Çocuk Kitapları, Cennet ve Cik!
- 21-04-2013
- KATEGORİ Ahmet Ay
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Çocuk kitapları okumanın en güzel yanı; sanıyorum, büyüklerin ‘büyük’ sandıkları şeylerden onları uzaklaştırması. Dünyanın gerçekçilik sıkletinden kurtulup hayale bir nefes aldırması. Ve hepsinin ötesinde; yani bütün kavgalarımızın, kargaşamızın, keşmekeşlerimizin ötesinde; bir cennetin varlığına, varolabileceğine bizi inandırması... Ben galiba çocuk kitaplarını bu yüzden seviyorum. Bana hâlâ mutlu olabileceğimi düşündürüyorlar. Çocuk kitapları okudukça, cennete daha fazla iman ediyorum.
Joke van Leeuwen’ın kaleminde de böylesi bir sihir var. Onun anlattığı öykülerin gerçek hayattan uzaklığı, bu uzaklık içinde bir yönüyle hayatın içinden de çok kopmayışı, yani fantastik denilebilecek bir yere çıkmayışı... Belki sadeliği... Bu sadelik içinde sadece bir veya iki ayrıntıyla bizi davet ettiği gizem. Sıradanlık içinde bir gariplik. Evet, evet. Joke van Leeuwen’ın kalemini tek cümle ile tarif etsem bunu seçerdim: Sıradanlık içindeki gariplik. Ona en çok bu yakışıyor.
Cik, Hollandalı yazarın benim okuduğum ikinci kitabı. Hobi olarak kuş gözlemciliği yapan Warre’nin çalılar içinde bulduğu yarı kuş, yarı insan bir canlıyı alıp evine getirmesi; eşiyle (Tine) birlikte onu büyütmeye başlamaları ve kaçıp gitmesinin ardından yaşadıkları olaylar... Bütün bunlar aslında içinde çok da “Vay be!” barındırmayan, ama diğer taraftan da rahatsız edici bir ayrıntıyla (burada bu ayrıntı yarı kuş, yarı insan bir canlı oluyor) sizi günlük hayatınızdan koparan bir güzelliği içeriyor.
Joke van Leeuwen’ın öyküyü anlatırken böylesi sıradışı şeyleri o kadar rahat sunuyor ki; siz de kitabın içindeki bir karakterin dilinden dökülen cümleyi yazarın amaçlarından birisi olarak algılıyorsunuz: “Bu hayatın içinde hâlâ mucizeler olduğuna inanmak isterim.”
Minik Kuş kimdir? Nedir? Nereden gelmiştir? Bunların hiçbirinin cevabı yok. Ama şu var: Monoton bir hayatın içinde savrulan her kim olursa olsun (ister Tine, ister Warre, ister kurtarıcı, ister Loetje), herkesin bir gün bir mucize ile karşılaşma ihtimali vardır. Ve mucizeler de bu yüzden bir ihtiyaçtır. Bizi sıradanlığın baskısından kurtarırlar.
Güzel bir kitap, güzel bir öykü, güzel bir kalem... Tanıştığıma ve okuduğuma memnun olduğum bir eser daha. Böyle nefesler almaya çok ihtiyacım/ihtiyacımız var. İnsan şehirleştikçe, okumaya olan ihtiyacı artıyor sanırım. Çünkü kendi gerçekliğinden kendisi de sıkılıyor en nihayet. Sıkılanlar için bu kitabı tavsiye edebilirim. Cik, alınabilecek güzel bir nefes.
twitter.com/yenirenkler
0 Yorum Yorum Yaz