Cinsiyet Eşitliği ve İstanbul Sözleşmesi

cinsiyet eşit toplumBen hemşirelik son sınıf öğrencisiyim. Son bir yıl içinde derslerimizde oldukça yer verilen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği gün geçtikçe aykırı bir hal aldı.

Çok masum duran bu konu ile kadının sürekli erkekle yarıştırılması, kadının ve erkeğin fıtratından gelen rollerinden koparılıp kadınsı erkekler, erkeksi kadınlar oluşturulmak istenmesi beni ve birkaç arkadaşımızı hep çok rahatsız etti.

Çocuk gelinleri engellemek amacında olduğu söylenilen toplumsal cinsiyet konusunun ne hikmetse sağlık açısından 15-49 yaş arası her kadının gebeliği önleyici hizmetlerden yararlanabilmesini kapsıyor.

18 yaşın altında bir genç helal yoldan evlenince suç oluyor; fakat bir sağlık görevlisine gelen 15 yaşında bir kız korunma amaçlı bir talepte bulunsa bu onun hakkı oluyor.

Cinsel sağlık dersimizde bu konuya sıkça yer veriliyor. Cinsel sağlık dersleri liselere, sağlıkla alakası olsun olmasın her bölüme konulmak isteniyor ki bu konu da rahat bir şekilde işlenebilsin.

Bu dersin final sınavında “Toplum tarafından kabul gören cinsel yönelim nedir?” diye soruldu ve tabi “toplum kabul etmese de homoseksüeller ve biseksüeller var mesajı” verildi.

Allah’ın yasasını, kaderini hiçe sayıp, kadın ve erkeğin birlikteliğini sadece toplum kabul ettiği için böyle devam ediyor, diye algı oluşturulmak isteniyor. Bu durum ilerledikçe daha geniş çaplı araştırma yapıp, etrafımıza, arkadaşlarımıza bu durumun tehlikesinden bahsetmeye başladık.

Durumu paylaştığım, bir üniversitede okul öncesi öğretmenliği okuyan bir arkadaşım şöyle söyledi: “Çok şaşırdım; çünkü yıllarca bize çocuklara cinsiyetini belli ettirecek atıflardan kaçınılmasını ikisinin de aynı çerçevede yetiştirilmesi gerektiğini söylüyor hocalarımız. Fark ettim ki bunlar bende de değişikliklere sebep olmuş. Önceden annem bi şey istediğinde söylenmez yapardım şimdi sürekli ‘Oğlun niye yapmıyor?’ diyorum.”

Biz ileride Allah izin verirse olacak çocuklarımızın, kardeşlerimizin, toplumumuzun; eşcinselliğin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yedirildiği, kadının ve erkeğin rollerinden sıyrılıp tektipleştiği bir toprakta yaşamak istemiyoruz.

Şu an elimizden ne geliyorsa yapmak istiyoruz çünkü Rabbimiz bu durum karşısında gösterdiğimiz çabaya bakacak. Yaklaşık 15 kişilik bir arkadaş grubumuzla bu durumu etrafımıza, ailelerimize, ulaşabildiğimiz liseli gençlere, sınıf arkadaşlarımıza Allah’ın izniyle anlatacağız.

Halk olarak bu durumun ciddiyetini fark edip bu duruma acilen tepki koymamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumun ana kaynağı olan İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi için sesimizi yükseltmemiz, birleşmemiz ve tepkimizi göstermemiz lazım.

İmza kampanyalarıyla sosyal medyada örgütlenmemiz lazım. Allah’ın izniyle ulaşabileceğimiz avukatlar, yazarlar, stk başkanları, öğretim üyeleriyle iletişime geçip bu konuda bir olmamız gerektiğini düşündüğümüzü ve tepki göstermek istediğimizi ifade edip nasıl bir yol izleyebiliriz diye sormak istiyoruz.

Sema hanım, sizden bu konuda bize bir yol göstermenizi istiyoruz. Sizin fikirlerinizi çok önemsiyoruz. Filtresi Kuran ve sünnet olan sizin gibi kişilerin bu konuda sessiz kalmamasına çokca seviniyoruz. Şimdiden teşekkür ederiz. Biz sizin yaptıklarınızdan söylediklerinizden razıyız, Rabbim de sizden razı olsun.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

2 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz