Organik Anneler
- 12-01-2017
- KATEGORİ Semiha Özgür Sezer
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Kadınların sosyal aktifliği düştü aklıma.Biraz buna kafa yordum bu sıralar.
Modern Çağda Kadın;‘Kariyer ‘ ile ‘Annelik’ arasına sıkıştırılmış hayat sürmekte.İkisini aynı anda taşımaya çalıştığı için, gerek kendisi gerek ailesi yıprandı,hem de iş verimliliği düştü.Çünkü bir insanın taşıyabileceği yükten fazlasını yükleniyor.Üç ayrı mesleği aynı anda icra ediyor.Ev hanımlığı,Annelik,İş kadınlığı.
İşteyken diğer meslekler kafasında, evdeyken iş yerinde aklı.Emekli olana kadar böyle geçirilen hayatın faturası topluma ve yıpranan o kadınlara çıktı.Şimdi bu tecrübe ile yeni bir yaklaşım oluşuyor.Farkında mısınız?
O annelerin çocukları büyüdü ve anneleri gibi yıpranmak istemiyor.Mutlu olmak,yaptığından doyuma ulaşmak istiyorlar.İşse iş,ev se ev,çocuksa çocuk.
Mesela şu an bir çok gençte şu düşünce oluştu.’’Çocuk sahibi olduktan sonra kendim büyütüp,çocuğumu tercih edeceğim.’’ Ve böyle düşünen insanlar,ev ortamında sunulacak olanların ve aile kavramının, iş hayatında kazandığı her şeyden (kariyer,para,itibar.. )değerli olduğunu düşünüyorlar.
Birkere artık anneler sosyal hayatta çok aktifler. Sürekli paylaşım içindeler.Mesela sosyal paylaşım sitesinde sıkça gördüğümüz sayfalara bakalım;
‘Doğal anne,Oyuncu anne,Okulsuz anneler,Akademisyen anneler,Kariyersiz anne,Neyonun annesi,Uzman annem,Anne kahvesi,Anne meclisi,Süper anne,Sunumcu anne,Deli anne,Annesinin miniği ...’
Bu insanlar anneliğe,ev kadınlığına, çocuklarına varoşluklarını adıyorlar.Misyonlarını çocukların üzerine kurmuşlar.Zamanımızın imkanlarını da bu misyonları için seferber ediyorlar.Milyonlarca anne her adımı paylaşıyor,bilgi köprüsü kuruyor aralarında.Ve bunun ne üniversitesine okulunu okumuşlar.Yaşam tecrübelerini sektöre çevirmişler.Bilgi alışverişi yaptıkları devasal veri tabanı olan interneti ,misyonlarına hizmet edecek şekilde kullanıyorlar.
Diğer boyutu da;Bu insanların bu yaklaşımları gıda,sanayi,teşebbüslerinin dikkatini çekiyor.Ve daha organik vurgusu yapılan ürünleri piyasaya sürüyor.Çünkü aslında bu insanların çoğunu, temel gıdayı,kendi mutfağında üreten, sağlıklı yaşam için savaş veren, bunu çevreyle paylaşıp aynı hareketin sözcülüğünü yapan toplumsal ve organik gruplar oluşturuyorlar.
Toplumsal hareketlilik ve yeniliğin karşısında,organik anneler,bu farkındalığa uyum sağlayamayan ve yenilemeyen ilaç,gıda,tarım,sağlık vb. sektörlerini saf dışı bırakıp, alternatif arayışa geçiyorlar.İbrahim Saraç,Canan Karatay,Maran ki .. diye devam eden bu arayışı fark eden ayrı bir sektör oluştu.Tarım,sağlık,hayvancılık,eğitim, gibi tüm sektörlerde anneler aktif rol alıyorlar.
Mesela tarım sektörü GDO’lu ürünleri bırakamadı.Bu sefer korkarım ki bu anneler birleşip arazi alıp kooperatif kuracak,kendi tarım ve hayvancılıklarını, kendileri yapacak bu sefer yeni gıda hareketine yol açacak.İşin şakası şunu demek istiyorum, git gide büyüyen bir toplumsal hareket var.Eğer toplumsal kurumlar buna ayak uydurmaz ise toplum kendi başının çaresine kendi bakacak gibi görünüyor.İvan İlyiçin daha önce keşfettiği ‘okulsuz toplum’unu biz yeni keşfettik sanırım.Okumanızı tavsiye ederim .
Kentten köye,ilaçlardan kocakarı merhemlerine,vitamin ilaçlarından meyvelere,işten eve ,binalardan bahçelere dönüş yapıyoruz.
Yol açın organik geçmiş size geri geliyoruz.
Modern Çağda Kadın;‘Kariyer ‘ ile ‘Annelik’ arasına sıkıştırılmış hayat sürmekte.İkisini aynı anda taşımaya çalıştığı için, gerek kendisi gerek ailesi yıprandı,hem de iş verimliliği düştü.Çünkü bir insanın taşıyabileceği yükten fazlasını yükleniyor.Üç ayrı mesleği aynı anda icra ediyor.Ev hanımlığı,Annelik,İş kadınlığı.
İşteyken diğer meslekler kafasında, evdeyken iş yerinde aklı.Emekli olana kadar böyle geçirilen hayatın faturası topluma ve yıpranan o kadınlara çıktı.Şimdi bu tecrübe ile yeni bir yaklaşım oluşuyor.Farkında mısınız?
O annelerin çocukları büyüdü ve anneleri gibi yıpranmak istemiyor.Mutlu olmak,yaptığından doyuma ulaşmak istiyorlar.İşse iş,ev se ev,çocuksa çocuk.
Mesela şu an bir çok gençte şu düşünce oluştu.’’Çocuk sahibi olduktan sonra kendim büyütüp,çocuğumu tercih edeceğim.’’ Ve böyle düşünen insanlar,ev ortamında sunulacak olanların ve aile kavramının, iş hayatında kazandığı her şeyden (kariyer,para,itibar.. )değerli olduğunu düşünüyorlar.
Birkere artık anneler sosyal hayatta çok aktifler. Sürekli paylaşım içindeler.Mesela sosyal paylaşım sitesinde sıkça gördüğümüz sayfalara bakalım;
‘Doğal anne,Oyuncu anne,Okulsuz anneler,Akademisyen anneler,Kariyersiz anne,Neyonun annesi,Uzman annem,Anne kahvesi,Anne meclisi,Süper anne,Sunumcu anne,Deli anne,Annesinin miniği ...’
Bu insanlar anneliğe,ev kadınlığına, çocuklarına varoşluklarını adıyorlar.Misyonlarını çocukların üzerine kurmuşlar.Zamanımızın imkanlarını da bu misyonları için seferber ediyorlar.Milyonlarca anne her adımı paylaşıyor,bilgi köprüsü kuruyor aralarında.Ve bunun ne üniversitesine okulunu okumuşlar.Yaşam tecrübelerini sektöre çevirmişler.Bilgi alışverişi yaptıkları devasal veri tabanı olan interneti ,misyonlarına hizmet edecek şekilde kullanıyorlar.
Diğer boyutu da;Bu insanların bu yaklaşımları gıda,sanayi,teşebbüslerinin dikkatini çekiyor.Ve daha organik vurgusu yapılan ürünleri piyasaya sürüyor.Çünkü aslında bu insanların çoğunu, temel gıdayı,kendi mutfağında üreten, sağlıklı yaşam için savaş veren, bunu çevreyle paylaşıp aynı hareketin sözcülüğünü yapan toplumsal ve organik gruplar oluşturuyorlar.
Toplumsal hareketlilik ve yeniliğin karşısında,organik anneler,bu farkındalığa uyum sağlayamayan ve yenilemeyen ilaç,gıda,tarım,sağlık vb. sektörlerini saf dışı bırakıp, alternatif arayışa geçiyorlar.İbrahim Saraç,Canan Karatay,Maran ki .. diye devam eden bu arayışı fark eden ayrı bir sektör oluştu.Tarım,sağlık,hayvancılık,eğitim, gibi tüm sektörlerde anneler aktif rol alıyorlar.
Mesela tarım sektörü GDO’lu ürünleri bırakamadı.Bu sefer korkarım ki bu anneler birleşip arazi alıp kooperatif kuracak,kendi tarım ve hayvancılıklarını, kendileri yapacak bu sefer yeni gıda hareketine yol açacak.İşin şakası şunu demek istiyorum, git gide büyüyen bir toplumsal hareket var.Eğer toplumsal kurumlar buna ayak uydurmaz ise toplum kendi başının çaresine kendi bakacak gibi görünüyor.İvan İlyiçin daha önce keşfettiği ‘okulsuz toplum’unu biz yeni keşfettik sanırım.Okumanızı tavsiye ederim .
Kentten köye,ilaçlardan kocakarı merhemlerine,vitamin ilaçlarından meyvelere,işten eve ,binalardan bahçelere dönüş yapıyoruz.
Yol açın organik geçmiş size geri geliyoruz.
1 Yorum Yorum Yaz