Psikolojik Şiddet Fiziksel Şiddeti Tetikliyor mu?(3)

Psikolog Marshall B. Rosenberg “Şiddetsiz İletişim” kitabında şiddeti iki kategoride değerlendiriyor: Fiziksel şiddet ve pasif şiddet.

Psikolojik şiddete "Pasif şiddet" diyor. Pasif şiddetiduygusal acı veren şiddet” olarak tanımlıyor. Fiziksel şiddet dışında bütün şiddet türlerini "pasif şiddet" başlığı altında topluyor.

Marshall B. Rosenberg kitapta, pasif şiddetin kurbanda eninde sonunda öfke yarattığını ve bu kurbanın bireysel olarak ya da bir toplulukla birlikte şiddete şiddetle karşılık verdiğini şöyle anlatıyor:

“Diğer bir deyişle fiziksel şiddetin ateşini körükleyen şey pasif şiddettir. Bu kavramı anlamadığımızda veya önemini bilmediğimizden barış için sarf ettiğimiz gayretler ya meyve vermiyor ya da kazandığımız barış kalıcı olamıyordu. Cehennem ateşini körükleyen yakıtı kesmeden yangını nasıl söndürebilirsiniz.” (1)

Hakaret, aşağılama, tehdit, baskı, alay etme, küçük görme gibi davranışların fiziksel şiddeti körüklediği gözardı edilemez.

Fiziksel şiddettin tek sebebi pasif şiddet değildir elbette: Alkolik, uyuşturucu almış, ruh sağlığı bozuk psikopatlar için ortada bir sebep olması gerekmez şiddet uygulaması için.

Fakat normal insanlar için psikolojik şiddetin fiziksel şiddetin tetikleyicisi olduğu gerçeği de görülmeli.

Psikolojik şiddet olması, fiziksel şiddet uygulamanın haklı sebebi değildir. Cana kast eden bir durumun bahanesi yoktur. Yalnızca sebepleri doğru görmek sonuçları değiştirir.

Şiddet problemi yaşayan kişilere öfke kontrolü eğitimi yanında öfkeyi tetiklememek ve tetik tuzağına düşmemek üzerine de eğitimler verilmeli.

Karşıdakinin damarına basıp, nasırın patlatıp sonra da "öfke problemin var git çöz" demek iki taraf içinde bir çözüm yolu olamaz.

İletişim karşılıklı etkileşimin sonucudur. Şiddetsiz bir iletişim için iki taraf da kendi söz ve davranışlarına dikkat etmeli.

Sadece fiziksel şiddeti bitirmek için değil, pasif şiddeti azaltacak eğitimler de yapılmalı.

Psikolojik şiddeti devletin cezalandırmaya kalkması büyük bir kaosa sebep oluyor. Psikolojik şiddetin bir ölçüsü yoktur, cinsiyeti yoktur.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 ile psikolojik şiddet sadece erkeğin kadına yaptığı bir şiddet gibi kabul edildi ve fiziksel şiddetle aynı kategoriye alındı ve aynı cezalar veriliyor. Erkeğin kadına vurması ile bağırması arasında bir fark kalmadı. İkisinde de birbirine yakın cezalar verilmeye başlandı.

Kadınların erkeklere uyguladığı bağırma, aşağılama, cinsel yoksunlukla cezalandırma, ailesini hor görme... gibi psikolojik şiddetler sanki hiç yokmuş ve olmuyormuş gibi değerlendirme yapılıyor.

Devletin psikolojik şiddeti cezalandırması hem kişiler arası ilişkileri bozuyor hem boşanmaların artmasına sebep oluyor hem de çiftlerin evliliği kurtarma imkanını yok ediyor.

Ve aynı zamanda fiziksel şiddetin artışına sebep oluyor. Bağırdığı için evinden atılan ya da hapis cezası alan erkek haksızlığına uğradığı duygusuyla öfke ile fiziksel şiddete yöneliyor.

İstanbul Sözleşmesi sonrası kadına yönelik şiddetin artmasının bir sebebi uzlaşma ile halledilecek pek çok problemin karakola, mahkemeye yansıması ve küçük tartışmaların büyük kavgalara dönüşmesinden kaynaklanıyor.

Pasif şiddeti devlet cezalandırmaya devam ederse şefkat diline geçmemiz gerçekten güç görünüyor. Devlet psikolojik şiddeti cezalandırmak yerine bu şikayetle başvuranları ücretsiz olarak yardım alacakları iletişim ve psikoloji uzmanlarına göndermeli ki insanlar problemlerini çözmeyi öğrensinler.

Kavgayı büyütmek, kadınları korumadığı gibi büyük zararlar görmelerine sebep oluyor. Kadınlar, erkeklere karşı kışkırtılarak küresel güçlerin maşası haline geliyor.

Sema Maraşlı www.cocukaile.net ( Şiddet Dosyası Serisi 3)

Kaynak:

(1) Marshall B. Rosenberg “Şiddetsiz İletişim” Remzi Kitabevi

http://www.cocukaile.net/siddetin-degisen-tanimi-siddet-dosyasi-1/

http://www.cocukaile.net/kadina-yonelik-siddet-siddet-dosyasi-2/


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz