Hayatın Alternatifleri
- 04-03-2015
- KATEGORİ Tuğba Akbey İnan
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
On sekiz yaşındaydım severek girdiğim bölümden ayrılmak zorunda kaldığımda. İlk yıl hocalarımın da toleransıyla derslere girebilmiş ama ikinci yıl okulun kapısından bile alınmamıştım. Ya istenildiği gibi devam edecek ya da ayrılacaktım okuldan, hayallerimden…
İkincisini seçtim. Çok kolay olduğunu söyleyemem. O genç yaşta bambaşka bir hayatın içinde kendimi bulmak, uzun zamanımı aldı. Etrafımızda destekleyenlerin sayısı da çok değildi zaten. Bir delilik yaptığımızı ve er ya da geç pişman olacağımızı söylediler uzun süre. Çünkü herkes hayata dair tek bir doğrunun olduğuna kendini inandırmıştı çoktan. Bu sebeple hayallerimi anlattığım her an, onların sözde dünya gerçekliğine tostladım pek çok kez. Ama hiç keşke demedim.
Yorulsam da vazgeçmedim. Gençtim ama hayatın alternatifleri olduğuna sonuna kadar inanıyordum. Aradığım şey huzur ve mutluluksa bunu sadece bize sunulan dünyanın içinde aramanın saçma olduğunu düşünüyordum. Bir okul bitirecek, bir statü elde edecek, çalışacak, evlenecek, anne baba olacak, ev alacak, istediğimizi alacak refaha kavuşacak ve tüm bunların sonucunda mutlu olacaktık pek çoğuna göre. Hatta bu sıralamalardan birini atlarsak, mutsuzluğumuz garanti gibi anlatılıyordu.
Bazen eğer okula devam etseydim hayatımda neler değişirdi diye düşündüğüm oluyor. Bunu bir iç çekişle değil, bir merak duygusuyla düşünüyorum çoğu zaman. Yirmili yaşlarında bitmesi gereken öğrenciliğini, otuzlu yaşlara ertelemiş biri olarak, o zamanları uzun zaman hatırlamaktan kaçsam da, insanı daha iyi anlamamı sağladığı, nasıl biri olmamam gerektiğini bana anlattığı için bir sıçrama tahtası gibi kabul ediyorum.
***
Artık bu konu üzerinden çokça mağduriyet cümleleri kurmak yerine, yapmamız gerekenlerin kendini geliştirmenin illa okulla olmayacağının, her kararın bir bedel istediğinin ve tüm kararlarımızın öncelikle Allah’ın rızasını kazanmak üzerine bina edilmesi gerektiğinin çocuklarımıza anlatabilmek olduğunu düşünüyorum. Anne olarak, çocuklarıma hayatın alternatifleri olduğuna inandırabilmeyi kendi adıma emanet bırakmak sayıyorum. Hayatı algılananın tersine başarısızlıklar üzerine bina etmiş biri olarak yapıyorum hem de bunu…
Ahirete bırakmaya niyetlendiğim adımlarımı dünya telaşları içinde fazlaca anlatarak harcamak istemem. Yalnızca yaşadıklarımdan edindiğim tecrübeyle, çocuklarımıza sunduğumuz gerçeğin tek bir doğru üzerine bina edilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Böyle olsun ki, o tek doğruyu kapatmak için fırsat kollamasın birileri.
Sıralamasını yaptığımız dünyanın içinde, önüne çıkan en küçük bir engeli başarısızlık kabul edip, kötü tablolarla çıkmayalım çocuklarımızın karşısına. Dünya hızla değişiyor ve doğru sandığımız o sıralamadan alıyor gemimiz en çok suyu…
yazının devamı için
http://www.gazetevahdet.com/hayatin-alternatifleri-1170yy.htm
İkincisini seçtim. Çok kolay olduğunu söyleyemem. O genç yaşta bambaşka bir hayatın içinde kendimi bulmak, uzun zamanımı aldı. Etrafımızda destekleyenlerin sayısı da çok değildi zaten. Bir delilik yaptığımızı ve er ya da geç pişman olacağımızı söylediler uzun süre. Çünkü herkes hayata dair tek bir doğrunun olduğuna kendini inandırmıştı çoktan. Bu sebeple hayallerimi anlattığım her an, onların sözde dünya gerçekliğine tostladım pek çok kez. Ama hiç keşke demedim.
Yorulsam da vazgeçmedim. Gençtim ama hayatın alternatifleri olduğuna sonuna kadar inanıyordum. Aradığım şey huzur ve mutluluksa bunu sadece bize sunulan dünyanın içinde aramanın saçma olduğunu düşünüyordum. Bir okul bitirecek, bir statü elde edecek, çalışacak, evlenecek, anne baba olacak, ev alacak, istediğimizi alacak refaha kavuşacak ve tüm bunların sonucunda mutlu olacaktık pek çoğuna göre. Hatta bu sıralamalardan birini atlarsak, mutsuzluğumuz garanti gibi anlatılıyordu.
Bazen eğer okula devam etseydim hayatımda neler değişirdi diye düşündüğüm oluyor. Bunu bir iç çekişle değil, bir merak duygusuyla düşünüyorum çoğu zaman. Yirmili yaşlarında bitmesi gereken öğrenciliğini, otuzlu yaşlara ertelemiş biri olarak, o zamanları uzun zaman hatırlamaktan kaçsam da, insanı daha iyi anlamamı sağladığı, nasıl biri olmamam gerektiğini bana anlattığı için bir sıçrama tahtası gibi kabul ediyorum.
***
Artık bu konu üzerinden çokça mağduriyet cümleleri kurmak yerine, yapmamız gerekenlerin kendini geliştirmenin illa okulla olmayacağının, her kararın bir bedel istediğinin ve tüm kararlarımızın öncelikle Allah’ın rızasını kazanmak üzerine bina edilmesi gerektiğinin çocuklarımıza anlatabilmek olduğunu düşünüyorum. Anne olarak, çocuklarıma hayatın alternatifleri olduğuna inandırabilmeyi kendi adıma emanet bırakmak sayıyorum. Hayatı algılananın tersine başarısızlıklar üzerine bina etmiş biri olarak yapıyorum hem de bunu…
Ahirete bırakmaya niyetlendiğim adımlarımı dünya telaşları içinde fazlaca anlatarak harcamak istemem. Yalnızca yaşadıklarımdan edindiğim tecrübeyle, çocuklarımıza sunduğumuz gerçeğin tek bir doğru üzerine bina edilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Böyle olsun ki, o tek doğruyu kapatmak için fırsat kollamasın birileri.
Sıralamasını yaptığımız dünyanın içinde, önüne çıkan en küçük bir engeli başarısızlık kabul edip, kötü tablolarla çıkmayalım çocuklarımızın karşısına. Dünya hızla değişiyor ve doğru sandığımız o sıralamadan alıyor gemimiz en çok suyu…
yazının devamı için
http://www.gazetevahdet.com/hayatin-alternatifleri-1170yy.htm
2 Yorum Yorum Yaz