Sabır Ateşten Bir Kor
- 24-03-2015
- KATEGORİ Hüseyin Küçük
- YAZAR Sema Maraşlı
Sabır mı? Şu anda kimsenin sabrının kalmadığı ahir zamanda sabırdan mı söz ettiniz? Engelli olarak ben mi sabırlı olmalıyım yoksa sizler engelsiz olarak bizlere karşı sabırlı mı olmalısınız?
Benim sabah evden işe doğru yola çıktığım an sabrım başlıyor. Neye karşı mı? Engelsizlere karşı sabrım. Neden mi? Çünkü sizlerin engellilere sabrınız yok. Gerçi sizlerin değil engellilere, kimseye karşı sabrınız kalmamış maalesef. Bir hadisi şerifte "SABIR DİNİN YARISIDIR ÖTEKİ YARISI DA EVLİLİKTİR" diyor.
Peki ben neden bu konuya değindim. Çünkü artık sabretmenin zamanıdır. Çünkü her gün sabırsız insanlarla uğraşmaktan bıktım. Örnek mi istiyorsunuz peki size hayatımdan bir kaç örnek vereyim: İşim gereği müşterilere uğramam gerekiyor ve bunun içinde arada uzak olan müşterilere gitmem için vasıta ile ulaşım sağlamam gerekiyor.
Bir gün otobüse bindim kartımı bastım arkaya doğru ilerlemeye başladım ve şöför beyden bir ses yükseldi "seni araca alamam refakatçın yoksa" diye. Refakatçılık bir durumumda yok ama insanlar ön yargıyı yapıştırmışlar bir sefer, ben döndüm şöföre "hangi hakla indiriyorsunuz?" dedim. Şoför de "senin başına bir iş gelirse ne olacak ben senin gibilerle uğraşamam" dedi, benimde sesim biraz yükselmiş olacak. "ya sen ne saçmalıyorsun ne refakatçısı benim bu arabaya inmek en doğal hakkım" deyip oturdum ve şoför bey ayağa kalktı hemen arkasından bende kalktım ve "hemen in aşağıya" dedi, şöyle bir baktım ve insan olmadığını anlayıp tövbe istiğfar çekip indim arabadan ve aracın önüne geçip plakasını aldım.
Belediyeye bir kaç dilekçeden sonra ceza kestiklerine dair elime mektup ve cezanın fotokopisi geçti tabii bu 7 ay kadar sürdü. Bir kaç dilekçe bir kaç belediye'ye gidip tekrar tekrar direlçe vermem gerekti ama inatla ve sabırla peşini bırakmadım hatta ailem dahil bir kaç kişi ne uğraşıyorsun dediler bende onlara, ben uğraşmayayım o uğraşmasın öteki bana dokunmayan yılan bin yaşasın desin sonra böyle magandalar at koştursun öylemi diye cevap verdim.
Bir başka örnek vereyim, 5 yıl önce TOKİ den ev nasip oldu aldım ve para öderken kimse sormadı sen kimsin diye ama iş evi üzerime almaya gelince işler birden değişti, noter satışı için notere gittiğimde noter bana baktı ve "senin akli dengen yerinde olup olmadığı belli değil, bu işlemi yapamam" dedi, ya sabır dedim ve bir başka notere gittim oda aynı cevabı verdi ve ben gene ya sabır deyip inatla noter geziyorum ama hepsi de aynı tepkiyi veriyor, noter olmuşlar ama hiç kimse gel kardeşim otur seninle iki sohbet edelim deyip de iki tane soru soramıyor, hiç biri muhatap dahi olmuyor. En sonun da ya dedim birinizde bir muhatap olun ya en sonunda tartışmaya başladım ve notere öyle mantıklı şeyler söyledim ki, noter durdu ya dedi sen mantıklı tartışıyorsun gel dedi konuşalım, konuştuk sadece 2 dakikasını almadı akli dengemin yerinde olduğunu anlaması.
Ya bana kura da ev çıkmış ödemişim hiç kimse sormamış bana en ufak bir şey evi almaya gelince akli dengen yerinde mi? Şimdiye kadar neredesiniz siz kardeşim aklınıza yeni mi geldi bu. Bir başka gün de iş için SGK müdürlüğüne gittim dilekçe vermeye. O işle ilgilenen memura gittim direk ama memur daha dilekçeye bakmadan okumadan karşıya git dedi, ben yine ya sabır deyip nasıl olsa sana gelecegim gene deyip karşı tarafa gittim orası başka yere yönlendirdi, ben 4 veya 5 memur gezdikten sonra büyük bir sabırla tekrar aynı memura gittim ve memur beni görünce sen gene mi geldin karşı bölüme gideceksin dedi.
Ben bu sefer sesimi yükselterek dilekçeyi masasına vurarak bıraktım ve okuyacak mısın bu dilekçeyi okumayacak mısın dedim sert bir şekilde. Şöyle bir dondu kaldı memur ve evrağı aldı okudu müdürü çıkarttı müdür bastı tamam dedi. "Abi dedim bu işi senin yapacağın belliydi ama sen inatla benden kurtulmak için başından attın yapacağın iç bu kadardı, memnun musun beyefendi?" dedim, hiç bir şey diyemeden oradan ayrıldım.
Şimdi bazen arkadaşlarım ve çevrem çok keskinsin diyorlar olmak zorundayım çünkü, eğer olmazsam başımı ezen çok olacak onun farkındayım. Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."
Bu ayette de belirtildiği gibi sabrın Rabbimizin katında ne kadar önemli olduğu çok net ve açık. Ben bir mağazaya girip alış veriş yapmak istediğimde herkes etrafımdan kaçıyor kimse ilgilenmek istemiyor mesela. Ama benim umurumda oluyor mu elbette hayır, bir çok mağazdan dilenciyim diye kovmaya kalktılar, halbuki çokta iyi giyinirim ona ragmen bir sefer engellisiniz ya dilenci damgası yemişsinizdir.
Daha bir çok örnek verebilirim sizlere ama peki sizler nerele sabrediyorsunuz, aynı kıyafeti giydiğiniz için bir başkasıyla pişti olduğunuz için mi sabrediyorsunuz, yoksa size sevdiğinizden mesaj 10 dakika geç geldiği için mi sabrediyorsunuz veya 5 vakit ezan okunduğu halde bir müslüman olarak namaz kılmamaya mı sabrediyorsunuz, veya dolabınızda onlarca elbise olmasına ragmen hangisini giysem diye karar veremeyip hiç elbisem kalmamış deyip ona mı sabrediyoorsunuz veya cep telefonunuzun bir üst modelini alamadığınız için mi sabrınız veya sokaklarda engelli gördüğünüzde ona mı sabrediyorsunuz veya bir markete girdiğinizde çılgınca alışveriş yapıp eve giderken bir ihtiyacı olan kişiye ufak birşey vermemek için mi sabrediyorsunuz veya çok iyi bir araba alıp onun kredisini ödemeye mi sabrediyorsunuz?
Ayağı olmayan bir çocuğa protez ayak hediye ederler ve o çocuk eve gittiğinde yastığının başucuna koyar o şekilde uyur, peki bu çocuk neye sabrediyor? Yolda giderken arkamızdan alay eden kişilere sabrediyoruz bizler. Bizler sizler gibi, bizlere değil, bizler gibi sizlere sabrediyoruz...Rabbim affetsin hepimizi
Benim sabah evden işe doğru yola çıktığım an sabrım başlıyor. Neye karşı mı? Engelsizlere karşı sabrım. Neden mi? Çünkü sizlerin engellilere sabrınız yok. Gerçi sizlerin değil engellilere, kimseye karşı sabrınız kalmamış maalesef. Bir hadisi şerifte "SABIR DİNİN YARISIDIR ÖTEKİ YARISI DA EVLİLİKTİR" diyor.
Peki ben neden bu konuya değindim. Çünkü artık sabretmenin zamanıdır. Çünkü her gün sabırsız insanlarla uğraşmaktan bıktım. Örnek mi istiyorsunuz peki size hayatımdan bir kaç örnek vereyim: İşim gereği müşterilere uğramam gerekiyor ve bunun içinde arada uzak olan müşterilere gitmem için vasıta ile ulaşım sağlamam gerekiyor.
Bir gün otobüse bindim kartımı bastım arkaya doğru ilerlemeye başladım ve şöför beyden bir ses yükseldi "seni araca alamam refakatçın yoksa" diye. Refakatçılık bir durumumda yok ama insanlar ön yargıyı yapıştırmışlar bir sefer, ben döndüm şöföre "hangi hakla indiriyorsunuz?" dedim. Şoför de "senin başına bir iş gelirse ne olacak ben senin gibilerle uğraşamam" dedi, benimde sesim biraz yükselmiş olacak. "ya sen ne saçmalıyorsun ne refakatçısı benim bu arabaya inmek en doğal hakkım" deyip oturdum ve şoför bey ayağa kalktı hemen arkasından bende kalktım ve "hemen in aşağıya" dedi, şöyle bir baktım ve insan olmadığını anlayıp tövbe istiğfar çekip indim arabadan ve aracın önüne geçip plakasını aldım.
Belediyeye bir kaç dilekçeden sonra ceza kestiklerine dair elime mektup ve cezanın fotokopisi geçti tabii bu 7 ay kadar sürdü. Bir kaç dilekçe bir kaç belediye'ye gidip tekrar tekrar direlçe vermem gerekti ama inatla ve sabırla peşini bırakmadım hatta ailem dahil bir kaç kişi ne uğraşıyorsun dediler bende onlara, ben uğraşmayayım o uğraşmasın öteki bana dokunmayan yılan bin yaşasın desin sonra böyle magandalar at koştursun öylemi diye cevap verdim.
Bir başka örnek vereyim, 5 yıl önce TOKİ den ev nasip oldu aldım ve para öderken kimse sormadı sen kimsin diye ama iş evi üzerime almaya gelince işler birden değişti, noter satışı için notere gittiğimde noter bana baktı ve "senin akli dengen yerinde olup olmadığı belli değil, bu işlemi yapamam" dedi, ya sabır dedim ve bir başka notere gittim oda aynı cevabı verdi ve ben gene ya sabır deyip inatla noter geziyorum ama hepsi de aynı tepkiyi veriyor, noter olmuşlar ama hiç kimse gel kardeşim otur seninle iki sohbet edelim deyip de iki tane soru soramıyor, hiç biri muhatap dahi olmuyor. En sonun da ya dedim birinizde bir muhatap olun ya en sonunda tartışmaya başladım ve notere öyle mantıklı şeyler söyledim ki, noter durdu ya dedi sen mantıklı tartışıyorsun gel dedi konuşalım, konuştuk sadece 2 dakikasını almadı akli dengemin yerinde olduğunu anlaması.
Ya bana kura da ev çıkmış ödemişim hiç kimse sormamış bana en ufak bir şey evi almaya gelince akli dengen yerinde mi? Şimdiye kadar neredesiniz siz kardeşim aklınıza yeni mi geldi bu. Bir başka gün de iş için SGK müdürlüğüne gittim dilekçe vermeye. O işle ilgilenen memura gittim direk ama memur daha dilekçeye bakmadan okumadan karşıya git dedi, ben yine ya sabır deyip nasıl olsa sana gelecegim gene deyip karşı tarafa gittim orası başka yere yönlendirdi, ben 4 veya 5 memur gezdikten sonra büyük bir sabırla tekrar aynı memura gittim ve memur beni görünce sen gene mi geldin karşı bölüme gideceksin dedi.
Ben bu sefer sesimi yükselterek dilekçeyi masasına vurarak bıraktım ve okuyacak mısın bu dilekçeyi okumayacak mısın dedim sert bir şekilde. Şöyle bir dondu kaldı memur ve evrağı aldı okudu müdürü çıkarttı müdür bastı tamam dedi. "Abi dedim bu işi senin yapacağın belliydi ama sen inatla benden kurtulmak için başından attın yapacağın iç bu kadardı, memnun musun beyefendi?" dedim, hiç bir şey diyemeden oradan ayrıldım.
Şimdi bazen arkadaşlarım ve çevrem çok keskinsin diyorlar olmak zorundayım çünkü, eğer olmazsam başımı ezen çok olacak onun farkındayım. Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."
Bu ayette de belirtildiği gibi sabrın Rabbimizin katında ne kadar önemli olduğu çok net ve açık. Ben bir mağazaya girip alış veriş yapmak istediğimde herkes etrafımdan kaçıyor kimse ilgilenmek istemiyor mesela. Ama benim umurumda oluyor mu elbette hayır, bir çok mağazdan dilenciyim diye kovmaya kalktılar, halbuki çokta iyi giyinirim ona ragmen bir sefer engellisiniz ya dilenci damgası yemişsinizdir.
Daha bir çok örnek verebilirim sizlere ama peki sizler nerele sabrediyorsunuz, aynı kıyafeti giydiğiniz için bir başkasıyla pişti olduğunuz için mi sabrediyorsunuz, yoksa size sevdiğinizden mesaj 10 dakika geç geldiği için mi sabrediyorsunuz veya 5 vakit ezan okunduğu halde bir müslüman olarak namaz kılmamaya mı sabrediyorsunuz, veya dolabınızda onlarca elbise olmasına ragmen hangisini giysem diye karar veremeyip hiç elbisem kalmamış deyip ona mı sabrediyoorsunuz veya cep telefonunuzun bir üst modelini alamadığınız için mi sabrınız veya sokaklarda engelli gördüğünüzde ona mı sabrediyorsunuz veya bir markete girdiğinizde çılgınca alışveriş yapıp eve giderken bir ihtiyacı olan kişiye ufak birşey vermemek için mi sabrediyorsunuz veya çok iyi bir araba alıp onun kredisini ödemeye mi sabrediyorsunuz?
Ayağı olmayan bir çocuğa protez ayak hediye ederler ve o çocuk eve gittiğinde yastığının başucuna koyar o şekilde uyur, peki bu çocuk neye sabrediyor? Yolda giderken arkamızdan alay eden kişilere sabrediyoruz bizler. Bizler sizler gibi, bizlere değil, bizler gibi sizlere sabrediyoruz...Rabbim affetsin hepimizi
5 Yorum Yorum Yaz