Çocuklarımız “Haşlanmış Kurbağa” Gibi mi?
- 13-11-2012
- KATEGORİ Mehmet Emin Karabacak
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Ortaokul ve lisede okuyan çocuklar, okul sınavlarının yanında 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılı sonunda 5, 6, 7 ve 8.sınıf ile lise 1, 2, 3.sınıf öğrencileri PYBS’ye, 8.sınıf öğrencileri SBS’ye, lise son sınıf ve mezun öğrenciler ise YGS, LYS’ye girebileceklerdir.
Sınavlar, eğitim ve öğretimin ayrılmaz bir parçası olduğundan öğrenci başarısı için büyük önem taşımaktadır. Her çocuk sınavları kazanmak ve sınavlarda başarılı olmak ister. Fakat bu çocukların sınavları kazanma isteklerini ders çalışma olarak davranışlara dönüştüremediklerini gözlemlemekteyiz.
Çocuklara; farkındalığı artırmak adına seminerlerimde; “Kimler sınavlarda başarılı olmak istiyor?” diye bir soru sorduğumda, çocukların hemen hepsi birden parmak kaldırır. Ben de onlara:
• Sınavı kazandığınız zaman neler kazanacağınızı biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavları kaybettiğiniz zaman neler kaybedeceğinizi biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlarda başarılı olmak için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlara neden çalışmanız gerektiğini biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlara nasıl çalışacağınızı biliyor musunuz? “EVET”
Çocukların hemen hepsinin verdiği cevap “EVET” olduğuna göre çocukları sınavlara hazırlanmaktan alıkoyan şeyler nelerdir? Başka bir ifadeyle çocuklar neyi, nerde, nasıl, ne şekilde yapacağını bildiği halde onların çalışmasını engelleyen bir güç de olmadığına göre nedir bu problem?
Çocukların sınava hazırlanmalarını engelleyen iç engellere birlikte bakalım:
Hedeflerinin bilincinde olmamaları, öğrenilmiş çaresizlik içinde olmaları (ne yaparsam yapayım sonucu değiştiremeyeceğim), sınavlar hakkında gerçek bilgi sahibi olmamaları, ders çalışma tekniklerini iyi bilmemelerinin yanında sorumluluk duygusunun gelişmemiş olması, sosyal çevrelerinde ders çalışanların fazla olmaması, ders çalışma ve hedefleri konusunda uygun modellerinin olmaması, ailesinin sınavlar hakkında bilgi sahibi olmaması, ailenin sınavlar konusunda psikolojik baskısı, çocukların sınavı kazanacak yeteneğinin olmaması, çocukların yeteneklerinin üstünde beklenti içinde olunması, çocukları sınavlara motive etme amacıyla sürekli başka çocuklarla kıyaslanması, çocuklara yapılan fedakarlıkların sürekli gündemde tutulması, çocukların önceliklerini sıralama ve uygulamada sıkıntıların olması, aşırı oyun oynama isteğini sayabiliriz.
Peki, çocukların içine düştükleri bu durumu nasıl açıklayabiliriz? Gelin bunu da “Haşlanmış kurbağa” deneyi ile açıklayalım:
İçi su ile dolu bir kavanozun içine kurbağaları koyarlar. Kavanozu da en düşük ısı ile ısıtmaya başlarlar. Kurbağalar sanki su ısındıkça kendilerini yaz günü, dere kenarında sırtlarını güneşe vermiş gibi zannederek “oh, oh!” diyerek gevşemeye başlarlar. Su kaynama derecesine, bizim kurbağalarda haşlanma vaziyetine gelmelerine rağmen hayatlarından memnun bir şekilde rahmetli olurlar.
Çocuklar da kendilerini hedefe ulaştıracak sınavlardan habersiz kurbağalar gibi “Oh, oh!” çekerek oyunla, eğlenceyle, televizyon ve bilgisayarlarla vakit geçirerek sınavlarda onlar için rahmetli olacağının farkına bile varamazlar.
Çocukların haşlanmış kurbağa psikolojisinden kurtulmaları için;
• Çocukla olumlu iletişim kurulmalı,
• Çocukların üzerlerindeki psikolojik baskıyı kaldırılmalı,
• Hedefler, çocukların yeteneklerine uygun şekilde belirlenmeli,
• Hedeflere uygun şekilde eylem planı hazırlanmalı,
• Çocuklarla nitelikli zaman geçirilerek onlara en iyi şekilde örnek olunmalıdır.
Çocuklarla nitelikli zaman geçirmek yerine; her akşam misafirliğe giden ya da evlerinde misafir eksik olmayan, gündüzleri ev gezmelerinden beri gelmeyen, evlerinde kitapla haşır neşir olmayan ailelerin çocukları, hedeflere ulaşmada haşlanmış kurbağadan farklı olacaklarını sanmıyorum.
Nasıl ki bizler, girmek istediğimiz cenneti kazanmak adına bir şeyler yapmıyorsak; çocuklar da, geleceklerini kazanma ve sınavlara çalışma konusunda, bizleri örnek alarak hiçbir şey yapmayacaklardır.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da çocukların bizleri örnek alacaklarını ve “Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olurmuş.” atasözünü unutmamak gerekir.
Sınavlar, eğitim ve öğretimin ayrılmaz bir parçası olduğundan öğrenci başarısı için büyük önem taşımaktadır. Her çocuk sınavları kazanmak ve sınavlarda başarılı olmak ister. Fakat bu çocukların sınavları kazanma isteklerini ders çalışma olarak davranışlara dönüştüremediklerini gözlemlemekteyiz.
Çocuklara; farkındalığı artırmak adına seminerlerimde; “Kimler sınavlarda başarılı olmak istiyor?” diye bir soru sorduğumda, çocukların hemen hepsi birden parmak kaldırır. Ben de onlara:
• Sınavı kazandığınız zaman neler kazanacağınızı biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavları kaybettiğiniz zaman neler kaybedeceğinizi biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlarda başarılı olmak için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlara neden çalışmanız gerektiğini biliyor musunuz? “EVET”
• Sınavlara nasıl çalışacağınızı biliyor musunuz? “EVET”
Çocukların hemen hepsinin verdiği cevap “EVET” olduğuna göre çocukları sınavlara hazırlanmaktan alıkoyan şeyler nelerdir? Başka bir ifadeyle çocuklar neyi, nerde, nasıl, ne şekilde yapacağını bildiği halde onların çalışmasını engelleyen bir güç de olmadığına göre nedir bu problem?
Çocukların sınava hazırlanmalarını engelleyen iç engellere birlikte bakalım:
Hedeflerinin bilincinde olmamaları, öğrenilmiş çaresizlik içinde olmaları (ne yaparsam yapayım sonucu değiştiremeyeceğim), sınavlar hakkında gerçek bilgi sahibi olmamaları, ders çalışma tekniklerini iyi bilmemelerinin yanında sorumluluk duygusunun gelişmemiş olması, sosyal çevrelerinde ders çalışanların fazla olmaması, ders çalışma ve hedefleri konusunda uygun modellerinin olmaması, ailesinin sınavlar hakkında bilgi sahibi olmaması, ailenin sınavlar konusunda psikolojik baskısı, çocukların sınavı kazanacak yeteneğinin olmaması, çocukların yeteneklerinin üstünde beklenti içinde olunması, çocukları sınavlara motive etme amacıyla sürekli başka çocuklarla kıyaslanması, çocuklara yapılan fedakarlıkların sürekli gündemde tutulması, çocukların önceliklerini sıralama ve uygulamada sıkıntıların olması, aşırı oyun oynama isteğini sayabiliriz.
Peki, çocukların içine düştükleri bu durumu nasıl açıklayabiliriz? Gelin bunu da “Haşlanmış kurbağa” deneyi ile açıklayalım:
İçi su ile dolu bir kavanozun içine kurbağaları koyarlar. Kavanozu da en düşük ısı ile ısıtmaya başlarlar. Kurbağalar sanki su ısındıkça kendilerini yaz günü, dere kenarında sırtlarını güneşe vermiş gibi zannederek “oh, oh!” diyerek gevşemeye başlarlar. Su kaynama derecesine, bizim kurbağalarda haşlanma vaziyetine gelmelerine rağmen hayatlarından memnun bir şekilde rahmetli olurlar.
Çocuklar da kendilerini hedefe ulaştıracak sınavlardan habersiz kurbağalar gibi “Oh, oh!” çekerek oyunla, eğlenceyle, televizyon ve bilgisayarlarla vakit geçirerek sınavlarda onlar için rahmetli olacağının farkına bile varamazlar.
Çocukların haşlanmış kurbağa psikolojisinden kurtulmaları için;
• Çocukla olumlu iletişim kurulmalı,
• Çocukların üzerlerindeki psikolojik baskıyı kaldırılmalı,
• Hedefler, çocukların yeteneklerine uygun şekilde belirlenmeli,
• Hedeflere uygun şekilde eylem planı hazırlanmalı,
• Çocuklarla nitelikli zaman geçirilerek onlara en iyi şekilde örnek olunmalıdır.
Çocuklarla nitelikli zaman geçirmek yerine; her akşam misafirliğe giden ya da evlerinde misafir eksik olmayan, gündüzleri ev gezmelerinden beri gelmeyen, evlerinde kitapla haşır neşir olmayan ailelerin çocukları, hedeflere ulaşmada haşlanmış kurbağadan farklı olacaklarını sanmıyorum.
Nasıl ki bizler, girmek istediğimiz cenneti kazanmak adına bir şeyler yapmıyorsak; çocuklar da, geleceklerini kazanma ve sınavlara çalışma konusunda, bizleri örnek alarak hiçbir şey yapmayacaklardır.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da çocukların bizleri örnek alacaklarını ve “Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olurmuş.” atasözünü unutmamak gerekir.
0 Yorum Yorum Yaz