Paris İklim Sözleşmesiyle Neleri Kabul Ettik?
- 30-03-2023
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Çocuk & Aile
1- Tarım ve hayvancılığı bitirerek yapay ete geçilmesini.
Bunun bahanesi de dünyayı en çok ineklerin çıkardığı gaz kirletiyormuş.
İneklerin gazından dolayı atmosfer ısınıyormuş. Bu absürt sebep ülkelerin politikalarını şekillendiriyor.
Tarım ve hayvancılığı bitirmenin hazırlığına zaten başlanmıştı. Son yıllarda sosyal medyada vejetaryen ve veganlığa övgüler diziliyor ve et yememenin daha sağlıklı olduğu iddiaları çokça yer alıyor.
Medyadan halka et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerin zararlı olduğu empoze edilmeye çalışılıyor, bilimsel gerçekler adı altında.
Etten vazgeçmek istemeyecekler için de alternatif olarak kanserojen maddelerle üretilen et tadındaki yapay şeylerin hazırlığı çoktan başladı. Yakın zamanda gerçek et, sadece elitlerin ulaşacağı bir yiyecek haline gelecek.
Aşırı pahalanan yem fiyatları yüzünden zaten pek çok kişi hayvancılıktan vazgeçmeye başladı. Bir de bunun üzerine hayvanlarda bulaşıcı hastalık var haberleri yayılıyor.
Hayvanlarda bulaşıcı hastalık var, diyerek hayvanlar hiç de güvenli olmayan mRNA aşıları ile aşılanıyor. Aşı sonrası ölen hayvanların haberleri medyada yer alıyor. Küreselcilerin kuş gribi yalanı pek tutmamıştı fakat bu kez başaracaklar gibi duruyor,
Kurban Bayramı da geçmişten bir nostalji olacak.
Et, süt, yumurta gibi hayvansal gıdalara düşman olma sebepleri ise bu gıdaların içinde özellikle insanların düşünme, hafıza ve muhakeme yeteneklerine iyi gelen omega, B12 gibi vitaminlerin olması. Bunları yemeyen insanları koyun gibi gütmek kolay olacaktır.
2-Tüm sanayi kuruluşlarının denetim ve izni uluslararası kurumlara bağlanmasını. Bu da işletmelere ve halka yansıyacak yüksek karbon vergisi yükü getirecek. Aynı zamanda pek çok fabrika kapanma ile karşı karşıya kalacak.
3-Bütün termik santrallerimizi kapatmayı. Termik santraller kömür
ile çalışıp elektrik ürettiği için doğayı kirlettiği iddiası ile sözleşme
gereği kapatılması gerekiyor. Bu bizim için çok büyük elektrik ve enerji
sıkıntısı demek. Bu da üretimin pahalıya mal olması her şeyin fiyatının anormal derece yükselmesi sonucunu doğurur.
4-Madenleri kapatmayı, nükleer santral yatırımlarını durdurmayı ve doğalgaz
çıkarmaktan vazgeçmeyi. Yani “Altın bulduk, Doğalgaz bulduk…”
sözleri sadece bir masal olarak kalacak.
5- Petrol, kömür ve fosil yakıtlarının kullanımının en aza indirilmesini. Bu de
petrolde kıtlık ve büyük zam demek.
Bütün bunları niye kabul ettik?: Yeni kurulacak küresel sistemde en önde yer almak için. Bu küresel sistem bütün vazgeçişler karşılığında bize ne vaat ediyor? Bir kısım insanalar ve siyasetçilere imtiyaz, halka kölelik.
Yeni Dünya Düzeni” kurmalıyız diyen Siyonistlerin güdümündeki
Küresel Baronlar yıllardan beri bu günlere hazırlanıyorlardı son zamanlarda
atağa geçtiler: “Büyük savaşlar ya da kaoslar olmadan
yeni bir düzen kurmak zordur.” diyorlar. Plandeminin epeyce ekmeğini yediler,
sıra iklim sözleşmesiyle dünya halklarının haklarını sömürmeye geldi.
Paris İklim Sözleşmesinin Göstermelik Amacı
"İklim değişikliğine sebep olan küresel ısınmayı durdurmak,
dünyayı ve insanlığı kurtarmak"
Kim diyor bunu? Yüzyıllardan beri
dünyanın pek çok bölgesinde sömürü düzeni kurup doğayı katleden, insanların
hayatını söndüren, sömürgeci zalimler, satanistler diyor. Katiller kurtarıcı
rolüne soyundular.
Küresel ısınma dedikleri şey: Koskoca bir YALAN
Tarım ve hayvancılığın değil fakat sanayinin havayı kirlettiği
bir gerçek. Fakat kirli havanın
atmosferi ısıttığı ve elli - yüz yıl sonra havanın ısısının dünyada
yaşanamayacak kadar artacağı iddialarını kabul etmeyen pek çok bilim adamı var. Havadaki
karbondioksit atmosferin ısınmasına sebep olmuyor.
Küresel Çeteden fon almamış gerçek bilim adamları bunun “küresel
bir skandal” olduğunu açıklıyor. Konu ile ilgili bilim insanlarının açıklamalarının olduğunu yazının linkini yazının altına ekliyorum.
Dünyayı kurtarmak iddiasındaki Küresel Çetelerin ele başlarının küresel ısınmanın en büyük sebebinin ineklerin
çıkardığı gazlar olduğunu iddia edip tarım ve hayvancılığa savaş açmaları ise
gerçek niyetlerini pek güzel açık ediyor. İnekler yok olmalıymış, insanlar fabrikada
üretilen yapay etleri yerse dünya kurtulacakmış!
Küresel elitlerin tek derdi Dünyaya
Efendi olmak. Hatta Bill Gates "Tanrının işini yapıyorum" diye
açıklama yapmıştı. Batılı baronlar teknolojideki ilerlemeyle firavunlaştılar.
Eski sistemi yok edip kendi kafalarında planladıkları yepyeni bir dünya düzeni
kurmak istiyorlar.
Bu palanın içerisinde Siyonistlerin ana gayesi; vaat edilmiş toprakları ele geçirmek ve üstün ırk olarak dünyayı yönetmek .Onlar için kendiler dışındaki insanların böcek kadar değeri yok. Onlar için uygun gördükleri hayat cinsiyetsiz, mülkiyetsiz, ailesiz, dinsiz, kontrol altında bir hayat.
Koronavirüs bahanesiyle bunların provası yapıldı. HES - Hayat Eve Sığar. Eğitim dahil her şeyin dijitale aktarılacağı, yapay zekanın kontrolünde ev hapsi gibi bir hayat layık görülüyor insanlara.
TRT de bile koronavirüs döneminde bu konu: “Dünyayı
bir avuç elit yönetecek” diye haber yapıldı. O bir avuç şeytani elit, ülkeleri
ellerinde tutmak için her ülkede belli bir azınlığa imtiyazlar verecekler ki
köle haline getirecekleri ülke halklarını gütsünler diye. Bu yüzden de
siyasetçiler ve iş dünyasının patronları konuyu gördükleri halde imtiyazlı
sınıfta olma hayaliyle sessiz kalıyorlar.
Paris İklim Anlaşması #İklimDeğişikliği #YeniNormal #SürdürülebilirKalkınma #YeşilEkonomi #YenilebilirEnerji #KarbonAyakİzi #VatandaşlıkPuanı gibi süslü kelimelerle
sürekli dile getiriliyor.
Hatta Garanti Bankası “Karbon ayak izin kaç?” diyerek yeni
sistemin reklamına başladı. Et satın aldıysan karbon ayak izin yükselecek bu da
seni kötü vatandaş yapacak zira karbon ayak izin yükselince vatandaşlık puanın
düşecek. Çin usulü diktatörlük sistemi başlıyor.
"Yeni normal" dedikleri yeni ve karanlık bir sistem. Yeni sistemi planlayan Küresel Elitlerin tek derdi
tarım ve hayvancılık değil, aynı zamanda ülkelerin sanayi ve ekonomisini bozmaktır.
Zengin çok zengin olacak fakir de çok fakir, orta sınıf kalmayacak. Geçmişteki kölelik sisteminin farklı bir versiyonunu yapmak istiyorlar.
Dünyayı kurtarma adına yapılacaklar insanlığı bitirecek. Büyük ekonomik krizler yaşayan halk
yöneticilerinin onları Küreselcilere teslim etmelerini razı olacaklar, onları efendi kabul edip tek elden yönetilmeyi kabul
etmek durumunda kalacaklardır. Kıtlık ve açlıktan bıkmış kirasını bile
ödeyemeyen borç batağına saplanmış halk bir direnç gösteremeyecektir.
Paris İklim Sözleşmesinde HEDEF: Tüm dünyada karbon salınımında sanayi devrimi öncesi değerlere ulaşmak, olarak açıklanıyor. Tüm dünyada sanayi bu kadar ilerlemişken nasıl olacak da karbon salınımı sanayi devri öncesiyle aynı olacak?
2030 kadar karbon salınımının dünyada
yüzde elli azaltılması, 2050 ye kadar sıfıra indirilmesi Paris İklim
Sözleşmesi’nin temel hedefi.
Yani 7 yıl içerisinde karbonu yüzde
elli azaltmak demek ülkeler için çok hızlı ve tehlikeli bir değişim demek.
Zaten esas hedef de bu.
Sözleşme neden daha önce Meclise getirilmemişti?
Türkiye Paris İklim Antlaşmasını 2016 da imzalayan ilk
ülkelerden biriydi fakat şartlar kötü
olduğu için sözleşmeyi Meclise getirmemişlerdi. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan
Eylül 2021 de katıldığı BM toplantısında Ekim ayında sözleşmeyi Meclisten
geçireceği sözünü verdi ve sözleşme Meclisten geçti. Çevre Bakanlığının adı da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi.
Sözleşmenin 2016 da Meclise getirilmemesinin sebebi şu şekilde
açıklanmıştı. Türkiye’yi Ek-1 gelişmiş ülkeler grubuna aldıkları için
iklim finansmanından yararlanamayacağı gibi bir de gelişmekte olan ülkelere her
yıl yüklüce miktarda yardım yapması gerektiğinden sözleşme Meclise
getirilmedi.
Şartlar değiştiği ile ilgili bir açıklama yapılmadığına göre aynı şartlar kabul edilmiş demektir. 2021 BM
toplantı sonrası “finansmana erişim noktasında büyük fırsatlar sunulduğu”
açıklamasıyla sözleşmenin onaylanacağı söylendi ve sözleşme Meclisten geçti. Türkiye’nin
sözleşmeyi imzalayan gelişmekte olan ülkelere her yıl kaç milyon yardım
göndermesi gerektiği açıklanmadı.
Trump Sözleşmeden Neden Çıkmıştı?
Paris iklim Anlaşmasını ABD de Barack Obama imzalamıştı. Trump sözleşmenin “istihdamı
öldüreceğini, çevreyi kirleten yabancıları zenginleştirirken Amerikan halkını
cezalandıracağını, milyonlarca ABD’linin işsiz kalacağını” belirterek
sözleşmeden çıkmıştı.
Fakat sözleşmeden başvuru sonrası resmen çıkmak için yaklaşık 4 yıllık bir süre
şartı olduğu için resmi olarak ABD 2020 de sözleşmeden çıkabildi. Küresel
Çetenin adamı Joe Biden seçilince ABD tekrar sözleşmeye dahil oldu.
Sanayi ile dünyayı en çok kirleten 3
ülke
Çin, ABD ve Hindistan yüzde 51.1 ile
dünyayı kirleten ilk üç ülkeden biri. Ülkemiz ise bin de 6.
Çin ve ABD baş sorumlu oldukları
halde karbon emisyonunda en az geriden gelen ülkeler. Çin sanayisi ile dünyaya
hizmet ettiğini ve 2030 kadar kömür santrallerini açmaya devam edeceğini sadece
emisyona ağırlık vereceğini açıkladı. Çin sözleşme şartlarına uymak için
hedeflerini 2060 olarak açıkladı. O da sonradan vazgeçmezse! Fakat sera gazlarında ülkemiz çok geride - binde 6 olduğu halde sözleşmeyi bir an önce hayata geçirmek bize düşmüş.
Kısaca sözleşme şartları küçük
ülkelerin ekonomisini batırarak yeni normal için bu sözleşme üzerinden ülkeleri
küreselcilere teslim edecek.
Paris İklim Sözleşmesinin en büyük
zararını bizim gibi küçük ülkeler görecek.
Dünyayı kirletmekte yüzde 1 lik
dilime girdiğimize söyleyenler ülkemize sanayi üzerinden fazla suç
yükleyemeyecekleri için tarım üzerinden suç yüklemişler biz de kabul etmişiz.
TÜİK 2020 raporlarına göre ülkemizde
metan salınımlarının yüzde 61'i tarım, yüzde 22'si atık, yüzde 17'si enerji
sektöründen kaynaklanıyor.
Üstelik daha çok tarımdan çıkan metan
gazı diğer karbondioksitlere göre atmosferde kısa süreli kalıyor. Fakat havanın
kirlenmesinin suçu tarım ve hayvancılığa yükleniyor.
Hava Kirliliğine Karşı Çözüm
Bir küresel ısınma problemi yok fakat
hava kirliliğe problemi var.
Atmosferi temiz tutmanın çaresi de
sera gazı diye adlandırılan karbondioksit, metan ve diğer gazları yok
etmek değil bunların kirliliğe sebep olmaması yönünde çalışmalar yapmak
olmalı.
Allah doğanın kendini temizleme
döngüsünü zaten kurmuş. Tarım ve hayvancılık gibi doğal olan hiçbir şey
atmosferin dengesini bozmaz. Ormanlar karbondioksiti oksijene çevirerek
atmosferi temizliyor. Dünyaya karbondioksit de lazım oksijen de Problem
karbondioksit olması değil, karbondioksiti oksijene çevirecek ağaç olmaması.
Çözüm 1: Fabrikalardan çıkan kinli gazların emisyon değerlerini düşürmek ve
kaliteli filtreler ile kontrol altına almak:
Çözüm 2: Havayı temizleyen ağaç
dikimlerini artırmak ormanların artmasını sağlamak.
Çözüm 3: Halkı israf ve enerji
tasarrufu konusunda bilgilendirme, ödüllendirme.
Dünyada karbon negatif iki ülke var. Biri Butan. Butan’ın anayasasına göre
ülkenin hâlihazırda yüzde 70’lerde olan ormanla kaplı arazisi, yüzde 60’ın
altına düşemez. Butan ürettiği karbonun üç katını ormanlarıyla bertaraf ediyor.
Diğeri de yine ormanı bol Surinam.
Kısacası havada fazla bulunan başta
karbondioksit gibi sera gazlarını azaltmanın yolu termik santrallerden sanayiye
tüm üretim kaynaklarını kapatıp, insanları işsizlik, açlık, kıtlık ve karanlığa
mahkum etmek olamaz.
Hele bir de “karbonu azaltacağız” diye yapılan masrafları halkın sırtına
“karbon vergisi” diye yüklemek asla kabul edilemez.
Ağaçlandırma seferberliği başlasın. Milyonlarca ağaç dikelim. Ormanlarımızı
koruyalım.
Çıksın artık bu ülke Batı güdümünden.
Şehit kanları ile alınan bu ülkeyi iklim sözleşmesi gibi kandırmacalarla küreselci şeytanlara teslim etmeyelim.
https://www.cocukaile.net/kuresel-isinma-sahtekarligi
1 Yorum Yorum Yaz