hapşırdığında milyonlarca virüsün havaya karıştığını ve üst solunum yolundan girerek enfeksiyona sebep olduğunu ifade ediyor. Vanlıoğlu, bulaştırma süresinin ilk 2 gün içinde en yüksek seviyeye çıktığını vurguluyor. Grip olan kişide genellikle vücut sıcaklığında artma, yüzde kızarma, kas ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, bulantı, kusma, iştahsızlık, yorgunluk, kuru öksürük görülüyor. Ateşin hamilelerde yüksek olmamasına dikkat etmek gerektiğini söyleyen Vanlıoğlu, anne adaylarını uyarıyor: "Özellikle gebeliğin ilk 3 ayı ateşin 38 derece ve üzerine çıkması erken doğuma yol açabilir. Ateşi düşürmek için soğuk uygulama yapılmalı. Anne adayları, salgın dönemlerinde kapalı yerlerde uzun süre kalmamalı, kalabalık ortamlarda bulunmamalı. Bulunduğu ortamı sürekli havalandırmalı, beslenmesine dikkat etmeli, havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalı."

Adaçayı, keten tohumu tüketilmemeli

Vanlıoğlu'na göre anne adayları, grip aşısı yaptırarak da gripten korunabilir. Aşı, hamileliğin ilk 3 ayının sonunda yaptırılabilir. Aşı sonrası annede gelişen antikorlar bir miktar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı korur. Hamilelikte ayrıca adaçayı, ahududu ve keten tohumu sık tüketilmemeli. Rahim kasılmalarına yol açar ve tansiyonu yükseltir. Erken doğuma veya düşüğe yol açar.

Bolca portakal, nar tüketin

Soğuk algınlığı: Gripten farklı olarak vücudun her yerinde kas ağrısı ve ateş görülmez. Antibiyotik tedavisinin yeri yoktur. C vitamini içerikli beslenmek, greyfurt, limon, mandalina, nar, portakal tüketimini artırmak gerekiyor. Sık sık elleri yıkamalı ve bulunulan ortam havalandırılmalı. Boğaz ağrısını gidermek için pastil, burun tıkanıklığında tuzlu su veya deniz suyu kullanılabilir. Yatarken başı yukarıda tutmak geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltır. Yeteri kadar sıvı alımı çok önemli. Sinüs bölgelerinde (elmacık kemikleri ve gözler üstünde) ağrı varsa kompres uygulanmalı.

Nezle: Vücut direncinin azaldığı durumlarda ortaya çıkar. Şiddetli öksürük, balgam, halsizlik, yüksek ateş, baş ağrısı gibi kişiyi yatağa bağlayacak şikâyetler olmaz. Düzenli uyku, stresten uzak yaşam ve meyve sebzelerle beslenme nezleye karşı en kuvvetli ilaçtır. Ihlamur ve yeşil çay, vücut direncini artırır. Portakal ve nar suyu, yüksek C vitamini içermesi sebebiyle bol bol tüketilmeli.

Sinüzit: Baş, yüz ve göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtileri vardır. Yaşanılan ortamın nemi ve ısısı uygun olmalı, sigaranın dumanında dahi kalınmamalı. Burundan solunum yapılmalı.

Farenjit: Sinüslerin iltihaplanması ya da ağız içinde oluşan enfeksiyonlar da sebep olabilir. Yutkunma zorluğu, boğaz ağrısı, kızarıklık ile kendini gösterir. Penisilin türevi antibiyotikler doktor kontrolünde kullanılabilir.

zaman gazetesi


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz