Gözüm Üstünde Damat!






Nagihannn___-150x1501En son ki yazımda "gözüme bak oğlum" diyen anneleri konu almıştım. Bu yazımda ise "gözüm üstünde damat" diyen kayınvalidelerden bahsetmek istiyorum.


Dikkat ederseniz "gözüme bak kızım" diyemiyoruz başlığımıza, çünkü anlatacağım anne profilinde, kızını itinayla nakış gibi işleyip gözünün üstünde olmasına artık ihtiyaç kalmamış bir kız görüyoruz.


Bu düşünce içinde olan annelerin en büyük gaye ve meşguliyeti kızı ile güç birliği yapıp damadı hizaya getirme mücadelesi.


Bu mücadeleye zaman içinde savaş mı dersiniz? Ego yarışımı dersiniz? İntikam hırsı mı dersiniz?


Hangi başlığı uygun görürseniz. Çünkü bu durum çok değil bir süre sonra daha çirkin bir hale dönüştüğü için bu başlıklar masum kalacaktır, diye düşünüyorum.


Dominant kız annelerinin gün geçtikçe kızlarının evindeki söz hakları ve hakimiyeti o kadar hızla artıyor ki ister istemez derin kaygılar taşıyorum.


Evlatlarımızı birey değil de proje olarak görmeye devam edersek bu süratli frensiz gidişe tabi ki asla dur diyemeyiz.


Onları sağlıklı, verimli, farkındalıklı öğütler ile yetiştirip yeni hayatlarına yolcu etmek ve başları dara düştüğünde de destek veren ve huzurun veren bir anne olmak varken, neden egoist ve gözünü hırs bürümüş bir anne olmayı tercih ediyoruz.


Anlaşılması çok zor değil mi?


Aslında böyle bakınca nasıl rahatsız eden bir durum. Ama nefisler gerçekleri perdeleyecek kadar baskın geliyor.


Öyle bencil ve kontrol hastalığı içinde bir hal ki bu, sevgisi istedikleri yapıldığı vakit beliren, kibri tatmin olmadığı zaman, intikam ateşi ile yanıp tutuşan bir anne nasıl mutluluk aşılar ki evlatlarına. Çünkü o mutluluğunu plana ve egoya teslim etmiştir.


Birçok kez şahit olduğum ve derin hüzün hissettiğim annesinin verdiği direktifleri yerine getirmezse onun tepkisini göze alamayan ve yanlış olduğunu bile bile bu yanlış tavsiyeleri uygulayarak hayatını cehenneme çeviren hanımlar var.


Nasıl içler acısı bir durum!


Çünkü bencil bir anne profili ile karşı karşıya, "dediğim gibi yapmazsan sütüm helal olmasın" sözleri hayatının merkezinde.


Uygulasa eşi ile arası bozulacak, uygulamazsa annesi ile... Bu yaman çelişkiye gözümüzden sakındığımız evladımızı sürüklüyoruz maalesef.


Burada çok üzücü de olsa yine bir umut var. Çünkü yanlışın farkında, kaybetme korkusu içinde tüm bunları istemeden yapıyor olması.


Er ya da geç annenin de bir beşer olduğunu, hata yapabileceğini, nefsine yenilebileceğini, gözünde onu tabulaştırmanın aslında doğru olmadığını bir gün muhakkak anlayacaktır.


Asıl olanın yapılanın hakkaniyet doğrultusunda olması, vicdanen huzurlu olmanın ve en önemlisinin de Hakk'ın razılığının öncelik taşıyor olması.


Eşlerin bu çerçevede bakıyor kıvama gelmesi tabi ki kolay olmayacak. Başarabilenlerin dünyada cennet huzurunu garanti altına alması içten bile değil.


Esas tehlikeli ve amansız durum ise otoriter anne profili, kızları ile öyle bir güç birliği içinde olur ki torunları da yanına alıp, damadı bir taraf olarak hedefe alıp ya arzu edilen çizgiye getirir ya da damadı kendi yuvasında taraf tutma ve yalnızlık durumunda bırakır.


Bu öyle bir çaresizliktir ki!


Garibim damat kiminle neyin mücadelesini verecek? Bulunduğu yer yuvası mı savaş meydanı mı?


Ya hükmen mağlup olduğunu kabul edecek, ipleri itinayla kayınvalideye ve hanıma teslim edecek ya da huzursuzluk boyunu aşacak ve nihayetinde evliliğini bitirecek.


İstatistiklere bakıldığı zaman çoğunlukla evliliklerin son bulmasının sebebi üçüncü kişiler ve burada da yadsınamayacak rakamlar kayınvalideleri işaret ediyor.


Durup bir daha sıkı düşünmek şart diye düşünüyorum.


Bunca özenip bezenip kıymet verdiğimiz evlatlarımızın bir ömür mutlu olsun duasını dilimizden düşürmeyip gün gelip hayatlarını hüsrana çevirmemiz...


Gerçekten sıkı sıkı düşünmek lazım. Sabır ne demek, aile ne demek, geleceğin mimarı evlatlar nasıl yetiştirilir?


Tüm bu sorulara cevap verebilecek evlatlar yetiştirebildik mi?









 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

2 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz