Sağlık İçin Bilge Öğütler

Meryem Hanım Diyor ki,

Eskiden insanlar çok bir şey bilmezdi. Tıbbi ilaçlardan tutun da yapması ve yapmaması gereken tavırlara kadar, bilmedikleri halde hayatlarında uyguladıkları bir dizi davranışlar vardı.

Sorardınız ”Neden bunu yapıyoruz” diye. Aldığımız cevap şu idi: "Bilmem annem böyle yapardı, anneannem böyle derdi, babam şöyle derdi, dedem böyle önerdi vs.” cevaplar alırdınız. Neden mi ? Eskilerimiz lisan-ı edebiyat kullanmaktan ziyade halleri ile anlatırlardı doğruyu, yanlışı, olması gerekeni ve olmaması gerekeni.

Ben kendimden örnek vereyim. Annem her zaman bize ”İkindi vakti uyumayın, deli olursunuz” der. Sebebini sorunca "Ne bileyim dedem öyle derdi.” diyor. Hadislere baktığımızda Peygamber Efendimiz (S.A.S) ” Kerahat vakti uyuyup da uyanınca aklını yerinde bulan iki rekat şükür namazı kılsın” buyuruyor.

Annem hastalanınca hemen 7 diş sarımsak ve 1 bardak yoğurdu karıştırıp bize içirirdi sabaha bir şey kalmazdı. İleride öğrendim ki sarımsak doğal antibiyotik olduğu için vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Sebepler vuku bulunca Rabbim de şifa veriyor.

Annem istenmeyen tüylerin eski tabiri ile ”AY ESKİSİ ” zamanında alınmasını söyler ( ona sorunca annem öyle yapardı diyor. ) Yani ayı tam görmeden kıl koparma” derdi.

Yanıkların iz bırakılmaması için reçineden yaptığı ilaç var ve yeğenimin derin yanıkları vardı , sürdük 7 gün üst üste hiç iz kalmadı.

Dizlerinde rahatsızlığı olanlar için bizim köyde yetişen ( özellikle çayırlarda ) sarı bir çiçek var. Onu kaynatır bir gün dize bağlar, daha sonra diz yanık yarası gibi şişer, içi iltihap dolu su dolar ve bu yara iyileşince dizde ne ağrı kalıyor ne de romatizma.

Arı ısırdığı zaman hemen ısırılan yere toprak süreriz yada Karadeniz’de kullandığımız oraklar vardır onu üzerinde bir kaç dakika bekletiriz.

Yoğurt mayası bittiyse ve mayalamak için yoğurt yoksa pişmiş nohut yada bir kaşık tereyağ veya bakır bir kaşığı süt içinde bırakıyorsunuz. (Sütün sıcaklığının çene sıcaklığı ile bir olması gerekir iyi mayalanması için) Sonra sütü kalın bir bezle sarıp bırakıyorsunuz bir kaç saate süt mayalanıyor. Peynir mayası için Karayemiş ( taflan, Karadenizli olanlar bilir ) yaprakları ve hayvan bağırsağını su ile karıştırıp bir ay bekletiyorsunuz.(biz bu şekilde peynir yapardık)

Annem yumurtlamayan tavuğun yumurtlaması için kireç ve pul biberi karıştırırdı. Tavuğa yedirirdi. Bir kaç gün sonra tavuk yumurtlamaya başlardı.

Bir ineğiniz var diyelim ne kadar aşılarsanız aşılayın tutmazsa annemi çağırırlardı. Bizim köyde doğada serbest halde bulunan RUMCA ismi ile ŞAP olan beyaz bir taş var. Türkçe adını bilmiyorum. Onu alırdı tuz gibi kıvama getirirdi, beyaz temiz bir beze bir miktar sararak aşıdan hemen sonra ineğe enjekte ederdi ve aşı tutardı.

Diyelim sarı inekleriniz var, beyaz alacalı olmasını istiyorsunuz. Aşı esnasında ( aşı derken veteriner değil doğal yollar yani ineğin karşı cinci ile olan) ineğin memesinden bir miktar süt sağıp alacalı (beyaz)olmasını istediğiniz yere sürersiniz. İstediğiniz şekli verebilirsiniz. Bir Fatiha Süresi ve 3 ihlas okunur. Ve buzağı doğduğunda hangi şekli ne tür alaca isterseniz öyle doğduğunu görürsünüz. Bizzat kendim yapmıştım ve olduğunu gördüm.

Vücudunuzda çıban mı çıktı, hemen soğanı ikiye bölerdi kabuğunu soymadan sobaya atardı, bir kaç dakika sonra alır soğanın ortasını çıkarır ve kalanı kabuğu ile birlikte çıbanın üzerine bağlardı. Sabaha kadar çıban akardı ve hızlı bir şekilde iyileşirdi.

Çocuk sahibi olamayan ( rahim tembelliği, sperm zayıflığı vs) bu tarz durumlarda 2 ay akşamları kırmızı soğan suyu içilir ( hem kadın hem erkek) sabah aç karnına da hurma ve ceviz ezilerek karı koca yer.8 yıl çocuğu olmayan birine söyledi şimdi o kişinin iki tane oğlu var :)

Her sabah 5 te kalkardı hepimizi kaldırırdı (hala erken kalkar da :) ) Kararmış tencereleri ve demlikleri parlatmak için külle ovardık ayrıca tuz ve limonu kullanırdık.

Külle kıyafetlerimizi kaynatırdı. Ayrıca saçlarımızı külle yıkardı.İnanın sizde deneyin saçlar hem sağlıklı hem güçlü oluyor.

Isırgan suyunu atmazdı onunla da saçlarımızı yıkamamızı söylerdi. Şampuan yoktu bizim evde sabun vardı.

Meyve ağaçlarını aşılardı. Bir armut ağacında 3 çeşit armudun olduğunu düşünün. Meyve ağacı söyle aşılanır. Mart ayında yani şu günlerde ( mart ayı olmasının sebebi de aşı tutarsa dal çiçek açar ordan anlardık tuttuğunu ) Keskin çakı yada bıçak ile (hangi meyveyi hangi meyveye aşılamak isterseniz ) yatay şekilde kesiyorsunuz. Dalın ucu yatay ama sivri olacak. Daha sonra aşılama yapacağınız ağacın dalını ikiye bölüp diğer sivri uçlu dalı arasına koyacaksınız. Etrafını balçık (ıslak çamur) ile kaplayarak bez yada poşet ile bağlayacaksınız. Bir aç gün arada ıslatacaksınız.

Ceviz ağaçlarını evin yakınlarında dikmezdi, ceviz ağacının altında uyumayın der. Bizim köyde evin etrafında meyve ağacı olmayan insan için ''ne kadar tembel, bir meyve ağacı bile dikmedi '' derler.

Nisan ayında yağan ilk yağmuru toplardı ve dışarıya kap-çanak koyardı. Bize içirirdi.

İshal için karbonatlı su içirirdi.

Bir keresinde ailecek uyuz olduk. Annem bizim orada olan bir ot var adını bilmiyorum.Onu aldı kaynattı ve suyu ile (mısır koçanını kese niyetine kullanarak ) bizi yıkadı.(8 kardeşiz ) İnanın 2 gün içinde ne kaşıntı ne de iz kaldı.

Burkulmalar için soğan ve zeytin çekirdeğini ezerdi burkulan yere koyardı. 9 yaşında iken hatırlıyorum.

Kardeşim doğmuştu. Onun ilk kakasını ( simsiyah oluyor bebeklerin ilk kakası ) onu temiz bir beze alıp saklamıştı. Sebebini sorduğumda '' Eğer sarılık yada su çiçeği olursa bununla yıkayacağım '' dedi. ''Niye ne işe yarıyor ki '' dedim. Cevap ''Bilmem annem öyle yapardı'' :) dedi.

Daha yazılacak çok şey var. Daha çok şey var. Aslında benim gerçekleştirmek istediğim bir proje var yaşlılarımız ile ilgili. Yaşlılarımız bizim tükenmekte olan hazinemiz. Onların bildiklerini, hayat tecrübelerini kaleme almak istiyorum. Her biri ile sohbet etmek, röportaj yapıp kayda almak istiyorum. İnşaAllah buna fırsat ve vakit bulurum.

Kaynak: www.cocukaile.net

Sevgili takipçimiz Meryem Hanıma ve anneciğine bu kıymetli bilgiler için teşekkür eder sağlıklı bir ömür dileriz.