Oğlum İçin Endişeleniyorum!

Merhaba!

21/03/2004 doğumlu bir erkek çocuk annesiyim, ev

yardımcısı ve çocuk bakıcısı olarak çalışmaktayım. Oğlum 3 sınıfa

gidiyor okuldaki durumu dersleri ve ortam uyumu orta derecede. 10

yıllık süren evliliğim 2009 senesinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle

bitti. Oğlumun velayeti bende 4 yıldır benimle beraber yaşadı . 4 yıl

süresinde ben gündüzlü işlerde çalıştım çoçuğumda okula gidiyordu. Bu

zaman zarfı içnde bu yıl okulu değiştiği için babasıyla beraber

kalıyor ben şuanda yatılı olarak çocuk bakıcılığı işinde çalışıyorum.

Kirada oturduğum bir evim var. Hafta sonları evime gidip oğlumu alıyorum.

Bazı yaşam koşullarından dolayı oğlumla birlikte yaşarken çoçuğumu

yanlız bırakıp işe gidiyordum. Çoçuğum bütün gün okulda oluyordu, şu

anda babasıyla yaşıyor ama mutsuz, piskolojik sorunu

her geçen gün dahada artıyor, asi davranıyor kendi başına sokaklarda

gece 12 00’ye kadar dışarda geziyor sizden bana bu konuyla ilgili

yardımcı olmanızı rica ederim. Şimdiden çok teşekür ederim sağlıklı kalın.

Cevap:

Boşanma sonrasında çocuğun bundan sonraki hayatını nasıl ve nerede sürdüreceği önemli bir konudur. Güven duygusunun sarsılmaması için eğer mümkünse yaşadığı evde ve ortamda kalması en uygun olanıdır. Çocuk çok küçükse genellikle anneye verilir. Annenin yaşam koşulları uygun değilse babaya verilebilir. Burada önemli olan boşanma sonrasında çocuğun her iki ebeveynle de sağlıklı bir şekilde görüşebilmesidir.

Oğlunuzun yaşadığı psikolojik sorunlar hakkında mailinizde fazla bir bilgi yok. Baba çocukla ilgileniyor mu? Baba olarak sorumluluklarını yerine getiriyor mu? Çocuk on ikilere kadar dışardaysa baba bu konuda bir tedbir almıyor mu? Gibi sorular akla geliyor. Oğlunuz daha 9 yaşında... Yani daha ergenlik çağında bile değil. Onun bu yaşta sokaklarda vakit geçirmesi, yanlış arkadaşlıklar ve alışkanlıklar kazanmasına sebep olabilir. Oğlunuzun bu durumu hangi sebeple yaşadığını bulmak gerekir. Kendini iki tarafa da ait hissedemiyor olabilir. Boşanmadan sonra anne babanın en azından çocukla ilgili konularda öfkelerini bir kenara bırakıp davranmaları gerekir. Diğerine duydukları öfke yüzünden çocuğu ihmal etmemeliler.

Ayrıca çocuk anne baba arasında kalmamalı. Çocuktan haber almaya çalışmak, çocuğu sırdaş edinmek, onunla dertleşmek, sırtına yaşının kaldıramayacağı ağır yükler yüklemek haksızlık olur. Çocuğunuz bazı psikolojik sorunlar yaşıyorsa mutlaka ergenlik öncesinde bunları çözmeye çalışın. Genç bir delikanlı olduğunda ona ulaşmak daha zor olabilir. Ona nasihat vermek, kızmak ve azarlamak yerine birlikte olduğunuz vakitlerde muhabbet edin. Duygularını açtığında hemen panikleyip, nasihata geçmeyin. Önce bir anlatsın. Ne olup bittiğinden haberiniz olsun. Onunla konuşun. Çok sevdiğinizi, onun için endişelendiğinizi, yardımcı olmak istediğinizi ve her zaman yanında olacağınızı söyleyin. Ne olursa olsun onu çok seveceğinizi, bir sıkıntısı olduğunda sizinle paylaştığı takdirda her zaman yanında olacağınızı söyleyin.

Eğer mümkünse, diyalog kurulabilirse babasından yardım isteyin. Baba istekli davranırsa, erkek çocuk olduğu için babayla yakınlık ona güven verecektir. Baba bu konuda sorumluluk almak istemezse o zaman dayı, dede ya da amcadan yardım alabilirsiniz. Onlarda yoksa rehber öğretmeninden yardım alabilirsiniz. Okulla ve öğretmeniyle görüşmeniz faydalı olacaktır. Şimdiden önlem almak, sorunlar daha fazla büyümeden oğlunuzla yakınlaşmanız çok önemli... Bir uzmandan yardım alabilirseniz, çocuğun içinde yaşadığı problemlerin kaynağına daha kolay ulaşmış olursunuz. O sizi ve oğlunuzu dinleyip, sorunla ilgili sebepleri keşfedip size uygun bir yol haritası belirleyecektir. Şimdiden kolay gelsin...Allah yardımcınız olsun....

Psikolog Banu Yaşar

 

*Sorularinizi yasarbanu@yahoo.com adresinden ve yorum bölümünden yöneltebilirsiniz.

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

10 Yorum Yorum Yaz

Hatun kişi
01/12/2015
Evliliği düşünen her birey zorunlu İslami evlilik eğitimi alması gerektiğini ve evlilik sürecinde de gene zorunlu anne baba olma eğitimi alması gerektiğini düşünüyorum...

Tabi boşanma sürecide diğer arkadaşların değerlendirmeleri gibi çareler olmalı ve gene boşanma eğitimi boşanarak anne ve babalıktan boşanılmadığı bilinçli anne baba olarak boşanmaları öğretilmeli...

Alp beyin söylediği ne kadar doğru ve ne kadar can yakıcı bir tesbit malesef...

Hayat domino taşı gibi hata hatalar zincirini doğuruyor (küçük hatalar herzaman olabilir hep yapıyoruz rabbim affetsin) anne babaların büyük hataları cocukların hayatlarını geleceklerini mahvediyor hata hata hata babadan oğula miras kalıyor sanki...
alp
16/03/2013
bu hanfendi başkasının yatılı çocuk bakıcılığını yapıyor bazı fedakarlıklar göstererek. halbuki ailesine bu fedakarlıkları yapsa kendi çocuğuna bakıcılık yapar. geçimini de kocası yapar. bütün bu sıkıntılar ortaya çıkmayabilirdi. bu işte bi terslik var.
Necmettin
20/03/2013
ülkemizde boşanma rakamlarının azalması her gün hem medyanın hemde devlet kurumların desteği ile etkisini giderek artıran (hatta Diyanet gibi dini kurumlara bile yerleşen) feminist zihniyetin olduğu bir ortamda hic mümkünmü?

Hic şüphesizki ne kadarda gizlemeye calışsalarda her zaman kadına şiddeti bahane etselerde dünyada feminizmin nihai hedefi bellidir.

Aile kurumuna besledikleri ezeli kin hem ideolojinin fikir anaları tarafından hemde her uluslararası feminist toplantılarında devamlı dile getirilir.

Mesela son olarak Birleşmiş Milletlerin (UNFPA) 2009 da yapılan dünya aile günü toplantısında (feministlerin takiyye organizasyonudur) resmi temsilcisi Arie Hoekman basın açıklamasında geleneksel aile kurumunun yok olması ve yüksek sayıda boşanma ve gayri meşru çocuklarin oranlarının artmasını toplumsal kriz değil “insan halklarının zalim ataerkil toplum üzerindeki zaferi” olarak göstermiştir.


Feministlerin soğuk ve sevgisiz kin ve nefret dolu dünyasında ne ailelerin nede çocukların yeri vardır.

Bütün totaliter ideolojilerinde göründüğü gibi feminizmin asıl amacı yeni bir insan yaratmak.

Komünizm ile geleneksel bütün değerlere düşmanlık ve toplumda sınıf kavgası gibi toplumun
cinsiyetlere suni bir şekilde bölerek sürekli erkek kadın savaşları çıkarmak gibi ortak noktaları var.

Sonuc: Aile düşmanı nefret ideolojisi feminizme karşı topyekün mücadele edilmeden kutsal AILE kurumu kurtarılamaz!
.:.
19/03/2013
Uzulmemek mumkun degil malesef ki.

sizin sde belirttiginiz gibiresmi bosanma rakamlari gectigimiz sene 120 bin rakamani gecmis idi. Bu sene de bunca yapilan bosanmalari onleme calısmalari ve rekor butce harcamalarına ragmen hemen hemen ayni veyahur yine de artan bir rakam olarak cikacaktir karsimiza. Bu ayin sonlarında Tuik verileri acıklanmasi gerekiyor. Bosanma sebeblerinin ise ileriye donuk tespit ve onleme icin gelistirilecek eylem planlarinda kullanilmasi acisindan somut ve anlasilir olmalidir. Yoksa yine 120 bin rakami cikar ise bunun yaklasik 115 bini siddetli gecimsizlik olacaktir.

Bu bosanma rakamlari sizinde soylediginiz gibi en cok çocuklari etkiliyor.

Daha once mecliste tartisma olmustu ve 27 bin cocuk kayip diye ve bu cocuklaarin 16 bin civari sayisi kiz cocukları diye. sonra eski ic isleri bakanligi bu rakami yalanladi arastirma urunu bir rakam dedi. gercek rakamin ise 142 oldugu söylendi. Ben de 27 bin olduguna pek inanmiyorum. Arastirma rakami verilince pek guvenmiyorum. Belki bana denk gelmistir ancak arastirma sirketlerinin burakamlari ne sekilde cikartip. nasil genellediklerini cok iyi biliyorum. (sistem konusunda yeterli bilgim var)

Hatirlarsaniz Gecen sene Mart ayinda yine ayni sekilde arastırmacilar. Her sene 1400 kadın kocaları, Sevgilileri, dostlari, veya aile bireyleri tarafindan katlediliyor denildi. İnternette bu bilgiler de var ve ben onlarada inanmiyorum, Cunki yalan ve resmi olmayan bilgidir. Yine Bu yasayi cikartmak icin degisik kadin dernekleri degisik raporlar sundular aile ici siddet ile ilgili. Birde malesef ki Aile Bakanlligi da bazi sasirtmaca yuzde değil yüzbinlerde 1 oranında sadece ve sadece 1600 civari secilmiş denek ile arastirma yapip rakamlari yayınladilar. Oysa Turkiyedeki kadin sayisi bellidir. Bu genelleme ile Türkiyedeki haritayi cikardilarki cok sacma ve yanlis bilgiler ustelik Turkiyenin bolgesel yapısı da ortadadır. Bundaki amac bellidir ve Bunu herkeze kabul ettirdiler ki cok yanlıs birsey. 1600 kendi sectikleri denekler ve iclerinde erkek sinek bile yok yani o derece artık. Ustelik bu konularda o donemlerde Sayın Sema Marasli hanim oldukca fazla gayret sarfetmisti Turk aile sisteminiz zarar gorecegini ve yanlis yapiliyor demisti eski ve o donemdeki yazilarını gorebilirsiniz.


Simdi asil en onemli olan konu da sudur sizin belirttiginiz gibi COCUKLAR Evet Cocuklar. Ben size aslen Bu konulardan daha onemli olan ve cocuklar hakkındaha fazla problem varken neden bu konulara ilgili dernekler, Kuruluslar, Basin yayın, Hukuk sistemi Avrupa birligi v.s. daha az ilgileniyor onu soyleyeyim. Sayı cok olsada boyutu daha urkutucu ve vahset olsada neden yer bulamiyor ve onceligi geri planda. kısaca RANT , Oy bir ranttır, Ğara bir ranttır. Cocuk uzrinden birsey elde edemezsin. ama kadın uzerinden Kocasini somurursun, davalardan gelir edersin, her halukarda mal paylasimina gelir konu, herkez o pastadan pay almak ister ve istiyor. Sadece ulkemizde degil ulkemize kabul ettiren ulkelerde de ayni.

Simdi asadidaki rakamlari sizin yorumunuza birakiyorum. http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/03/11/yurttan-kacan-suca-karisti

Bu haberi herkez iskaladi ve gormezden geldi, Bircok psikolog, sosyolog, avukatlar, guvenlik gucleri, dernekler, hatta devlet buyuklerinin esleri dahi kadina siddet uygulaniyor dediklerinin yaptıklari etkinliklerinin onda biri kadar bile ilgilenmediler hala da oyle. Cunki malesef burada rant ve Para yok, tabiki oy da yok. Ustelik Bu cocuklar devletin denetimi altında idi. Sadece 2011-2012 yılında 10 bin cocuk Yurtlardan kacmiş Bunlardan bir kısmı anne ve babalari bosanmis ve bircok aile, alkol v.s. problemli idi.

Ben size birkac rakam verecegim gerisi ilgili linkte var, Uzucu olan ise bunları devlet kendisi acıklıyor.

Bu kacan cocukların 3384 u suca bulasmıs, kacan cocuklara erkek kız demeden bir kısmına tecavüz etmisler. Bazı erkek cocugun 210 adet sucu, kız cocugun 93 adet sucu olmus. karışmadıkları olay kalmamış Yani bu rakamlar Yurttan kacanlarla ilgili. Toplam yurtlarda olanları ve bunun sebeblerini onlem alınması gerekenleri kimse pek gündeme getirmiyor.

Madem devlet kampanya yapıyor, yapacak, Once buradan baslamalılar, Oncelikleri iyi belirlemeliler. Koruyucu aile ornegi verenler Lutfen once kendileri Topluma ornek olsunlar. Sayın millet vekillerimiz sayın toplumun ileri ve onde gelenleri. Bunu nasıl yaptıgınızı birkac gununuzu bu faydalı is icin nasıl paylastıgınızı anlatın hatta basın da gostersin. Belgesel ve Fotograflar ceksinler yayinlasinlar. Sayın Hulya Avsar hanım da onculuk edebilir belki.
Necmettin
18/03/2013
Okudukca üzülmemek mümkün değil.

Son 10 yılda ülkemize 1 milyon boşanma vakası ve rakamlar giitikce artıyor ve sonuc yüzbinlerce mağdur ve yaralı cocuklar.
Üstelik bilimsel sonuçlar şunu gösteriyor ki bugünün ebeveynlerinin boşanmalarından ruhsal yara almış çocuklar geleceğin boşananlarını temsil ediyorlar çünkü sağlıklı ilişki kurmaları ve bir insana bağlanma yeteneklerini etkilendikleri ayrılma olaylarından kesin şekilde kaybetmiş oluyorlar. Böylece gelecekte de “ilişki özürlüleri” yetiştirilerek bir kör düngü oluşuyor.

Bence ülkemizin asıl öncelikli toplumsal meselesi artık bu olmalı.

Insanlar neden hic mücadele etmeden emek sarf etmeden kolayca yuvalarını yıkıyorlar?

Ama maalesef sözde aileden sorumlu bakanımız feminist zihniyetin esiri olarak kadınları yuvalarından nasıl daha fazla uzaklaştırırım derdinde.
Devlet aile kurumunu koruması bir kenara yasalar ve cinsiyet eşitliği politikaları çerçevesinde maalesef ailelerin parçalanmasında başrol oynuyor.

Bugünkü medyada yüceltilen hedonist ve egoist maddiyatçı yaşam tarzı ve özendirilen ahlaki çöküş devamlı aile hayatını saldırılara maruz bırakıyor. Bütün basın organlarında feminist ideoloji çizgisinde kadının aileden uzaklaştırarak ve gayri meşru cinselliği yaşayarak özgürleşmesi idealini yaygınlaştırıyor. Medya yayınları ailevi sorunlara çare bulmaktan ziyade yüksek boşanma oranını kadının özgür iradesinin kanıtı ve üstün cesareti/gücü olarak göstererek adeta boşanma kararı almaya teşvik ediyor.
Ahsen
17/03/2013
Bir annenin "Oğlum İçin Endişeleniyorum!" demesinin altında pişmanlık endişe ve çaresizlik vardır.
Elinde mesleği olmayan ve hayatta kalmak zorunda olan ve en önemlisi bakmakla yükümlü bir çocuğu olan bir annenin bu durumda ne yapmasını önerirsiniz?

Büyük bir geçim derdi olan bir kadın çocuğuna nasıl bakıcılık yapsın o çocuğun karnını nasıl doyuracak mafraflarını nasıl karşılayacak?En başında zaten belli bir sürü bakmış okulunu değiştirdiği için babasının yanına gitmiş.Bu çocuğun velayetini babasıda alabilir ve almalıdırda gerekli olduğu zamanlarda.Bu süreçte değişmiş zaten.Herşeyden önce bu sorunun çözümü çocukla değil öncelikle eşiyle oturup ne yapmaları gerekir onu konuşmalı.Çocuğun sabit bir yerinin olması önemli düzenli bir hayatı olmalı ve ordan oraya savrulmamalı arada kalmamalı anne baba bu ortamı sağlayamadığı gibi yeterince sorumluluğunuda alamamışlar her ikiside.
Tespitiniz çok doğru "şiddetli geçimsizlik" sebebi ne olursa olsun boşanmayı gereklilik ve olağan bir hale dönüştürüyor maalesef
bunun yerine boşanma gerekçelerinin sınıflandırılması çözüme odaklanmak ve sorunların tespiti açısından çok önemli.Ama bizim hukukumuz böyle işlemiyor.Yoksa çok daha güzel işler yapılacak.
Ne yapacağını bilmeyen anne babalar yüzünden olan çocuklara oluyor.Devlet politikası üstüne tuz biber.
Tablo hiç iç açıcı değil.ALLAH sonumuzu hayıretsin...Ama ne yazıkki boşanmakta bazen kaçınılmaz olabiliyor öyle değil mi.ALLAH hiçkimseyi çaresizlik içinde bırakmasın.
.:.
17/03/2013
Bu onemli ayrintiyi da soylemekte fayda var malesef ki politikacilar bunu pek one cikarmak istemezler.

Bosanma sebeblerinin (bosananlar tarafindan) gizlenenler dahil % 60 sebebi ALKOL dur, iyimser davranip % 50 alkol diyelim, cunku ulkemizdeki istatistiki bilgiler net degil. Bunun uzerine, Uyusturucu, Haysiyetsiz yasanti, Aldatma, Ekonomik sebebleri ekleyince aslinda mucadele edilmesi gereken seyler net ortaya cikar.

Ulkemizde legal yapi haricinde yakalanan Uyusturucu, kacak alkol, kacak sigara, Fuhus, Hirsizlik rakamlarinin urkutucu buyuklugu herseyi net gosterir, Zaten bunlari surekli yayin organlarindan izliyoruz. Bunlar hem aileleri en onemlisi, gencleri ve gelecek nesilleri ilgilendiriyor. Bunlarin kullanim yaslari malesefki ulkemizde her gecen sene daha dusuyor ve cogaliyor.

Butun bunlar Aileyi etkiliyor, cocuklarimizi etkiliyor, Ama bu kadar fazla sorun olmasina ragmen bunlar oncelik sirasi bulamiyorlar, Bu konularla hangi bakanlik ilgilenmesi lazim bu konularda ne yapilmistir? Peki onlar ne yapiyorlar?
.:.
17/03/2013
Aynen oyle guzel kardesim. Tam dogru tespitine katiliyorum.Ailesine fedakarlik gostermemis.

Bir de bu bosanma olaylarindaki siniflandirmalari Siddetli gecimsizlik katagorisine sokmuyorlarmi. Cozum bulmaya calisan bulamazsin. Devletin tuttugu kayitlarda da bu boyledir.

-- Adam veya kadin alkol alir bunun adi siddetli gecimsizlik olur.
-- Haysiyetsiz yasanti olur, bunun adi siddetli gecimsizlik olur.
-- Uyusturucu alir, bunun adi siddetli gecimsizlik olur.
-- Anlasmali bosanmalari bile bu katagori icerisine koymuslar..:)

Simdi devletin resmi kayitlarina bakiniz. 2011 de 120binden fazla bosanma olmus ulkemizde. bunlarinda 116 binden fazlasi gecinememisler. Heralde Biliyoruzki gecinemediklerinden dolayi bosaniyorlar. Onemli olan neden gecinemediklerini bulmak ve yanlisi duzeltmek olmali, oyle degil mi? Bunca egitmenler, bunca bu islerle ugrasan insanlar, bosuna mi zaman harciyor, Burada cok buyuk bir rant vardir aslinda. Bu sebebler uzman kisiler tarafindan ortaya koyulup ona gore siniflandirilmalidir ve cozum bulunmalidir.

Eger cozum bulma amacli siniflandirma yapilirsa.

- Alkolun ne kadar kotu birsey oldugu,
- Sigaranin bile kotu oldugu.
- Kumarin illet birsey oldugu.
- Issizligin aileleri toplumlari bozdugu,
- Ekonomik sebeblerin, bu sebeblerden dolayi ailelerin parcalandigi,
- Haysiyetsiz yasantilarin kotu oldugu, toplumu bozdugu,
- Televizyon yayinlarindan dolayi insanlar beklenti icine girip siddetli gecimsizlik basgosterdigi,
- Gelir dagiliminin adaletsizliginden dolayi siddetli gecimsizlikler oldugu

ve En onemlisi butun bunlarin Toplumlarda Siddeti korukledigi ve Aile ici Siddetinde aslinda kaynagi Bu 120 binden fazla olan rakamin icerisinde oldugu buna cozum bulunamadigi icin, bundan dolayi tum toplumun zarar fordugu.... yazmakla bitmez.

Haberdeki evine gec gittigi soylenen cocuk de buyuk ihtimal ile gelecegin potansiyel siddet uygulayan bireyi olacaktir, Suclusu o anne ve baba cunki Ailesinin durumu ortada, ayrica Devletimiz bundan bir haber durumda. Ilgili kurumlar onceliklerine baska konulari almislar, Bu tur sosyal problemlerle yeteri katar hic ilgilenmiyorlar.

Turkiyedeki son 10 yildaki intahar vakalarinin tesebbus ve gerceklesenlerin rakamlarini bilseniz, birde bu rakamlarin sebeblerini bilseniz. Suan gundemde olanlar inanin devede kulak kalir.

Bu rakamlari ben baska bir kac ulkede takip ediyorum, Turkiyemiz ile kiyasliyorum, SUNU RAHATLIKLA SOYLEYEBILIRIM KI BIR ZAMAN SONRA BU RAKAMLARI YERI GELINCE ULKE GUNDEMINE SOKACAKLAR.
Hamzayürekli
14/03/2013
Çocuklar anne baba arasında olmalı
'Ayrıca çocuk anne baba arasında kalmamalı....' ( cümlenin devamını tamamlarsak dediğiniz çok doğru)
Çocuk için arada olmak kadar büyük bir nimet olacağını sanmıyorum. Çocuklar her ne olursa olsun ( büyük bir gayret ile) anne baba arasında olmalı. Ölüm Allah ın emri o başka.
Boşanmaların (tarafların büyük gayretleri) çok çok zor olması gerektiği ancak hayatın kangren olmasıyla gerçekleşmesi kanaatindeyim.
Ancak bunun böyle olmadığını müşahede ediyoruz. Niyemi; boşanmalar sonrası ana baba çocuklar hepsi Rabbin yardımından mahrum kalıp topyekün perişanlıkların yaşanmasından.
Denilirki: Kazancın helal haram olup olmadığı harcanılan yerden belli olur.
gülten
17/04/2013
merhba bende sizden yardım almak istiyorum..13 yaşında okulunda başarılı bir oğlum var ..ve aynı okula giden çocuklar tarafından şidet ve baskı görüyor ne yapmalıyım .

Yorum Yaz