OBEZE RAMAK KALDI
- 08-04-2020
- KATEGORİ Nagehan İpek
- YAZAR Sema Maraşlı
Uzun süre evde olmanın huzur tadını mutfakta arayanlar; aradığınız o güzelim tadı orada bulmanın kısa vadeli olduğunu ve faturasının pek kabarık olacağını hatırlatmak isterim.
Meğer birçok kişinin içinde usta bir aşçı yatıyormuş da fırsat bulamamış gün yüzüne çıkmaya. Yemekler özenli, çeşit çeşit detaylarda boğulmalar derken kıymetli vakitler su gibi akıp gidiyor bir boğaz peşine mutfakta.
Kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri, atıştırmalıklar derken bir de bunları yiyebilmek için ayrılan zamanlar... Hazırlamaya uzunca bir vakit gidiyor.
Tabii ki sağlımız için yiyeceklerimize özen göstereceğiz. Ama lütfen kendimizi kandırmayalım. Bir çeşit, hadi en fazla iki çeşit ile doyarız.
Günde öğün sayımızı sünnete uygun olarak iki yapalım. Atıştırmalıklar saf dışı olsun. Yeter ki doğru komutlar verelim beynimize. Hatta mübarek günler içinde olduğumuzu idrak ederek oruç tutalım.
Ve "Ey nefis! Senin taleplerine cevap verecek olsam, sen beni yemeye tutsak edersin. Lakin buna müsaade etmiyorum." diyerek bir düzen ve duruş getirelim bu meşakkatli gidişe.
Elbet bu süreci Allah'ın izniyle atlatacağız. Zira bu u dönüşü nefislere inanın çok ağır gelecek.
Maddi boyutunu koyduk bir kenara. Bunun manevi ve bedensel tahribatı gerçekten ağır olacak.
Alınan kilolar vücuda ciddi hantallık oluşturuyor olacak. İbadetlerimize rehavet getiriyor olması ise başlı başına maneviyatımıza zararlı.
Kendi nefsimize suç üstü yapıp eksiklerini gidermek, ilmimize ilim katmak ve tefekkür etmek varken, bu fırsat günlerini bir kuş misali elimizden uçurmadan kazanca dönüştürmek muhteşem bir kâr olacak.
Unutmayalım büyüklerimizin yemek ile ilgili söylediklerini. Buna örnek verecek olursak "şehvetü'l-batn" yani "midenin şehveti" diyerek bizi ciddi anlamda uyarmışlar.
Zaman tuzaklardan kurtulup ebedi olan hayatımıza yatırım yapma zamanı. Önümüze şu veya bu sebeple sunulmuş bu kıymetli vakitleri fırsata dönüştürme zamanı.
Meğer birçok kişinin içinde usta bir aşçı yatıyormuş da fırsat bulamamış gün yüzüne çıkmaya. Yemekler özenli, çeşit çeşit detaylarda boğulmalar derken kıymetli vakitler su gibi akıp gidiyor bir boğaz peşine mutfakta.
Kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri, atıştırmalıklar derken bir de bunları yiyebilmek için ayrılan zamanlar... Hazırlamaya uzunca bir vakit gidiyor.
Tabii ki sağlımız için yiyeceklerimize özen göstereceğiz. Ama lütfen kendimizi kandırmayalım. Bir çeşit, hadi en fazla iki çeşit ile doyarız.
Günde öğün sayımızı sünnete uygun olarak iki yapalım. Atıştırmalıklar saf dışı olsun. Yeter ki doğru komutlar verelim beynimize. Hatta mübarek günler içinde olduğumuzu idrak ederek oruç tutalım.
Ve "Ey nefis! Senin taleplerine cevap verecek olsam, sen beni yemeye tutsak edersin. Lakin buna müsaade etmiyorum." diyerek bir düzen ve duruş getirelim bu meşakkatli gidişe.
Elbet bu süreci Allah'ın izniyle atlatacağız. Zira bu u dönüşü nefislere inanın çok ağır gelecek.
Maddi boyutunu koyduk bir kenara. Bunun manevi ve bedensel tahribatı gerçekten ağır olacak.
Alınan kilolar vücuda ciddi hantallık oluşturuyor olacak. İbadetlerimize rehavet getiriyor olması ise başlı başına maneviyatımıza zararlı.
Kendi nefsimize suç üstü yapıp eksiklerini gidermek, ilmimize ilim katmak ve tefekkür etmek varken, bu fırsat günlerini bir kuş misali elimizden uçurmadan kazanca dönüştürmek muhteşem bir kâr olacak.
Unutmayalım büyüklerimizin yemek ile ilgili söylediklerini. Buna örnek verecek olursak "şehvetü'l-batn" yani "midenin şehveti" diyerek bizi ciddi anlamda uyarmışlar.
Zaman tuzaklardan kurtulup ebedi olan hayatımıza yatırım yapma zamanı. Önümüze şu veya bu sebeple sunulmuş bu kıymetli vakitleri fırsata dönüştürme zamanı.
0 Yorum Yorum Yaz