Kötü Şakalar ve İncinen Çocuk Ruhu
- 30-11-2015
- KATEGORİ Esra Rana
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Çocukluk yaralarımız bazen hiç olmadık yerde karşımıza çıkıyor. Yıllarca nasıl da üstünü örmüşüz, fark etmeden, unutup gidiyoruz. Hatta ve hatta orada bizi rahatsız eden şeyin bir yara olduğunu bile çok geç fark edebiliyoruz.
Aileden diyebileceğim bir erkek akraba. Bayramlarda, ev oturmalarında denk geldikçe bana “takılırdı”. Şaka yapardı yani. O zamanlar babam çok sık şehir hatta yurt dışına gider ve birkaç gün kalırdı. Ayrıca sık sık gittiği bir şehir de vardı. Bu erkek akraba, bu yazı için adına H. diyelim, “Esra, D. şehrinde kardeşlerin büyüyormuş, öyle diyorlar” derdi. Muzip, müstehzi gülüşü ve tabi ki sanki başkaları diyor, o demiyor gibi gıcık tavrı ile. Ne demekti bu şaka? Babam sık sık şehir dışına yolculuk yapıyordu ve “başkalarının” dediğine göre orada da bir hanımı (en iyi ihtimalle) ve üstelik o hanımdan çocukları da vardı.
Daha ilkokuldayım. Böyle bir şaka ile sık sık karşı karşıya kalınca neler hissedebileceğimi düşünsenize. Ancak ortaokulda bu aptalca şakaya gereğince mukabele ettim ve “büyüsünler oh ne güzel, kardeş iyidir” mealinde bir yanıt verebildim. Ne zaman umursamadım, şakalar sanırım o zaman kesildi. O zamana kadar dediklerim mi? Bir şeyler söylediğimi hatırlıyorum. Fakat yine ne acıdır ki hatırladığım şu: Bu eşek şakasını diline dolamış sözde büyük bir adam olan H. beni dinlemiyor ki! Ne söylediğimin onun için bir önemi yok! O belki de sadece çaresiz ve üzgün bir çocuğun acı çekişi ile mutmain ediyor kendini!
Of, çok ağır oldu böyle yazınca. J Varsın olsun. Boylarından beklenmedik tavırlarla küçük çocukları üzen koca koca kadınlara, adamlara ders olsun.
Bunlar olurken annem, babam neredeydi, hiç mi beni savunmadılar? Ya da H.nin hanımı onu hiç mi durdurmadı? Ufak tefek çabalar hatırlasam da uslanmaz bir gıcık vardı sanırım karşımda.
Merak edenler için son satır olsun. Hayır, başka şehirlerde büyüyen kardeşlerimiz yokmuş.
Aileden diyebileceğim bir erkek akraba. Bayramlarda, ev oturmalarında denk geldikçe bana “takılırdı”. Şaka yapardı yani. O zamanlar babam çok sık şehir hatta yurt dışına gider ve birkaç gün kalırdı. Ayrıca sık sık gittiği bir şehir de vardı. Bu erkek akraba, bu yazı için adına H. diyelim, “Esra, D. şehrinde kardeşlerin büyüyormuş, öyle diyorlar” derdi. Muzip, müstehzi gülüşü ve tabi ki sanki başkaları diyor, o demiyor gibi gıcık tavrı ile. Ne demekti bu şaka? Babam sık sık şehir dışına yolculuk yapıyordu ve “başkalarının” dediğine göre orada da bir hanımı (en iyi ihtimalle) ve üstelik o hanımdan çocukları da vardı.
Daha ilkokuldayım. Böyle bir şaka ile sık sık karşı karşıya kalınca neler hissedebileceğimi düşünsenize. Ancak ortaokulda bu aptalca şakaya gereğince mukabele ettim ve “büyüsünler oh ne güzel, kardeş iyidir” mealinde bir yanıt verebildim. Ne zaman umursamadım, şakalar sanırım o zaman kesildi. O zamana kadar dediklerim mi? Bir şeyler söylediğimi hatırlıyorum. Fakat yine ne acıdır ki hatırladığım şu: Bu eşek şakasını diline dolamış sözde büyük bir adam olan H. beni dinlemiyor ki! Ne söylediğimin onun için bir önemi yok! O belki de sadece çaresiz ve üzgün bir çocuğun acı çekişi ile mutmain ediyor kendini!
Of, çok ağır oldu böyle yazınca. J Varsın olsun. Boylarından beklenmedik tavırlarla küçük çocukları üzen koca koca kadınlara, adamlara ders olsun.
Bunlar olurken annem, babam neredeydi, hiç mi beni savunmadılar? Ya da H.nin hanımı onu hiç mi durdurmadı? Ufak tefek çabalar hatırlasam da uslanmaz bir gıcık vardı sanırım karşımda.
Merak edenler için son satır olsun. Hayır, başka şehirlerde büyüyen kardeşlerimiz yokmuş.
2 Yorum Yorum Yaz