Savaşın Çocukları
- 17-09-2014
- KATEGORİ Semiha Özgür Sezer
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
"Artık havalar iyice soğudu. Kuş sesleri duyulmaz oldu. Şimdi yalnızca, annesini ya da babasını, kardeşini yitiren çocukların ağlamaları duyulabiliyor. Bizler, bir ülkesi ve umudu olmayan çocuklarız".
Bu sözler Eski Yugoslavya'da savaşı yaşamış, son 10-15 yılda savaş nedeniyle yaşamını, sağlığını, anne,babasını ve umudunu yitirmiş milyonlarca çocuktan birine ait.
Memleket neresi olursa olsun.Hangi milletten ve ırktan olursa olsun, İster çocuk Gazzeliolsun, ister Yahudi,İster Müslüman …Çocuk her yerde çocuk ve canlıların en masum, en güçsüzü..
Güçsüzün üzerinde güç denemesine kalkışmak en büyük insanlık ayıbı iken, bu ayıp içerisinde savaş çocuğu olmak insanlığa vurulan kirli leke…
Çocuklarımız için uygun luna parklarının,sokaktaki parmakla yuvarlanan misketlerin yerini,en kutsal aile çatısının göbeğinden inen barutlar aldı.
Tek derdi mızıkçılık yapan arkadaşı olması gerekirken, derdinin boyundan ve yaşındanbüyük, devlet hesaplaşması ve büyüklerin adaletsizlik yumağına dolanmış olması onlar için ,‘hayat’…Haya dan türemiş acı gerçek.
Savaş çocukları içinpsiko sosyal destekten,travma sonrası stres bozukları konulu desteklerden bahsedilmekte. Benim için ise bu tanıları konuşmak yetersiz hatta yersiz geliyor. ÇünküGazze’deki her çocuk ölmeye devam ediyor ,işkence görmeye devam ediyor. Ve savaş bitmedikçe, bombalarsusmadıkça, annelerağladıkça, çocuklar korkudan titredikçe, her gün bir sevdiğini kaybettikçe,bu desteklerin anlamı olmayacak .
Çocukların gözündeki o korku ve kaygılı bakışı hangi silgi ile silebilir de yerine kahkaha ve umutla bakan gözleri yerleştiririz bilemiyorum…Tek bildiğim tarihe acı ve unutulmaz bir insanlık ayıbı kaydoldu..
Çok vicdani konuşuyor, belki de problemin çözümünden çok duygusal cümlelere yer veriyorum.
Olay iç acıtıcı ve insani boyutla ilgili değil mi? Bir çocuğu kanlı bıçaklı parçalamak insani değil mi?İnsanları fare ölüsü gibi basite indirgemek, duygusal mesele değil mi?
İnsanlığın yitirildiği, duygusuz ve vicdansızca şiddet uygulananGazze’ye ,tüm duygularımı ithaf etmemin nedeni bu.
Çünkü Gazze’de şu an ağlayan çocuk var ya; Parmağı kapıya sıkıştığı için ,yada ayağını sehpaya çarptığı için değil, düşüp dizini kanattığı için değil…O ağlayan çocuk oyuncağı kırıldığı için değil…Vitrinde gördüğü bir elbiseyi istediği için ya da bisikletinin tekerleği çıktığı için değil…
Ülkesinin paramparça edilmesine şahit olduğu için…
Sevdikleri gözünün önünde hunharca katledildiği için…
Umudunu yitirdiği için … Savaş çocuğu olduğu için,duygu ve vicdanın olmadığı zulümlere ağlıyor.
Tüm vicdanım ile sesleniyorum. ’Savaşa HAYIR’..
Dualarımız ve kalbimiz Gazze ile…
Bu sözler Eski Yugoslavya'da savaşı yaşamış, son 10-15 yılda savaş nedeniyle yaşamını, sağlığını, anne,babasını ve umudunu yitirmiş milyonlarca çocuktan birine ait.
Memleket neresi olursa olsun.Hangi milletten ve ırktan olursa olsun, İster çocuk Gazzeliolsun, ister Yahudi,İster Müslüman …Çocuk her yerde çocuk ve canlıların en masum, en güçsüzü..
Güçsüzün üzerinde güç denemesine kalkışmak en büyük insanlık ayıbı iken, bu ayıp içerisinde savaş çocuğu olmak insanlığa vurulan kirli leke…
Çocuklarımız için uygun luna parklarının,sokaktaki parmakla yuvarlanan misketlerin yerini,en kutsal aile çatısının göbeğinden inen barutlar aldı.
Tek derdi mızıkçılık yapan arkadaşı olması gerekirken, derdinin boyundan ve yaşındanbüyük, devlet hesaplaşması ve büyüklerin adaletsizlik yumağına dolanmış olması onlar için ,‘hayat’…Haya dan türemiş acı gerçek.
Savaş çocukları içinpsiko sosyal destekten,travma sonrası stres bozukları konulu desteklerden bahsedilmekte. Benim için ise bu tanıları konuşmak yetersiz hatta yersiz geliyor. ÇünküGazze’deki her çocuk ölmeye devam ediyor ,işkence görmeye devam ediyor. Ve savaş bitmedikçe, bombalarsusmadıkça, annelerağladıkça, çocuklar korkudan titredikçe, her gün bir sevdiğini kaybettikçe,bu desteklerin anlamı olmayacak .
Çocukların gözündeki o korku ve kaygılı bakışı hangi silgi ile silebilir de yerine kahkaha ve umutla bakan gözleri yerleştiririz bilemiyorum…Tek bildiğim tarihe acı ve unutulmaz bir insanlık ayıbı kaydoldu..
Çok vicdani konuşuyor, belki de problemin çözümünden çok duygusal cümlelere yer veriyorum.
Olay iç acıtıcı ve insani boyutla ilgili değil mi? Bir çocuğu kanlı bıçaklı parçalamak insani değil mi?İnsanları fare ölüsü gibi basite indirgemek, duygusal mesele değil mi?
İnsanlığın yitirildiği, duygusuz ve vicdansızca şiddet uygulananGazze’ye ,tüm duygularımı ithaf etmemin nedeni bu.
Çünkü Gazze’de şu an ağlayan çocuk var ya; Parmağı kapıya sıkıştığı için ,yada ayağını sehpaya çarptığı için değil, düşüp dizini kanattığı için değil…O ağlayan çocuk oyuncağı kırıldığı için değil…Vitrinde gördüğü bir elbiseyi istediği için ya da bisikletinin tekerleği çıktığı için değil…
Ülkesinin paramparça edilmesine şahit olduğu için…
Sevdikleri gözünün önünde hunharca katledildiği için…
Umudunu yitirdiği için … Savaş çocuğu olduğu için,duygu ve vicdanın olmadığı zulümlere ağlıyor.
Tüm vicdanım ile sesleniyorum. ’Savaşa HAYIR’..
Dualarımız ve kalbimiz Gazze ile…
0 Yorum Yorum Yaz