Asker Yolu Gözler Kuş Yürekler
- 23-11-2011
- KATEGORİ Esra Rana
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Bir tanıdığımın tanıdığı hatırıma geldi şimdi. Bu tanıdık tanıdığı teyzemizin şöyle bir huyu varmış: Ev halkını ilgilendiren büyük bir olay olsa bile, son dakikaya kadar kimseye haber vermezmiş. Maksat, telaş olmasın. Mesela ev badana olacak. Pazar günü ev halkı rehavet içinde kahvaltılarını yaparken teyzemiz kahvaltıdan sonra evi toplamalarını, çünkü evin badana yapılacağını haber verirmiş. Benim annem olsa bir hafta öncesinden evi ayağa kaldırırdı. Değil mi ama, eminim çoğumuzun annesi de kendisi de böyledir. En basiti, eve misafir mi gelecek, en az iki gün öncesinden işe başlamayan ev hanımı bilmiyorum.
Gündemde malum bedelli askerlik var. Herkes konuşuyor da, neden acaba hanımlara bu mevzu sorulmuyor? Kızları da alın artık askere, diye terennüm edecek değilim tabi ki. Fakat sorarım, onca er-kek askere gidince yolunu gözleyenleri hesaba katan var mı?
Evin kirası ödenecek, faturalar ödenecek, çocuklar okula gidip gelecek, muhtemelen babalarının yokluğunu fırsat bilip geçirmedikleri tüm hastalıkları da geçirecekler. Evde artacak tamirat işlerini vs hiç saymıyorum.
Baba ocağından, ana kucağından kopup gelmişsiniz gurbet ellere (gurbet dediysem, o kapıdan çıktıktan sonra her yer gurbet gelir önce). Bir eloğlu almış getirmiş sizi. İlk ayların heyecanı, sonraki günlerin tartışmaları, ilerleyen senelerin alışkanlıkları vs derken iyice tanımış, kaynaşmış, evim, yuvam diye bellemişsiniz eloğlunun yanını.
Sonra bütün haber bültenleri gazete manşetleri size hatırlatır olmuş: kocanız henüz askerlik yapmadı! Ah o teyzeciğimin huyu ne güzelmiş. Ha çıktı çıkacak diye, yok yaş sınırı kurtardı mı diye, aman o parayı nasıl buluruz ki diye düşüne taşına günler geçip gitmiş. Her şey bir yana, eloğlunun hasretine nasıl dayansın, kuş yüreklerimiz.
Gündemde malum bedelli askerlik var. Herkes konuşuyor da, neden acaba hanımlara bu mevzu sorulmuyor? Kızları da alın artık askere, diye terennüm edecek değilim tabi ki. Fakat sorarım, onca er-kek askere gidince yolunu gözleyenleri hesaba katan var mı?
Evin kirası ödenecek, faturalar ödenecek, çocuklar okula gidip gelecek, muhtemelen babalarının yokluğunu fırsat bilip geçirmedikleri tüm hastalıkları da geçirecekler. Evde artacak tamirat işlerini vs hiç saymıyorum.
Baba ocağından, ana kucağından kopup gelmişsiniz gurbet ellere (gurbet dediysem, o kapıdan çıktıktan sonra her yer gurbet gelir önce). Bir eloğlu almış getirmiş sizi. İlk ayların heyecanı, sonraki günlerin tartışmaları, ilerleyen senelerin alışkanlıkları vs derken iyice tanımış, kaynaşmış, evim, yuvam diye bellemişsiniz eloğlunun yanını.
Sonra bütün haber bültenleri gazete manşetleri size hatırlatır olmuş: kocanız henüz askerlik yapmadı! Ah o teyzeciğimin huyu ne güzelmiş. Ha çıktı çıkacak diye, yok yaş sınırı kurtardı mı diye, aman o parayı nasıl buluruz ki diye düşüne taşına günler geçip gitmiş. Her şey bir yana, eloğlunun hasretine nasıl dayansın, kuş yüreklerimiz.
3 Yorum Yorum Yaz