Rahmet ve Güzellik
- 31-12-2012
- KATEGORİ Büşra Karaca
- YAZAR Sema Maraşlı
Bu yazıda size 7 yaşındaki oğlumla yaptığımız bir sohbetten aklımda kalanları aktaracağım. Baştan beri daha çok iman ve Allah'ı(cc) tanımak ile ilgili yazmaya çalışıyorum biliyorsunuz.
Bir hafta kadar önce bir gün oğlum ödevini bitirmiş, okula gitme saatinin gelmesini bekliyordu. Biraz da canı sıkılıyordu galiba. Öylesine bir giriş yaptım fazla düşünmeden. Çocuklarımıza ara sıra sormamız gereken şu soru ile başladım. Ve sohbet kendi mecrasında aktı.
- Oğlum, hayatından memnun musun? Nasıl gidiyor?
- Evet, memnunum.
- Hmm, seviyorsun yani hayatı.
- Evet, okulu seviyorum, arkadaşlarımı seviyorum, matematiği seviyorum...
- Ne güzel, çok sevindim böyle hissetmene. Herşey güzel geliyor sana.
- Evet.
- Basketbolu seviyorum, arabaları seviyorum.
(Çocuk olmak ne güzel, dert yok tasa yok diye geçirdim)
- Peki sana bir şey soracağım.
- Sor.
- Hiç düşündün mü, bu çok güzel hayat neden bu kadar güzel? Ve bu çok güzel hayata neden geldik?
- Mmmmmm, bilmem.
- Meyveler güzel, ağaçlar güzel, bulutlar güzel, çiçekler yiyecekler güzel. Koşup oynamak güzel. Gülümsemek güzel, sevmek güzel, bir bebeği öpmek güzel. Çok güzellik var.
- Evet.
- Ben cevabı biraz biliyorum.
- Ne?
- Bu güzellikleri kim hazırlamış onu merak etmeye geldik mesela.
- Allah'ı.
- Evet...
Allah'ın var olduğunu biliyoruz tamam, herşeyi O yarattı evet. Ama bu kadar güzel şeyleri yaratan kişi acaba nasıl biri diye de merak ederiz değil mi? İçimizden gelir.
- Evet.
- Nasıl biri olduğunu bilmek demek, O'nunla ilgili birşeyler bilmek demek.
Mesela şöyle düşün. Sana sınıftan bir arkadaşını sorsam, sen Mehmet'i tanıyor musun o nasıl biri desem?
- Hmm ?
- Sen "Tanıyorum tabi, Mehmet çok hareketli çok koşar" dersin değil mi?
- Evet.
- Başka bir arkadaşının sessiz, ötekinin çalışkan, diğerinin derste çok konuşan biri olduğunu söylersin mesela.
- Evet.
- O arkadaşını düşününce aklına gelen ilk özelliğini söylersin. Tanıyorum tabi o şöyle biridir dersin.
- Doğru.
- Peki, Allah'ı düşündüğümüzde aklımıza ilk gelecek şey sence ne olabilir?
- Bilmem.
- Ben biliyorum.
- Nereden biliyorsun?
- Çünkü Allah bunun cevabını vermiş.
- Nasıl?
- Kuran-ı Kerim'de vermiş. Hani 114 tane sure var ya, onların hepsinin başında ne vardı?
- Bismillahirrahmanirrahim mi?
- Evet.
- Yani şimdi birisi bize sorsa, ben Allah'ı hiç bilmiyorum biraz anlatır mısın O nasıl biridir diye? Ne dememiz lazım. Tabiki tanıyoruz, o Rahman ve Rahimdir deriz.
- Rahman ve Rahim ne demek?
- Çok şefkatli çok merhametli demek. Ama gerçekten bilerek söylememiz lazım. Sınıfındaki arkadaşını nasıl tanıyorsan, o çok çalışkandır ya da sessizdir diyorsan.. Ben Allah'ı tanıyorum tabi, o çok şefkatli çok merhametli diyebilmek lazım.
- Hmm..
- Ben senin annenim ya, seni karnımda taşıdım, doğurdum, hep baktım, yemek yedirdim ve seni çok sevdim. Benim çocuğum olduğun için. Ve senin canın yansa ben senden daha çok üzülüyorum, çünkü anne şefkatim var. Ve senin her güzelliği benden daha çok yaşamanı çok mutlu olmanı isterim. Her anne böyle ister.
- Evet (Gülüyor)
- Sevilmek insanı ne kadar mutlu ediyor değil mi?
- Evet.
- Allah'ın şefkati ve sevmesi ise, benimkinden çok daha fazla. O seni anne karnında yarattı, hücrelerini büyüttü, sana akıl fikir verdi, her an sana nefes aldırıyor. Yediğin içtiğin herşeyi O yaratıyor. O'nun sağlık vermesiyle koşup oynuyorsun. Sana anne babayı da O vermiş. Yani benim seninle ilgilenmemden çok daha fazla, Allah seninle ilgileniyor.
- Evet doğru.
- Yani O'nun şefkati ve merhameti çok daha fazla, annelerinkinden yüz kat bin kat daha fazla.
- Hmm...
Konuşmamızın burasından sonra örnekler vererek Rabbimizin rahmetinden bahsetmeye devam ettik.
Çocukla bunları konuştuktan sonra, Allah'ın(cc) Rahman ve Rahim olduğunu hissetmeye bizim çocuklardan daha çok ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
Adaleti, sevgiyi, merhameti yanlış anladığımız için adaletsiz ve merhametsiz durumlara ne çok düçar olduğumuzu düşünüyoruz. Evet hepimiz güzel şeyler başımıza gelsin istiyoruz. Zorluk yaşamak istemiyoruz.
Aile hayatımız güzel olsun, eşimiz güzel davransın bize, çocuğumuz en güzel şeyleri yaşatsın, herşeyin en güzeli olsun evimizde. Herkes kendince en güzel bulduğunu almaya giymeye çalışıyor.
Bu kadar çok güzellik isteyen bir yapıda yaratılmamız, o güzellikleri bize vermek isteyen bir Yaratıcı'nın "vermek istemesini" gösteriyor aslında.
Ama güzellik vermesinin, bu dünyada her istediğimizin istediğimiz gibi olması demek olmadığını da biliyoruz.
Bir çocuğun tüm gün Tv izlemesine izin vermek, her isteğini yerine getirmek onu yetişkinlik hayatına hazırlamada nasıl büyük bir engel ve hata ise.
Şu dünyada her isteğimizin yerine gelmesi de, bizim ahirete hazırlamamıza engel olurdu. Ruhen ve kabiliyet bakımından gelişmemize, insanî özelliklerimizin ortaya çıkmasına çok büyük ket vururdu.
Güzellik, istediğimiz her güzelin bize verilmesi olamaz.
Her güzeli bize verecek rahmete ve rahimiyete bağlanmak olabilir ancak.
Şu fani diyarda herşey istediğimiz gibi gitmiyorken ve gitmeyeceğini de bilerek, O Rahman ve Rahim'den baki güzellikleri istemek olabilir ancak.
O'nun her güzeli verebileceğine iman etmek. Ve burada başımıza gelen her şeyde bir güzellik olduğunu idrak etmek olabilir ancak..
İnsanların zulmünün ve adaletsizliğinin olduğu durumlarda, rahmet buna izin vermişse sonucunda muhakkak güzellik yaratmıştır diye düşünmek.
Rabbimizin rahmeti tüm kainatı kaplamış diye hissedip, rahmetten başka birşey görememek.
İşte besmele çekerken, ve O'nu nasıl biliyoruz diye sorulunca hissetmemiz gereken şey bu olsa gerek.
Kendimizi de çocuklarımızı da bu bakışa yaklaştırmak, iman eden insanlar olarak şu dünyadaki belki en büyük vazifemiz.
Hepimize kolay gelsin, Allah yardım etsin.
www.annenotlari.com
Bir hafta kadar önce bir gün oğlum ödevini bitirmiş, okula gitme saatinin gelmesini bekliyordu. Biraz da canı sıkılıyordu galiba. Öylesine bir giriş yaptım fazla düşünmeden. Çocuklarımıza ara sıra sormamız gereken şu soru ile başladım. Ve sohbet kendi mecrasında aktı.
- Oğlum, hayatından memnun musun? Nasıl gidiyor?
- Evet, memnunum.
- Hmm, seviyorsun yani hayatı.
- Evet, okulu seviyorum, arkadaşlarımı seviyorum, matematiği seviyorum...
- Ne güzel, çok sevindim böyle hissetmene. Herşey güzel geliyor sana.
- Evet.
- Basketbolu seviyorum, arabaları seviyorum.
(Çocuk olmak ne güzel, dert yok tasa yok diye geçirdim)
- Peki sana bir şey soracağım.
- Sor.
- Hiç düşündün mü, bu çok güzel hayat neden bu kadar güzel? Ve bu çok güzel hayata neden geldik?
- Mmmmmm, bilmem.
- Meyveler güzel, ağaçlar güzel, bulutlar güzel, çiçekler yiyecekler güzel. Koşup oynamak güzel. Gülümsemek güzel, sevmek güzel, bir bebeği öpmek güzel. Çok güzellik var.
- Evet.
- Ben cevabı biraz biliyorum.
- Ne?
- Bu güzellikleri kim hazırlamış onu merak etmeye geldik mesela.
- Allah'ı.
- Evet...
Allah'ın var olduğunu biliyoruz tamam, herşeyi O yarattı evet. Ama bu kadar güzel şeyleri yaratan kişi acaba nasıl biri diye de merak ederiz değil mi? İçimizden gelir.
- Evet.
- Nasıl biri olduğunu bilmek demek, O'nunla ilgili birşeyler bilmek demek.
Mesela şöyle düşün. Sana sınıftan bir arkadaşını sorsam, sen Mehmet'i tanıyor musun o nasıl biri desem?
- Hmm ?
- Sen "Tanıyorum tabi, Mehmet çok hareketli çok koşar" dersin değil mi?
- Evet.
- Başka bir arkadaşının sessiz, ötekinin çalışkan, diğerinin derste çok konuşan biri olduğunu söylersin mesela.
- Evet.
- O arkadaşını düşününce aklına gelen ilk özelliğini söylersin. Tanıyorum tabi o şöyle biridir dersin.
- Doğru.
- Peki, Allah'ı düşündüğümüzde aklımıza ilk gelecek şey sence ne olabilir?
- Bilmem.
- Ben biliyorum.
- Nereden biliyorsun?
- Çünkü Allah bunun cevabını vermiş.
- Nasıl?
- Kuran-ı Kerim'de vermiş. Hani 114 tane sure var ya, onların hepsinin başında ne vardı?
- Bismillahirrahmanirrahim mi?
- Evet.
- Yani şimdi birisi bize sorsa, ben Allah'ı hiç bilmiyorum biraz anlatır mısın O nasıl biridir diye? Ne dememiz lazım. Tabiki tanıyoruz, o Rahman ve Rahimdir deriz.
- Rahman ve Rahim ne demek?
- Çok şefkatli çok merhametli demek. Ama gerçekten bilerek söylememiz lazım. Sınıfındaki arkadaşını nasıl tanıyorsan, o çok çalışkandır ya da sessizdir diyorsan.. Ben Allah'ı tanıyorum tabi, o çok şefkatli çok merhametli diyebilmek lazım.
- Hmm..
- Ben senin annenim ya, seni karnımda taşıdım, doğurdum, hep baktım, yemek yedirdim ve seni çok sevdim. Benim çocuğum olduğun için. Ve senin canın yansa ben senden daha çok üzülüyorum, çünkü anne şefkatim var. Ve senin her güzelliği benden daha çok yaşamanı çok mutlu olmanı isterim. Her anne böyle ister.
- Evet (Gülüyor)
- Sevilmek insanı ne kadar mutlu ediyor değil mi?
- Evet.
- Allah'ın şefkati ve sevmesi ise, benimkinden çok daha fazla. O seni anne karnında yarattı, hücrelerini büyüttü, sana akıl fikir verdi, her an sana nefes aldırıyor. Yediğin içtiğin herşeyi O yaratıyor. O'nun sağlık vermesiyle koşup oynuyorsun. Sana anne babayı da O vermiş. Yani benim seninle ilgilenmemden çok daha fazla, Allah seninle ilgileniyor.
- Evet doğru.
- Yani O'nun şefkati ve merhameti çok daha fazla, annelerinkinden yüz kat bin kat daha fazla.
- Hmm...
Konuşmamızın burasından sonra örnekler vererek Rabbimizin rahmetinden bahsetmeye devam ettik.
Çocukla bunları konuştuktan sonra, Allah'ın(cc) Rahman ve Rahim olduğunu hissetmeye bizim çocuklardan daha çok ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
Adaleti, sevgiyi, merhameti yanlış anladığımız için adaletsiz ve merhametsiz durumlara ne çok düçar olduğumuzu düşünüyoruz. Evet hepimiz güzel şeyler başımıza gelsin istiyoruz. Zorluk yaşamak istemiyoruz.
Aile hayatımız güzel olsun, eşimiz güzel davransın bize, çocuğumuz en güzel şeyleri yaşatsın, herşeyin en güzeli olsun evimizde. Herkes kendince en güzel bulduğunu almaya giymeye çalışıyor.
Bu kadar çok güzellik isteyen bir yapıda yaratılmamız, o güzellikleri bize vermek isteyen bir Yaratıcı'nın "vermek istemesini" gösteriyor aslında.
Ama güzellik vermesinin, bu dünyada her istediğimizin istediğimiz gibi olması demek olmadığını da biliyoruz.
Bir çocuğun tüm gün Tv izlemesine izin vermek, her isteğini yerine getirmek onu yetişkinlik hayatına hazırlamada nasıl büyük bir engel ve hata ise.
Şu dünyada her isteğimizin yerine gelmesi de, bizim ahirete hazırlamamıza engel olurdu. Ruhen ve kabiliyet bakımından gelişmemize, insanî özelliklerimizin ortaya çıkmasına çok büyük ket vururdu.
Güzellik, istediğimiz her güzelin bize verilmesi olamaz.
Her güzeli bize verecek rahmete ve rahimiyete bağlanmak olabilir ancak.
Şu fani diyarda herşey istediğimiz gibi gitmiyorken ve gitmeyeceğini de bilerek, O Rahman ve Rahim'den baki güzellikleri istemek olabilir ancak.
O'nun her güzeli verebileceğine iman etmek. Ve burada başımıza gelen her şeyde bir güzellik olduğunu idrak etmek olabilir ancak..
İnsanların zulmünün ve adaletsizliğinin olduğu durumlarda, rahmet buna izin vermişse sonucunda muhakkak güzellik yaratmıştır diye düşünmek.
Rabbimizin rahmeti tüm kainatı kaplamış diye hissedip, rahmetten başka birşey görememek.
İşte besmele çekerken, ve O'nu nasıl biliyoruz diye sorulunca hissetmemiz gereken şey bu olsa gerek.
Kendimizi de çocuklarımızı da bu bakışa yaklaştırmak, iman eden insanlar olarak şu dünyadaki belki en büyük vazifemiz.
Hepimize kolay gelsin, Allah yardım etsin.
www.annenotlari.com
3 Yorum Yorum Yaz