Benim Param Senin Paran
- 01-12-2015
- KATEGORİ Nagehan İpek
- YAZAR Sema Maraşlı
Ne büyük söyle!
Ne çok söyle!
Ne boş söyle!
Yiğit işte gerek.
(M.Akif Ersoy)
Her kelimesi ne derin anlamlar içeren kıymetli bir söz. Özlediğimiz yiğit vasıfları.
Yaptığı işin hakkını veren. Evliliğinin hakkını veren.
Aile kavramının ne demek olduğunu bilen. Hakkıyla Yiğit.
Büyüklerimizin deyimiyle "Yiğidim yiğit olsun da durağı çalı dibi olsun."
Böyle özü sözü bir mert erkeklerin sayısı gün geçtikçe azalıyor sanki. Yoksa yanılıyor muyum?
Yiğit, er, eş ve koca eskiden güven kalesi anlamına gelirdi.
Konuştu mu doğru konuşur, söz verdi mi şartlar ne olursa olsun muhakkak yerine getirirdi.
Sığınma duygusu tam da ona yakışır, ağzından çıkan her kelamı dinletirdi.
Çünkü boş söz konuşmaz erkek adam. Tutamayacağı boyalı, süslü büyük cümleler kurmaz.
Çünkü yakıştıramaz kendine yelpaze misali dönen sözleri.
O hayallere iz bırakan akılda kalan mert bir profil çizmeyi tercih eder.
Büyürken adam gibi adam, sahiplenme vurgusu vardır duyduğu cümlelerde.
Allah'ın hediyesi; "kadın"dır onun gözünde.
Kazanç; Allah'ın onu evinin reisi olarak tayin ettiği bir vesileydi onun için.
Hanımının eksiklerini gözetmeye onur diye bakardı.
Peki tüm bu özellikleri bünyesinde bulundurmayan yok muydu? Tabii ki vardı.
Peki tüm bu özellikleri günümüzde taşıyan erkek yok mu?
Tabii ki var fakat sayıları azaldı diye düşünüyorum.
O dönem sayıları azınlıkta olduğu için böyle kıymetli beylerin gölgesinde kalıyorlardı.
Günümüzde ise dengelerin tamamen yer değiştirdiğini düşünüyorum.
O dönemin azınlıkta kalan sayısı bu dönemin artışta olan kısmında ne yazık ki!
Hanımın çalışmasını, eve kazanç getirmesini savunan erkeklerin sayısının hızla yükselişte olduğunu düşünüyorum.
Gerekçe çok geçerli "Hayat müşterek." Kaçış cümlesi üzücü gerçekten. Öyle acı bir duruma geldi ki mesele.
Eş seçerken araması gereken onca mühim vasıflar varken öncelik sırasında ilk madde; çalışıyor olması ve maaşınında dolgun olması tercih sebebi.
Rahmetli babam şöyle derdi: " Kadının kazancı, mülkü kapı tokmağı gibidir; girersin başına değer, çıkarsın başına değer. "
Evlendikten sonraki durum daha çok içler acısı; senin paran benim param sözlerinin havada uçuyor olması.
Ticari ortaklığa hoş geldiniz. Birbirine borç veren eşler türedi günümüzde.
Kadın: "Bende çalışıyorum ve bu eve kazanç getiriyorum. "
Erkek: "Tabiki getireceksin sende bu evde yaşıyorsun"
Yanlış anlaşılmasın; bu sözlerin sahipleri hayat yoldaşları artık hangi kısımda yoldaş olduklarını varın siz tahmin edin.
Şu açık bir gerçek Sevgi yoldaşlığı olmadığı kesin.
Üzücü hemde çok üzücü.
Her konuda biz kavramını oluşturmamız gerekirken, nefislere tatlı gelen parada niçin hep ayrışıp ben oluyoruz.
Oysa biz olmadan evlilik olur mu?
13 Yorum Yorum Yaz