Okumak Evlattan Tercih Anne-Babadan
- 15-12-2014
- KATEGORİ Nagehan İpek
- YAZAR Sema Maraşlı
Uzun yıllardır ülkemizde bir türlü sistemleşemeyen eğitim konusunun yeterince çocuklarımızın kafasını karıştırması yetmiyormuş gibi, bir de ailelerin çocukların üniversite öğrenimi için tercihlerdeki baskıcı davranışları çileden çıkarıyor evlatları.
Bu mevzu yüzünden hedefsiz, umutsuz, mutsuz, hayalleri ve gayretleri olmayan bir nesil yetişti.
Ve bunu görmeyen ebeveynlerin evlatları bu şekilde yetişmeye devam ediyor ne yazık ki.
Yaklaşık bir yıl olmuştur; arkadaşımın başarılı kızının haykırışı içimi sızlatmıştı. "Yalvarıyorum lütfen bu konuyu yazar mısınız? Psikoloji okumak istiyorum fakat babam zorla hukuk yazdırdı nefret ediyorum. Kitapların kapağını açmak istemiyorum."
Buna benzer bir çok hayalsiz hayatlar.
Sevmediği bölümü binbir eziyet ile okuyup, sevmediği mesleklerde çalışanlar... Her gün işyerine girerken karın ağrısı ile güne başlayıp ve senelerce bu ağrının tedavisini bulamayan doktorlar...Nice sonra sevmediği mesleği yaptığı için bu ağrının onun getirisi olduğu teşhisi ile sonuçlanan bir hayat.
Başarı beklenemeyen zorunlu iş hayatları...Ellili yaşlara gelmiş hala yolunu bulamamış kayıp insanlar...
Baba tarafından ısrarla "Ziraat mühendisliğini tercih edeceksin, yoksa hakkımı helal etmem" baskısı ile yüzleşen evladın acı acı bakarak "peki seçerim fakat asla bu mesleği yapmam" haykırışı...
Okulu bitirip diplomasını babasına hediye eden gençler...
Seneler sonra artık anne ve babanın baskısını göremeyeceği yaşlarda hedeflerine ulaşmak isteyen sayıları az da olsa cesaretli insanlar...
Toplumun başarı grafiğini etkileyen bir durum olarak düşünüyorum.
Evet bunca umutsuz hayatlara şahit olunca bir anne olarak kendi tutumum nasıl olacak acaba diye soruyorum kendime. Çünkü bu yıl kızım üniversite sınavına girecek inşallah.
Düşünüyorum bu yanlışlara düşüp kendi elimle kızımın mutsuzluk fermanını yazmadan nasıl doğru davranmalıyım diye.
Evet bir ebeveyn olarak evladımın en güzel yerlerde ve en başarılı işlerde olmasını arzu ederim.
Fakat bu benim isteğim acaba kızım ne ister?
Bizim anne-baba olarak ona sadece tavsiyelerimiz olmalı, dayatmalarımız değil. Kızıma ilk tavsiyem, seçmek istediği meslek ile ilgili araştırma yapması ve artılarını, eksilerini bu mesleğin sahibinden dinlemesi olur.
Birey olarak bu hayatın kendisinin olduğunu ve bu kararda kendini en iyi tanıyan anne ve baba olarak sadece yardımcı olmaya çalıştığımızı belirtirim.
Doğduğu günden bugüne kadar öğrendiği bir çok güzel bilgileri veren ebeveynleri olarak bu konuda da tecrübelerimizden yola çıkarak destek olma teklifinde bulunma istediğimizi anlatırım. Sadece fikir beyan etmek son kararın ona ait olduğunu söylemek, önemli.
Aslında biz ebeveynlerin evlatlarımızda en çok görmek istediğimiz ve içimizi aydınlatan onların yüzündeki gülümseme ve mutluluk ifadesi değil midir. ?
Ve yüce Yaradan'nın onlar için yazdığı bir kader var, nasiplerinde ne varsa onu görecekler.
Onun hayatını yönetmek yerine; onun hayatına anlam katmak, yoldaş olmak, gözünde sözlerinin önem arz ettiği bir ebeveyn olmak varken farklı konumlara oturtulan anne baba olmayalım inşallah.
Dualarımız hep onlarla değil mi?
Bu mevzu yüzünden hedefsiz, umutsuz, mutsuz, hayalleri ve gayretleri olmayan bir nesil yetişti.
Ve bunu görmeyen ebeveynlerin evlatları bu şekilde yetişmeye devam ediyor ne yazık ki.
Yaklaşık bir yıl olmuştur; arkadaşımın başarılı kızının haykırışı içimi sızlatmıştı. "Yalvarıyorum lütfen bu konuyu yazar mısınız? Psikoloji okumak istiyorum fakat babam zorla hukuk yazdırdı nefret ediyorum. Kitapların kapağını açmak istemiyorum."
Buna benzer bir çok hayalsiz hayatlar.
Sevmediği bölümü binbir eziyet ile okuyup, sevmediği mesleklerde çalışanlar... Her gün işyerine girerken karın ağrısı ile güne başlayıp ve senelerce bu ağrının tedavisini bulamayan doktorlar...Nice sonra sevmediği mesleği yaptığı için bu ağrının onun getirisi olduğu teşhisi ile sonuçlanan bir hayat.
Başarı beklenemeyen zorunlu iş hayatları...Ellili yaşlara gelmiş hala yolunu bulamamış kayıp insanlar...
Baba tarafından ısrarla "Ziraat mühendisliğini tercih edeceksin, yoksa hakkımı helal etmem" baskısı ile yüzleşen evladın acı acı bakarak "peki seçerim fakat asla bu mesleği yapmam" haykırışı...
Okulu bitirip diplomasını babasına hediye eden gençler...
Seneler sonra artık anne ve babanın baskısını göremeyeceği yaşlarda hedeflerine ulaşmak isteyen sayıları az da olsa cesaretli insanlar...
Toplumun başarı grafiğini etkileyen bir durum olarak düşünüyorum.
Evet bunca umutsuz hayatlara şahit olunca bir anne olarak kendi tutumum nasıl olacak acaba diye soruyorum kendime. Çünkü bu yıl kızım üniversite sınavına girecek inşallah.
Düşünüyorum bu yanlışlara düşüp kendi elimle kızımın mutsuzluk fermanını yazmadan nasıl doğru davranmalıyım diye.
Evet bir ebeveyn olarak evladımın en güzel yerlerde ve en başarılı işlerde olmasını arzu ederim.
Fakat bu benim isteğim acaba kızım ne ister?
Bizim anne-baba olarak ona sadece tavsiyelerimiz olmalı, dayatmalarımız değil. Kızıma ilk tavsiyem, seçmek istediği meslek ile ilgili araştırma yapması ve artılarını, eksilerini bu mesleğin sahibinden dinlemesi olur.
Birey olarak bu hayatın kendisinin olduğunu ve bu kararda kendini en iyi tanıyan anne ve baba olarak sadece yardımcı olmaya çalıştığımızı belirtirim.
Doğduğu günden bugüne kadar öğrendiği bir çok güzel bilgileri veren ebeveynleri olarak bu konuda da tecrübelerimizden yola çıkarak destek olma teklifinde bulunma istediğimizi anlatırım. Sadece fikir beyan etmek son kararın ona ait olduğunu söylemek, önemli.
Aslında biz ebeveynlerin evlatlarımızda en çok görmek istediğimiz ve içimizi aydınlatan onların yüzündeki gülümseme ve mutluluk ifadesi değil midir. ?
Ve yüce Yaradan'nın onlar için yazdığı bir kader var, nasiplerinde ne varsa onu görecekler.
Onun hayatını yönetmek yerine; onun hayatına anlam katmak, yoldaş olmak, gözünde sözlerinin önem arz ettiği bir ebeveyn olmak varken farklı konumlara oturtulan anne baba olmayalım inşallah.
Dualarımız hep onlarla değil mi?
3 Yorum Yorum Yaz