Küresel Erkek Düşmanlığı / BEN DE #MeToo
- 12-12-2018
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Amerikalı bir film yapımcısının tâcizlerinin ortaya çıkması ile tüm dünyada #MeToo “Ben de” etiketiyle sosyal medyada ünlüler tâcize hayır kampanyası başlattılar.
Tâcize hayır kampanyası, erkekler aleyhine feminist bir harekete dönüştü. İçinde ülkemizden de katılımlarla iki günde on iki milyondan fazla kadın "ben de tâcize uğradım" diye “Me too” etiketine katıldılar.
Film yapımcısının iş yerinde çalışan kadınlar, ünlü olmak isteyen modeller, sinema oyunculuğu denemeleri yapan gençler, stajyerler de ben de etiketine katıldılar. Film yapımcısı etrafındaki bütün kadınları tâciz etmiş. Bunların içinde çok ünlü kadınlar da var. Bunun üzerine başka ünlü oyuncular da başka yapımcıları şikâyet ettiler.
Kadınlar yıllarca yapımcıların tâcizlerine ses çıkarmamışlar. "Tâcize Dur" hareketinden sonra bunun sebebini “Kariyerlerinin mahvolma korkusu yüzünden duruma ses çıkaramadıklarını” belirttiler.
Kimse kusura bakmasın da bu kadınlara yapılana tâciz denir mi biraz şüpheli. Bir kere anlattıklarına göre çoğunda zorlama yok. Film yapımcıları kadınlardan bazı cinsel taleplerde bulunmuşlar, kadınlar da yönetmenin filmlerinde rol alabilmek için istekleri kabul etmişler. Yani kadınların çoğu yetenekleri ile ya da emek vererek değil, güzelliklerini kullanarak yapımcılarla yatıp ünlü olmuşlar. Bizim ülkemizde de “Ünlü olmanın yolu yapımcıların yatağından geçer” diye hep söylenir.
Erkekler kadınların güzelliklerini kullanmışlar, kadınlar da erkeklerin sahip olduğu imkanları. Yetişkin bir kişiye cinsel bir davranışın tâciz sayılması için zorlama olması gerekiyor. Rıza ile olan tâcize girmez. Fakat “Me too” hareketiyle rıza ile bedenini kullandıran kadınlar ahlak kumkuması oldu.
Bu olaydan sonra Hollywood'da 300'den fazla kadın oyuncu, yönetmen ve yazar, film endüstrisi ve diğer sektörlerdeki sistematik cinsel tâcizle mücadele etmek için Time's Up (Süre doldu) adını verdikleri kampanya başlattılar. Kampanyaya ilk etapta 13 milyon dolar bağışta bulunulmuş. “Bu para, iş yerlerinde cinsel istismara maruz kalan kadın ve erkeklere yasal destek sağlamak için kullanılacak” diye açıklama yapıldı.
“Me Too” hareketinden sonra yüzlerce erkek sadece kadın beyanıyla işlerinden atıldılar. Hareket birinci yılını tamamladığında New York Times bir yıl içerisinde hareketin iş dünyasındaki yansımalarını ortaya koyan bir çalışmaya yapmış. Gazetenin analizlerine göre, geride kalan bir yıl içerisinde ABD’de önde gelen ve haklarındaki tâciz iddiaları kamuya yansıyan iş adamlarından en az 200’ü işlerini kaybetmiş. Medya dünyasında pek çok programcının işine son verilmiş. Yalnız çok az kişi yargılanmış. Kadınlar şikayetlerini sosyal medyada yapıp, erkeğin işinden olmasını seyretmişler, yargıya götürmemişler. Belki de haksız çıkacaklarını düşündükleri içindir.
Görevden alınanların yerine çoğunlukla kadınlar getirilmiş. “Ben de” diyen on iki milyon kadın içinde gerçekten tâcize uğrayanlar vardır muhakkak fakat kadınlar eski sevgililerini, geçmişte rıza ile olan her türlü cinsel yakınlaşmayı “Ben de tâcize uğradım” diye etiketleyerek erkekler aleyhine çok büyük bir kampanya yapmış oldular.
Bazı ahlaksız erkeklerin tâcizlerinin faturası bütün erkeklere kesildi yine. Ahlaksızlığa göz yummuş kadınlar “Niçin razı oldunuz?” diye hiçbir şekilde suçlanmadı. “Kariyerimiz zarar görmesin, yönetmenin imkânlarından faydalandık” açıklamasına rağmen bedenini yapımcılara peşkeş çeken ünlüler, toplum vicdanında bile yargılanmadı. Kadındır ne yapsa yeridir, haklıdır denip geçiliyor.
Tüm dünyada erkekler tâcizci ilan edildi. Sonra da kadınlar erkeklerden ilgi ve sevgi bekliyorlar. Bu kampanyalar cinsiyet savaşlarının küresel hale gelmesidir ve büyük ihtimal bu savaşların devamı da gelecektir.
Sema Maraşlı/ "Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil" kitabından
Tâcize hayır kampanyası, erkekler aleyhine feminist bir harekete dönüştü. İçinde ülkemizden de katılımlarla iki günde on iki milyondan fazla kadın "ben de tâcize uğradım" diye “Me too” etiketine katıldılar.
Film yapımcısının iş yerinde çalışan kadınlar, ünlü olmak isteyen modeller, sinema oyunculuğu denemeleri yapan gençler, stajyerler de ben de etiketine katıldılar. Film yapımcısı etrafındaki bütün kadınları tâciz etmiş. Bunların içinde çok ünlü kadınlar da var. Bunun üzerine başka ünlü oyuncular da başka yapımcıları şikâyet ettiler.
Kadınlar yıllarca yapımcıların tâcizlerine ses çıkarmamışlar. "Tâcize Dur" hareketinden sonra bunun sebebini “Kariyerlerinin mahvolma korkusu yüzünden duruma ses çıkaramadıklarını” belirttiler.
Kimse kusura bakmasın da bu kadınlara yapılana tâciz denir mi biraz şüpheli. Bir kere anlattıklarına göre çoğunda zorlama yok. Film yapımcıları kadınlardan bazı cinsel taleplerde bulunmuşlar, kadınlar da yönetmenin filmlerinde rol alabilmek için istekleri kabul etmişler. Yani kadınların çoğu yetenekleri ile ya da emek vererek değil, güzelliklerini kullanarak yapımcılarla yatıp ünlü olmuşlar. Bizim ülkemizde de “Ünlü olmanın yolu yapımcıların yatağından geçer” diye hep söylenir.
Erkekler kadınların güzelliklerini kullanmışlar, kadınlar da erkeklerin sahip olduğu imkanları. Yetişkin bir kişiye cinsel bir davranışın tâciz sayılması için zorlama olması gerekiyor. Rıza ile olan tâcize girmez. Fakat “Me too” hareketiyle rıza ile bedenini kullandıran kadınlar ahlak kumkuması oldu.
Bu olaydan sonra Hollywood'da 300'den fazla kadın oyuncu, yönetmen ve yazar, film endüstrisi ve diğer sektörlerdeki sistematik cinsel tâcizle mücadele etmek için Time's Up (Süre doldu) adını verdikleri kampanya başlattılar. Kampanyaya ilk etapta 13 milyon dolar bağışta bulunulmuş. “Bu para, iş yerlerinde cinsel istismara maruz kalan kadın ve erkeklere yasal destek sağlamak için kullanılacak” diye açıklama yapıldı.
“Me Too” hareketinden sonra yüzlerce erkek sadece kadın beyanıyla işlerinden atıldılar. Hareket birinci yılını tamamladığında New York Times bir yıl içerisinde hareketin iş dünyasındaki yansımalarını ortaya koyan bir çalışmaya yapmış. Gazetenin analizlerine göre, geride kalan bir yıl içerisinde ABD’de önde gelen ve haklarındaki tâciz iddiaları kamuya yansıyan iş adamlarından en az 200’ü işlerini kaybetmiş. Medya dünyasında pek çok programcının işine son verilmiş. Yalnız çok az kişi yargılanmış. Kadınlar şikayetlerini sosyal medyada yapıp, erkeğin işinden olmasını seyretmişler, yargıya götürmemişler. Belki de haksız çıkacaklarını düşündükleri içindir.
Görevden alınanların yerine çoğunlukla kadınlar getirilmiş. “Ben de” diyen on iki milyon kadın içinde gerçekten tâcize uğrayanlar vardır muhakkak fakat kadınlar eski sevgililerini, geçmişte rıza ile olan her türlü cinsel yakınlaşmayı “Ben de tâcize uğradım” diye etiketleyerek erkekler aleyhine çok büyük bir kampanya yapmış oldular.
Bazı ahlaksız erkeklerin tâcizlerinin faturası bütün erkeklere kesildi yine. Ahlaksızlığa göz yummuş kadınlar “Niçin razı oldunuz?” diye hiçbir şekilde suçlanmadı. “Kariyerimiz zarar görmesin, yönetmenin imkânlarından faydalandık” açıklamasına rağmen bedenini yapımcılara peşkeş çeken ünlüler, toplum vicdanında bile yargılanmadı. Kadındır ne yapsa yeridir, haklıdır denip geçiliyor.
Tüm dünyada erkekler tâcizci ilan edildi. Sonra da kadınlar erkeklerden ilgi ve sevgi bekliyorlar. Bu kampanyalar cinsiyet savaşlarının küresel hale gelmesidir ve büyük ihtimal bu savaşların devamı da gelecektir.
Sema Maraşlı/ "Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil" kitabından
12 Yorum Yorum Yaz