İsrail Projelerine Niçin Susuyoruz?
- 17-04-2024
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Çocuk & Aile
Mecliste bomba gibi bir kanun bekliyor onaylanmak için. Tam bir Siyonist proje. Hayatımızı darma duman edecek bir etkiye sahip. Siyonistlerin yüzyıllardır hazırlık yaptıkları nihai hedeflerine hizmet edecek bu kanun onaylanırsa hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
İsrail ürünleri ve İsrail’e destek olan firmalar, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım sebebiyle boykot ediliyor. Fakat bir taraftan da İsrail’in projeleri alkışlanıyor ya da sessiz kalınarak hayata geçirilmesi destekleniyor.
İsrail=Siyonizm
İsrail’in ürünlerini boykot etmekten daha önemlisi onların projelerini boykot etmektir. Ürünler boykot edilmesin demiyorum elbette. Özellikle Twitter da boykotlarla ilgili etiket çalışmalarına ben de katılıyorum. Zira ürün boykotu yanında Gazze halkına yapılan katliamı dünyaya duyurmak açısından ve Gazze halkının yanında olduğumuzu göstermek açısından da önemli.
Fakat yapılan boykotların İsrail ve destekçileri açısından pek de önemli olduğunu düşünmüyorum. Onlar zaten bu boykotları göze alarak yola çıkmışlardır. Starbucks, McDonalds, Carrefour gibi dünyanın pek çok ülkesinde şubesi olan firmalar yapacaklarının büyük tepkilere yol açacağını düşünmemiş olabilirler mi?
Peki kamuoyu tepkilerini bile bile niçin İsrail’e açık destek veriyorlar?
Cevaplanması gereken soru bu diye düşünüyorum.
Dijital Diktatörlük Çağı Başlıyor
Kapitalist sistem ölmek üzere, son günlerini yaşıyor.
Tüm firmalar ve sanayi ürünleri kapitalist sistemin çarklarıydı fakat Siyonistlerin “Büyük Sıfırlama-Yeni Dünya Düzeni” projeleri ile tüm bu firmalar kısa zamanda zaten kapanacak. Zira nakit parayı kaldıracaklar ve kitleleri kontrol etmek için dijital parayı kullanacaklar.
Zaten insanların evden çıkmasını istemiyorlar, iklim kanunu ile “evden çıktın karbon ürettin” diye bunu da yapacaklar, şimdiden haber yapıyorlar. Bu yüzden artık tüm bu mekanlar ve ürünler zaten yok olacak.
Dijital para = Yok Para. Var olamayan bir para. Akıllı olursanız babanızın sözünden çıkmazsanız size vereceği kredi kartı gibi bir şey. Limitini o belirleyecek istediği zamanda elinden alacak, hiçbir hak iddia edemeyeceksin. Dijital kart sen ihtiyaçlarını karşılayasın diye değil, seni kontrol etmek koyun gibi gütmek için verilecek. Her adımında onların nefesini ensende hissedeceksin. Yapacaklarını da saklamıyorlar açık açık söylüyorlar.
Dünya Ekonomik Formu adındaki Siyonist kuruluş 2030 ajandasının sloganını “Hiçbir şeye sahip olamayacaksınız fakat mutlu olacaksınız” diye açıkladı. Her şeyin metaverse gözlüğün olacak.
Kendi elleri ile kapitalist sistemin düğmelerini kapatacaklar, para kaybı gibi bir dertleri yok. Artık sadece zengin adam rolü istemiyorlar. Yöneten her şeye sahip olan zengin ve muktedir olmak istiyorlar. Daha doğrusu insanların acılarından beslenen diktatörlüğe doğru koşuyorlar.
Yalancı Cennet ile Oyalan
Mateverse gözlüklerle insanlara yalancı bir cennet hazırladılar. Gözlüğünü tak istediğin yerde gör kendini, oradaymış gibi hisset, istediğin yiyeceği yiyormuş gibi hisset... Fakat beden hissetmekle doymuyor gözlüğü çıkardığında açsın.
Bu yalancı cenetten şikayet edersen cehennemin hazır. HES. “Hayat Eve Sığar” sloganı tanıdık gelmiştir herkese. Kovid ile provası yapıldı.
HES le insanları eve hesleyecekler, yapay gıda ile evde besleyecekler. Kendi evini sana cehenneme çevirecekler. Her şeyinin takip edecekler. Dışarı çıkamayacaksın. Dijital kartını kapattıklarında alışveriş yapamayacaksın, toplu taşımaya binemeyeceksin…
Akıllı evler, akıllı şehirler hayata geçtiğinde evinin bahçesine çıkamayacaksın. Onlara itaatte kusur edersen yalancı cennetini bile alacaklar. Yok öyle fazla cennet. Elektriği ve interneti kısıtlı verecekler. Onların tam olarak istedikleri: Robotik insan = Transhümanizm.
Üstün Irk ve Vaat Edilmiş Topraklar
Siyonist Yahudiler üstün ırk olduklarına ve diğer insanların hayvan kadar değeri olmadığına inanıyorlar. Hayvan için de kafes yeter diye düşünüyorlar.
Ana hedefleri de Tanrı’nın onlara verdiğine inandıkların vaat edilmiş toprakları ele geçirmek ve dünyayı yönetmek.
Siyonistler bu planlarını saklamıyorlar açık açık söylüyorlar ve gerçekleştirmek için adım atıyorlar.
Hedefteki Ülkelerden Biriyiz
Siyonistlerin Büyük Ortadoğu projesi var. Ortadoğu’yu ele geçirecekler ve tüm dünyanın yönetimini oradan sağlayacaklar.
Siyonistlerin vaat edilmiş topraklarının içinde İstanbul’un bir bölümü ve Hatay da var. Ele geçirmeye ahdettikleri topraklara sahibiz. Bu yüzden yıllardır ülkemizin üzerinde hain planları bir türlü bitmedi. Her türlü darbenin altında satın alınmışların babası Siyonistler var.
11 ili etkileyen Kahramanmaraş depremini, o bölgede petrol arayan ABD tarafından fay hatlarının tetiklenerek depreme sebep olduğu ihtimalini destekleyen bilgiler var. Bu vesile ile Hatay boşaltıldı.
İstanbul’ da ev kiraları fırladı, insanlar yavaş yavaş kaçıyor. Siyonistlerin planları tıkır tıkır işliyor.
Siyonistler bu yıl düzenlenen G20 zirvesinde “Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” ile Yeni Dünya Düzenini ilan ettiler. Açık açık dünyayı tek elden biz yöneteceğiz diyorlar.
G20 de ülkemizde dahil ülkelere LGBT meşrulaştıracak imzalar attırıldı. Zaten Siyonistlerin çoğu pedofili sapık.
Türkiye Bu Planın Neresinde?
Türkiye bu palanın tam ortasında ve kendini Siyonistlere teslim etmiş durumda maalesef.
Mevlüt Çavuşoğlu: “Tek İnsanlık, Tek Dünya” yaklaşımını benimsersek sorunları çözebiliriz.
Mehmet Özhaseki: Yeşil dönüşüm bir tercih değil, bir zorunluluktur. (Sadece adı yeşil)
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Yeni küresel sistemde yer almak için üzerimize ne düşüyorsa yapmakta kararlıyız.”
Siyonist Projeler Dolu Dizgin
Kadın, bebek, yaşlı, demeden Gazze de hastaneleri bile bombalayan Siyonistler bir taraftan da dünyayı kurtarmaya çalışıyor, insanları düşünüyor desem inanır mısınız?
Maalesef buna inananlar var bir de inanıyormuş gibi yapan hainler var.
AB bizi kapısından içeri almadı fakat Siyonist projeleri uygulatabilmek için havuç verip duruyor.
Bugünlere birden gelinmedi adım adım proje proje gelindi. Siyonistlerin her zamanki taktikleri BÖL-PARÇALA-YUT
CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi ile “kadın hakları” adı altında kadın ve erkeği birbirine düşman etti ve LGBT yi yaygınlaştırdı.
Kyoto Protokolü ardından Paris İklim Sözleşmesi ile büyük sıfırlamayı gerçekleştirmeye çalışacaklar.
Planları sorunsuz işlesin diye de insanların dikkatini farklı noktalarda toplayıp diğer taraftan sessizce planlarını uygulamaya koyuyorlar.
Karbon Dolandırıcılığı
Alıp verdiğimiz her nefeste karbon üretiyoruz. Bunun yanında tarım, hayvancılık, sanayi gibi neredeyse her şey karbon üretiyor. Karbon dünyanın dengesi için gerekli bir elementtir. Ağaçlar da bu karbonu oksijene çevirir ve bu döngü böyle devam eder. Karbon düşman değil, dosttur.
Siyonistler, karbonun atmosferde birikerek küresel ısınmaya sebep olduğunu ve iklimleri etkilediğini iddia ediyor. Bebek katilleri bunu önleyip dünyayı kurtaracaklarmış.
Gerçek bilim adamları dünyada tehlikeli bir karbon artırımı olmadığı söylüyorlar. CLİNTEL “Dünya İklim Bildirgesi yayınlandı ve böyle bir tehlike olmadığını açıkladı. İki bine yakın bilim adamı bunu doğrulayarak imza attı.
Sanayinin sebep olduğu hava kirliliğini ve karbonu azaltmanın yolu ağaçlandırmak, ormanları artırmaktır. Fakat Siyonistler bunun yerine açlık, kıtlık ve savaşı tercih ediyorlar.
Siyonist Proje: İklim Kanunu
BM Paris İklim Sözleşmesi ile karbon azaltım sözünü 197 ülkeden aldı. Karbon üretimi 2030 da yarı yarıya indirilecek 2053 de sıfırlanacak hedef bu. Karbon üretimi sıfırlamak demek insansız, hayvansız, bitkisiz bir dünya demek.
İsrail bu projenin baş destekçilerinden. Gazze’de savaşta kullanılması yasak olan fosfor bombaları ile insanları, etraftaki tüm canlıları öldürürken atmosfere de zehirli gaz yayıyor fakat dünyayı onlar değil de inekler kirletiyormuş.
Yıllarca bize çocuk hakları, kadın hakları, insan hakları dersi veren Birleşmiş Milletler bu büyük katliamı seyrediyor. BM utanmadan hâlâ dünyanın kurtarıcısıymış gibi davranıyor.
Bu hain planlarına da bizleri de ortak etmek istiyorlar. Darağacına kendi ayağımızla gitmemizi bekliyorlar, ipi onlar geçirecek.
Paris İklim Sözleşmesi geçen yıl ülkemizde de Mecliste onaylandı. Sözleşmeyi uygulamak için kanun çıkması gerekiyor. 1 Ekim de Meclis açıldığında onaya sunulacaktı fakat duyarlı insanlar sayesinde TBMM nin kanun teklifleri ile ilgili sayfasına ret dilekçeleri verildi ve #1milyonİmza atıldı.
Kasım ayına gelindi ve henüz kanun milletvekillerinin onayına sunulmadı. Bir gece ansızın gelebilir ve bizler Gazze’deki katliamla ilgilenirken başımıza büyük çoraplar örülebilir. Zira Bakan Özhaseki kanunu çıkaracağız deyip duruyor. Eğer toplumdan ciddi tepkiler gelmeye devam etmezse kanunu çıkaracaklar.
İsrail ürünlerini boykot etmek konusunda duyarlı olan kişilerin çoğu maalesef ki Siyonist projeler konusunda duyarsız. Bu bir firmanın sattığı hamburgerleri almayıp, zehirli hamburger satmasına sessiz kalmak gibi bir şey.
Siyonistlerin Kovid dolandırıcılığından sonraki hedefleri iklim üzerinden insanları kontrol etmek.
“Karbon Ayak İzi” dedikleri aslında “insan takip sistemi.” Ne hakla aldığımız nefese kadar yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz her şeyi takip etme hakkı istiyorsunuz!
Bizim aldığımız nefesin kontrolünü de Siyonistlere devretmeye hükümetin hakkı yok. Özgürlüklerimize sahip çıkalım.
Siyonistler bir şekilde ülke idarecilerini kontrol altına alıyor, bu yüzden bu kanunları durdurabilirse halk durdurur. Kanun imzalanmadan önce gösterilecek tepkiler kanunun Mecliste onaylanmasına engel olabilir.
Bu vesile ile başta Paris İklim Sözleşmesi ve iklim kanunu olmak üzere Siyonist projeleri boykot edelim. İklim Kanunu Mecliste onaylanmasın diye kamuoyu oluşturalım ve çabalayalım. Hayatımızın Siyonistlere devredilmesine engel olalım.
#SiyonistProjeRet
#1Milyonİmza
#İklimKanunuGerçekleri
#İklimKanununaHayır
0 Yorum Yorum Yaz