Çığlık Çığlığa Anlatmaya Çalışmak
- 20-03-2019
- KATEGORİ Nagehan İpek
- YAZAR Sema Maraşlı
Sabrı baş tacı eden ve özümsemiş bir ümmet olarak, gün geçtikçe tam aksi bir duruma şahitlik etmek ve sabrın emarelerinin azaldığını görmek, endişelerimizi artırmalı diye düşünüyorum.
Sabrın hızla azaldığı ve yerini dalga dalga çığlık ve hakarete bıraktığını görmek gerçekten çok üzücü.
Toplum olarak dilimizin yavaş yavaş can acıtan ve can yakan kelimeler içinde olması ve bunu da gayet rahatça ifade ediyor oluşumuz, "Ağzıma geleni söyledim, bağırdım, çığırdım, bayağı rahatladım." gibi ifadeler ile incitmeyi, kırıp dökmeyi marifet saymak inandığımız din ile tezat oluşturuyor.
En çok kaygıya sürükleyen kısmı da büyükler olarak birbirimize bu üslup ve tutumumuzun, yarının toplum mimarı diye özene bezene yetiştirdiğimiz evlatlara yansıyacak olması.
Sabretmesini bilmeyen bir toplum, sabrı ilmek ilmek kalbine işlemeyi bilmeyen bir nesil ve onları yetiştirirken sabır sermayesinden mahrum ebeveynler topluluğu...
Gerçekten düşüncesi bile umutsuz bırakıyor gönlümü.
Düşünüyorum da sabrı ilk nerelerde unuttuk ve nerelerde hırslarımıza kurban verdik?
Aklıma evlatlarımızı yetiştirirken geliyor.
Nasıl mı? Anne ve baba olarak dilimiz sürekli evladımıza uyarı halinde, müdahale halinde. Öyle çok konuşuyoruz ki bir süre sonra bizi duymayan ve bildiğini okuyan asi ve susması gerektiğinde bunu yapamayan evlatlar yetiştirmiş oluyoruz. Onun bilinç altına giden mesaj ise "Çok konuşmak, bağırarak anlatmak."
Oysa niyetimiz gayet halis. İyi insan olsunlar diye kendimizi paralıyoruz.
Peki doğru bir şekilde öğretmek ve konuşmak bağırmak ile mi oluyor veya sabır konuşarak mı anlatılır?
Tabi ki hayır! Aslında büyüklerin öğretisine baktığımızda evlada önce susma ve sabır olguları yani hal ilmi ifade edilirdi.
Çünkü onlar sabrı yaşarlardı. Az ve öz konuşur öncesinde susmanın, düşünmenin ve ondan sonra konuşmanın erdemini kendi bedenlerinde hayata geçirmiş olurlardı.
Bizler sabrın timsali Hz. Muhammed (sav) den böyle öğrenmedik mi?
Çocuk sabır nimetini önce anne ve babasından görüp istifade etmiş olmaz mı?
Sabır mirası onun en kıymetli hazinesi olmalı ki nesiller boyunca devam edebilsin.
Sabırsızlığı özümsemeye devam edersek, kendini çığlık çığlığa ifade eden, bağırmanın rahatlamak olduğunu savunan, kalpleri kırarak hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden insanlara maruz kalmanın dayanılmaz acısına sabır gösterebilecek miyiz?
5 Yorum Yorum Yaz