İletişimde Çocukların “Firavun” Kadar Değeri Yok mu?

Büyümenin ve sosyal hayata katılmanın ilk emarelerinden olan dil, büyüklerde olduğu kadar çocuklarda da iletişim kurmada çok önemlidir. Çocukların aile ortamında öğrendikleri iletişim dili, çocuklar için daha da önemli hale gelmektedir.

Çocuklar, ailede öğrendikleri iletişim modelini sosyal hayatta pekiştirirler. Bu nedenle anne babalar, çocuğun konuşmayı öğrenmeye başlamasından itibaren daha dikkatli ve daha yumuşak olmaları gerekir. Yani eş dostla konuşurken dikkat ettiklerinin çok daha fazlasına çocuklarla konuşurken de dikkat etmeli. Çünkü çocukların kalpleri daha hassastır ve anne babalarını model olarak alırlar.

“Ne ekersen onu biçersin” atasözünde olduğu gibi çocuklarla kurulacak iletişim, onların anne babalarıyla olduğu kadar diğer insanlarla olan iletişim modelini belirleyecektir.

Anne babalar, çocuklarla konuşurken onlara ne söylediklerinden daha çok nasıl söyledikleri önemlidir. Çünkü çocuklar da yetişkinler gibi karşısındaki kişinin ne söylediğinden daha çok nasıl söylediğine dikkat ederler.

Mevlana Hazretleri; ne söylediğinden daha çok nasıl söylediğini, karşısındaki muhatabın gönlünde nasıl bir etki yapacağını şu veciz sözleriyle ifade etmektedir:

“Söz vardır, keskin kılıç gibidir; dostluğu keser, öldürür. Kalpte tedavisi imkânsız yaralar açar. Gönül bahçesindeki yeşillikleri, sevgi çiçeklerini hazan mevsimi gibi kurutup öldürür.

Bir söz de vardır ki, ilkbahar mevsimi gibidir. Her tarafı süsler, güzelleştirir, sayısız faydalar sağlar.”

Anne babalar, çocuklarının kendilerinden bağırarak bir şey istemelerini istemedikleri gibi çocuklar da anne babalarının kendilerinden bağırıp çağırarak bir şey istemelerini istemez. Çocuklarının kendilerinden kibar bir şekilde bir şey istemesini isteyen anne babalar; bu konuda öncelikle onlara en güzel şekilde model olmalıdırlar.

Anne babalar genelde çocuklarıyla iletişim kurarlarken ses tonlarını yükseltip emri vaki şeklinde hitap ederler. “Kes şunu, kapat çeneni, git dersine çalış…” bunlardan birkaç tanesi. Oysa anne babalar, arkadaşlarıyla konuşurken dikkat ettikleri gibi çocuklarıyla da konuşurken dikkat etmiş olsalardı ilişkileri çok daha iyi olurdu.

“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler…” (İsra, 17/53) buyuran Cenabı Hak; bırakın bir Müslümanı, Hz. Musa’nın (a.s) yaşamasını engellemek için doğacak bütün çocukları öldürtüp, kendini de ilah ilan eden Firavun’a karşı Hz. Musa’ya (a.s) yumuşak söz söylemesini emretmiştir.

“Ey Musa! Firavun’a karşı yumuşak söz söyle, ona yumuşaklık göster!” (Taha, 20/44) ayetinde olduğu gibi hem günahsız hem de emanet olan çocuklarla iletişim kurarken; “ Sözün en güzelini yumuşak bir şekilde” söylenmesini Cenabı Hak, yukarıdaki iki ayette anne babalara çok güzel açıklamaktadır.

Anne babaların çocuklarıyla iletişim kurma çocuklar üzerinde daha etkili olabilmeleri için Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Allah Teâlâ bana farzların ikamesini emrettiği gibi insanlara, lütuf ve merhametle muamele edip yumuşak söz söyleyerek, onların kalpleri arasında muhabbet filizleri yeşertmemi emretti.” (Süyuti, el Camiü’s- Sağir, I, 59/1695)

Anne babalar, çocukların yetiştirilip eğitilmesi konunda başarılı olmak ve onlarla kurulacak iletişimde Peygamber Efendimizin (s.a.v) tebliğindeki yaklaşımını almak zorundadırlar.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) İslam’ı tebliğ ederken insanlara karşı hep yumuşak davranmıştır. Müşriklerin kaba davranışlarına ve yüksek sesle konuşmalarına karşı Peygamber Efendimiz (s.a.v) hep bir rahmet peygamberi olarak yaklaşmış ve onların doğru yola girmelerini sağlamıştır

Peygamber Efendimizin (s.a.v) bu davranışını Cenabı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatmaktadır:

“Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi...” (Ali İmran, 3/159)

Anne babaların her konuda olduğu gibi çocuklarıyla da iletişim kurmada rehberleri Kur’an- Kerim ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) olsaydı yaşadıkları sorunların birçoğunu bugün yaşamayacaklardı.

Eğer anne babalar, çocuklarının kendilerini seven, sözlerini tutan ve sıkıntılarını her zaman kendileriyle paylaşmasını isteyen bireyler olmalarını istiyorlarsa; yukarıdaki; “Yumuşak söz söyleme ile sözün en güzelini söylesinler.” ayetindeki manayı çok iyi anlayıp hayata geçirmelidirler.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz