Hangi Yönünü Beslersen...
- 02-03-2015
- KATEGORİ Çocuk Eğitimi
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Çocuklarımızın hangi yönünü ve yönelimini daha çok alkışlarsak, o yönü daha çok gelişiyor.
Hayatın ilk yıllarından itibaren, anne-babalarından, eğer anne babaları yoksa bakım verenlerinden ilgi, takdir ve teşvik bekleyen çocuklar, en çok ne yönde alkış almışlarsa, o yönlerini geliştirmek için çaba sarf ederler.
Örneğin, güzel resim yaptığında, ebeveynlerinin dikkatini çeken, resimleri bütün sosyal ortamlarda diğerlerine gösterilen bir çocuk, resim becerisini daha da yukarı taşımak için elinden geleni yapar.
Babası futbola çok meraklı olan bir çocuk, ne kadar futbol ilgisi ve bilgisi varsa o kadar babasının dikkatini çekiyorsa, daha fanatik bir futbolsever olur. Formalara, takımın logosu olan eşyalara merakı artar, futbolcuların isimlerini ezberler, babasına onun bile bilmediği futbol havadisleri verip onu heyecanlandırmak için çırpınır. Çünkü babasıyla iletişim kurabilmenin yolunu bu şekilde bulabilmiştir, böyle olduğunda onun ilgisini çekebilmiştir.
Yaptığı farklı aktivitelerle, işlerle, davranışlarla ebeveynin ilgi odağı olamayan çocuk, yalnızca yüksek not aldığında ya da ders çalıştığında alkış alabiliyorsa, o zaman derslerine çok yüklenir, akademik başarısını yükseltmeye çalışır, bazen bu uğurda sanat, spor ve diğer alanlardaki hobilerinden bile vazgeçer.
Söylediği şarkılarla anne-babasının dikkatini çekebilen bir çocuk, bütün duyduğu şarkıları ezberler, annesi-babası ona girdiği ortamlarda şarkı söyleterek alkış toplatırlar, böylece çocuğun ilgisi daha çok müziğe kayabilir, aslında belki de matematiğe daha çok ilgi duyuyordur !
Derslerinde çok başarılı bir çocuk, akademik eğitime önem vermeyen bir ailede yetişiyorsa, derslerinde ne kadar yüksek not alsa da alkış alamıyordur örneğin. Onun ailesi için, hele de kızsa, yemek yapması, yerleri süpürmesi, ütü yapması daha büyük tebrik ve teşvik sebebiyse, çocuk kendisine “ne kadar hamarat kız” dedirtene kadar bu işlerde daha da iyi olmaya çalışır ve belki derslerini bile ihmal eder.
Bu yetişkinler için de böyledir aslında. Hangi işte ne kadar alkış alıyorsak, becerilerimizi o yöne yöneltemeye çalışırız. Mesela bir ergen, esprileri ve komik şakalarıyla alkış topluyorsa, mizah yönünü daha da kuvvetlendirmeye çalışır.
Güzel yemek yapan biri, bu yönüyle ön plana çıkıyorsa, daha da güzel yemekler yapmak için uğraşır.
Bunlar bireyler için çok da olumsuz olmayan yönlere örnekti. Bir taraftan, örneğin nasıl kopya çektiği ile ya da nasıl bir insanı atlattığı ile ilgili alkış alan bir genç, bu olumsuz davranışını pekiştirecek, bu yönü ile yani otorite karşıtı olmak ile dikkatleri üzerine toplamaya devam edecektir.
Bir genç kız, güzel giyinmesi, görünümüne fazlaca harcama yapması ve her kullandığı şeyin markalı olması yönünde sürekli alkışlanıyorsa, daha da güzel görünmek için ve bu alkışları yitirmemek için çabalayacaktır. Ve belki de daha da üst marka, daha da üst markaya sahip olmak için uğraşıp didinecektir.
Sürekli övülmekten hoşlanan, yenilgiye uğradığını hissettiğinde üzüntüden kendisini yerden yere atan, histerisi yüksek birini, sürekli övmeye devam eder “sen her şeyi iyi yaparsın” diye narsisizmini beslersek, o kişi de hayatla ilgili zorluklarla başa çıkmakta o kadar zayıf olacaktır aslında.
Biz, çocuklarımızın ve birbirimizin hangi yönlerini, yönlerimizi beslersek, o yönlere kayar, o yönlerimizi geliştiririz. Birbirimizi bir sözümüzle, bir yorumumuzla aslında derinden etkileriz.
Bunun için, bir kişinin ya da çocuğumuzun bir yönünü farkında olarak ya da olmayarak beslerken dikkat etmekte yarar var…
Çocuğu futbolla ilgilenmese de, onunla ilgilenen bir baba, gereksiz bir fanatizmin önüne geçebilir.
Giydiği kıyafet ve harcadığı masraftan çok iyi huyları, hoşgörüsü, nezaketi ile takdir edilen bir genç kız, dış görünüşüne takılmanın ötesine gidebilir.
Neyi, niçin besliyoruz, çocuğumuzu neye, nasıl teşvik ediyor, ne yaptığında alkışlıyoruz gözden geçirmekte yarar var..
Dr.Rabia Nazik Yüksel
Hayatın ilk yıllarından itibaren, anne-babalarından, eğer anne babaları yoksa bakım verenlerinden ilgi, takdir ve teşvik bekleyen çocuklar, en çok ne yönde alkış almışlarsa, o yönlerini geliştirmek için çaba sarf ederler.
Örneğin, güzel resim yaptığında, ebeveynlerinin dikkatini çeken, resimleri bütün sosyal ortamlarda diğerlerine gösterilen bir çocuk, resim becerisini daha da yukarı taşımak için elinden geleni yapar.
Babası futbola çok meraklı olan bir çocuk, ne kadar futbol ilgisi ve bilgisi varsa o kadar babasının dikkatini çekiyorsa, daha fanatik bir futbolsever olur. Formalara, takımın logosu olan eşyalara merakı artar, futbolcuların isimlerini ezberler, babasına onun bile bilmediği futbol havadisleri verip onu heyecanlandırmak için çırpınır. Çünkü babasıyla iletişim kurabilmenin yolunu bu şekilde bulabilmiştir, böyle olduğunda onun ilgisini çekebilmiştir.
Yaptığı farklı aktivitelerle, işlerle, davranışlarla ebeveynin ilgi odağı olamayan çocuk, yalnızca yüksek not aldığında ya da ders çalıştığında alkış alabiliyorsa, o zaman derslerine çok yüklenir, akademik başarısını yükseltmeye çalışır, bazen bu uğurda sanat, spor ve diğer alanlardaki hobilerinden bile vazgeçer.
Söylediği şarkılarla anne-babasının dikkatini çekebilen bir çocuk, bütün duyduğu şarkıları ezberler, annesi-babası ona girdiği ortamlarda şarkı söyleterek alkış toplatırlar, böylece çocuğun ilgisi daha çok müziğe kayabilir, aslında belki de matematiğe daha çok ilgi duyuyordur !
Derslerinde çok başarılı bir çocuk, akademik eğitime önem vermeyen bir ailede yetişiyorsa, derslerinde ne kadar yüksek not alsa da alkış alamıyordur örneğin. Onun ailesi için, hele de kızsa, yemek yapması, yerleri süpürmesi, ütü yapması daha büyük tebrik ve teşvik sebebiyse, çocuk kendisine “ne kadar hamarat kız” dedirtene kadar bu işlerde daha da iyi olmaya çalışır ve belki derslerini bile ihmal eder.
Bu yetişkinler için de böyledir aslında. Hangi işte ne kadar alkış alıyorsak, becerilerimizi o yöne yöneltemeye çalışırız. Mesela bir ergen, esprileri ve komik şakalarıyla alkış topluyorsa, mizah yönünü daha da kuvvetlendirmeye çalışır.
Güzel yemek yapan biri, bu yönüyle ön plana çıkıyorsa, daha da güzel yemekler yapmak için uğraşır.
Bunlar bireyler için çok da olumsuz olmayan yönlere örnekti. Bir taraftan, örneğin nasıl kopya çektiği ile ya da nasıl bir insanı atlattığı ile ilgili alkış alan bir genç, bu olumsuz davranışını pekiştirecek, bu yönü ile yani otorite karşıtı olmak ile dikkatleri üzerine toplamaya devam edecektir.
Bir genç kız, güzel giyinmesi, görünümüne fazlaca harcama yapması ve her kullandığı şeyin markalı olması yönünde sürekli alkışlanıyorsa, daha da güzel görünmek için ve bu alkışları yitirmemek için çabalayacaktır. Ve belki de daha da üst marka, daha da üst markaya sahip olmak için uğraşıp didinecektir.
Sürekli övülmekten hoşlanan, yenilgiye uğradığını hissettiğinde üzüntüden kendisini yerden yere atan, histerisi yüksek birini, sürekli övmeye devam eder “sen her şeyi iyi yaparsın” diye narsisizmini beslersek, o kişi de hayatla ilgili zorluklarla başa çıkmakta o kadar zayıf olacaktır aslında.
Biz, çocuklarımızın ve birbirimizin hangi yönlerini, yönlerimizi beslersek, o yönlere kayar, o yönlerimizi geliştiririz. Birbirimizi bir sözümüzle, bir yorumumuzla aslında derinden etkileriz.
Bunun için, bir kişinin ya da çocuğumuzun bir yönünü farkında olarak ya da olmayarak beslerken dikkat etmekte yarar var…
Çocuğu futbolla ilgilenmese de, onunla ilgilenen bir baba, gereksiz bir fanatizmin önüne geçebilir.
Giydiği kıyafet ve harcadığı masraftan çok iyi huyları, hoşgörüsü, nezaketi ile takdir edilen bir genç kız, dış görünüşüne takılmanın ötesine gidebilir.
Neyi, niçin besliyoruz, çocuğumuzu neye, nasıl teşvik ediyor, ne yaptığında alkışlıyoruz gözden geçirmekte yarar var..
Dr.Rabia Nazik Yüksel
1 Yorum Yorum Yaz