Değişiyoruz Her An
- 23-09-2014
- KATEGORİ Esra Rana
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Mevsim sonbahar. Yanıbaşımızdaki okula gitmek için öğrenciler yürüyor sokakta. Sabah neyse de akşam çok sesliler. Kahkahaları, şakaları hiç bitmiyor. Hayatın sesi onlar. Kuşlar var şimdi onlara eşlik eden. Okulun karşısındaki bakkalda satılan sıcak poğaça kokusu var. Kendi halinde bir işleyiş… Mevsim sonbahar, bu demek oluyor ki yağmurla beraber yapraklar solacak, yerlere düşecek. Ağaçlar çıplak kalacak, pencere önlerinin manzarasını kapatmayacaklar. Mevsim sonbahar, bu demek oluyor ki bir sonraki baharı göremeyecek içimizden birileri.
Hayat akıp gidiyor, bazen bir çember üzerinde ilerliyor. Bahar gidiyor, bahar geliyor fakat ne baharlar aynı ne biz aynı kalıyoruz. En çok küçük çocuklar gösteriyor zamanın etkisini. Size de öyle geliyor mu? Birkaç ay görmeyin, nasıl da büyümüş oluyorlar. Bazen bir yıl içinde çocukluktan gençliğe adım atıp, sizi iyice şaşırtıyorlar. Peki onlar bu hızla büyürken, değişirken, biz sabit mi kalıyoruz?
Değişmeyen tek şey değişimdir diyor ya filozoflar. Yani her şey değişim sürecindedir. Bir güzele bakışımız değişir, bir belayı algılayışımız değişir. Öyle çok uzaklara gitmeyin. Her belanın devası, daha beteridir diyorlar ya. Evindeki güvelerden başı dertteydi bir arkadaşımın. Onlardan iyice bunalmış şikayet ederken neyse ki güveler iyice azaldı evinde. Sonra bir akşam yanlışlıkla bir akrebin üzerine bastı. O güvenli, güvesiz evinde bir akrep! Şarj aletinin kablosu oynasa, ayağına bir şey değse, yerdeki desenlerde bir karaltı fark etse, bir hışırtı, tıkırtı duysa korktu önce. Bakışı değişti her şeye. Korku omuzlarına bindi, ağırlaştıkça ağırlaştı. Sonra ne mi oldu? Bakış açısını değiştirdi. E o da sonraki yazıya ;)
Şimdi bazı okuyucularım diyecek ki, Esra Rana’ya ne olmuş, o da mı büyümüş? Efendim meraklanmayın. Biraz erken saatte yazı yazınca böyle oldu galiba. Cıvıldayan yazılarımıza yeni dönemde de devam edeceğiz inşallah. Akrep’e yeni bakış açısı çok yakında! J
Hayat akıp gidiyor, bazen bir çember üzerinde ilerliyor. Bahar gidiyor, bahar geliyor fakat ne baharlar aynı ne biz aynı kalıyoruz. En çok küçük çocuklar gösteriyor zamanın etkisini. Size de öyle geliyor mu? Birkaç ay görmeyin, nasıl da büyümüş oluyorlar. Bazen bir yıl içinde çocukluktan gençliğe adım atıp, sizi iyice şaşırtıyorlar. Peki onlar bu hızla büyürken, değişirken, biz sabit mi kalıyoruz?
Değişmeyen tek şey değişimdir diyor ya filozoflar. Yani her şey değişim sürecindedir. Bir güzele bakışımız değişir, bir belayı algılayışımız değişir. Öyle çok uzaklara gitmeyin. Her belanın devası, daha beteridir diyorlar ya. Evindeki güvelerden başı dertteydi bir arkadaşımın. Onlardan iyice bunalmış şikayet ederken neyse ki güveler iyice azaldı evinde. Sonra bir akşam yanlışlıkla bir akrebin üzerine bastı. O güvenli, güvesiz evinde bir akrep! Şarj aletinin kablosu oynasa, ayağına bir şey değse, yerdeki desenlerde bir karaltı fark etse, bir hışırtı, tıkırtı duysa korktu önce. Bakışı değişti her şeye. Korku omuzlarına bindi, ağırlaştıkça ağırlaştı. Sonra ne mi oldu? Bakış açısını değiştirdi. E o da sonraki yazıya ;)
Şimdi bazı okuyucularım diyecek ki, Esra Rana’ya ne olmuş, o da mı büyümüş? Efendim meraklanmayın. Biraz erken saatte yazı yazınca böyle oldu galiba. Cıvıldayan yazılarımıza yeni dönemde de devam edeceğiz inşallah. Akrep’e yeni bakış açısı çok yakında! J
0 Yorum Yorum Yaz